Öncü kuvvet Gerçek Hayat
Gerçek Hayat’ın en büyük işlevi hiç kuşku yok ki, 28 Şubat’ın karanlık bulutlarını dağıtmak, gadre uğrayan ne kadar kesim varsa onlara yeniden özgüven aşılamak oldu. Türkiye’nin, gönül coğrafyamızın ve ümmetin dertlerini kendine dert edinen herkesin yolu bir şekilde Gerçek Hayat ile kesişti. Düşünce dünyamızın birçok değerli ismi ile Gerçek Hayat’ın söz gücü yükseldi.
Dünya 1990’ların sonunda yeni bin yıla girmenin heyecanı içindeyken herkesin dilinde ‘milenyum’ kelimesi vardı. O günlerde Türkiye’nin gündemi hiç de iç açıcı değildi. Koalisyonlarla geçen kayıp yıllar, krize doğru hızla giden ekonomi ve hiç şüphesiz 28 Şubat post modern darbesi ile Türkiye milenyuma kötü bir siyasi iklimde giriyordu.
Gerçek Hayat işte böyle bir iklimde yayın hayatına başladı. Bir yandan Mehmet Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi öncü neslin çıkardığı dergilerin birikimine yaslanırken, öte taraftan 2000’lere uyumlu bir yayın olarak ortaya çıktı.
GÜNDEMİ YENİ MECRADAN TAKİP ETMEK
Türkiye’de inancını yaşamaya çalışan kesimlerin meselelerini ele alıp sahiplenen, 28 Şubat ile yoğunlaşan siyasî alanın kıstırılmışlığını aşmaya çalışan Gerçek Hayat Dergisi; entelektüel olanla siyasî olanı, kültürle toplum meseleleri bir arada değerlendirdi. Edebiyat, kültür, sanat, kitap, sinema Gerçek Hayat’ın sayfalarından hiç eksik olmazken okurlar Türkiye ve dünya gündemini yine bu mecradan takip etme imkanına kavuştu.
Gerçek Hayat’ın düşünce dünyasında dağıtmak için mücadele ettiği 28 Şubat’ın etkilerini, derginin kuruluşundan 2 yıl sonra milletimizin büyük teveccühünü alarak tek başına iktidar olan Ak Parti ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan büyük mücadelelerle siyasetten bürokrasiye tüm alanlarda tek tek sildi.
TOPARLANIN GİTMİYORUZ
Gerçek Hayat’ın işaret ettiği, gündem yaptığı ümmetin meselelerine, sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir hassasiyetle sahip çıktı. Mazlum coğrafyaların, sesi duyulmayan sessiz yığınların savunuculuğunu yapan bir yönetim anlayışıyla Türkiye, kendisine biçilen güdük rollerin dışına çıkarak kendi tarihi misyonuyla hareket etti, etmeye devam ediyor.
Gezi kalkışmasından hendek olaylarına, 15 Temmuz’dan ekonomik ambargo tehditlerine kadar, içeriden ve dışarıdan Türkiye’ye pusu kurmaya kalkanlara, vatanımızı elimizden almak isteyenlere karşı, Gerçek Hayat’ta İsmet Özel’in mottolaştırdığı şekilde cevap vermeye devam ediyoruz: Toparlanın Gitmiyoruz!
EN BÜYÜK SINAVIMIZ YENİ BAŞLIYOR
İşte Gerçek Hayat tüm bu işleviyle bir öncü kuvvet oldu. 28 Şubat bin yıl sürmedi ama Gerçek Hayat bininci sayısına erişti. Bu nereden bakarsanız bakın bir zaferdir. Ama Gerçek Hayat, zafer kutlayanların değil, sefer planlayanların dergisi oldu.
Bugün geldiğimiz noktada, şükürler olsun ki, 20 yıl önceki siyasi iklimden çok uzağız. Ancak yep yeni sınamalarla, meydan okumalarla muhatabız. Belki de en büyük sınavımız yeni başlıyor.
Gerçek Hayat’ın cesur, ufuk açıcı ve öncü rolüne her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Gerçek Hayat’ın bugünlere gelmesinde emeği olan herkese, böyle bir fikir geleneğinin devam etmesine vesile olan Albayrak Grubu’na okuyucular olarak şükran borçluyuz. Türkiye’nin ve tüm gönül coğrafyamızın dertlerini sahiplenme yolunda,
Gerçek Hayat’a nice bin sayılar diliyorum.