Putin’i yetiştiren derin meslek

Putin’i yetiştiren derin meslek
Putin’i yetiştiren derin meslek

Sovyetler Birliği’nin hâkimiyeti altındaki Varşova Paktı ülkeleri de KGB’nin önemli haber kaynakları arasındaydı. Soğuk Savaş süresince özellikle Doğu Alman istihbarat servisi meşhur STASİ de KGB’nin çok önemli bir haber kaynağı idi. Günümüzde Rusya Federasyonu Başkanı olan Vladimir Putin de STASİ’de KGB için görev yapan Rus istihbarat subaylarından biriydi. İngilizcedeki intelligence kelimesinin hem zekâ hem de istihbarat anlamına geldiğini vurgulamıştık. Bize göre Putin’in hayat ve meslek çizgisi intelligence kelimesinin her iki mânâsı ile de örtüşmekte.

“Dış politikamız anlık değil stratejik olup, Rusya’nın dünya siyasi haritasındaki benzersiz konumu, onun tarihte ve medeniyetin gelişiminde rolünü yansıtmaktadır.” Putin’in 2012 seçimlerinden önce yayınlanan bu açıklaması Rusya’nın hedefleri hakkında önemli ipuçları vermişti. İngilizcedeki “intelligence” kelimesinin iki anlamı var: Zekâ ve istihbarat. 1881 yılında kurulan Okhrana Teşkilatı, Rusya’nın ilk kurumsal istihbarat teşkilatıydı. Okhrana’nın temel görevi; Rus Çarını ve ailesini korumak, Çarlık sisteminin de devamını sağlamaktı. Çarlık sistemini bitiren 1917 Bolşevik Devrimi sonrasında Okhrana’nın 35 bin faal personeli olduğu ortaya çıkmıştı. Okhrana, yurt dışı faaliyetler de yapmış, Paris’te büro kurmuş ve Fransa’da önemli bir “espiyonaj” ağı oluşturmayı başarmıştı.

1917 Komünist devrimi sonrası Okhrana kapatılmış, onun temelleri üzerine 6 Şubat 1918’de Halk Komiserleri Konseyi kararı ve Lenin’in talimatı ile Devrim Karşıtlığı ve Sabotajla Mücadele Olağanüstü Komisyonu (ÇEKA) kurulmuştu. ÇEKA, Sovyet Devrimini korumak, devamını sağlamak ve sabotajları önlemekle görevliydi. ÇEKA’nın amacı; “Devrim karşıtı hareketlerin veya bu yöndeki girişimlerin, sabotajların bastırılması, tasfiye edilmesi ve kaynağı ne olursa olsun tüm sabotajcıların ve devrim karşıtlarının devrim mahkemelerinin önüne çıkarılması” olarak ifade edilmişti. Köklü Rus istihbarat geleneğinde istihbarat kurumları genel olarak “Devlet Emniyet Aracı” olarak nitelendirilmekteydi. ÇEKA’nın ilk şefi Feliks Edmundoviç Dzerjinski idi. Karargâhını Moskova’da kuran Dzerjinski, aristokrat bir Polonya ailesinin mensubuydu. Çok katı ve sert bir kişilik yapısı olan Dzerjinski, Rus istihbarat geleneğini ifade eden önemli bir figür gibiydi. ÇEKA’nın yöneticilerinden Moroz’un ‘Hayatımızın hiçbir yönü yoktur ki orada ÇEKA’nın kartal gözü bulunmasın” sözleri teşkilatın faaliyetlerini çok iyi ifade ediyordu!

