Seçim öncesi istihbarat savaşları
MİT’in geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği 3 operasyon, sözde dostumuz 3 devletin istihbarat örgütlerine büyük bir darbe indirdi. İran, Rusya ve İsrail’in adam kaçırma, suikast ve gizli bilgileri ele geçirmek için Türkiye’ye gönderdiği ya da buradan devşirdiği ajanlar, uzun süren takip ve film gibi operasyonlarla yakalandı.
Türkiye'ye sığınan mültecilerle birlikte yabancı istihbarat elemanlarının da ülkemize sızabileceği endişelerine değindiğimiz eylül sayımızda, bir üst düzey yetkilinin şu sözleri dikkat çekiciydi: “Asıl sorun yabancı ajanlar değil, onlara Türkiye’de sempati besleyenler. Yabancı istihbarat servisleri muhtemelen Türkiye’ye en acemi elemanlarını gönderiyorlar. Çünkü Türkiye’deki yerli iş birlikçileri, onlara yapılacak fazla iş bırakmıyor.”
Özellikle FETÖ’nün devletin kılcal damarlarından temizlenmeye başlamasının ardından Türkiye’deki terör ve istihbarat ağlarının daha hızlı çökertilmesi de, uzmanlar tarafından bu ‘işbirlikçilerin’ zayıflatılmasına bağlanmıştı
15 Temmuz’dan sonra yaptığı, en azından kamuoyuna açıklandığı kadarıyla yaptığını bildiğimiz operasyonlarla Türkiye’deki yabancı istihbarat ağlarına büyük darbe indiren MİT, geçtiğimiz ay 3 büyük istihbarat örgütün ajan yapılanmasını çökertti. İran, Rus ve İsrail ajanları ile bunlara yardım eden Türk vatandaşlarından oluşan toplam 29 casus tutuklandı.
Rus Suikast Timine darbe
Darbe İlk operasyon haberi, 9 Ekim’de Antalya’dan geldi. MİT ve Emniyet’in ortak operasyonunda, özellikle askeri teknolojileri ele geçirmeye çalışan 6 kişilik Rus istihbarat ekibinin yakalandığı açıklandı. Hakkında fazla detayın verilmediği operasyonun iç yüzü ise, sanıklar tutuklandığında aydınlandı. MİT, uzun süren bir teknik ve fiziki takibin ardından Antalya ve İstanbul’da toplam 6 kişilik bir ekibi kıskıvrak yakalamıştı. Dördü Rus, biri Ukrayna, biri ise Özbek uyruklu ajanlar, Türkiye’deki bir yandan Putin muhaliflerini takip ederken, diğer taraftan da milli silah teknolojileri hakkında bilgi toplamaya çalışmıştı.
Sanıklarla birlikte ele geçirilen susturuculu ve lazer aparatlı suikast silahı ise, 6 kişilik ekibin Türkiye’ye sadece bilgi toplama amaçlı gelmediğini gösterdi. Güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre ajanların asıl geliş amacı, Türkiye’deki Çeçen muhaliflere de suikast düzenlemekti. Eyleme geçiremedikleri suikast planlarıyla yakalanan ajanlar, 20 yıl hapisle yargılanacak.
İran, yerli hainleri kullanıyor
Türkiye’deki Şii mezhepçiler aracılığıyla çok sayıda ajan devşirdiği bilinen, hatta CHP’li bir milletvekiline “Türkiye ve İran savaşsa İran’ın tarafını tutarım” dedirtebilecek kadar kolay kukla oynatabilen İran, geçtiğimiz ay MİT’in tokadını yiyen bir diğer ülkeydi.
Suriye’de sivilleri katletmesi için gönderilen fakat vicdanı el vermediği için bu görevi kabul etmeyip ailesiyle birlikte Türkiye’ye sığınan İranlı eski pilot Mehrdad Abdarbaşi’yi kaçırmak için gelen 2 İran ajanı kıskıvrak yakalandı.
