"Papalar Frenklere karşı Osmanlı'dan yardım istemişti"

"Geçmişten Günümüze Papalık" kitabının yazarı Doç. Dr. Bekir Zakir Çoban
"Geçmişten Günümüze Papalık" kitabının yazarı Doç. Dr. Bekir Zakir Çoban

Zaman zaman gündeme gelen Papalık kurumu hakkında doktora tezi olan Doç. Dr. Bekir Zakir Çoban’ın İnsan Yayınları’ndan çıkmış “Geçmişten Günümüze Papalık” kitabı üzerine konuştuk.

Papalık, Katoliklik ile özdeşleşen ruhbanî bir müessese olmasına rağmen dünyevî bir otorite kazanıyor. Akabinde de bu otorite zayıflıyor. Kitabınızda bunu iki farklı başlıkta anlatıyorsunuz. Kısaca bunu hangi sebeplere bağladığınızı anlatır mısınız?

Doğu ve batıda kilise yapılanması farklı bir seyir izlemiş.

Doğuda 1453’e kadar Bizans var ve kilise burada her daim devlet bürokrasisinin bir parçası. Batıda ise Roma İmparatorluğu’nun Batı kanadının çökmesinden itibaren kilise burada aynı zamanda siyasî bir rol üstlenmiş ve devlet gibi davranmaya başlamıştır. Dünyevî otorite iddiasının temelinde aslında bu geçmiş var.

Rönesans ve Reform dönemlerinde Papalığın itibar kaybetmesinde Protestanlığın tesiri nedir?

Roma Imparatorluğu’nun Batı kanadının çökmesinden itibaren kilise burada aynı zamanda siyasî bir rol üstlenmiş ve devlet gibi davranmaya başlamıştır.
Roma Imparatorluğu’nun Batı kanadının çökmesinden itibaren kilise burada aynı zamanda siyasî bir rol üstlenmiş ve devlet gibi davranmaya başlamıştır.

Rönesans öncesinde aslında papalık ciddi sorunlarla karşı karşıyaydı, fakat Rönesans dönemi artan harcamalar ve bunları karşılama biçimleri papalığın itibarını daha da sarstı. Reform ise önemli ölçüde papalığa yönelik muhalefet ve itirazlar için bir zemin hazırladı. Diğer yandan da prensler, özellikle kuzey Avrupa’da kilisenin tasallutundan kurtulmak için Protestanları destekledi. Kısaca böyle özetleyebilirim.

Papalık ile Türkler arasındaki münasebetlerden bahseder misiniz? Bilhassa Kanunî zamanında Prostestanlığa Türkler tarafından gizli bir destek sağlandığı söyleniyor. Siz de bilhassa Otranto’nun Osmanlılarca fethinden sonra Papalığın Türklerle iyi ilişkiler kurmaya çalıştığını belirtiyorsunuz? Nasıldı ikili münasebetler?

Bekir Zakir Çoban, Geçmişten Günümüze Papalık
Bekir Zakir Çoban, Geçmişten Günümüze Papalık

Papalık-Osmanlı ilişkilerini Orhan Bey zamanına kadar götürmek mümkün. Fakat ilişkilerin en canlı olduğu dönem Rönesans ve Reform dönemidir. Bunda Avrupa’daki konjonktürün etkisi yanında Macaristan’ın fethi ile birlikte Osmanlı’nın Katolik Avrupa ile karşı karşıya gelmesinin de etkisi var. Kanuni döneminde evet, Sultanın isteğiyle papa tarafından kardinal yapılmış kişiler vardır; Avrupa’daki birçok kilise konsiline Osmanlı delegeleri gözlemci olarak katılmıştır; zaman zaman Protestanlar papalığa karşı desteklenmiş, bazen de papalar özellikle Frenklere karşı Sultandan yardım istemiştir. Yani Osmanlı dönemin büyük devleti olarak Avrupa ve kilise ile son derece ilgilidir.

Katolikler ile Yahudiler arasındaki ilişkiler nasıldı peki? Bilhassa Efes’teki Meryem Ana kabrinin Yahudilerin Katolikleri Kudüs’ten uzaklaştırma politikası olduğu dillendirilir. Katılır mısınız buna?

Bu iddiaya katılmam. Zira Kudüs hiçbir zaman Katolikler için önemini kaybedemez. Fakat Hıristiyan mezhepleri arasında İsrail ile arası en kötü olanlar Katoliklerdir. Vatikan’ın İsrail ile diplomatik ilişki kurması 1994’tedir, yani daha dündür örneğin.

Papalık deyince son zamanlarda tartışılan en mühim mesele ‘dinlerarası diyalog’. FETÖ ile de özdeşleşen bu harekete bir ‘Kilise Projesi’ diyebilir miyiz?

Kilise yekpare bir yapı değil.

İçinde liberaller, muhafazakârlar, radikaller gibi birçok grup var. Bunların siyasî tutumları da farklı. Temasları, bazı işbirlikleri olmuştur birileriyle evet, fakat FETÖ’nün bir Kilise projesi olduğunu söylemek bir hedef saptırmadır. Türkiye’ye düşmanlık etmek isteyen farklı merkezlerle irtibatları olduğu açık, fakat örgüt şu anda nerelerde korunuyorsa bu proje oranın bir projesidir kanaatimce.

  • Bekir Zakir Çoban Kimdir?
  • 1973 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Adana ve Mersin’de tamamladı. 1997’de Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalında yüksek lisans ve doktora yaptı. Hıristiyanlık ve papalık müessesesi hakkında kitap ve makaleleri vardır.