Kennedy neyi değiştiremez?

Kennedy neyi değiştiremez?
Kennedy neyi değiştiremez?

ABD başkanlığına bir kez daha oturan Trump'ın kabinesindeki en sıradışı isim şüphesiz Robert F. Kennedy Jr. ABD’nin 35. Başkanı amcası John F. Kennedy, küreselci çete tarafından MOSSAD’a infaz ettirildiğinde o daha 8-9 yaşlarındaydı.

O sadece bir başkan yeğeni değil aynı zamanda bir başsavcı ve senatör çocuğu. Kennedy ailesinin başına neler geldiğini insanlar genellikle bilirler.

Çevre hukukçusu, aktivist bir kişi olan Robert F. Kennedy Jr., bugün ABD’nin Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı.

Robert F. Kennedy Jr.
Robert F. Kennedy Jr.

Jr. Kennedy’nin çalışmalarından rahatsız olanlar ve küreselci çetenin paralı ve gönüllü sözcüsü medya onu sürekli ‘komplo teorisyeni’ olarak niteleyerek fikir ve itirazlarını küçümseme yoluna gitti. BBC, Guardian, Wikipedia gibi meşhur pek çok yayıncı hâlâ aynı küçümseme tavrını sürdürüyor.

Bunlara meydana okumaya devam eden Kennedy, hayli eski ve ciddi takipçisi olan mahanow.org adlı sitesinin girişine şunları yazmış: “Halkın gücüne dayalı hareketimiz Wall Street'ten, büyük teknoloji şirketlerinden, büyük ilaç şirketlerinden, büyük gıda şirketlerinden ve savaş makinesinden daha güçlüdür!

Bakanlığın sitesinde ise meydan okuma şu cümlelerle devam ediyor: "Başkanın Amerika'yı Tekrar Sağlıklı Hale Getirme Komisyonu'nu Kurma’ başlıklı yürütme emrini yerine getirmekten heyecan duyuyoruz. Bu bağlamda, özellikle çocukluk çağı kronik hastalıklarına odaklanıyoruz.”

DSÖ’den çıkış kararnamesini imzalarken Trump, “DSÖ bizi kazıkladı, artık bu olmayacak” demişti. Lihtenştayn, Cook Adaları ve Niue adlı üç bağımsız devlet dışında 194 üyeye sahip ve siyonist baronların merkez üstlerinden İsviçre’de konuşlu DSÖ’nün üye sayısı 193’e düşer düşmez İtalya’da da DSÖ’den ayrılma tartışmaları başladı.
DSÖ’den çıkış kararnamesini imzalarken Trump, “DSÖ bizi kazıkladı, artık bu olmayacak” demişti. Lihtenştayn, Cook Adaları ve Niue adlı üç bağımsız devlet dışında 194 üyeye sahip ve siyonist baronların merkez üstlerinden İsviçre’de konuşlu DSÖ’nün üye sayısı 193’e düşer düşmez İtalya’da da DSÖ’den ayrılma tartışmaları başladı.

Belli ki Kennedy, aday olmadan önce ve seçim kampanyasında söylediklerinin ardında. Bunun en bariz icraatı ise ABD’yi, insanlığın başının en büyük belalarından biri hâline gelen Dünya Sağlık Teşkilatı (DSÖ)’den çıkarmak oldu.

DSÖ’den çıkış kararnamesini imzalarken Trump, "DSÖ bizi kazıkladı, artık bu olmayacak" demişti. Lihtenştayn, Cook Adaları ve Niue adlı üç bağımsız devlet dışında 194 üyeye sahip ve siyonist baronların merkez üstlerinden İsviçre’de konuşlu DSÖ’nün üye sayısı 193’e düşer düşmez İtalya’da da DSÖ’den ayrılma tartışmaları başladı.

İtalya meclisine bir kanun tasarısı sunan İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini, gerekçesini şöyle izah ediyordu: “İtalya artık, çokuluslu ilaç şirketleriyle el ele giden, İtalyan vergi mükellefleri tarafından cömertçe finanse edilen bir devletlerüstü güç merkeziyle uğraşmak zorunda değildir. Hadi DSÖ'ye verdiğimiz 100 milyon doları İtalya'daki hastaları desteklemek ve hastanelerimizi ve doktorlarımızı finanse etmek için kullanalım!

İtalya’nın DSÖ’den çıkıp çıkmayacağına meclis ve hükümet karar verecek ise de “İtalya DSÖ'den ayrılmak yerine fonların kullanımı konusunda daha fazla netlik sağlamalı” çıkışı yapan Sağlık Bakanı, ayrılmaya itiraz ediyor.

Amerika’nın DSÖ’den ayrılmasına kızan Ahmet Davutoğlu’nun eski ekip arkadaşları, perspektif.online adlı sitelerinden ABD adına şu şekilde dertlenmişler: “DSÖ’den çekilme kararının hem ABD hem DSÖ hem de dünya sağlık siyaseti açısından önemli sonuçlara gebe olduğu söylenebilir. Öncelikle bu adım, ABD’nin sağlık konusunda küresel ölçekteki reformları teşvik etme konumunu zayıflatabilir. Ayrıca, ABD’nin tek başına yürüttüğü programların, DSÖ gibi küresel bir kurumun sağladığı kapsamlı işbirliğinden mahrum olması, programların sekteye uğramasına zemin hazırlayabilir.”

Kennedy, seçim öncesi ve seçim vetiresindeki açıklamalarında

- Aşıların çocuklarda otizme yol açtığını,

- HIV'in AIDS'e neden olmadığını,

- Antidepresanların özellikle çocukları saldırganlaştırdığını,

- Tarım zehirlerinin gençleri kısırlaştırdığı ve transseksüel yaptığını,

- Koronanın insanlığa kurulmuş bir tuzak ve mRNA aşılarının zararlı oluğunu,

- Klor ve florürle insanların zehirlendiğini, büyük şirketler arasındaki döner kapı sistemi ile Amerikan devleti ve halkının soyulduğunu söylüyordu.

Türkiye chemtrails’in gerçek olmadığı masalını anlata dursun, Kennedy’nin ilk icraatlarından biri, ABD’nin tüm dünya ile birlikte kendi ülke ve halkını da zehirlediği chemtrails’i yasaklamak oldu. Türkiye gibi chemtrails hayranı ülkeleri ise zehirlemeye devam edip etmeyeceği henüz belirsiz.

Trump, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), Medicare ve Medicaid Hizmetleri Merkezleri gibi kurumların denetme yetkisini de Kennedy’e bıraktı ki bu küresel düzenbazları hayli rahatsız etti. Zira sağlık, çevre, aile, çocuk, tarım zehirleri gibi pek çok filim-fırıldak bu kurumlarda çevriliyordu.

Amerika’da bunlar olurken DSÖ’ye büyük imtiyazlar sağlayan, Çevre Bakanlığının adını İklim Bakanlığı olarak değiştiren, şimdi de ‘iklim kanunu’ adı altında insanların hayatında pek çok kısıtlama getirerek ve yeni vergi ihdas edecek olan Türkiye, kraldan çok kralcılık yapmaya devam ediyor.

Amerika değişir ama bizim değişmemiz biraz zor. Çünkü yenik toplumların toparlanması çok zaman alır.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım