İran seçimlerinin bölgeye muhtemel etkileri
Türkiye'de Pezeşkiyan'ın Türk oluşuna yüklenen karşılıksız, gerçek dışı ve hayalden ibaret anlamlarla Türkiye İran arasında yeni bir bahar rüyası görenler feci şekilde yanılıyor. Mezhep şehvetiyle Anadolu'yu karıştıran ve Sünnî Müslüman kanı döken Safevi devleti ile Şah İsmail Türk değil miydi? 35 yıldır İran'ı yöneten Hamaney'in Türk olduğunu hatırlatmama gerek var mı? Kaçar devletinin Türk olduğunu ve neler yaptığını anlatmama gerek var mı? Hâsılı kelâm; İran'da değişim, dönüşüm veya reform denilen mesele, rejimi tahkim etmekten başka bir şey değildir.
İran'da halk bir Helikopter kazasında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin halefini seçmek üzere sandığa gitti.
28 Haziran'da adayların gerekli %50+1'lik oy çoğunluğunu elde edememesi üzerine seçimler ikinci tura kaldı. 5 Temmuz 2023 Cuma günü yapılan seçimlerde yurtdışındaki diplomatik misyon şeflikleri dâhil ülkede kurulan 59.000 sandıkta 30 milyon 530 bin oy kullanıldı. Reformist(!) aday Dr. Mesud Pezeşkiyan 16 milyon 385 bin oy ile geçerli oyların %53,7'sini alarak İran'ın yeni Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Rakibi Dr. Said Celili 13 milyon 530 bin oyla geçerli oyların %44'ünü alarak seçimin kaybedeni oldu. 5 Haziran'dan beri İran'dayım ve seçim sürecini yerinde ve yakından takip ettim.
Pezeşkiyan ve muğlak konular
Mesud Pezeşkiyan seçim propagandasını, ülkesini her anlamda değişim ve dönüşüme tâbi tutmak gibi güçlü iddia ve taahhütlerden oluşan bir yol haritası üzerine kurmuştu.
Ancak Pezeşkiyan;
* Reform ya da yenilik veya değişimden tam olarak neyi hedeflediğini veya neyi kast ettiğini açıkça ortaya koymadı.
* Seçim öncesinde İran'ın başta Ortadoğu olmak üzere dış politikasına dair tek kelimelik somut ve yeni bir eylem planından bahsetmedi.
* Devletin üzerine konuşlu ve kurulu olduğu; içeride ve dışarıda sorun üreten düzenin işleyişine dair değişim için de tek kelime etmedi.
* 1. Körfez savaşından günümüze kadar Şam, Beyrut, Sana ve Bağdat'ı doğrudan yöneten, bu dört başkenti ele geçirmek için askerî varlığının yarısını kullanan, GSMH'nın %60'nı harcayan, milyonlarca insanın hayatına mâl olan savaşlara taraf olan ve bu savaşları yöneten rejiminin ıslahına dair tek kelime bile etmedi.
* Ülkede enflasyon, işsizlik, derinleşen ekonomik kriz, benzeri görülmemiş boşanma oranları, ülkede çok korkunç boyutlara ulaşan LGBT faaliyetleri, içtimai çürüme, ülkeyi hızla terk eden nitelikli beyin göçü, yolsuzluk, yoksulluk, ülkeyi cezaevine dönüştüren yasaklar, yer yer Kuzey Kore'yi bile geride bıraktıran aşırı baskı ve kontrol araçları gibi sorunlara nasıl bir çözüm getireceğini açıkça belirtmedi.
Mir Hüseyin Mûsevî ve Mehdî Kerrûbî gibi açıkça statükoyu hedef almadı. Bunun yerine kendisini bir iyilik meleği olarak takdim etti. Her sorun için çözüm üretme taahhüdü bulundu ancak sorunların ne olduğuna değinmedi.
İran'ın Kürdistan eyaletine bağlı Kırmanşah, Sine, Merivan, Sakız, Mahabad, Urmiye, İlam ve Senendec kentlerinden ciddi oranda destek aldı, kampanyasını bu bölgelerde Kürtçe konuşarak yönetti.
Özellikle Kirmanşah meydanında, Mahabad ve diğer Kürt şehirlerinde "Bijî Kürdistan" dedi.
