Konkordato kabusu geri dönüyor
Konkordatotakip.com’un derlediği verilere bakıldığında, konkordato başvurularında en riskli şehirlerin İstanbul ve Ankara, en riskli sektörlerin ise inşaat ve tekstil olduğu görülüyor. Faizlerin bulunduğu seviye ve piyasa şartları göz önünde bulundurulunca yılın geri kalanında çok daha fazla firmanın mahkemelere konkordato talebiyle başvuracağını tahmin edebiliyoruz. Bir firma kurtarılırken başkaları darboğaza giriyor.
Yüksek faiz ortamında finansman sorunları yaşayan reel sektör, peş peşe gelen konkordato haberleriyle 2018-2020 arasındaki kâbusu yeniden görüyor.
Bir dönem ekonomi basınının gündeminde bolca yer edinen konkordato haberleri yeniden artmaya başladı.
Yüksek faizler sebebiyle finansmana erişemeyen firmalar zor günler geçiriyor. Hem borçlar hem de piyasa alacaklarıyla boğuşan patronların, iflas öncesinde uzandıkları son can simidi ise konkordato oluyor.
İflas erteleme sürecinin uzun sürmesi ve sağlıklı çözüm üretmemesi sebebiyle 2018 yılında konkordato sistemi hayata geçirilmişti. O süreçte piyasa, binlerce firmanın mahkemelere koşup konkordato kararı aldırmaya çalıştığına şahitlik etti.
Mahkemenin konkordato kararı verdiği firmalar, banka ve diğer borçlarının yanında piyasa alacaklarının baskısından da belli bir süre kurtulma imkanına kavuşuyor. Firmanın sunduğu proje planı, alacaklıların çoğunluğu tarafından kabul edilip mahkeme tarafından da onaylanırsa hacizler, icra takipleri durduruluyor. Borçluya, alacaklılarla anlaşabilirse, borçların bir kısmından vazgeçilmesi, ödemelerin belirli bir takvime yayılması ve firmanın faaliyetlerine devam edebilmesi gibi imkanlar sağlanıyor.
Piyasada konkordato korkusu
2018 ile başlayıp 2020 yılı boyunca süren dönemde çığ gibi artan konkordato başvurularındakine benzer bir sürecin yaşanma ihtimali ufukta görünüyor. Yılın ilk yarısında mahkemelere ulaşan dosyalar geçen yıla oranla çok ciddi bir artış gösterdi.
Konkordato taleplerine geçen yıl boyunca mahkemelerin verdiği geçici mühlet kararı sayısı bu yılın henüz ilk altı ayında geçildi. 2023 yılının tamamında 519 geçici mühlet kararı verilirken bu yılın ilk yarısında 605 geçici mühlet kararı verildi. Ocak-Haziran döneminde yapılan başvurularda 245 dosya için kesin mühlet kararı verilirken, 275 dosyada ise konkordatonun reddi yönünde karar verildi.
Konkordatotakip.com’un derlediği verilere bakıldığında, konkordato başvurularında en riskli şehirlerin İstanbul ve Ankara, en riskli sektörlerin ise inşaat ve tekstil olduğu görülüyor.
Faizlerin bulunduğu seviye ve piyasa şartları göz önünde bulundurulunca yılın geri kalanında çok daha fazla firmanın mahkemelere konkordato talebiyle başvuracağını tahmin edebiliyoruz.
Bir firma kurtarılırken başkaları darboğaza giriyor.
Konkordato, ticari olarak faaliyetlerini sürdürebilecek olmasına rağmen kısa süreli zorluklar yaşayan işletmelerin batmasına engel olmak için hayata geçirilmiş bir uygulama. Miras aldığı iflas erteleme sistemine göre alacaklıları da sürece dâhil etmesi, daha kısa sürede tamamlanması ve firmaların iflas aşamasına gelmeden adım atabilmesi gibi avantajları bulunuyor.
Bir firmanın faaliyetlerine devam edebilmesi için iyi niyetle hayata geçirilen konkordato kararı, birçok firmanın zor duruma düşmesine sebep olma ihtimali gibi yan etkilere de sahip. Borçlarını ödemeyen firma, alacaklılarının zincirleme bir şekilde finans darboğazına girmesine sebep olabilir. Belirli bir sektör veya bir bölgede birçok firmanın zor durumda kalması ise daha büyük iflas dalgasına yol açabilir.
Öte yandan her uygulamada olduğu gibi konkordato süreci suiistimallere de fırsat tanıyabiliyor. Özellikle 2018-2019 döneminde sıkça bu şikayetler dile getirilmişti. Kötü niyetli patronlar, alınan konkordato kararlarıyla alacaklılarının elini kolunu bağlayabildi. İhtiyacı olmamasına rağmen ödemelerini öteleyebilmek için konkordatoya başvuranlar da piyasalara ciddi zararlar verdi.
Bu sebeple iş dünyasının önde gelen isimleri sıklıkla konkordato sisteminin gözden geçirilmesini talep eden açıklamalarda bulunuyor. Hem art niyetlilere izin verilmemesi hem de bir tarafı korurken diğer tarafların zarar görmemesi için sistemin daha kontrollü ve sağlıklı işletilmesi gerekiyor.
Konkordato süreci
Konkordato talebiyle Asliye Ticaret Mahkemesine başvuruda bulunulur.
Kanunda belirtilen belgelerin sağlanması halinde 3+2 ay süren geçici mühlet kararı verilerek geçici konkordato komiseri görevlendirilir.
Geçici Mühlet İlanı ile birlikte 7 günlük itiraz süresi başlar.
Mahkeme, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, geçici mühlet süresi içerisinde 1 yıl + 6 ay sürebilecek kesin mühlet kararı vererek konkordato komiseri atar.
Borçların nasıl ödeneceğini ortaya koyan konkordato projesi hazırlanarak alacaklılara bildirilir.
Alacaklılarla yapılacak toplantıda, borçların bir kısmından vazgeçilmesi veya ödemelerin belli bir vadede tamamlanması konusunda anlaşılırsa konkordato projesi kabul edilmiş olur.
Mahkeme 6 ay boyunca konkordato sürecini takip eder.
Sürenin sonunda konkordato süreci mahkeme tarafından tasdik edilir veya konkordato tasdik edilmeyerek borçlunun iflasına karar verilir.