Çeka'nın Kızıl Terörü

ÇEKA, Sovyet devrimini korumak için Eylül 1918 tarihinde çıkarılan ‘Kızıl Terör’ emri ile hiçbir mahkemeden karar almadan birçok insanı sorgulamış, mahkûm etmiş, bazılarını da infaz etmişti. Personel sayısı 31 bin kişiye ulaşan ÇEKA’nın yapılanması şu üç bölümden oluşuyordu:

- Politik Bölüm

- Ulaştırma ve Haberleşme

- Yabancılar Şube

Sovyet yönetimi, Rus halkının tepkileri ve iç savaşın bitmesi nedeniyle Komünist rejimin hâkimiyet kurmasıyla birlikte ÇEKA’nın faaliyetlerine 6 Şubat 1922 tarihinde son vermişti. ÇEKA’nın görevleri Devlet Politik Direktörlüğü’ne (GPU) devredilmiş, GPU’da ünlü İçişleri Halk Komiserliği (NKVD)’ne bağlı olarak çalışmaya başlamıştı.

Rusya 1923 yılında Federal siyasi sisteme geçerek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) adını alınca, GPU da Birleşik Devlet Politik Direktörlüğü (OGPU) adını alarak NKVD’den ayrılmıştı.10 Temmuz 1934’te Stalin, Devlet Emniyeti Genel Müdürlüğü (GUGB)’nü kurmuş ve bu kurum NKVD’ye bağlanmıştı.

Sovyet Askeri İstihbarat Teşkilatı (GRU) 1920 yılında kurulmuştu. 1920 Nisan ayında Polonya askeri birlikleri Rusya’ya saldırmış, Rus güçleri toparlanıp karşı saldırı başlatıncaya kadar Ukrayna topraklarında önemli ölçüde ilerlemişlerdi. O dönemde Lenin’e iletilen yanlış istihbarat bilgisiyle Polonya halkının sosyalist devrime hazır olduğu bildirilmiş, buna güvenen Lenin de Polonya’ya harekât emri vermişti. Ama Polonya halkının direnişi ve karşı saldırısı Rusya’yı çok zor duruma düşürmüştü. Bunun üzerine ÇEKA Direktörü Dzerjinski’nin yardımcısı olan Yan Karloviç Berzin, askeri istihbarat üreten “arşiv” dairesinin(!) başkanlığına getirilmiş, kısa süre sonra da askeri istihbarat ihtiyaçlarının gereğince karşılanabilmesi için meşhur askeri istihbarat teşkilatı GRU, Berzin’in yönetiminde kurularak, Rus Genelkurmayı uhdesinde çalışmaya başlamıştı.

1929 ve 1939 yılları arasında dünyada ekonomik, sosyal ve siyasal büyük değişimler yaşanmıştı. 1929 Ekonomik buhranı ve faşizmin Avrupa’da yükselişi, yaklaşan büyük Dünya Savaşı’nın da habercisi gibiydi. Dünyadaki bütün istihbarat teşkilatları da bu süreçten önemli ölçüde etkilenmişti.

Sovyetler Birliği’nin istihbarat teşkilatları da hem ABD’de hem İngiltere’de çok aktif ve etkili çalışarak hem 1. Dünya Savaşı’nda hem Soğuk Savaş döneminde kullanılacak çok önemli bilgilere ulaşmışlardı.

Üniversite öğrencilerini devşirmek

Rus istihbarat servisleri 1. Dünya Savaşı öncesinde özellikle Avrupa’da üniversite öğrencileri içerisinde insan istihbaratı (HUMİNT) ağlarını geliştirmiş, buradan sağladığı çok özel bilgilerden savaş içerisinde çok yararlanmıştı. Bu yıllar aynı zamanda Sovyet istihbaratının yapı olarak güncellendiği yıllardı. Sovyet istihbarat aygıtı OGPU tekrar NKVD’ye bağlanmış ve GHGB (Devlet Güvenlik Ana Yönetimi) adıyla çalışmalarına devam etmişti.

1930’lu yıllar Sovyet istihbaratı için hem karmaşık hem de zaferlerle dolu yıllar olmuştu. Rus istihbarat kültürünün ve Sovyet rejiminin özelliklerine paralel olarak insan istihbaratı faaliyetleriyle çok sayıda ve önemli başarılar elde edilmişti.

