Sessiz ve derinden: Türk donanmasında deniz altı devrimi
Türk donanmasında 12 adet denizaltı bulunuyor. 70’lerin sonunda envantere giren ‘AY’ serisi, 90’larda donanmaya katılan ‘PREVEZE’ serisi ve 2004 yılından itibaren teslimine başlanan ‘GÜR’ sınıfı denizaltılar suyun altında donanmanın vurucu gücünü oluşturuyor. Alman demir-çelik ve savunma devi ThyssenKrupp firmasıyla Gölcük Tersane Komutanlığının ortak inşa ettiği bu denizaltılar, Berlin’le Ankara arasında bir asırdan fazla süredir devam eden işbirliğinin yakın dönemdeki ürünleri oldu.
Türkiye ile Almanya arasında denizaltı konusunda özellikle 1. Dünya Savaşı sonrası başlayan etkileşimin son halkası, bir dizi teknoloji transferini de içeren ‘REİS’ sınıfı denizaltı projesi oldu. Yeni Tip Denizaltı Projesi’nde serinin ilk gemisi Piri Reis’in 2015 yılında başlayan inşası 2022 itibariyle tamamlandı. Gölcük Tersanesi’nde aynı anda birkaç denizaltının yapımı devam ediyor. Bu yıldan itibaren her yıl birer adet olmak üzere 6 adet denizaltı donanmaya teslim edilecek.
Alman ThyssenKrupp’un ilgi çeken Tip-214 modeli esas alınarak inşa edilmekte olan gemiler, yüzde 80’in üzerinde yerli katkıyla yapılıyor. TCG Piri Reis, ardından sırasıyla Hızır Reis, Murat Reis, Aydın Reis, Seydi Ali Reis ve Selman Reis, 70’lerin sonunda envantere giren ‘AY’ sınıfı grubu denizaltıların (Batıray, Yıldıray, Doğanay ve Dolunay) yerini alacak. Batıray ve Yıldıray’ın emekli edilmelerine kesin gözüyle bakılırken 2015’de modernize edilen Doğanay ile Dolunay’ın bir süre daha görevde kalacağı sanılıyor. Yani 2027 itibariyle Türk donanmasının klasik ana muharebe denizaltı sayısı (hafif tonajlılar hariç) 16 olacak.
Yeni tip hayalet yakında envanterde
Dizel ve elektrikli hibrit motor kullanan 67,6 metre uzunluktaki REİS sınıfı denizaltılar, 250 metre derinlikte görev yapabiliyor (sınırların zorlandığı derinlik 400 metre). 3 haftası su altında olmak üzere toplam 12 hafta ikmalsiz olarak suda kalabiliyor. Dizel motoruyla değil, sadece elektrik tahrikiyle hareket ettiği zaman suyun altında ‘süper sessiz’ olabilen bu araçlar, akustik üstünlüğüyle rakip donanmalar açısından ‘hayalet’ olarak nitelendiriliyor. 27 kişilik mürettebat taşıyan denizaltıların komuta kontrol ve savaş yönetim sistemleri ise HAVELSAN imzasıyla tamamen yerli. Mühendislerin denizaltı gömülü yazılımlarını geliştirebilmek için 9 yıl boyunca geceli gündüzlü emek verdiği belirtiliyor. Bu arada envanterde eskimekte olan araçların ömrünü uzatma işi de devam ediyor. 90’larda donanmaya katılan PREVEZE sınıfı denizaltıların ‘yarı ömür modernizasyon projesi’ni Savunma Sanayii Başkanlığı’na bağlı STM firması yürütüyor.
ASELSAN, HAVELSAN ve ASFAT’ın da dahil olduğu süreç o denli başarılı oldu ki STM, Pakistan’da Fransa yapımı denizaltıların modernize edilmesi ihalesini -Fransız üretici firmayı da yenerek kazanmayı başardı. Pakistan donanmasındaki Agosta90B sınıfı PNS/M HAMZA adlı denizaltı, STM’nin başarılı modernizasyonu sonrası geçtiğimiz günlerdeki bir tatbikatta, hurdaya ayrılmış bir fırkateyni tek torpido atışıyla ortadan ikiye ayırarak batırmayı başardı. STM şu an bu ülkede 2 adet Fransız denizaltısını daha ‘gıcır gıcır’ yapmakla meşgul.
