Milli motorunateşiyle ısındık
Savunma sanayiinde mühendisler şimdiye dek sanat eseri gibi onca sistem tasarlayıp imâl etmiş ancak “Motoru yerli mi yeah!” lobisinin gürültüsü hep baskın çıkmıştı. Türkiye’nin TEI imzalı ilk helikopter motoru TS1400, o lobinin çenesini sımsıkı kapatacak gibi görünüyor. Zira şu kış gününde birçoğumuz GÖKBEY ile ATAK’lara güç verecek o motorun tiz sesi ve ateşiyle ısındık.
Amerikan General Electric firmasının Ar-Ge bölümünde üst düzey görevde iken her şeyi bırakıp aniden Türkiye’ye dönen Mahmut Faruk Akşit, ülkesi için yaptıklarıyla küresel silah lobisini kızdırmaya devam ediyor. TUSAŞ Motor Sanayii-TEI’de göreve başladığı 2014 yılından beri kuruma adeta çağ atlatan Akşit, ekibiyle birlikte İHA motorlarının ardından şimdi de milli helikopter motorunu imâl ederek tarihe geçti. Türkiye’nin gerçek anlamda ilk jet motoru olan TS1400, yapımı süren Gökbey helikopterinde kullanılmak üzere Türk Havacılık Uzay Sanayii-TAI’ye geçtiğimiz günlerde teslim edildi.
“Dönmek istediğinden ötürü seni öldürebilirler. Suçu bana at, ‘babam zorluyor’ de. Beni öldürsünler. Ben yaşayacağım kadar yaşadım” diyerek 2001 yılında oğlunu memlekete getirtmek için canını ortaya koyan ilahiyatçı Prof. Cevat Akşit, ısrarında ne denli haklı olduğunu şu günlerde daha iyi anlamış olmalı. Zira uçak motorları, gaz ve buhar türbinleri konusunda dünyanın önde gelen isimlerinden olan yetenekli oğul, ihtisas yaptığı alanda ülkesine sınıf atlatmayı başarmış görünüyor.
Keşke her hoca böyle anlatsa
“Motorlar 3 kola ayrılır: Pistonlu motorlar, türbinli motorlar ve roket motorları. Havayı emersiniz, sıkıştırırsınız, yanma odasına alır, yakar ve arka taraftan fırlatırsınız. Buna ‘çekirdek motor’ denir. Arkadaki havayı hızlı bir şekilde direkt atarsanız -kinetik enerji olarak- bunun adı ‘jet motoru’ (turbojet) olur. Onun arkasına bir sıra daha türbin ekleyip o türbinle helikopter dişlisi ve pervaneyi çevirirseniz bunun adı ‘turboşaft’ olur. O türbinle helikopterin pervanesini değil de motorun önündeki bir pervaneyi çevirirseniz bu ‘turboprop’ olur. Pırpırlı dediğimiz motorlar aslında jet motorlarıdır. Eğer bu sistemle motorun önünde büyük bir fan çevirirseniz, yolcu uçaklarındaki gibi daha güçlü bir itki almak için, bunun adı ‘turbofan’ olur. Savaş uçaklarında genellikle turbojet, İHA’larda ise turboprop kullanılır…”
2018 yılı sonunda katıldığı bir konferansın YouTube kaydında Mahmut Akşit’i dinlerken onun teknik açıdan zor konuları bile öğrencilerine sevdirdiğine ikna olmuştum. Zira ‘motor’ bahsini bir sözelci olarak ben bile anlamıştım. Akşit’in anlatımına göre, TEI’nin başına geçer geçmez yaptığı ilk iş yetenekli bir tasarım ekibi kurmak ve motor çiziminde mühendislerin en önemli yardımcısı olan modelleme yazılımlarını yerlileştirmek oldu. Tasarımda milli yazılımları kullanan Ar-Ge ekibi 2014 yılından itibaren imza attığı projelerle Türkiye için çok kritik motorları ardı ardına üretmeyi başardı. Şimdi TEI imzalı o motorlardan bazılarına göz atalım:
- -Hedef uçaklarda (Şimşek) kullanılan TJ90 turbojet motor.
- -Gizli bir proje için tasarlanıp çalıştırılmış ve yirmi bini aşkın uçuş saatiyle kendini kanıtlamış PG115 motoru.
