Kar üstünde kan banyosu

Siperde dizine kadar suya batmış Ukrayna askeri birkaç saat kestirebilmek umuduyla kuru bir yer ararken ıslak demir paletler onlarca tonluk tanklar çamura gömülmesin diye sürekli dönüp duruyor.
Siperde dizine kadar suya batmış Ukrayna askeri birkaç saat kestirebilmek umuduyla kuru bir yer ararken ıslak demir paletler onlarca tonluk tanklar çamura gömülmesin diye sürekli dönüp duruyor.

Sıcak savaş coğrafyasında toprak yoğun yağışlarla bataklığa dönüştü ama silahlar hiç susmadı. Kış şartlarının çatışmaları duraksatacağını düşünenler son birkaç haftadır büyük şaşkınlık yaşıyor. Zira İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana insanoğlunun şahit olacağı en kanlı çarpışmalar Ukrayna topraklarında daha yeni başlıyor.

Siperde dizine kadar suya batmış Ukrayna askeri birkaç saat kestirebilmek umuduyla kuru bir yer ararken ıslak demir paletler onlarca tonluk tanklar çamura gömülmesin diye sürekli dönüp duruyor. Kimi Dağıstanlı kimi Çeçen kimi Kazak kimi Ahıskalı binlerce genci bünyesinde barındıran Rus ordusu ise derme çatma bir eğitimle ön cepheye sürülen askerlerin bombalar altında telef oluşunu izliyor.

Vladimir Putin, savaştan yenik ayrılmanın hem kendi iktidarının sonu hem de Rusya'nın parçalanması anlamına geldiğini iyi bildiğinden elindeki kartları daha seri açmaya başladı. Wagner dünyanın her yerinden adam topluyor; Taliban iktidarı sonrası asılma korkusuyla ülkeden ayrılmak zorunda kalmış Amerikan eğitimli Afgan komandolar bile şu an Rus ordusuna lejyoner oldu.

Mahkûmlar cepheye sürülüyor

Putin'in 'şef' lakaplı lokantacısı Yevgeni Prigozhin, yönettiği paralı asker şirketinin görkemli ana karargâhını St. Petersburg'da geçtiğimiz günlerde açmadan evvel hapishane hapishane geziyordu. Müebbetlik mahkûmlar, çocuk tacizcileri, uyuşturucu satıcıları ve katillerden oluşan cezaevi ahalisini 'cephede 6 ay savaş' için ikna etmeye çalışan Prigozhin, bu 6 ayın sonunda hâlâ sağ kalmış olanlara hayatlarının sonuna dek özgürlük vâdediyordu.

Fakat ne cezaevinden çıkarılıp cepheye gönderilen mahkûmlar, ne de biraz para kazanıp yoksul ailesine bakma niyetiyle Rus ordusuna yazılmış gençler, Putin'in Ukrayna kâbusunu tersine çeviremedi. Zira savaşın başında işgal ettiği Herson kentini boşaltmak zorunda kalan Rusya, hem Dinyeper nehrinin doğu yakasında savunma pozisyonuna geçti hem de Donbass hattında toprakları mezhabaya dönüşmüş Bahmut'u binlerce asker kaybetmesine rağmen haftalardır alamadı.

Cephede durum böyle ama Ruslar daha kapsamlı bir taarruza, belki de bozgunların daha büyüğüne hazırlanıyor. Kısmî seferberlik ilânıyla tedarik edilmiş 200 bini aşkın personelin birkaç aylık eğitimi tamamlandı; yeni taarruz planında bu askerler kritik rol oynayacak. Ukrayna yönetimi, Kremlin'in önümüzdeki birkaç ay içerisinde başkent Kiev de dâhil olmak üzere geniş bir işgal girişimi başlatacağını, Putin'in bu amaçla yeni bir seferberlik ilânına bile gidebileceğini bildiriyor.

Yeni bir kan banyosu.
Yeni bir kan banyosu.

Yeni bir kan banyosu

Alınan istihbarat gerçeğe dönüştüğü takdirde, bölge karlar üzerinde yeni bir kan banyosuna sahne olacak. Kuzeyde Belarus sınırından doğuda Donetsk ile Luhansk'tan ve güneyde Dinyeper'den aynı anda başlatılacak saldırılara 200 bini aşkın askerin katılması ve Mariupol, Harkov, Bahmut, Liman gibi 'haritadan silinmiş' kentlere yenilerinin eklenmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Gelgelelim taş üstünde taş bırakmamayı iyi bilen Rusların sahada işi çok ama çok zor: Çünkü batı cephesi boş durmuyor.

300 bin aktif savaşçı personelin yanında 1 milyonu aşkın yedek asker bulunduran Ukrayna, seferberlik için teyakkuzda tuttuğu insan kaynağını yurtdışına artık 5'er bin kişilik tugaylar halinde gönderiyor. Almanya ve Polonya'da Amerikan, İngiltere'de ise İngiliz subaylarca sıkı biçimde eğitilen askerler, cepheye teknolojinin son olanaklarıyla teçhiz edilmiş bir şekilde geliyor. Kimi zaman onlara savaş sırasında Amerikan ve İngiliz askerleri bizzat eşlik ediyor.

Savaşın başında güdümlü tanksavar silahları ve insansız hava araçlarıyla desteklenen Ukrayna, şimdi Patriot, SAMP-T ve SCALP'i konuşuyor. Rusya'nın zayıflatılmasının bedeli olarak neredeyse her ay milyar dolarlık destek paketi açıklayan Washington, NASAMS ile güçlendirdiği Ukrayna'ya şimdi Patriot hava savunma sistemi gönderme hazırlığı yapıyor. Beyaz Saray aynı zamanda Yunanistan'ın Girit'te konuşlu S-300'üne el koyarak bu sistemi TOR-M1 ve OSA ile birlikte Ukrayna'ya sevk ediyor.

Fransız-İtalyan yapımı hava savunma sistemi SAMP-T de Ukrayna yolculuğuna hazırlanırken, İngiliz yetkililer 500 kilometrenin üzerinde menzile sahip seyir füzesi SCALP'i Kiev'e vereceklerini duyurdu. Hava savunma sistemleri Ukrayna ordusunun füzeli saldırıları önleme kapasitesini artırırken, seyir füzeleri ise Kiev güçlerine, Rusya derinliklerine operasyon yapma yeteneği kazandırıyor.

Artık Moskova da hedefte

1970'lerin Sovyet döneminden kalma insansız keşif uçağı Tu-141'leri modernize ederek 'akıllı mühimmat'a dönüştüren Ukrayna, 6 Aralık'ta iki önemli saldırıya imza attı ve Rusya'nın sınırdan 600 kilometre içerideki Dyagilevo ile Engels hava üslerini vurdu. Bu derinlikte bir saldırı yine İkinci Dünya Savaşı'ndan beri yaşanan ilklerden biri oldu.

Dyagilevo'nun Moskova'nın hemen güneyinde olduğunu, Rusya başkentinin bu mühimmatın menzili içerisinde bulunduğunu belirtelim. Yani sınırdan sadece 450 kilometre uzakta bulunan Moskova, SCALP füzelerinin gelişiyle birlikte şimdi daha açık bir hedef konumunda... Seyir füzeli saldırının başarılı olma ihtimali her zaman vardır; çünkü hava savunma sistemlerinin cirit attığı bölgede demode Tu-141 uçar bombaları iki ayrı hava üssünü vurmayı başardı.

Putin'in sağ kolu Dmitri Medvedev, Kırım'ı kaybetmeleri halinde Ukrayna'ya nükleer silahla saldırmaktan çekinmeyeceklerini açıklamıştı. Bu mesajın ardından, aynı anda 15 ayrı hedefe nükleer bomba yönlendirebilen meşhur Satan-2 (Şeytan) kıtalararası balistik füzesinin sevkiyât görüntüleri yayınlandı.
Putin'in sağ kolu Dmitri Medvedev, Kırım'ı kaybetmeleri halinde Ukrayna'ya nükleer silahla saldırmaktan çekinmeyeceklerini açıklamıştı. Bu mesajın ardından, aynı anda 15 ayrı hedefe nükleer bomba yönlendirebilen meşhur Satan-2 (Şeytan) kıtalararası balistik füzesinin sevkiyât görüntüleri yayınlandı.

Ukrayna ordusu tüm bunları yaparken aynı zamanda Zaporijya hattından Melitopol kentindeki Rus birliklerini bombalamaya devam ediyor. İşgal altındaki bu kente yönelik planlanan taarruz başarıyla sonuçlanırsa sahadaki Rus kuvvetleri birbirleriyle bağlantısı bulunmayan iki gruba ayrılmış olacak. Sonraki hedef ise tabii ki Kırım...

Nükleer çılgınlığa doğru

Putin'in sağ kolu Dmitri Medvedev, Kırım'ı kaybetmeleri halinde Ukrayna'ya nükleer silahla saldırmaktan çekinmeyeceklerini açıklamıştı. Bu mesajın ardından, aynı anda 15 ayrı hedefe nükleer bomba yönlendirebilen meşhur Satan-2 (Şeytan) kıtalararası balistik füzesinin sevkiyât görüntüleri yayınlandı. Moskova aynı zamanda sesin 27 katı hıza (Mach 27) ulaştığını iddia ettiği -ki bu hız saatte 32 bin kilometre ediyor- Avangard hipersonik füzesinin ateşlenmeye hazır olduğunu duyurdu.

Mevcut tablo, Rusya'nın cephede kaybettikçe daha da hırçınlaştığını gösteriyor. Nükleer bomba tehditleriyle toplu kıyım mesajları aynı zamanda bir çaresizliğin dışavurumu niteliğinde. Putin'in nükleer savaş düğmesine basmayı göze alıp almayacağını şimdilik kimse bilmiyor. Amerikan istihbaratı, Moskova'nın nükleer kapasitesini harekete geçirdiğine ilişkin bir kanıt olmadığını duyurdu ama... Karabağ'dan altın ve bakır, Suriye'den ise fosfat çalmak için yüzlerce çocuk öldürmeyi göze alanların 'süper güç' olarak adlandırıldığı bir dünyada yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor.

İşgalin asıl çilesini ise şüphesiz ki Ukrayna halkı çekiyor. Enerji altyapısına yönelik sistematik bombardımandan ötürü elektrik ve ısınma imkânlarından mahrum bir halde olmalarına rağmen Ukraynalılar şunu demekten geri durmuyor: "Elektrik olmasın ama topraklarımızda Rus da olmasın!"

Cephede maalesef çok daha kanlı günler göreceğiz.

  • TAYFUN, ATMACA, AKYA, KARAOK, GÖKDOĞAN, BOZDOĞAN, SUNGUR...
  • Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı 20 Aralık 2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşti. Toplantıda alınan kararlar sancılı bir devrin mutlu sonla biten hikâyesi gibi: -Yunanistan'ı hop oturup hop kaldıran TAYFUN füzesi (menzili 1000 kilometre olmak kaydıyla) seri üretilecek. -Menzili 100 kilometreyi geçmiş milli hava savunma sistemi SİPER seri üretilecek. Hava savunma şemsiyesinin nadide üyeleri HİSAR-A+ ve HİSAR-O+'ların seri üretimlerine devam edilecek. -Alçak irtifa hava savunma füzesi SUNGUR seri üretilecek. İşin ilginç yanı şu: Bu güdümlü roket şimdi Bayraktar TB2'ye entegre ediliyor. Dünyada 27 ülkenin tercih ettiği rekortmen TB2 çok yakında hava-hava füzesiyle hava hedeflerini vurmaya başlayacak. -250 kilometrenin üzerinde menzili bulunan gemisavar füzesi ATMACA, KTJ-3200 yerli motoruyla hizmette. Bu füzenin seri üretimi tam gaz devam edecek. Kıyı konuşlu BARBAROS mobil lançerleri, Türkiye'nin sahil bandında düşman gemilerini 250 km'den vurma yeteneğine sahip. BARBAROS fırlatıcı sisteminin kurşunları ise ATMACA ve ÇAKIR füzelerinden başkası değil. -Ukrayna ordusuna da verildiği ortaya çıkan ve İHA'nın işaretlediği bir hedefi 70 km mesafeden etkin biçimde imha eden topçu füzesi TRLG-230 da seri üretiliyor. Bu füzenin SİHA versiyonu 'TRG230İHA' AKINCI'dan ateşlenmişti. -Tank avcısı KARAOK seri üretilecek. ROKETSAN yapımı mobil silah, herhangi bir zırhlı aracı 2,5 kilometreden imha yeteneğine sahip. -Türkiye'nin ilk milli hava-hava füzeleri GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN seri üretilecek. Savaş uçaklarının hava hedeflerini vurmak için kullandığı bu akıllı mühimmat artık yerli imkânlarla üretiliyor. -Yapmayı başarmak için mühendislerin yaklaşık 10 yıl çalıştığı milli torpido AKYA seri üretilecek.
KIZILELMA uçuyor artık.
KIZILELMA uçuyor artık.
  • KIZILELMA uçuyor artık
  • Havacılıkta devrim niteliğinde gelişme 14 Aralık 2022 tarihinde yaşandı: Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı KIZILELMA, Çorlu Havaalanı pistinden havalandı ve tam 5 saat boyunca uçtu. Böyle bir uçağı şu anda Avrupa'da yapabilen ülke yok. Afrika ve Ortadoğu'da da yapılmıyor; buna İsrail de dâhil. KIZILELMA'nın benzerlerini ABD'de birkaç şirket ve bir de Çin yapabiliyor. Yeryüzünde bu türden 'savaşan İHA'ların hepsi de henüz test aşamasında. Yani Türkiye bu konuda yetkinliği tartışmasız bir süper güç haline geldi ama gazetelerin bazısı bu büyük havacılık devrimine gözlerini kapatmayı seçti. Gerçekten inanılmaz ama bu ülkede bazı gazetelerde KIZILELMA'nın ilk uçuşunu yaptığı haberi yayınlanmadı bile. Yüksek teknolojinin bu topraklara faydasından çok onu kimin geliştirdiğine bakan ve vaktiyle Vecihi Hürkuş'un önüne takoz koyan yobaz zihniyet hâlâ ayaktadır. Şüphesiz ki Vecihi'yi şimdi daha iyi anlıyoruz: İyi şeyler yapanı cezalandırmak için pusuda bekleyenler bir yere gitmediler.