24 Eylül’de gerçekleşen operasyon, 13 Ekim’de kamuoyuna duyuruldu. Verilen bilgiye göre İran istihbaratından 2 kişi, Van’da sığınmacı olarak ikamet eden Abdarbaşi’yi İran’a kaçırmak için Türkiye’ye geldi. Burada Türkiye vatandaşı 6 işbirlikçi ajanla birlikte plan yapan İranlılar, yaklaşık bir yıl boyunca planlarını ince ince dokudu. Fakat operasyondan haberdar olan MİT de İranlıları bu süreçte adım adım izliyordu.
Operasyon için 30 bin dolar bütçe ayıran İran, bunun 10 bin dolarını kocasını satması için Abdarbaşi’nin eşine rüşvet olarak teklif etti. Teklifi reddetmesi halinde de İran’daki ailesine zarar vermekle tehdit etti. İstedikleri her şeyi alan İranlı ajanlar ve Türk işbirlikçileri, 24 eylül gecesi kaçırma eylemi için harekete geçti. Fakat Abdarbaşi’nin bulunduğu eve geldiklerinde MİT ve Emniyet mensupları tarafından kıskıvrak yakalandılar.
Mossad’ın şebekesi çökertildi
Son zamanların en büyük istihbarat savaşı da geçtiğimiz ay yaşandı. Rus ve İranlı ajanlara karşı yapılandan daha büyük bir operasyon, bu kez İsrail istihbaratına yapıldı. 4 ilde yapılan eş zamanlı operasyonlarda, MOSSAD için çalışan 15 kişilik ajan çetesi kıskıvrak yakalandı. Hiçbiri İsrail vatandaşı Yahudi olmayan, çoğu Filistinli, diğerleri ise farklı Arap kimliklerinden olan ajanların, üçer kişilik 5 hücre şeklinde çalıştığı tespit edildi.
Yaklaşık bir yıl devam eden izleme çalışmalarında, ajanların Türkiye’deki Filistin ve Suriyeli öğrencileri takip ettiği, bu öğrencileri fişlediği, özellikle savunma sanayii alanında eğitim alanları hedef aldığı belirlendi. Elde ettikleri bilgileri önce yurtdışına çıkaran, MOSSAD’a burada rapor veren casuslar, iletişimlerini de FETÖ’cüler gibi ankesörlü telefonlar üzerinden yapmıştı. İsrail, casusların ödemelerini kripto para ve kuyumcular vasıtasıyla yapıyordu.
Son yılların en büyük operasyonuna İsrail’in cevabı ise büyük bir sessizlik oldu.
İsrail adına ‘Oda Tv’ açıklama yaptı
İsrail, deşifre edilen 15 casusu hakkında sessiz kalırken, onlar adına konuşan yine karanlık faaliyetleriyle bilinen OdaTv oldu. Sitenin Yahudi yazarı Rafael Sadi, yaşanan hezimetin üstünü örtmek için önce inkar yoluna gitti. MOSSAD’ın ‘genel kriterlere göre’ dost ülkelerde operasyon yapmayacağını iddia eden Sadi ‘ama dost ülkelerdeki düşman unsurlarını izler’ diyerek üstü kapalı olarak suçu itiraf etti. MOSSAD’ı göklere çıkaran yazıda Türkiye’yi suçlayan Sadi, özetle “siz Hamas’ı savunursanız biz de gerekeni yaparız” derken, yakalananların hiçbirinin İsrail Yahudisi olmamasını da “parayı verip Arapları kullanmak varken neden elimizi ateşe sokalım” şeklinde açıkladı.
2023’te yapılacak seçimler üzerinden ‘tehdit’ sayılabilecek bir yorumda da bulunan Sadi, MOSSAD’ın Türkiye’de daha fazla eylem yapacağını da şöyle itiraf etti: “Bu türden haberlerin Türk basınında çokça yer alacağını İsrailli basın mensupları da onaylamaktadır. Türkiye’de yaklaşmakta olan bir seçim söz konusu ise İsrail karşıtlığı bir durumun yaşanması muhtemeldir ve bu tutum oy potansiyelini arttırabilir.”