- -Silahsız ANKA’ları tamamen millileştiren PD155 dizel İHA motoru.
- -Silahlı ANKA’larda kullanılan, aynı zamanda taarruzî İHA Aksungur’a 49 saatlik uçuşuyla rekor kırdıran PD170 İHA motoru.
- -Seri üretimi için gün sayılan Akıncı TİHA’ya yönelik tasarlanmış PD222 motoru.
- -Önce Gökbey, ardından Atak helikopterlerine güç verecek TS1400 turboşaft motoru. Bu motorun çekirdeğinden imal edilecek turboprop modeli ise milli hafif taarruz uçağı Hürkuş’a takılacak.
- -Kamikaze İHA Kargı’da kullanılan PG50 adlı motor.
- -Dar bir çapta 1300 nm itki gücüne ulaşarak dünya rekoru kıran orta menzilli gemisavar füze motoru TJ300.
Asırlık boşluklar hızla dolarken
“Rakiplerimiz 100 yıldır bu işi yapıyor. Milli motor üretme görevi bize henüz birkaç yıl önce verildi. Ekibimizi kurup motor tasarladık, baktık ki imalat süreci ayrı bir yetenek. Farkına vardık ki bazı kritik parçaları bize kimse satmayacak. Tek kristal kanatları vardır motorun en sıcak yerinde, alevin direkt çarptığı. Kompresörün ihtiyaç duyduğu torku üreten kanatçıklar bunlar. O parça için ihaleye çıktık, Ukrayna bile teklif vermedi. İş başa düştü. Yöneticilerimiz ellerini cebine attı. Türkiye’de ilk kez tek kristal kanatçık dökümü yapmayı başardık. Titanyum hassas döküm parçaları imal ettik. Motor için ilk kanadı hazır edince Bakan beyden randevu aldım. Ülkemizin ilk tek kristal motor kanadını masasına koydum. ‘Bu nedir?’ dedi. ‘Bu’ dedim, ‘en kritik parça. Bunu döktük ya, bundan sonra motorumuz çalışır korkmayın. Ya 6 ay sonra ya 2 yıl sonra, mutlaka çalıştırırız.’ Bunu söyledikten 9 ay sonra da motoru çalıştırdık zaten.
2014’te TEI’de göreve geldim. 2017 itibariyle motorun bütün parçalarını imâl eder hale gelmiştik.”
Kritik süreç boyunca stratejik titanyum ve nikel madenlerini bulup çıkarma görevinin de kendilerine verildiğinden dert yanan Prof. Akşit, motor imâlinin yanına ‘madencilik’ görevinin eklenmesinden muzdarip olsa da milli helikoptere güç verecek en temel parçayı üretebilmiş olmanın sevincini gizleyemiyor: "Türkiye artık 'motor sorunu'nu aşmış durumdadır. TS1400 motoru ile ülkemiz, Romanya-Polonya-Bulgaristan sınıfından Almanya-İngiltere-Fransa ligine, yani şampiyonlar ligine havacılıkta çıkmıştır. TS1400 ülkemizin gerçek anlamda ilk jet motorudur."
Atak’ların ihraç yolu açıldı
2017 Şubat ayında başlatılan proje doğrultusunda TEI’de 700 kişilik mühendis ekibinin 3 yıllık uğraşı sonucu üretilen TS1400, iki yıl önce hangardan çıkarılıp ilk uçuşunu icra etmiş milli genel maksat helikopteri GÖKBEY’e güç verecek. 1660 beygirlik TS1400 aynı zamanda milli taarruz helikopteri ATAK’larda da görev alacak. Sözkonusu teknoloji, yerli helikopterlerimizi uçurmanın dışında Türkiye’ye başka imkanlar da sağlıyor. Bunların başında ihracat kısıtlarının ortadan kalkması geliyor. Pakistan’a 30 adet helikopterin satışı, ATAK’ın kullandığı motoru üreten ABD’den ihraç izni gelmeyince sürüncemede kaldı. 2018 Temmuz’unda varılan anlaşma, Türk savunma sanayiinin tek seferdeki en büyük ihracat hamlesiydi. İşte Rolls Royce ile Honeywell ortaklığındaki LHTEC şirketinin CTS800 model motorunun yerini alacak TEI üretimi TS1400, helikopterlerin yurtdışına satılması önündeki en büyük engeli de kaldırmış olacak.
