Karisine kitap sualler Suphi Saatçi
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi)’nin Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. 2002’de profesörlüğe atandı ve halen Mimar Sinan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Bölümü’nde öğretim üyesi.
1946’da Kerkük’te doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi)’nin Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. Kerkük Kenti ve Ev Mimarisi konulu doktora tezini İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde tamamladı. 2002’de profesörlüğe atandı ve halen Mimar Sinan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Bölümü’nde öğretim üyesi. Ulusal ve uluslararası sempozyumlarda sunulmuş bildirileri ve yayınlanmış makaleleri vardır. Eserleri: Kerkük Güldestesi (1997), Tarihten Günümüze Irak Türkmenleri (2003), Kerkük Evleri (2003), Sinan Atlası (2015).
Yakın zamanda ruh, gönül ve zihin dünyanızda müspet tesir icra eden bir kitap adı lütfeder misiniz?
Siyasî kitaplardan daha çok kültür ve edebiyat kitaplarını tercih ediyorum. Son zamanlarda Tâhirü’l-Mevlevî (Tahir Olgun) tarafından telif edilen Edebiyat Lügati kitabının yeni baskısını okudum. Edebiyatın insan ruhuna müspet tesirler bıraktığına inanıyorum.
Sizde bu tesiri var eden amil nedir?
Klasik edebiyatın büyük bir medeniyetin mahsulü olduğunu düşünüyorum. Onların insana geniş ufuklar açtığı kesindir. Geçmiş dönem kültür tarihi ile bağlarımı güçlendiren kitaplara önem veriyorum.
“Bu eseri mutlaka okumalısınız” diyerek etrafınıza tavsiye ediyor musunuz?
Tarih kitaplarını okumayı, özellikle Osmanlı tarihini okuyup anlamayı gençlerimize tavsiye etmek isterim. Dünya tarihini etkileyen ve İslam dünyasını ayakta tutan Osmanlının misyonunu kavramayan bizim insanımız geleceğini inşa edemez.
Sizin için manalı kitapların ferdi okuma dışında cemiyet halinde okunmasını faydalı buluyor musunuz?
Toplu okumaların belki bir faydası vardır. Kitapların koro halinde okunması bazı örgütler için yararlı olabilir. Ancak kitaplar her insanda ayrı etki bıraktığı için ferdi okumalarla insanların daha iyi gelişeceğine inanıyorum. Ben kitap okurken o kitabın dünyası ile hemhal olmaktan zevk alırım. Bu husus aslında herkes için geçerlidir. Bu bakımdan sevdiğim bir kitabı ikinci kez bile okurum. Yanılmıyorsam Peyami Safa’da okumuştum. Diyordu ki Peyami Safa: “üç ayrı kitabı okumaktansa, bir kitabı üç defa okumak daha iyidir.”
Kendi kimliğinizi bir kitap ya da müellifle adlandırıyor musunuz?
Bir kitaba veya bir müellife bağlanmak bence doğru ve sağlıklı değildir. Sevdiğim ve beğendiğim kitaplar ve müellifler vardır. Her birinin insana kattığı değişik ve ayrı ayrı zenginlikler olduğunu düşünüyorum.
Kitap okurken eserde tercih edilen dil sizin tercihinizi etkiliyor mu?
Eserlerin dili tercih sebebi sayılır benim için. Kitap okurken ilk başta diline dikkat ederim. Güzel Türkçe ve berrak bir dille yazılmışsa zevkle okurum. Berrak dilin, berrak zihinden sadır olduğuna inanırım. Dil bulanıksa, zihin de, fikir de bulanık demektir. Uydurma dile ve bozuk anlatımlara zaten tahammülüm yoktur. Bir kitap ne kadar önemli olursa olsun, güzel Türkçe ile yazılmamışsa ve beni sarmazsa okuyamam.
Kitap alırken kitabın isim, kapak, kâğıt gibi şekli size tesir ediyor mu?
İlk tercihim kitabın konusu ve yazarıdır. Öncelikle onun üzerinde dururum. Ancak kapak, kâğıt ve tasarım da zevkli ise beni cezbeder.
Kitabı neşreden yayınevi sizin için mühim mi?
Yayınevi benim için mühimdir. Ayrıca güven duyduğum yayınevlerinin kitaplarını dikkate alırım. Ötüken Neşriyat, Dergâh ve son yıllarda ilgimi çeken Büyüyen Ay beğendiğim ve güven duyduğum yayınevleridir.