Rus istihbaratlarının adları

Sovyet istihbaratı en büyük değişimi 1936–1938 arasında yaşamış, Stalin kendisine karşı yapılacak bir komplo ile ilişkilendirerek çok sayıda üst düzey komutanı ve üst düzey istihbarat görevlisini tasfiye etti. Sarsılsa da Sovyet istihbaratı kısa süre içerisinde kendini toparlayabildi.

Stalin yönetimindeki SSCB, 1. Dünya Savaşı öncesinde dünyanın en etkili/önemli istihbarat

servislerine sahipti. Bu dönemde Sovyet istihbarat faaliyetleri, beşi doğrudan operasyonel görev yapan toplam altı örgüt tarafından yürütülmüştü.

1- Kızıl Ordu Dördüncü Büro

2- Siyasi İstihbarat Bölümü Narkomindel

3- Endüstriyel ve Ticari İstihbarat Bölümü

4- NKVD’nin Dış İstihbarat Servisi

5- Komünist Enternasyonali İstihbarat Bölümü

6- İstihbarat Analiz ve Koordinasyon Bölümü A. Stratejik Değerlendirme Servisi (Komünist Parti Merkez Komitesi Sekreterliği Gizli İşler Dairesi)’dir.

Bu birim beş operasyonel servisin topladığı istihbaratı analiz etmekle görevlidir.

Sovyet istihbaratı geçmişten gelen insan istihbaratındaki yeteneklerine “Haberleşme İstihbaratı” (COMİNT) yeteneğini de eklemişti. Bu önemli gelişmedeki kilit isim, Sovyet askeri istihbaratında da görev alacak olan General Yan Karlovich Berzin’di. Japonya’da istihbarat faaliyetlerine ağırlık veren General Berzin, Tokyo’nun haberleşme ağını deşifre ederek sürekli kontrol altında tutmuştu.Sovyet istihbaratı bu sayede diğer istihbarat servislerine karşı önemli bir avantaja sahip olmuştu.

Sovyet İstihbaratının insan istihbaratı (HUMİNT) operasyonları 1. Dünya savaşı döneminin en önemli özelliğiydi. Özellikle “Kızıl Orkestra ve Cambridge Beşlisi” operasyonları istihbarat tarihine geçmiş en şöhretli operasyonlardı. Günümüzde de Rus istihbaratı, İngiliz MI6 ve MI5 ile birlikte dünyadaki en yetenekli istihbarat servisi olarak kabul edilir.

Yeni Rusya, KGB, FSB ve SVR

Sovyet döneminin meşhur ve “dehşetengiz” KGB (Komitet Gosudarsvenoy Bezopasnosti) servisinin FSB ve SVR olarak bölünmesinden sonra bu ikilinin KGB kadar yetenekli olmadığı söylense de MI5 ve MI6 ile birlikte dünyanın en iyileri olduğu kabul edilmekte.

Tecrübeli istihbarat uzmanları CIA ve MOSSAD’ın şişirildikleri düzeyde olmadıklarını, CIA’ın çok para harcayarak, MOSSAD’ın da israil dışındaki yahudilerden oluşan Sayanim (yardımcılar) örgütü ve masonlardan oluşan destekle işlerini yürüttüklerini vurguluyorlar.

“Kızıl Orkestra Operasyonu”nun baş aktörü Sorge, General Berzin tarafından 1929 yılında Sovyet istihbaratına “kazandırılmış”tı. Kazandırılmak, elde edilip kullanılmak anlamına gelen bir istihbarat deyimidir. Alman olan Sorge, Komünist ideolojiye yönelmiş, Hamburg Üniversitesi’nde siyasal bilgiler eğitimi almış ve 1924 yılında Alman Komünistler tarafından eğitim amacıyla Moskova’ya gönderilmişti.

Sorge, General Berzin tarafından Tokyo’da görevlendirilmeden önce Hitler’in ünlü Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Propaganda Bakanlığı’nda birçok yönetici ile tanışmış ve Nazi Partisi’nin destekçisi görüntüsüyle çok sayıda önemli bilgiye ulaşmıştı.

Almanya’nın ünlü Barbarossa Harekâtı ile Sovyetler Birliği’ne saldıracağını, Japonların da hammadde ihtiyaçlarını karşılamak için Pasifik Okyanusu’ndaki adalara saldıracağını Stalin’e iletmiş ama Stalin bu bilgiye inanmayarak büyük bir hata yapmış ve Alman ordularının kısa sürede Stalingrad’a dayanmasına yol açmıştı!

Sorge, Japonya’da siyasi haberler yazan Hot-Sumi Ozaki’yi angaje ederek Japon hükümetinin planlarını Sovyetler’e ulaştırmayı başarmıştı. Ama 1941 yılında Japon istihbaratı tarafından takibe alınan Hot-Sumi Ozaki’nin casusluk suçlaması, Sorge’yi ele vermiş ve Japon İstihbaratı “Kempei Tai” tarafından yakalanan Sorge 1944 yılında idam edilmişti.

Donald Maclean, Guy Burgess, Kim Philby, John Cairncross, Anthony Blunt.
Donald Maclean, Guy Burgess, Kim Philby, John Cairncross, Anthony Blunt.

En meşhur casuslar: Cambrıdge Beşlisi

İstihbarat tarihi uzmanları, “Cambridge Beşlisi” olayının istihbarat tarihindeki en “sansasyonel” operasyon olduğunu söylerler. Sovyetler Birliği’nin ünlü “KGB” sinin devşirip örgütlediği, İngiltere’nin meşhur “Cambridge” Üniversitesi mezunu, Komünist ideolojiye bağlı beş kişi, İngiliz istihbaratının ve İngiliz diplomasi yapılanmasının içine sızarak yıllarca KGB hesabına çalışmış ve çok önemli bilgiler iletmişlerdi.

Cambridge beşlisinin üyeleri Kim Phillby, Donald Macleon, Guy Burges, Anthony Blunt ve John Cairncros hakkında çok sayıda kitap yazılmış ve film yapılmıştı. İstihbarat uzmanları, Kim Phillby’i istihbarat tarihinin en meşhur casusu olarak kabul ederler.

Stalin’in 1953’te ölümü ve Lavrenti Beria’nın yapmak istediği bazı değişikliklerin Komünist Parti yönetimi tarafından kabul edilmemesi üzerine 1954 yılında ünlü Devlet Güvenlik Komitesi (KGB) kurulmuş ve askeri istihbarat dışında kalan bütün “espiyonaj” (casusluk) ve “kontrespiyonaj” (karşı casusluk) görevleri KGB’ye verilmişti. KGB’nin Rusça açılımı “Komitet Gosudarsvenoy Bezopasnosti”dir. Askeri istihbarat görevlerinin tamamı 1920 yılında kurulmuş olan GRU’nun yönetiminde kalacaktı.

Islak ilişki

Günümüzde görev yapmakta olan Rus istihbarat örgütlerinin FSB ve SVR başta olmak üzere hepsi KGB’nin devamı niteliğindedir. Çok yüksek bütçesi ve on binlerce resmi/gayrı resmi çalışanı ile KGB soğuk savaş döneminin tartışmasız en önemli istihbarat örgütüydü. Soğuk savaş süresince KGB, dünyanın dört bir yanında istihbarat toplamış ve “örtülü operasyonlar” yapmıştı. “Mokroye delo /ıslak ilişki” KGB’nin “suikast” için kullandığı argo deyimdi.

Amerikan Time Dergisi 1978 Şubat sayısında özel bir dosya oluşturarak KGB’yi mercek altına almış ve KGB’nin dünyanın en iyi dört istihbarat örgütünden biri olduğunu vurgulamıştı. Time dergisinin seçtiği diğer üç istihbarat örgütünün isimlerine biz ulaşamadık.

Ne kadar ajan var?

Soğuk savaş boyunca KGB, Amerika’nın ünlü CIA’in en büyük rakibi idi. CIA’in açılımı “Central İntelligence Agency / Merkez İstihbarat Ajansı”dır. ABD Dışişleri Bakanlarından Christian Herter’e göre dünyadaki KGB ajanlarının sayısı 300 bin, FBI Başkanı Edgar Hoover’e göre ise 400 bin idi. FBI Başkanı, KGB ajanlarının 22 bininin suikast, adam kaçırma ve sabotaj konularında uzman olduğunu vurgulamıştı. KGB’nin organizasyon yapısı 4 ana direktörlük, 7 bağımsız direktörlük ve 6 bağımsız bölümden oluşuyordu.

KGB tarihi boyunca yabancı kökenli yerel kaynaklar da dâhil olmak üzere çok geniş yabancı kökenli haber kaynağı örgütlenmesine sahip olmuştu. Soğuk savaş boyunca KGB, her alanı ve her aracı istihbarat için kullanmıştı. Mesela Rusya Bilimler Akademisi’ne bağlı enstitüler haber kaynağı olarak kullanılmıştı. Rusya Bilimler Akademisi görevlileri yabancı ülkelerde kurdukları Rus Kültür Merkezlerinde o ülkenin her düzeydeki insanlarıyla ilişkilerinden öğrendikleri bilgileri sürekli olarak KGB’ye iletmişlerdi.

KGB’nin önemli haber kaynaklarından bir diğeri de Sovyet Askeri istihbaratı GRU olmuştu. Sovyet silahlı kuvvetleri içinde KGB ajanları bilfiil görev yaptığından, GRU’nun özel meslekî ve şahsî bilgileri de KGB’den saklama imkânı olmamıştı.

Sovyetler Birliği’nin havayolu “Aeroflot”un uçuş ekipleri de yabancı ülkelerin navigasyon sistemleri ve havaalanları ile ilgili bilgileri sürekli olarak KGB’ye iletiyorlardı. Aeroflot’un yabancı ülkelerdeki merkezleri de KGB ajanlarının kamuflajlı olarak görev yaptıkları yerlerdi.

Putin ve derin meslek

Sovyetler Birliği’nin hâkimiyeti altındaki Varşova Paktı ülkeleri de KGB’nin önemli haber kaynakları arasındaydı. Soğuk Savaş süresince özellikle Doğu Alman istihbarat servisi meşhur STASİ de KGB’nin çok önemli bir haber kaynağı idi. Günümüzde Rusya Federasyonu Başkanı olan Vladimir Putin de STASİ’de KGB için görev yapan Rus istihbarat subaylarından biriydi. İstihbarat mesleğinin vazgeçilmez unsurlarından olan arşivleme konusunda da KGB çok ustaydı.

Dezenformasyon konusunda da KGB çok ustaydı. 20.Yüzyılın en önemli istihbarat örgütlerinin başında sayılan KGB’nin istihbarat konsepti istihbarat uzmanlarınca “Topyekûn İstihbarat ve Casusluk” olarak nitelendirilir. Putin’i yetiştiren derin meslek işte böyle bir meslektir.

Bu yazımızın başında İngilizcedeki intelligence kelimesinin hem zekâ hem de istihbarat anlamına geldiğini vurgulamıştık. Bize göre Putin’in hayat ve meslek çizgisi intelligence kelimesinin her iki mânâsı ile de örtüşmekte.

Türk Millî İstihbarat teşkilatımız MİT’te müsteşarlık yapılanmasından Başkanlık yapılanmasına geçtikten sonra olağanüstü bir gelişme yapmış ve olağanüstü başarılara imza atmıştır, atmaktadır. Bu seçkin ve güzide teşkilatımızın bu seçkin başarılarının devamını diliyoruz.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım