Orta Afrika’da Ramazan
Orta Afrika’da Ramazan mutluluk, kardeşlik, paylaşmak, coşku ve ibadetin ayı olmayı hâlâ başarıyor. Ve ilahi bir mucizeyle Ramazan, Orta Afrika’ya her zaman bereketiyle gelir. Özellikle bu bereketli ayda Orta Afrika’nın çoğu illerinde ve kasabasında İslam dinine geçenler olur. Yaşadığım bölgede özellikle Ramazan’ın paylaşmak, kardeşlik ve ibadet ruhundan etkilenen gayri Müslimler İslam dinini araştırır ve bir kısmı İslam ile şereflenir.
Orta Afrika Cumhuriyeti Afrika’nın tam ortasında bulunan ve Kamerun, Çad, Sudan, Güney Sudan, Kongo Cumhuriyeti, Demokratik Kongo gibi ülkelerle sınırları olan bir ülke. Diğer taraftan dünyanın en fakir ülkeleri listesinde ikinci sırada yer alıyor. Ülke nüfusunun yüzde 70’i Hristiyan, Müslümanlar ise azınlık durumdalar. 2013 yılında patlak veren iç savaş, zaten azınlık olan Müslümanlardan binlercesinin hayatına mal oldu. Orta Afrika’daki Müslümanların durumu hiçbir açıdan çok iyi değil ve tüm bunların üstüne bir de hâlâ çeşitli ayrımcılı muamelelere mâruz kalıyorlar.
Paylaşmak, coşku ve ibadettir
Müslümanların üstündeki tüm baskılara rağmen, Orta Afrika’da Ramazan mutluluk, kardeşlik, paylaşmak, coşku ve ibadetin ayı olmayı hâlâ başarıyor. Ve ilahi bir mucizeyle Ramazan, Orta Afrika’ya her zaman bereketiyle gelir. Özellikle bu bereketli ayda Orta Afrika’nın çoğu illerinde ve kasabasında İslam dinine geçenler olur. Yaşadığım bölgede özellikle Ramazan’ın paylaşmak, kardeşlik ve ibadet ruhundan etkilenen gayri Müslimler İslam dinini araştırır ve bir kısmı İslam ile şereflenir.
Özellikle son bir kaç yıl içinde Orta Afrika Cumhuriyeti’nde pek çok kişi İslam’a ihtida etti. Bu arada bu yazıyı yazarken Orta Afrika’daki Müslüman oranı yüzde 15’ti. Ama inşallah ilerleyen senelerde bu nispet daha da artacak. Çünkü artık Orta Afrikalı pek çok gayri Müslim, İslam’ın gerçek din olduğunun farkında. Ancak iman etmek biraz da nasip meselesi. Bazen de vaktin gelmesini beklemek gerekiyor.
‘Papazlar bize yalan söylediler’
Mesela geçen sene şehadet getirerek Müslüman olan bir kişiye, neden İslam’ı seçtiği soruldu. Adam da şöyle şaşırtıcı bir cevap verdi: “Bize senelerdir yalan söylediler. Papazlar bize yalan söylediler, gerçekleri bildikleri hâlde bize yalan söylediler. İslam’ı anlatırken hep bize ‘Müslümanlar terörist, tecavüzcü’ deyip durdular. Bu sayede pek çok insanı aldattılar. Ben bir gün İslam’ı doğru düzgün bir şekilde araştırayım dedim. Bu birkaç yılımı aldı ama sonunda doğruları kavrayıp Müslüman olamaya karar verdim.
İslam dini o kadar doğru bir yol gösteriyor ki gerçek kurtuluş ancak onunla geliyor. Papazlar çoğu zaman sorduğum soruları cevapsız bırakıyorlardı. Herhangi bir cevap alamıyordum ve bana hep git İncili oku diyorlardı. Hâlbu ki İncil’de sorduğum sorunun herhangi bir cevabı da yok. Ama bir imama aynı soruyu sorduğumda bana tereddütsüz bir şekilde mantık dolu bir cevap veriyor. Ve bana verilen ayet ve süreleri gerçekten Allah-ü Teâlâ doğru bir şekilde anlatmış. Müslüman oldum ve her gün 5 vakit namazımı kılıyorum elhamdülillah. Ramazan ayına da doğru düzgün ve İslam’ın bana öğrettiği şekilde riayet edeceğim. Öyle mutluyum ki gerçekten de huzur İslam’dadır.”
- Orta Afrika’nın en öne çıkan yemekleri
- Orta Afrika mutfağı oldukça çeşitli ve zengindir. Bunlardan en tanınanları palmiye fındık balığı, pirinç ile keçi güveç, bamya ile sığır eti, koko ve tırtıllardır. Orta Afrika’da hem Müslümanlar hem de gayrı Müslimlerin en çok tükettiği yemeklerin başında koko ve tırtıllar yer alır. Belki bir gün yolunuz Orta Afrika’ya düşerse mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum. O kadar güzel ve lezzetli ki anlatılması zor. Yine de bu güzel menüyü nasıl yapıldığını kısaca anlatayım: Tırtıllar, karıncalanmaları çıkararak iyice temizlenir. Bir dakika kaynatılır, soğutulup, süzülür. Ilık suda yarım gün bekletilir. Ezilmiş kabak çekirdeği ile pürüzsüz bir macun hazırlanır. Domatesler doğranır, yemeklik doğranmış soğan yağda kavrulur. Tırtılları, domatesleri, tuzu, karabiberi eklenir. Soğuk su eklenip 15 dakika pişirilir. Kabak ezmesi eklenir, karıştırılıp, ardından 15 dakika daha pişirilir. Yıkanmış, pişirilmiş ve süzülmüş kôkô eklenir. Birkaç dakika daha pişirilip, sıcak olarak servis edilir.
Camiler buluşma noktası
Orta Afrikalı Müslümanların Ramazan hazırlıkları bir ay öncesinde başlarlar. Kadın, erkek, yaşlısı, genç fark etmeksizin Ramazan alışverişi yapmak üzere ülkenin en büyük çarşı-pazarlarına giderler. Bir aylık gıda ihtiyaçları temin ederler ve her sene bu anı heyecanla beklerler.
Ramazan’da Orta Afrika camileri ve medreseleri genelde dolup taşar. Buralar ülkenin her köşesinden gelen Müslümanların buluşma noktasıdır. Yenileme ihtiyacı olan Mosquee Central, Mosquee Atique ülkenin en büyük camileridir. Camilerde sadece mukabele okunmaz. Tefsir dersleri olur, hadis yarışmaları yapılır.
Kadınlar ve çocuklar camileri temizleyip süslerler. Bazı Müslümanlar zorunlu ihtiyaçları haricinde hiç camiden dışarı çıkmazlar. Çocuklara Kur’an, fıkıh, hadis, kelam ve tefsir kursları verilir. Ve öğle namazdan sonra başlayıp ikindi namazına kadar devam edecek şeklinde caminin imamı veya Türkiye, Mısır ve Arabistan gibi ülkelerden gelen kişiler tarafından vaazlar verilir.
Kadınlar da hakeza sabahtan öğlene kadar genelde camilerde olurlar. Onlara da kadın vaizeler nasihat ederler. Kur’an ve sünneti öğretirler. Öğle namazını kıldıktan sonra kadınlar evlerine geçerek iftar hazırlığı yaparlar. İftar sofralarında özellikle Orta Afrika’da çok çeşitli yemekler olur. Orta Afrika’da teravih namazı genelde ailece camilerde kılınır.
Ramazan ayı boyunca ülkenin bütün camileri iftarlıklarla dolar. Müslümanlar genelde evde kendi başlarına iftar yapmazlar ve hatta hazırladıkları yemekleri de yanlarına alıp camiye getirerek herkesle paylaşırlar. İftarlar genelde camilerde yapılır.
Diyanet Vakfı, İHH ve diğer yardım kuruluşlar, ihtiyaç sahibi Orta Afrikalı Müslümanlara bir ay yetecek kadar gıda yardımı yapıyorlar. Şunu da ekleyelim ki, 2013’ ten beri ülkede yaşanan iç çatışmalar sırasında ülkeyi terk eden kadın ve çocuklar komşu ülkelere sığındı. Bu Müslüman ve gayri Müslim âilelere her sene İHH ve Diyanet Vakfı gibi yardım kuruluşları ve kurumlarından gıda kolisi getirilmesi geleneksel hale gelmiştir.
Türkiye bu anlamda gerçekten dünya tarafından kendi kaderine terk edilmiş olan Afrikalı ve özel olarak Orta Afrikalı halklara sahip çıkıyor ve bunu yaparken din ve ırk ayrımı yapmıyor. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi Türkiye Afrika’ya baktığında elmasları, altınları, madenleri görmüyor. Sadece ve sadece dost ve kardeşlerini görüyor.