Yine 1989 yılında İran istihbaratı tarafından Viyana'da öldürülen İran KDP lideri Dr. Abdurrahman Kasımlo'nun doğum yeri olan Urmiye'de hürriyet, eşitlik, adâlet ve kalkınma sözleriyle halka hitap etti.
Luristan, Kürdistan ve Türkistan (Doğu ve Batı Azerbaycan)'da bulduğu şaşırtıcı destek, merkez ile çevre arasındaki sorunlu ve çatışmalı alanların boyutunu gözler önüne seriyordu.
Pezeşkiyan İran'ı yeniden inşâ edebilir mi?
5 Temmuz Cuma günü gece yarısı zaferini ilan eden Pezeşkiyan'ı, 6 Temmuz Cumartesi günü öğleden sonra ilk tebrik eden Lübnan Hizbullah'ının lideri Hasan Nasrallah oldu.
Bunun üzerine İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan 7 Temmuz Pazar günü Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'a "İran'ın Lübnan Hizbullah'ına ve bölgedeki Tahran destekli diğer milislere verdiği desteğin güçlenerek devam edeceğini, İran'ın bölge halkının gayri meşru Siyonist rejime (İsrail) karşı direnişini her zaman desteklediğini, direniş ekseninin desteklenmesinin İran İslam Cumhuriyeti'nin temel politikalarından olduğunu ve bu desteğin güçlenerek devam edeceğini" belirten bir mektup yazdı.
Pezeşkiyan mektubunu "Bölgedeki direniş hareketlerinin, İsrail'in, Filistin'in ezilen halkına ve bölgedeki diğer uluslara karşı savaş çığırtkanlığı ve suç politikalarını sürdürmesini önleyeceğinden eminim" ifadesiyle bitirdi.
Böylece Pezeşkiyan'ın İran'ın dış politikasında herhangi bir paradigma değişikliğine gitme ihtimalinin olmadığını ve İran'da Hamaney'e rağmen bir eylem planının hayata geçirilemeyeceğini açıkça ortaya koydu. Tüm değişkenler İran lehine sabit kalsa bile muhafazakar bir parlamentonun reformist bir cumhurbaşkanını destekleme ihtimali oldukça düşük görülüyor İran'da. Hem dışarıda ve hem de içeride başarısız, edilgen ve zayıf bir Pezeşkiyan göreceğimiz neredeyse kesin.
‘Fazla bir şey beklemeyin’
Bir mülâkat sırasında "Ali'yi sevdiğiniz için değil Muaviye'den nefret ettiğiniz için bana oy verdiniz. Fazla bir şey beklemeyin" deyimini kullanarak bir Fransız Yahudisinin "insanlar adâleti sevdiği için değil zulme uğramaktan korktuğu için adâleti tercih eder" sözünü getirdi. Bu cümledeki "fazla bir şey beklemeyin" ifadesi belki süreci özetleyen tek doğru ifade oldu.
61.5 milyon seçmenden yalnızca 16 milyon seçmenin oyunu almak teknik olarak yeterli olsa da güçlü bir temsilden ve güçten mahrum bir Pezeşkiyan demektir.
Fars News'te yayımlanan mektubuyla Ortadoğu politikasını "mevcut politikayı tahkim ederek sürdürmek" olarak açıklayan Pezeşkiyan, gelen tepkiler üzerine Tehran Times'a verdiği demeçte, "Yönetimim, tüm ülkelerle ilişkilerde ulusal çıkarlarımıza, ekonomik kalkınmamıza, bölge ve küresel barış ve güvenliğin gereklerine uygun dengeler oluşturarak fırsat odaklı bir politika izleyecektir. İran'ın dış politikası onur, bilgelik ve basiret ilkeleri üzerine kuruludur ve bu devlet politikasının formülasyonu ve uygulanması cumhurbaşkanının ve hükümetin sorumluluğundadır. Bol kaynaklara ve barışçıl İslâmî öğretilere dayanan ortak geleneklere sahip uluslar-ülkeler olarak Türkiye, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve bölgesel kuruluşlarla işbirliği yapmayı sabırsızlıkla bekliyoruz" açıklamasını yaptı. Tamamı temennilerden oluşan bu açıklama aslında Pezeşkiyan'ın rejime karşı çaresizliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Fars News'teki bu haber aslında beni şaşırtmadı. Çünkü İran'da sandıktan çıkan bir iradenin üreteceği bir değişim, dönüşüm veya reformun söz konusu olamayacağı bilinen bir gerçekti.
