İran kime diş biliyor? Slogan İsrail, hedef Türkiye

Siyonizm karşıtlığını slogan haline getiren İran niçin doğrudan İsrail'i değil de Türkiye'yi hedef alıyor?
Siyonizm karşıtlığını slogan haline getiren İran niçin doğrudan İsrail'i değil de Türkiye'yi hedef alıyor?

İsrail’in Suriye'de i̇ran mevzilerini sürekli vurması o kadar sıradan bir hal almış ki artık pek dikkat çekmiyor. Fakat Tahran'ın ortasına kadar gelip operasyonlar yapabilmesi, durumun sarsıcı bir hâl. Tahran yönetimi “sert intikam” mesajları verip dursa da icraatta en fanatik sempatizanlarını bile ikna edebilmiş değil. Bu durum akıllara ister istemez Tahran-Tel Aviv çekişmesinin kayıkçı kavgası olup olmadığını getiriyor. Cevaplanması gereken soru ise şu: Siyonizm karşıtlığını slogan haline getiren İran niçin doğrudan İsrail'i değil de Türkiye'yi hedef alıyor?

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, The Economist’e yaptığı açıklamalarda “Artık ahtapotun kollarıyla değil başıyla oynuyoruz” dedi. Bu ise İsrail’in İran’ın bölgedeki vekil güçlerini değil, doğrudan yönetimi hedef alacağı şeklinde yorumlandı.

İsrail’in, İran’ın kalbi Tahran’da operasyon gücünü en müşahhas haliyle 2020’de Savunma Bakanı Yardımcısı ve İran’ın Nükleer Enerjisinin en önemli kilit ismi Muhsin Fahrizade’nin filmlere konu olacak suikastında görmüştük.

22 Mayıs’ta Tahran’da evinin önünde öldürülen, Devrim Muhafızları Ordusunun Suriye’deki kilit isimlerinden Albay Hasan Seyyad Hodai’nin suikastından da İsrail sorumlu tutulmuştu. Sadece 3 gün arayla Tahran’ın güneydoğusundaki yüksek güvenlikli Parçin Askeri Araştırma Tesisinin bir bölümünde şaibeli bir olay daha yaşandı.

Devrim Muhafızları Ordusuna bağlılığıyla bilinen Tasnim News, olayda ölen Mühendis İhsan Gadbeygi için ‘şehit’ unvanını kullandı ve yine DMO’ya yakın çevreler İsrail’i suçladılar. Suikastların yanı sıra cezaevleri güvenlik kameralarından, Radyo ve TV kurumu gibi devlet kurumlarının web sitelerine, toplu taşıma sistemlerinden belediyelerin sistemine kadar sık sık meydana gelen siber saldırılarda da rejim muhalifleri grupların yanı sıra İsrail’in ismi zikrediliyor.

İsrail’in ülke içinde bu denli at oynatmasını İran gibi propagandaya dayalı rejim bile saklayamaz hâle gelmiş durumda. Eski İstihbarat Bakanı Ali Yunesî “İsrail’in casusluk servisi MOSSAD’ın ülkenin çeşitli alanlarındaki nüfuzu endişe vericidir ve yetkililer can güvenliklerinden endişe duymalılar” cümlesini kurmuş, özellikle son on yılda İsrail’in İran’ın en kritik yerlerine ciddi derecede nüfuz ettiğinin altını çizmişti. Aynı şekilde özellikle Fahrizade suikastından sonra birkaç üst düzey komutan da İsrail istihbaratının ülkedeki etki alanını itiraf ederek, durumun kontrolden çıktığına işaret etmişlerdi. İran’ın doğrudan İsrail’e karşılık veremeyip iddiaların altında ezildiği bilinen bir konu ama Tahran’ın derdi başka.

Fahrizade suikastından sonra birkaç üst düzey komutan da İsrail istihbaratının ülkedeki etki alanını itiraf ederek, durumun kontrolden çıktığına işaret etmişlerdi.
Fahrizade suikastından sonra birkaç üst düzey komutan da İsrail istihbaratının ülkedeki etki alanını itiraf ederek, durumun kontrolden çıktığına işaret etmişlerdi.

Köşeye sıkışan İran saldırır, ama kime?

Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü eski komutanı Kasım Süleymani 2020’de Irak’ta ABD’nin düzenlediği saldırı sonucu öldürüldüğü zaman tabii olarak gözler İran’ın intikamına çevrildi. İran devrim lideri ve başkomutan Ali Hamaney “sert intikam” mesajı verdi.

Ayrıca İranlı diğer yetkililer bir ağızdan ateş püskürdü. Ancak yapabildikleri tek şey, Bağdat aracılığıyla haber yolladıktan sonra, ABD’nin Irak’taki boşaltılan Ayn-el Esed üssünü vurmak oldu. Ancak intikam fiyaskosunun asıl faciası; İran yönetiminin kendi halkına yaşatmasıyla hafızalara kazındı. Öve öve bitiremedikleri Devrim Muhafızları Ordusu, 8 Ocak 2020’de Ukrayna Havayollarına ait PS752 sayılı yolcu uçağını kalkıştan üç dakika sonra, Tahran semalarında ABD saldırısı sanıp, iki füze ile vurup 176 sivili katletti. Facia bu kadarla bitmedi. Aynı günün akşamı, günler öncesinden yapılan hazırlıklara rağmen Kasım Süleymani’nin memleketi Kerman’daki cenaze töreninde bir facia daha yaşandı, en az 56 kişi izdiham nedeniyle ezilerek öldü.

Evet, İran, ABD’den intikam alacağım derken, kendi vatandaşı yüzlerce kişinin ölümüne sebebiyet verdi ve tarih sayfalarına intikam ile değil beceriksizlik ile yazıldı.

İntikam için neden Türkiye?

Bütün bu olanlara siyasi bir rejimin başarısızlığı deyip geçenler olabilir, ama Türkiye’yi yakından ilgilendiren çok önemli bir mesele var. İsrail’e Suriye’de hatta kendi ülkesinde bile cevap veremeyen İran, intikam almak için neden Türkiye’yi seçiyor?

Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) bu yılın şubat ayında, İran’ın İsrail suikastlarına misilleme için aynı zamanda Türk vatandaşı olan İsrailli iş insanı Yair Geller’e yönelik terör planını zamanında önledi. MİT, o tarihte İran İstihbarat Servisi’nin 9 kişilik suikast hücresini çökertse de İran’ın çabaları orada bitmedi. DMO’nun Suriye’deki etkili elemanı Albay Hasan Seyyad Hodai, Tahran’da suikast sonucu öldürüldükten sonra İran’ın intikam planının yine Türkiye zemininde gerçekleştirebileceği ileri sürüldü. Channel 12 News televizyon kanalının haberine göre, İsrailli güvenlik yetkilileri, Türkiye’de ikamet eden 100’den fazla İsrail vatandaşını telefonla doğrudan arayarak, İran’ın kendilerini hedef alabileceği uyarısında bulundu ve bir an önce Türkiye’yi terk edip, İsrail’e geri dönmeleri çağrısı yaptı.

MOSSAD’ın İran topraklarında İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) suikast elemanlarından Mansur Resuli’yi sorguya çektiğine dair görüntüleri paylaşılınca şok edici husus yine Türkiye detayı oldu. Sorgulanan DMO elemanı, Türkiye’de bir İsrail vatandaşına karşı suikast ile görevlendirildiğini itiraf etti.

İran’ın uyuşturucu baronları gibi aparatları da kullanarak, Türkiye’de yaşayan rejim muhaliflerini ve basın mensuplarını kaçırıp öldürme hikâyelerinin normalleştiği bir zeminde bu tür haberlerin duyulması hiç de iç açıcı değil. Kendi ülkesinde ağır operasyonlara maruz kalan ve bunları bir türlü önleyemeyen bir ülkenin, kendi operasyonları için başka bir ülkeyi kullanmaya çalışması ciddi bir dış politika ve istihbarat sorunu olduğu gibi aynı zamanda bir kara mizah örneği.

Mossad İstihbarat teşkilatı.
Mossad İstihbarat teşkilatı.

İran meczuplarına dikkat

Mayıs ortasında İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İran’ın İsraillilere yönelik terör saldırısı düzenleme girişimleri nedeniyle, İsrail vatandaşlarına İstanbul’a ve Türkiye’ye seyahat etmemeleri çağrısında bulunuyorum” ifadelerini kullanması gündeme damga vurmuş, İran’ın konuya dair sessizliği ise dikkatlerden kaçmamıştı.

Ankara’nın defalarca İran’ı suçüstü yakalamasına rağmen hâlâ Tahran’ın yörüngesinde çalışan İrancı yayın kuruluşlarının itibarlı görüntüler vermeye çalışmaları ve buna çanak tutulması başlı başına bir tez konusu. İran rejimi sosyal tabanını yitirip adım adım sona yaklaşırken, savaşı başka coğrafyalara sıçratma arzusunda görünüyor. Bu durumda şu ana dek ciddiye alınmayan, gerçeklerden kopuk, hiç de azımsanmayacak sayıdaki İran meczupları, pimi çekilmiş canlı bombalara dönüşüp Türkiye’yi zor durumda bırakabilir. Slogan bazında, İsrail ve ABD’ye intikam çığlıkları atıp dişe dokunur hiçbir icraatı bulunmayan İran’ın, Türkiye söz konusu olduğunda tıpkı Suriye’de yüz binlerce masumu doğradığı gibi elinden gelen bütün caniliği göstereceğinden emin olabilirsiniz.

Ne demiştik?

Slogan İsrail ama hedef Türkiye!