Murdar Avrupa komada

Murdar Avrupa komada.
Murdar Avrupa komada.

Hıristiyanlık, Haçlı Seferleri, yüzyıl savaşları, sömürge, işgal, Darvincilikleri, feminizm ve çıplaklık virüsü, barbarlık, yamyamlık, kan emiciliklerinin yanı sıra Victoria’sı, Mussolini’si, Franko’su, Hitler’i, Napolyon’u, Churchill’i ve daha pek çok azılı yöneticisi ile de şöhretli kıta…

Bu yaşlı kıtanın durumu hayli kötü ve hatta mensupları açısından içler acısı…

Sömürge gelirleri olmasa -tabiri caizse- nefesleri kokacak ve yeniden birbirlerini yiyecekler…

Askerî olarak zayıfladılar, siyaseten kendi ürettikleri İsrail ve ABD’nin kuklasına dönüştüler…

Hepsinden mühimi birbirlerini zerre kadar sevmiyorlar...

AB’deki birliktelikleri hayli yıpranmış ve kopma noktasına gelmiş evlikleri andırıyor. Zaten durumu fark eden uyanık İngiliz, evi terk ederek resmen boşandı. Almanya ve Fransa ise birbirine diş bilemekle meşgul.

İtalya başta olmak üzere yönetimleri yeniden faşistler ele geçirdi. Diğerleri de topun ağzında. Gerçi onların demokratı ile faşisti arasındaki fark, ABD’nin demokratları ile cumhuriyetçileri arasındaki farktan pek de farklı değil.

Hepsi siyonistlerin maskarası durumunda…

Halkların hatırı sayılır bir kısmı hariç çoğu zihnen siyonistleştirilmiş kölelere benziyor.

Bir diğer ortak paydaları, İslam ve Müslümanlardan nefret etmeleri…

Hele ki Müslüman Türk’ün adını bile duymak istemiyorlar. Ne nişanı atıyorlar, ne de nikah kıyıyorlar.

Dosyalarımızda görüleceği üzere Avrupa sadece hasta bir kıta ve Birlik değil. Kelimenin tam mânâsıyla can çekişiyor. Bu bürokratik evlilik siyonist güçlerin zorlamasıyla sürse de Gazze soykırımı kıtayı iyiden iyiye ölüm döşeğine düşürdü.

Slovenya, İspanya, Norveç ve İrlanda derken Avrupa kıtasında olmasa da Ermenistan, Filistin devletini resmen tanıdı. Özellikle İspanya’nın tavrı yaşlı kıta için beklenen bir durum değildi.

Fransa ve Almanya çekişmesi, Fransa sömürgelerinin ayaklanmaya başlaması, Afrika’dan kovuluşun hızlanması, İngiltere’de dikiş tutmayan hükümetler, Rusya korkusu ve daha çok meseleyle yüzleşmeye devam ediyorlar.

Avrupa’nın düştüğü durumu erken görenlerden biri de ‘Gölge CIA’ olarak bilinen Stratfor'un kurucusu George Friedman’dı. 2017’de Avrupa’ya ‘toparlanın talimatı’ olarak yorumlanabilecek şu cümleleri kurmuştu: “Türkler, Almanları sadece bir öğleden sonra içerisinde ve Fransızları da eğer ortaya çıkma cesaretini gösterirlerse bir saat içerisinde bitirebilir.”

Uluslararası Araştırma Şirketi Gallup ise 2018’de “Ülken için savaşmayı göze alır mısın” anketine; Almanların yüzde 18'i, Fransızların 29'u, İngilizlerin 27'si, İspanyolların 21'i, İtalyanların ise yüzde 20'si ülkesi için savaşacağını söylemişti.

Avrupa’da ahval böyle iken şeytanın ete kemiğe bürünmüş hâli olan İsrail’de durum Avrupa’dan farklı değil. 7 Ekim 2023’den bu yana Yahudilerin yaklaşık bir milyonu, işgal ettikleri Filistin topraklarını terk etmiş. Havadan bombalama dışında hiçbir savaş başarısı elde edemeyen İsrail, hezimet ve soykırımın üstünü örtmek için bölgeyi savaşa sürüklemek gibi bir oyun içinde.

İsrailli yöneticiler yüzyıl bile geçse HAMAS’ı yok etmenin imkansız olduğu fikrini açıktan ifade ediyorlar. Dahası 9 aydır süren katliam sonrası dünyanın yarısını HAMAS’lı yaptılar. ABD’nin eski başkanı ve yeni başkan adayı Trump, Filistinlileri yok etmediği için Biden’a ‘Filistinli Joe’ diyor. Kendisi seçilirse Filistin’i yok etme sözü veriyor.

Türkiye Çin’de Doğu Türkistan gerçeğini Çinlilere yüksek sesle dile getirirken, Beşar Esed ile de barışma sinyalleri veriyor. PKK’nın Suriye’de oluşturduğu fiili durumu resmileştirme çabası da şimdilik başarısız.

Türkiye’nin gündemi ise yeni vergi yasası, azalan cari açık, sabit tutulan faizler, emekli ve çalışan maaşları, enflasyon, bir türlü bitmeyen kira tartışmaları, sokak köpekleri, zorunlu nafaka, hızla azalan doğumlar...

Boykot bahsinde alan ve satanlar olarak hep birlikte sınıfta kaldık. Zincir marketlerin ve özellikle de millî ve ekonomik mâmüller satmak üzere yola çıkan Tarım Kredi’nin boykot ürünlerini her geçen biraz daha vitrine sunması tarifsiz bir skandal.

Diğer taraftan İslâmî gözüken bazı yapıların Almanya’daki uzantılarının İsrail’in suç ortağı Almanya yönetimine şirin gözükmek için HAMAS’a “terörist” iftirası atması ayrı bir utanç vesikası.

Hakikaten dünya bir acayip yer haline geldi. Ahir zamanın bir kaçı hariç neredeyse tüm alametlerinin zuhur etmesi ve yerin altının üstünden, oturanın yürüyenden daha hayırlı bir hâl alması durumuyla karşı karşıyayız.

Bir diğer husus ise ikide bir yapılan “3. Dünya savaşı kapıda sığınak yapın, gıda stoklayın” çağrıları ve bu çağrıların hemen hepsinin ölümcül bir yara almış olan Avrupa’nın liderlerinden veya ülkelerinden yükselmesi…

Özetle durum pek iç açıcı değilse de ümitsizlik yok!

Vesselam!