- Yüzde 100 yerlisi böyle olacak
- Reis sınıfı denizaltılarda yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı yakalayan Türk savunma sanayii, tasarım ve üretimde tamamen milli kabiliyetlerin sergileneceği MİLDEN projesine hız verdi. 2019 yılında duyurulan Millî Denizaltı Projesi’nin ilk meyvesi, STM firmasının tasarladığı küçük boyutlu denizaltı ‘STM500’ oldu. Gerçi 67 metrelik REİS denizaltıları düşünüldüğünde STM500’e ‘küçük’ demek pek mümkün görünmüyor. Zira bu denizaltının boyu 42 metre. Dizel jeneratör destekli lityum-iyon bataryalardan güç alacak STM500, pil desteğiyle 75 mil (140 km), dizel motorun çalıştırılması halinde ise 3 bin 500 mil (yaklaşık 6 bin 500 km) yol alabiliyor. Özellikle sığ sularda düşman unsurlarıyla mücadele edecek şekilde tasarlanan bu atak denizaltı, 250 metre derinlikte 33 km/s hızla ilerlerken 4’ü atışa hazır olmak üzere 8 adet ağır torpidoyu (AKYA) taşıyabiliyor. 30 gün boyunca suyun altında kalabilen araç 18’i mürettebat, 6’sı SAT/SAS personeli olmak üzere toplamda 24 kişilik kapasiteye sahip. STM500’ün inşasına bu yıl başlanacağı açıklandı.
En önemli kısmı üretmeyi başardık
Bir deniz savaşının kaderini büyük ölçüde etkileyecek su altı teknolojisinde Türkiye, kabiliyetlerini giderek derinleştiriyor. Yazılım ve mühimmatın yanı sıra imalat işinde de son yıllarda çok yol katledildi. Denizaltının baş kısmında torpido kovanlarının bulunduğu ‘Section 50’ olarak adlandırılan kritik kesit, Türk denizcilik tarihinde ilk kez geçtiğimiz eylül ayında Yalova’daki Gürdesan Tersanesi’nde üretilerek Gölcük’e teslim edildi. STM tasarım ve koordinasyonuyla üretilen 3 parçanın daha bu ay tamamlanması bekleniyor. Böylece REİS sınıfında 3, 4, 5 ve 6. denizaltıların gövdelerindeki en önemli kısım tamamen yerli imkanlarla üretilmiş oldu.
Düşman torpidosu ‘zoka’yı yutunca...
Her bir denizaltı için 60 aylık süreyi aşan emekler, geceli gündüzlü yoğun uğraşlar aslında bir savaş sırasında tek bir bombanın isabetiyle heba olabiliyor. Dolayısıyla, suyun altındaki bu harika araçların öyle kolayından vurulmaması gerekiyor. Düşman gemisinden atılan torpido ve füzeleri yanıltacak ZOKA mühimmatını üretmeyi başaran ASELSAN, suyun altında oyun değiştirici mahiyette bir hamleye imza attı. Torpidolara karşı akıllı akustik savunma sağlayan bu mini ‘su roketleri’, fırlatıldıktan sonra düşman torpidosunu adeta ‘manyağa’ çevirip hedefini şaşırmasını sağlıyor. Algılayıcıları karışan torpido bir süre sonra hedef denizaltının değil, ZOKA’nın peşine düşüyor.
Türkiye torpidoda bağımsızlık kazandı
Yenilikler sadece bundan ibaret değil. 8 yıllık yoğun bir uğraşın ardından mühendisler, denizaltının ana mühimmatı AKYA torpidosunu da imâl etmeyi başardı. Türk savunma sanayii için bir zamanlar hayal olan bu önemli gelişmeyle birlikte Deniz Kuvvetleri’nin torpido konusunda ABD ve Almanya’ya ihtiyacı kalmadı. ARMERKOM, ROKETSAN, TÜBİTAK ve METEKSAN işbirliğiyle üretilen AKYA ağır sınıf torpido, denizaltıdan ateşlenerek 50 kilometre uzaktaki su altı ya da su üstü hedefi başarıyla imha edebiliyor. Su altında 45 knot (83 km/saat) hızla hedefe ilerleyen tel güdümlü AKYA, 370 kilogramı aşkın harp başlığıyla düşman unsurlar için kâbus gibi. 1,2 ton toplam ağırlığa sahip sualtı füzesinin boyu yaklaşık 7 metre.
Denizaltı avcısı SİHA: Aksungur
AKYA’nın daha küçüğü olan hafif sınıf ORKA torpido ise 25 km menzildeki hedeflerin imhası için kullanılıyor. AKYA’dan farklı olarak ORKA, denizaltıdan değil TUSAŞ yapımı AKSUNGUR SİHA’larından, gemilerden, helikopterden yahut deniz karakol uçaklarından ateşleniyor. Denizaltı avı konusunda çok önemli başarılara imza atmaya hazırlanan AKSUNGUR, donanmada bir süredir görevde. Geçtiğimiz ekim ayında 60 saat havada kalarak rekora imza atmış AKSUNGUR, gövde altında ‘sonobuoy’ denilen sualtı takip şamandırası taşıyıp bunları denize bırakarak bilgi toplayabiliyor. Deniz Kuvvetleri’nde oluşturulması planlanan AKSUNGUR filosu, yakın gelecekte ASELSAN üretimi sonobuoy/Aselbuoy’larla düşman denizaltılarını tespit ettikten Torpido AKYA SİHA Aksungur sonra aynı zamanda gövde altında taşıdığı ORKA hafif torpidoyu hedefe doğru ateşleyebilecek. Kesintisiz uçuş süresi göz önüne alındığında AKSUNGUR SİHA’ların deniz muhafızlığı konseptinde çok yakında dünyada bir numara olması kaçınılmaz görünüyor. Bu arada ORKA’nın yakında donanmaya katılacağını, AKYA’nın ise envantere girmeye başlayıp seri üretim halinde olduğunu hatırlatmakta fayda var.
60 metre uzunlukta ve daha deri̇ne dalıyor: TS1700
Sualtı deniz araçlarının yol gösterici kurumu STM’nin 42 metrelik bu ‘küçük’ denizaltısı dışında bir projesi daha var: TS1700. 25 mürettebat, 6 özel kuvvet personeli olmak üzere 31 kişiyi suyun altında 90 gün boyunca tutabilecek şekilde tasarlanan TS1700, STM500’de olduğu gibi 8 torpido kovanına sahip. 60 metrelik bu denizaltı muhtemelen MİLDEN Projesi’nin de iskeletini oluşturacak. TS1700’ün diğer denizaltılardan farklı olarak 300 metreden daha derinde operasyon icra edebilecek. Saatte 37 kilometre hızla ilerleyecek bu gemi, dizel jeneratör ve pillerle tam 13 bin 400 kilometre menzile ulaşabilecek. Kavramsal tasarımı tamamlanan milli denizaltının, personel ve cihazları sualtı patlamalarının yıkıcı etkilerinden koruyacak ‘ikili elastik platform’ kullanılarak inşa edileceği açıklandı.
Yüzlerce metre derinde uzay üssü gi̇bi̇
2030’lardan itibaren envantere alınması beklenen milli denizaltılar, HAVELSAN tasarımı etkileyici bir savaş yönetim merkezine sahip olacak. 3 boyutlu ortamda adeta bir uzay gemisini andıran harekât merkezi, sensör füzyonu ve derinlerde durumsal farkındalık bakımından milli denizaltıları muadillerinden bir adım öne çıkaracak.
Sat komandosunun gi̇zemli̇ aracı
STC10 adlı deniz aracı dışında bir mini denizaltıya daha dikkat çekmek gerekiyor. SAT komandolarını suyun altından tekil olarak taşıyan ‘taarruzî intikal aracı’, uzun süre gizemli kalmasının ardından geçtiğimiz haziran ayındaki Denizkurdu-2021 Tatbikatı sırasında görüntülendi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a verilen brifing sırasında görüntülenen araç, tek bir komandoyu suyun 35 metre altından yavaş da olsa (saatte 6 km) götürerek hedef sahile ulaştırıyor. Yüksek doğruluk oranına sahip navigasyon sistemleri bulunan cihaz, SAT harekâtı kapsamında timlerin su altından intikalinin yanı sıra ilave malzeme ve mühimmat desteği sağlanmasında da görev alıyor. Yani bu araçları kullanan yüzlerce SAT-SAS komandosunun denizin altından toplu şekilde bir kara parçasına intikali artık mümkün.
Takvimler 2022 yılını gösteriyor ve ‘bir gece ansızın’ gelebilmek için her çeşit teknoloji Mehmetçiğin emrine verildi!
- Gizli görev ve şok baskın için tasarlandılar
- Savunma sanayiindeki gelişmeleri takip edebilmek artık büyük bir dikkat ve maharet gerektiriyor. Kara, hava ve denizde yürütülen 700’ü aşkın projeden bazıları ansızın sürpriz biçimde karşımıza çıkabiliyor. Kuasar Marin firması tarafından geliştirilen mini denizaltı da bu sürpriz projelerden biri oldu. Şirketin şimdilik KM-STC10 adını verdiği 10,5 metrelik mini gemi hem suyun üstünde hem de sualtında gidebiliyor. Yüzeyde 46 km/s, derinde ise 8 km/s hızla ilerleyen bu ilginç gemi, 2 operatör tarafından idare ediliyor ve 6 kişilik deniz komando ekibini taşıyor. Su üstünde 277 km, sualtında ise 26 km menzili bulunan STC10 bilhassa ana karaya yakın konumdaki ‘adalara’ yönelik gizli çıkarma operasyonlarında stratejik görevler üstlenebilir!