Küresel çete için kâbus gibi
Anka, Bayraktar, Aksungur, Akıncı, Kargı, Hürkuş, Hürjet, Göksungur, Atak, Mius ve tabii ki milli muharip uçak (mmu)... Bunların her biri, aleme nizam verecek bir milletin 21. yüzyılda sahneye yeniden çıkarken başvuracağı temel enstrümanlar. Elektro-optik, güdümleme, elektronik harp ve aerodinamik sistemlerin yanında milli savaş araçlarına güç veren temel unsur olan motor konusunda Türk teknolojisi ‘havalanmak’ üzere. Milli hava unsurlarının yanında gemiler ve kara araçlarına yönelik projeler de üreten TEI, Türkiye’nin savunma sanayii ekosisteminde yer bulan irili ufaklı yüzlerce şirkete önderlik ediyor.
Söylentilere göre TEI Genel Müdürü Mahmut Akşit yiyeceğine zehir katılmak suretiyle suikast teşebbüsüyle karşılaşmış ve onca emek verdiği özgün tasarım motorlar sabote edilmeye çalışılmış olsa da, milli teknoloji hamleleri ‘kelle koltukta’ devam etmek zorunda. İçerisinde ‘tek kristal kanat’ gibi hassas teknolojiler barındıran yerli motor TS1400’ün kilogram başına ihracat değeri tam 6 bin dolar. Küresel silah devleri, ürünleriyle sahneye bodoslama dalmış Türkiye’ye diş bilemekte belki de haklı. Çünkü halihazırda Ege, Akdeniz, Libya, Suriye, Irak, Kıbrıs ve Karabağ’da dilediğince at oynatan Türkiye’nin savunmada tam bağımsızlığa kavuştuğunda nerede-neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorlar.
Devlete düşen, kandırılmış ve avutulmuş bir milletin asırlık uykudan uyandığı şu dönemde vatanı için ter döken mühendislerini korumaktır. Çünkü Necmeddin Erbakan’ın, Şakir Zümre’nin, Nuri Killigil’in, Vecihi Hürkuş’un yahut Nuri Demirağ’ın gözü açık gittiği bu topraklarda vatan savunması, mühendisini korumakla başlıyor.
Karada TÜMOSAN var
TEI, uçak-helikopter motorlarını milli imkânlarla üretmek için gece gündüz uğraş verirken Türkiye’nin yetenekli özel sektörü de kara araçlarını tam bağımsız yapma yolunda tam gaz ilerliyor. Yılda 45 bin adet traktörü -motoru da dahil- tepeden tırnağa milli imkânlarla üreterek milletin hizmetine sunan TÜMOSAN, şimdi elindeki tüm imkanları Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmek için kullanıyor. ALTAY tankının motorlarını Türkiye’de üretmek için Avusturyalı AVL şirketiyle işbirliği yapan ancak sözünde durmayan Viyana’nın Ankara’ya ambargo kararı almasıyla birlikte ALTAY projesinden çekilmek zorunda kalan TÜMOSAN, tank motoruna giden yolda teknik ekibini seferber ederek öncelikle zırhlı araçlara güç vermeye yoğunlaştı. Demirin dökümünden parçaların montajına dek tüm imâlât sürecini bu toprakların zenginliğiyle yönetip yılda 75 bin adet dizel motor üreten milli şirket, FNSS firmasınca TSK için üretilecek 100 adet zırhlı aracın güç grubu projesini üstlendi. TÜMOSAN Motor ve Traktör Sanayi A.Ş., Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar Projesi (ÖMTTZA) sözleşmesi kapsamında KOMUTA, Sensör, Keşif, Radar, Zırhlı Muharebe, KBRN olmak üzere 5 farklı türde araç için yerli/milli motor üretiyor. TÜMOSAN’ın 450 ve 550 beygir motorlarla güç vereceği 6x6 ile 8x8 model zırhlı araçlar 2021 yılı içerisinde TSK’ya teslim edilecek. TÜMOSAN’ın hedefinde ise çok daha güçlüsünü, 1000 beygirlik dizel motoru üretmek var. Bu aşamadan sonra sıra tank motorlarına da gelecek. Ne diyelim… Tam bağımsızlık aşkıyla, yolunuz da bahtınız da açık olsun…