O halde;
- Pezeşkiyan için reform nedir veya reformist olarak onu kategorize edenlerin amacı nedir?
- 2021'de Cumhurbaşkanı adaylığı Hamaney tarafından engellenen Pezeşkiyan'ın 2024 seçimleri için adaylığı yine Hamaney tarafından neden onaylandı?
- Pezeşkiyan Hamaney'in bir projesi mi?
- Hamaney'in DMO komutanları marifetiyle doğrudan yönettiği İran Derin Devleti (Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi)'ne rağmen Peşezkiyan ne kadar başarılı olabilir?
- Rafsancanî, Hatemî ve Ruhanî gibi yüksek beklenti üreterek seçilen ama seçildikten sonra düzenin nâmus bekçiliğini yapmaktan öteye gidemeyen "reformcu" koleksiyonuna Pezeşkiyan da mı eklenecek?
- Eğer Pezeşkiyan bir proje ise Hamaney bu proje ile nereye varmayı istemektedir?
- Her konuşmasında Hamaney'e olan sadakatine vurguda bulanarak söze başlayan, hayattayken Kasım Süleymani'yle samimiyet ve sadakat ekseninde güçlü ilişkileri olan Pezeşkiyan gerçekten reformist midir?
Pezeşkiyan rejimi rahatlatmak için var
Evvela;
- Molla Rejiminin İran halkına verebileceği hiçbir şeyi kalmamıştır. Temsil, masumiyet ve meşruiyet sorunu olan ve halkta hiçbir karşılığı kalmayan Molla Rejiminin yıkımdan kurtulma çaresini Pezeşkiyan'da aradığı görülüyor.
- Rejiminin ömrünü uzatmak, Rejiminin meşruiyet sorununa dair açıklarını kapatmak, içeride ve dışarıda gittikçe güçlenen muhalefette zafiyet üretmek, halkı hürriyet talebi üzerinden sisteme "reform" beklentisiyle dahil etmek ve halkın sistemin dolaylı bir tamlayan parçası olarak kalmasını sağlamak, hayat ve düşünce biçimine dair kaygılarla sınırlı sorunlar üzerinde varlığını kuran bir muhalefet algısı inşa ederek güçlü ve haklı beklentileri karşılıksız bırakmak ve muhalefeti itibarsızlaştırmak için Dr. Pezeşkiyan'ı bir kart olarak kullandığı görülüyor.
- İbrahim Reisi aracılığıyla yıllar önce yargıyı rejimin ömrünü uzatmak için dizayn eden Hamaney, rejim lehine kültür, yaşam alanı ve meşruiyet zemini üreten temsil, liderlik ve karar alma mekanizmaları marifetiyle ülkede işe yarayan insan bırakmadı. Eğer Hamaney, Pezeşkiyan'ı parantezin dışında tutup adaylığını onaylamasaydı seçime katılım kesinlikle %20'yi bile bulamayacaktı. Bu durumda hem içeride ve hem de dışarıda etrafındaki çember hızla daralacak ve yeni bir baskı dalgasıyla karşı karşıya kalacaktı. Hamaney bu durumu bildiği için Pezeşkiyan'ın adaylığına onay verdi.
- Dikkat edilirse İran'da Türklerin sahiplenmediği hiçbir siyasi hareket, ihya veya yeniden inşa eyleminin başarıya ulaşma şansının olmadığı görülecektir. İran'da Türklerin sahiplenmediği hiçbir eylem Hamaney'in dikkatini çekmez.
- Hamaney bir Türk adayı, üstelik ülkedeki "reform" ihtiyacı üzerinden Cumhurbaşkanlığına taşıyarak rejime muhalif olmada Fars, Kürt ve Beluçları yalnızlaştırdı, Türkleri edilgen ve pasif karakterli bir eksende konumlandırdı.
- Ülkede nüfusun yarısını oluşturduğu belirtilen Türkler kısmen iyimser ve kısmen çekimser olarak Pezeşkiyan hakkında "Bekle-Gör" modunda bulunuyor. Pezeşkiyan'ın seçim zaferiyle Doğu ve Batı Azerbaycan'da "İran'ın Güneşi Batıdan Doğdu" sloganı çok içselleştirilmiş durumda. İşin farkında olan ve İran'ı tanıyanlar için "reform" sadece gerçek olan tek yalandır. Ancak sağını solundan tefrik etme istidadına sahip olmayan sokaktaki milyonlar için Reform yalan olan tek gerçektir.
- Hamaney, Pezeşkiyan'ın adaylığını etrafındaki çemberi daraltanlara karşı bir silah olarak kullandı. İran'daki Marksistler, seküler-liberal sol ve ılımlı dindar gibi çevreler hiçbir şekilde meşruiyetini kabul etmediği rejimin seçim ve reform tuzağına düşerek sistemin meşruiyet sorununa dair açıkları kapatmada kısmen kullanıldı.
- İran'da Reform özgürlükten, özgürlük alışkanlıklara bağımlılıktan ve bağımlı olunana sınırsız erişim talebinden ibaret olsa da genel anlamda sadece açıklığa değil çıplaklığa, mülkiyet haklarına güvenceye, devletin şerrinden milleti koruyacak ahlâklı ve adil bir yeni düzene, devleti kanunla yaratılmış bir İlâh olarak pazarlayan resmîkabullerin ortadan kaldırılmasına, para ve pasaport üzerinden ölçülen ve ayaklar altında çiğnenen devlet itibarının iade edilmesine, seyahat ve ticaret özgürlüğüne, batılı standartlarda insan hakları güvencesine, sansürsüz bir basın ve yayın politikasına, adaleti tesis edecek yeni bir hukuk düzenine, mecburiyetlerin kaldırılmasına ve tercihlerin saygı ve kabul görmesine, kontrolsüz ve hatta sınırsız cinsel yaşam formunu ihtiva eden bir erişim, yaşam ve düşünce hakkının sürdürülebilir olmasına karşılık gelmektedir.
- Seçim vaatleri seçimde kalır
- Bu bağlamda Peşezkiyan, reformun ihtiva ettiği hangi başlıkta İran halkı için çözümün adresi olabilir ki. Hem İran'ın sosyal kültürel yapısı, halkın kültürel ve dinî(mezhebi) aidiyeti göz önüne alındığında teknik olarak da reformları hayata geçirmek mümkün değildir.
- Mahsa Amini tecrübesinden sonra muhalifleri rejime eklemlemek mümkün değildir. Şüphesiz Molla Rejimi, zorunlu tesettür uygulamasından zerre taviz vermeyeceğini açıkça belirtti. "Kadınlarımıza, annelerimize ve kızlarımıza sokakta yapılan insafsız muameleyi bitireceğim" vaadiyle seçim propagandasını kadınların beklentileri üzerinde inşâ eden Pezeşkiyan için reformun uygulanma alanı zerre kadar bulunmuyor.
- Öyleyse başını açmaya teşebbüs eden her kadın, kız veya anne yerlerde sürüklenmeye, onları savunan öğrenci ve hocalar üniversiteden kovulmaya ve gece yarısı idam edilmeye devam edilecek.
- Pezeşkiyan'ın Hizbullah ve sözde Direniş Cephesi'ne "güçlü desteğe devam" mesajıyla İran'ın küresel Siyonizmin harita operasyonlarına memur olmaya Pezeşkiyan döneminde de devam edeceği açıkça görülüyor.
- Önceden hazırlanmış, kamuoyuna deklare edilmiş, medya ve akademi marifetiyle konuşulmuş ve üzerinde kısmen bile ittifak sağlanmış somut tek kelimelik bir eylem planı olmayan Pezeşkiyan nasıl reformcu olabilir?
- Türkiye'de Pezeşkiyan'ın Türk oluşuna yüklenen karşılıksız, gerçek dışı ve hayalden ibaret anlamlarla Türkiye İran arasında yeni bir bahar rüyası görenler feci şekilde yanılıyor.
- Mezhep şehvetiyle Anadolu'yu karıştıran ve Sünnî Müslüman kanı döken Safevi devleti ile Şah İsmail Türk değil miydi?
- 35 yıldır İran'ı yöneten Hamaney'in Türk olduğunu hatırlatmama gerek var mı? Kaçar devletinin Türk olduğunu ve neler yaptığını anlatmama gerek var mı?
- Hâsılı kelâm; İran'da değişim, dönüşüm veya reform denilen mesele rejimi tahkim etmekten başka bir şey değildir.
Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay...