KAAN uçtu herkes ağladı

21 Şubat 2024 gününün sabahı Milli Muharip Uçak KAAN havalandığında bu ülkede on milyonlarca kişi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii çalışanlarıyla birlikte gözyaşı döküyordu. Çünkü savunma sanayiinin çılgın projesi KAAN, Türkiye'yi 5. nesil uçak konusunda dünyadaki 4 ülkeden biri yapmış ve dost/düşman herkesi bu toprakların emeğine saygı duymaya mecbur etmişti.

Çarpıcı gelişme dünya çapında belli başlı tüm medya aygıtlarında ana gündem maddelerinden biri haline gelirken, Türkiye'de yayınlanan bazı gazeteler KAAN'a ilişkin tek satır habere bile yer vermemiş olmakla bu topraklarda Türkçe isimlerle barınmaya gelecekte de devam edecek kripto torunlarına eşsiz bir miras daha bıraktı.

KAAN'ı gören Japonlar, "Bizden daha iyi olmanız sinir bozucu" derken, Koreliler vaktiyle maket sandıkları uçağın gerçekten uçtuğunu görüp şaşkınlık içinde kaldı. Rus elçi, KAAN projesinin sırlarından istihbârî ölçekte nasiplenme hedefiyle 'ortaklık' teklif ederken, Ukrayna'dan ise "Bu uçağı istiyoruz. KAAN'ın motorunu biz yapacağız" mesajları geliverdi.

Çin'den Amerika'ya, Afrika'dan Avrupa'ya her coğrafyada ekranları süsleyen KAAN analizleri, panik butonuna basan Yunanlıların gizli hayranlığıyla daha da renklendi. Türklerin teknolojide ulaştığı seviyeyi teslim etmek zorunda kalan Rumlar, KAAN'ın tam teşekküllü hizmete girmesinin uzun yıllar alacağından bahisle "En azından bir süre daha Ege'de hava üstünlüğü bizde olacak" diyerek teselli buldu.

Bir uçak havalandı onlar sustu

Tehcir sonrası geri dönenlerle mübadele sırasında göç etmeyip Türkçe isimler alan güruh birlik oldu; mumları yakılmış menoranın çevresinde toplanıp KAAN'a gizliden sövdü. 'Stratejik asset'le gelen güç kayması, imparatorluk bakiyesi azınlık unsurlarını çileden çıkardı. Soy kütükleri pedofil tapınağına kazınmış Saruman suratlılar sayfalarını KAAN'a kapatıp sustu.

Fakat sessizliğe gömülen yalnız onlar değildi.

KAAN uçtuğunda, Devrim arabasına benzin koymamış sabotajcılar yerine mühendisleri suçlayan Cemal Gürsel sustu.

KAAN uçtuğunda, Amerikalıların emriyle bu toprakları millî havacılığa kapatan İsmet İnönü sustu.

KAAN uçtuğunda, Vecihi Hürkuş'u doğduğuna pişman edenler sustu.

KAAN uçtuğunda, Türklerce üretilmiş uçakların yurtdışına ihracını önlemek için Meclis'te kanun çıkaranlar sustu.

KAAN uçtuğunda, Nuri Demirağ'ı iflas ettirip Yeşilköy'deki Gök Okul'a ve pistlerine mason localarının gücüyle çökenler sustu.

KAAN uçtuğunda, Şakir Zümre'nin bomba imalathanesini soba atölyesine çevirtenler sustu.

Kralların Kralı Babil'in kılıcı

KAAN uçtuğunda, Nuri Killigil'in Sütlüce'deki silah fabrikasını sabotajla havaya uçuranlar panikledi.

KAAN uçtu, 'kalorifer peteği' ile 'vileda sapı'ndan eser kalmadı. Ama o alaycı güruhun arkasındaki saçları belikli menora çetesi, tüm dikkatlerini bu son derece önemli tehdide çevirdi. Bugünden sonra Babil ordusunun keskin kılıçları neyse, Gazze'deki bebek katilleri için KAAN da odur.

Zîra KAAN şimdilik sahipsiz görünen Müslümanların yakın gelecekteki en önemli cezalandırma aracı olacağından, küresel pedofil-siyonist lobi bu projeyi akamete uğratmak yahut sabote etmek için her şeyi yapacaktır.

Gelgelelim KAAN'ın bilinen özellikleri göz önüne alındığında, bebek katillerinin panik yapmakta pek de haksız olmadığı ortaya çıkıyor.

Bazı özellikleriyle dünyada eşsiz

Milli Muharip Uçak, dünyanın en gelişmiş hava aracı olarak gösterilen Amerikan F-22'den bile daha üst bir teknoloji barındırıyor. ASELSAN'ın imâl ettiği AESA burun radarının, F-22'nin ucundaki AN/APG-77 radarından iki kat daha fazla gönderme-alma kapasitesine sahip olacağını bizler değil, Amerikan basını söylüyor.

55 bin feet (16,7 km) irtifada yaklaşık 2 Mach (2200 km/saat) hızla uçarken düşman radarlarına görünmeden ilerleyen ve hava hedeflerini 200-250 kilometre mesafeden ramjet motorlu GÖKHAN füzesiyle vurabilen bir uçak... Art yakıcı (afterburner) kullanmaksızın süpersonik hızla yol alan KAAN, YILDIRIM-100, KARAT, TOYGUN ve TULGAR gibi son derece sofistike sistemlerle teçhiz edildi.

YILDIRIM-100, uçağa yaklaşmakta olan ısı güdümlü füzenin arayıcı başlığını lazer ışınlarıyla tahrip ederken, düşman uçaklarına yerini belli etmeden 'pasif tarama' yapabilen kızılötesi arama aygıtı KARAT ise KAAN'ı benzersiz hâle getiriyor. Gövde altına yerleştirilmiş termal görüntüleme-hedefleme sistemi TOYGUN da hava-hava, hava-yer unsurları için lazer işaretleme-mesafe ölçme görevlerini yapabiliyor.

Uçan bilgisayar niteliğindeki KAAN'ı kullanacak şanslı pilotlar, yüzlerce sensörden gelen verilerin yapay zekâ destekli savaş yönetim sisteminde harmanlanmasıyla birlikte 'hemen her şeyi' TULGAR adındaki kaskın ekranından takip edebiliyor. Renkli ekran, sayısal gece görüş ve hassas kafa takibi teknolojileriyle donatılmış TULGAR kaskı, ASELSAN mühendislerinin geleceğin dünyasından Türkiye'ye getirdiği bir sanat harikası.

Dünyayı değiştirecek silüete koşarken

F-16, Eurofighter ve Rafale'yi cebinden çıkaracak yetenekteki Milli Muharip Uçak, F-22 ve F-35'lerin en önemli rakibi olmaya aday görünüyor. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, bu uçağı geliştirmek için gece gündüz çalışarak evine gitmeyen genç mühendisler sayesinde Türkiye'nin havacılıkta Fransa'yı, Almanya'yı, İngiltere'yi rahatlıkla geçeceğini söylüyor.

5. nesil özellikli yerli motorun da hazır edilmesiyle birlikte KAAN'ın 2028 yılında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilmeye başlanması ve sonrasında ayda 2 adet üretilmesi hedefleniyor. Operasyon sırasında insansız hava araçlarıyla diğer insanlı uçakları da yönetmesi planlanan Kralların Kralı, ANKA-3 ve KIZILELMA ile birlikte uçarken '6. nesil' dünyanın kapılarını da ardına kadar aralamış olacak.

Hani diyor ya bir TUSAŞ mühendisi gözyaşları içinde:

"Bu ülkede başkalarının çocukları anasız babasız büyümesin diye kendi çocuklarını anasız babasız büyütmeyi göze alan askerlerimiz, polislerimiz var.

Biz onların elleri düşmana karşı zayıf düşmesin diye teknoloji geliştiren mühendisleriz. Biz onlar için buradayız."

21 Şubat sabahı saat 08:50'de KAAN uçtu, Türk milleti ağladı. Pilot Barbaros Demirbaş yönetimindeki Milli Muharip Uçak 13 dakikalık seferin ardından piste teker koyduğunda, TUSAŞ çalışanı yüzlerce mühendisle onların anne-babaları, bu ülkenin düşmanlarını ebediyen susturacak silüete doğru koşuyordu.

Aynı gün paylaşılan klipte tan yeri ağarırken Temel Kotil'den şunları duyuyorduk:

"Büyük başarılar normal çabayla ortaya çıkmazlar. Burası normal bir yer değil. KAAN'ın dünyayı de değiştireceğine inanıyorum."