Orta Asya ülkeleri Körfez’e açılıyor
Orta Asya-KİK Zirvesi'nin temeli bir yıl önce Riyad'da ‘Körfez Arap Devletleri - Orta Asya İşbirliği Konseyi’nin Dışişleri Bakanları’nın ilk stratejik diyalog toplantısını yapmasıyla atıldı. İlk toplantının Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının akabinde yapılması önemini daha da artırmış oldu. Ukrayna savaşı “Rusya İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği’nin tabii bir uzantısı” olarak lanse edilen Orta Asya ülkelerinin pozisyonlarını değiştirmesine ve bölgeye dair politikalarını gözden geçirmelerine neden oldu.
1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası Orta Asya'nın siyasi haritasında yeni bağımsız cumhuriyetler belirdiğinde, Körfez Arap Devletleri İşbirliği Konseyi'ne (KİK) üye olan ülkeler, bu bölge ülkelerinin egemenliğini derhal ve koşulsuz olarak tanıyan ilk ülkeler arasındaydı. Şüphesiz bunun siyasî, ekonomik, dînî ve kültürel olarak birçok nedenleri vardı.
Nüfusun çoğunluğu Müslümanlardan oluşan, medeniyet ve kültür açısından ümmetin bir parçası olan Orta Asya’nın yeni cumhuriyetleri de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saflarına katılarak, İslam kültürünün değerlerini paylaştıklarını ve İslam dayanışması fikrini desteklediklerini gösterdiler.
Orta Asya ülkeleriyle KİK ülkeleri arasındaki ilk temaslar diplomatik zeminde kurulmaya başladı. Lakin Orta Asya’nın bazı ülkelerinde ortaya çıkan siyâsî istikrarsızlık, diplomatik temsilciliklerin çok geç açılmasına yol açtı. Bu da hâliyle ikili ve bölgeye dair ilişkilerin gelişmesine menfi tesir etti.
Mesela Özbekistan, Riyad'daki büyükelçiliğini Mayıs 1995’de açarken, Kazakistan 1996’da, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın diplomatik misyonları ise ancak 2008 yılında göreve başlayabildi. Buna karşılık Suudi Arabistan'ın Kazakistan büyükelçiliği Mayıs 1996'da, Özbekistan’da Mart 1997'de, Tacikistan'da 2008'de, Kırgızistan'da Aralık 2011'de ve Türkmenistan'da ancak Nisan 2012'de faaliyete geçti.
Orta Asya-KİK zirvesinin temeli
Orta Asya-KİK Zirvesi'nin temeli bir yıl önce Riyad'da ‘Körfez Arap Devletleri-Orta Asya İşbirliği Konseyi’nin Dışişleri Bakanlarının ilk stratejik diyalog toplantısını yapmasıyla atıldı. İlk toplantının Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının akabinde yapılması önemini daha da artırmış oldu.
Ukrayna savaşı “Rusya İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği’nin tabii bir uzantısı” olarak lanse edilen Orta Asya ülkelerinin pozisyonlarını değiştirmesine ve bölgeye dair politikalarını gözden geçirmelerine neden oldu. Bu sebepten de Orta Asya cumhuriyetleri, Rusya ile standart ilişkilerini sürdürürken, tarihi müttefiklerinin ötesine geçen ittifaklar aradı. Bu ittifaklardan en önemlisi şüphesiz Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlenerek bölgedeki jeopolitik dengelerde en önemli oyunculardan birine dönüşmesi oldu. Bununla birlikte farklı ittifak arayışları içerisinde Körfez ülkeleri ile olan ilişki de ekonomik açıdan daha elverişli bir tercih olarak gözükmeye başladı.
Suudi Arabistan'da düzenlenen "Orta Asya + KİK" açılış Zirvesi, Körfez ülkeleri ile Orta Asya arasındaki bölgeler arası işbirliğini geliştirmede önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor. Bağımsızlık sonrası 30 yıllık sürede Körfez ülkeleri, Orta Asya’da birbirinden bağımsız hareket ederek şahsî ticârî projelere imza atmışlar. Oluşturulan bu yeni işbirliği konseyi, Basra Körfezi ülkelerinin Orta Asya'daki varlığını birleşik bir mekanizma yoluyla güçlendirme fırsatı sunuyor. Suudi Arabistan'ın başlattığı zirve, yatırım projelerini düzenlerken; ticaret, ekonomi, kültür ve insani ilişkilerdeki bağları güçlendirmeyi de amaçlıyor.
- Körfez ülkelerinin Orta Asya yatırımları
- Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası Kazakistan’daki istikrarlı durum ve ülkenin sahip olduğu tabii yeraltı kaynaklar, Körfez ülkeleri ile ilişkilerde Kazakistan’ı bir adım öne çıkardı. Kazakistan ve Katar arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla 2000 yılında Kazakistan-Katar Ortak Hükümetlerarası Komisyonu kuruldu. Sadece 4 toplantısı yapılan komisyon kayda değer bir şey ortaya çıkarmasa da ilişkilerin sürdürülmesi yönünde önemini kaybetmedi.
- 2008 yılında Katar-Kazakistan İş Konseyi ilk toplantısı yapıldı ve petrol ile doğal gaz alanlarında ortak girişimlerin yapılması müzakere edildi. Son iki yılda Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani iki kere Kazakistan’a resmî ziyaret gerçekleştirdi. Şeyh Tamim bin Hamad el Thani’nin ziyareti öncesi Katar’ın en büyük 10 şirketinin yetkilileri Kazakistan’a büyük bir çıkarma yaparak, Kazakistanlı şirket yöneticileri ve devlet kurumlarıyla görüştüler. Bu görüşmede değeri yaklaşık 500 milyon dolar olan 5 anlaşma imzalandı.
- 2020 yılının Ekim ayında Kazakistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında ticaret, ulaştırma, lojistik, tarım, inşaat, petrokimya, uzay ve turizm alanlarında 21 projeyi kapsayan 6,1 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Bunun karşılığında ise Kazakistan, BAE ekonomisine 900 milyon dolardan fazla yatırım yaptı.
- Kazakistan’la Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’in geçen sene Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret sonrası iki ülke ilişkileri daha görünür bir hâle geldi. Tarihî olarak iki ülkeyi birbirine bağlayan en önemli bağlardan birisi de 1928-1930 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin Suudi Arabistan’daki büyükelçisi Nazir Törekulov’dur. Kazakistanlı diplomat Törekulov’un iki ülkenin diplomatik ve siyasî tarihinde önemli bir yer tuttuğunu belirtmekte fayda var.
- Özbekistan’a 12.5 milyar dolarlık yatırım
- Şevket Mirziyoyev’in iktidara gelmesinden sonra Özbekistan’da yapılan siyasi ve ekonomik açılımlar ülkenin çok kısa süre içerisinde yabancı yatırımcıların gözde bölgelerinden oldu. Bu yatırımlar arasında Körfez ülkelerinin payı da önemli ölçüde arttı.
- Geçen sene Ağustos ayında Şevket Mirziyoyev’in Suudi Arabistan ziyareti iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yıldönümüne denk getirildi. Ziyarette 12,5 milyar dolardan fazla olduğu tahmin edilen yatırım ve ticari anlaşmalar imzalandı. Suudi Arabistan, Özbekistan'daki enerji altyapısının modernizasyonu ve yeşil enerji geliştirme projelerindeki en büyük yabancı yatırımcılardan biri.
- Kısa sürede geliştirilen ekonomik işbirliğine rağmen 2021'de iki bölgesel blok arasındaki ticaret yaklaşık 3,1 milyar doları buldu ve bu, Körfez ülkelerinin toplam ticaretinin yalnızca %0,27'sine denk geliyor.
- Cidde’deki zirvede devlet başkanları bölgeye dair yatırımların seviyesinin yeterli olmadığını ama geliştirilmesi için büyük potansiyel olduğunu belirttiler.
Tokayev ve Mirziyoyev’den teklifler
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev zirvede yaptığı konuşmada, "Son yıllarda başlayan işbirliği konseyi ile bölgemiz ve ülkeler arasındaki ticaret artıyor, ancak rakamlar henüz gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Karşılıklı ticareti önemli ölçüde artırmak için her türlü fırsatımız var” diyerek Kazakistan’ın çok kısa sürede Körfez ülkelerine olan ihracatının yaklaşık 400 milyon dolar tutarında 100 emtia kalem artırmaya hazır olduğunu belirtti.
Enerji alanında bölgeye dair işbirliğine de değinen Tokayev, Orta Asya devletlerinin topraklarında 30 milyar tondan fazla kanıtlanmış petrol rezervi ve 20 trilyon metreküpten fazla gaz olduğunu belirterek, Kazakistan’ın enerji taşıma güzergâhlarını çeşitlendirmek için aktif olarak çalışmaya hazır olduğunu ifade etti.
Zirvede konuşan Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev ise bölgeler arasındaki insani temasları güçlendirmek için tek bir vizesiz turizm alanı "Körfez-Orta Asya" oluşturulmasını önerdi. Mirziyoyev yönetimi uzun zamandır Afganistan, İran ve Pakistan üzerinden Hint Okyanusu'na bir demiryolu güzergâhı inşa etmeye çalışıyor. Bunun neticesi olarak da Şevket Mirziyoyev, Körfez Ülkelerini Orta Asya'ya en kısa yoldan bağlayacak olan Trans-Afgan demiryolunun inşaat projesinde aktif rol almaya çağırdı.
İlişkilerin potansiyeli ve geleceği
Orta Asya ülkelerinin Moskova ile kurduğu Avrasya Ekonomik Birliği ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, Çin’in 2013’de başlattığı ve Orta Asya’dan geçen “Kuşak ve Yol Girişimi” aynı zamanda bu senenin Mayıs ayında yapılan “Çin-Orta Asya Zirvesi”, Türkiye ile kurulan Türk Devletleri Teşkilatı gibi önemli oluşumlar, Orta Asya ülkeleri için çeşitli politik dayanışma ve ekonomik işbirliği seçenekleri sunuyor.
Böyle bir konjonktürde Körfez Ülkeleriyle kurulan işbirliği genel olarak ekonomik işbirliği çatısı altında olsa da bu ülkelere çeşitli alanlarda alternatifler de sunmakta. Körfez Ülkeleriyle Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkilerin geleceği ve potansiyeli maalesef coğrafi uzaklıktan dolayı tam olarak ortaya çıkamıyor. Orta Asya'ya ulaşmak için Körfez ülkelerinin İran, Afganistan ve Pakistan gibi üçüncü ülkelerin topraklarını aşması gerekiyor. İran’a uygulanan ambargo, Pakistan ve Afganistan’daki iç karışıklar da bu dolaylı ulaşımı daha zorlaştırıyor.