Nüfusta ‘cinsiyet’ skandalı
Eğer şikâyet olmazsa bu işlemi yapan memure hakkında hiçbir işlem olmayacak. Eğer kasıtlı yapılmış bir saldırıysa, yapmaya devam edecek. İçişleri Bakanlığının bu durumu incelemesi ve benzer durumda başka mağdurların da olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Önüne gelen nüfus memuru, öyle istediği gibi önüne gelen cinsiyet ataması nasıl yapabiliyor? Buna izin veren sistemdeki boşluğun da hemen çözülmesi gerekiyor.
Nüfusa kaydedilirken ismi, soyismi, doğum tarihi, cinsiyeti yanlış yazıldığı için bazen trajikomik, çoğunlukla kaos yaşayan birçok insanın yaşadıkları defalarca haber olmuştu. Ancak bu kez İstanbul’da yaşanan hâdise basit bir hata gibi geçiştirilecek türden değil. Yeni doğan kız bebeğe eşine rastlanmayan bir şekilde nüfus müdürlüğünde ikinci cinsiyet ataması yapıldı. Hayatının en mutlu gününde böyle bir şokla karşılaşan baba, yaşadıklarını Gerçek Hayat’a anlattı.
Aslen Konyalı, İstanbul’da yaşayan bir ailenin kız çocuğu olur. Öğretim görevlisi baba, hastaneden aldığı doğum raporuyla 25 Eylül sabahı 11:00 sularında İstanbul Çekmeköy Nüfus Müdürlüğüne gider. 9 numaralı bankoda sırası geldiğini görünce oradaki memureye gerekli belgeleri verip, “Hatice” ismini verdiği kızının kimliğini almak için bekler.
Sorunsuz bir şekilde işlemler yapılır, kimliğini alan baba sevinçle kapıdan çıkarken aklına aile içinde yapmak üzere bir şaka gelir.
Yaklaşık üç ay kadar önce ailenin mesaj grubuna yeni bir çocuğu olan kardeşinden, “ailemize bir üye daha katıldı mesajı” gelir. Bu mesaj aklına gelince o da vukuatlı nüfus kayıt örneği alıp aile mesaj grubuna, “ailemize bir kişi daha geldi” diye mesaj göndermek ister. Tam mesajı gönderecekken e-devletten aldığı belgede kızıyla ilgili bölüme bakınca en mutlu gününde hayatının şokunu yaşar.
Kızının bilgilerinin olduğu bölümde koca koca harflerle “KİŞİNİN İKİNCİ CİNSİYETİ ERKEKTİR” yazmaktadır. Baba yaşadığı şok üzerine ne yapacağını bilemeyerek, yakın bir dostunu arayarak gelişmeyi aktarır.
O da derhal elindeki belgelerle Nüfus Müdürlüğüne dönmesini, yanlışın düzeltilmesini istemesini, o sırada verilen tüm belgeleri de ileride başlarına başka bir sıkıntı gelmesi durumuna karşılık saklamasını öğütler.
Baba, nüfus müdürlüğüne dönüp durumu anlatır. Çalışanlar, “Allah Allah nasıl olur?” diyerek tepki gösterir. “Herhalde hastanede bir yanlışlık yapılmıştır” diyerek hastaneyi ararlar. Hastanedeki yetkili de hastanelerinde sağlıklı bir kız çocuğunun doğduğunu, verdikleri belgede böyle bir ibarenin yer almadığını söyler.
Sağlık Bakanlığının hastanelerde uyguladığı prosedüre göre doğum sonrası kayıtlarda çift cinsiyet belirtilmesi gibi bir durumun da mümkün olmadığını da eklerler. Nüfus Müdürlüğündeki yetkililer, bunun üzerine babaya dönerek “çocuğunun çift cinsiyetli olmadığını, kız olduğunu” evraktaki yanlışın düzeltilmesi için dilekçe vermesi gerektiğini söylerler. Verilen dilekçe neticesinde gözünü açar açmaz dünyanın dört bir yanındaki cinsiyet saldırılarından birine uğrayan bebeğin kimliği tespit olur.
Çalıştığı kurumda sorun yaşamamak ve olası eşcinsel lobisi tepkilerinden korunmak için hâdiseyi yargıya yansıtıp yansıtmama konusunda kararsız olan baba, “Sakalım normalden biraz uzun, bundan mı rahatsız oldular, ya da eşcinseller tarafına bir kişi daha ekleyelim niyetiyle mi yaptılar, yoksa tamamen bir hata mı bilemiyorum! Ancak basından da görüyoruz, insanların nüfustaki hatalar yüzünden hayatları kararıyor. Biz sıcağı sıcağına fark ettiğimiz için belgeler yeni olduğu için hatayı düzelttirdik. Ya fark edemeseydik ne olacaktı?” diye sordu.
Eğer şikâyet olmazsa bu işlemi yapan memure hakkında hiçbir işlem olmayacak. Eğer kasıtlı yapılmış bir saldırıysa, yapmaya devam edecek. İçişleri Bakanlığının bu durumu incelemesi ve benzer durumda başka mağdurların da olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Önüne gelen nüfus memuru, öyle istediği gibi önüne gelen cinsiyet ataması nasıl yapabiliyor? Buna izin veren sistemdeki boşluğun da hemen çözülmesi gerekiyor. Yoksa içine kurt düşen vatandaşlar e-devlete hücum edip, cinsiyetlerine birileri karar vermiş diye bakacak.