İbrahim Reisi’nin ölümü Azerbaycan-İran ilişkilerini etkiler mi?
Azerbaycan Karabağ’ı tamamen özgürlüğe kavuşturduktan sonra bölgede güçlü ve siyaset belirleyici bir ülke olduğunu tescillemiş oldu. Ermenistan’la sınırların belirlenmesi için başlatılan çalışmalar, barış antlaşmasının imzalanması için karşılıklı müzakerelerin yürütülmesi ve Ermenistan yönetiminin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını sürekli vurgulaması, İran’ın “Ermenistan hassasiyeti”ni de zayıflatmış oldu. Buna ek olarak Ermenistan’ın Rusya karşıtı politika izleyip ABD, AB ve NATO ile işbirliğine soyunması İran’ı da fazlasıyla rahatsız etti. Bu durum Azerbaycan’ın İran’ı kendi konumuna getirmesinde en önemli etkenlerden biri oldu.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ölmeden birkaç saat önce Azerbaycan-İran sınırında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le bir araya geldi. İki ülkenin cumhurbaşkanları Karabağ Savaşı’nın sonlanmasından sonra ilk defa böyle samimi ve dostça mesajların verildiği bir ortamda buluştular. Bu buluşmanın diğer önemli bir yanı, Aras Nehri üzerinde iki ülkenin ortak kullanacağı Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışı zamanı gerçekleşmesiydi.
Gerginlikten stratejik partnerliğe
Karabağ Savaşı zamanı ve sonrasında gerilen ikili ilişkiler son dönemlerde yerini karşılıklı iyi niyet adımları ve ortak projelerin gerçekleştirmesine bıraktı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran-Azerbaycan sınırında İbrahim Reisi ile yaptığı önemli görüşmede bölgenin kalkınmasının bölge ülkelerinde yaşayan halkların iradesiyle sağlanması gerektiğini vurgulayarak “bölge dışı ülkelerin işlerimize müdahalesi kabul edilemez" diye ifade etti.
İbrahim Reisi de Azerbaycan'ın başarısını kendi başarıları olarak gördüklerini vurgulayarak Azerbaycan'la ilişkilerinin ve bağlarının sadece komşuluk ilişkisi olmadığını, aynı zamanda gönül bağı, tarihi bağı ve kök bağı olduğunu söyledi.
Aliyev kaza sonrası hemen devreye girdi
Cumhurbaşkanı Aliyev'in o sırada İran Cumhurbaşkanının, İran Dışişleri bakanı da dâhil olmak üzere diğerleriyle birlikte birkaç saat içinde öleceğini, yola çıktıkları helikopterin dağa çarpacağını bilmesine imkân yoktu. Cumhurbaşkanı Aliyev birkaç saat önce çok sıcak bir görüşme sonrasında İbrahim Reisi’nin ölümünden çok üzüntü duyduğunu sosyal medya hesabından duyurdu ve hemen gerekli teknik donanıma sahip 40 profesyonel kurtarıcıdan oluşan arama kurtarma ekibine İran’daki arama kurtarma operasyonuna katılmaya hazır olma emrini verdi.
İkili ilişkilerin düzelmeye doğru gittiği bir dönemde Reisi’nin “zamansız” ölümünün İran-Azerbaycan ilişkilerinin seyrine ve Tahran'ın Güney Kafkasya'daki genel jeopolitik yaklaşımı üzerinde nasıl karşılık bulacağını kestirmek zor olmasa gerek.
Esnek stratejik konum
Azerbaycan Karabağ’ı tamamen özgürlüğe kavuşturduktan sonra bölgede güçlü ve siyaset belirleyici bir ülke olduğunu tescillemiş oldu. Ermenistan’la sınırların belirlenmesi için başlatılan çalışmalar, barış antlaşmasının imzalanması için karşılıklı müzakerelerin yürütülmesi ve Ermenistan yönetiminin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını sürekli vurgulaması, İran’ın “Ermenistan hassasiyeti”ni de zayıflatmış oldu. Buna ek olarak Ermenistan’ın Rusya karşıtı politika izleyip ABD, AB ve NATO ile işbirliğine soyunması İran’ı da fazlasıyla rahatsız etti. Bu durum Azerbaycan’ın İran’ı kendi konumuna getirmesinde en önemli etkenlerden biri oldu.
Azerbaycan’ın son yıllarda İran’la yaşadığı sıkıntılı süreç boyunca tabiri caizse hiç “alttan almaması”, mevcut durumu gerginleştirmekten çekinmemesi, tehdite tehditle karşılık vermesi çok beklenen bir tavır olarak değerlendirilmese de anlaşılan bir durumdu.
Çünkü Azerbaycan, büyük küresel ve bölgesel aktörleri (ABD, AB, Çin, Rusya ve Türkiye) içeren her türlü ticaret ve enerji ağında temel taş olarak görülmesi gerçeğinden yararlanarak stratejik özerkliğini gayet iyi kullanan bir yönetim anlayışına sahip. Böylesine bir jeopolitik konum, Azerbaycan'a herhangi bir devletin uyguladığı baskıya direnme esnekliği sağlıyor.
İkili ilişkilerde radikal değişim olmaz
Azerbaycan ve İran Cumhurbaşkanlarının 19 Mayıs’ta iki ülke sınırında gerçekleştirdiği görüşme son yıllarda ikili ilişkilere damgasını vuran ve o kadar da önemsiz olmayan hınçları geride bıraktıklarının sinyalini verdi. Yeni pragmatizm diye ifade edebileceğimiz bu durum, “çekişme” sonrası her iki ülkenin birbirine daha fazla ihtiyacı olduğunu daha iyi anlamalarından sonra ortaya çıktı diyebiliriz.
İran için sürekli “kırmızı çizgi” diye belirttikleri İsrail vurgusu da eskisi gibi daha gür dile getirilmiyor artık. Normalleşen bir sürecin devam ettiği bir zamanda İbrahim Reisi’nin ölümünden sonra onun yerine geçecek ılımlı veya radikal kanattan kim olursa olsun Azerbaycan-İran ilişkilerini çok fazla etkilemeyeceğini ifade etmek mümkün.
- Çin-Kırgızistan-Özbekistan Demiryolunun İnşası İçin Çabalar
- Çin Devlet Konseyi Başbakan Yardımcısı Liu Guozhong, Kırgızistan’a resmî ziyaret gerçekleştirerek iki ülke arasında birçok konuda anlaşma sağladı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Japarov’la görüşen Liu Guozhong, Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolunun inşası için ellerinden gelen desteği vereceklerini bildirerek projenin uygulama mekanizması konusunda mutabakata vardıklarını, bu konuda üçlü hükümetler arası anlaşmanın hazırlanmasına yönelik ortak çalışmaların tamamlandığını belirtti.
- Görüşmede ayrıca Kırgızistan-Çin sınırında ek kontrol noktaları açılması, hava trafiğinin iyileştirilmesi ve ortak yatırım fonu oluşturulması konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
- Özbekistan Çin’i Geçerek Kazakistan’da Üçüncü Sıraya Yerleşti
- Özbekistan, Kazakistan'daki kayıtlı şirket sayısında Çin'i geride bırakarak üçüncü büyük yabancı yatırımcı oldu. 1 Mayıs itibarıyla Kazakistan'daki Özbek şirket sayısı 4.595’e çıkarak Çin’i geride bıraktı. 1 Ocak 2024’den 1 Mayıs 2024 tarihleri arasında Kazakistan’da Özbekistan sermayeli kurulan şirket sayısı 706 oldu. Kazakistan’da yabancı sermayeli şirketlerin başında 23500 şirketle Rusya geliyor. Türkiye 5500 şirketle ülkedeki yabancı sermayeli şirketlerin sayısına göre ikinci sırada.
- Aliyev'in konuşmasında defalarca vurguladığı gibi ticaret ve ekonomi ikilisi, İran-Azerbaycan ilişkilerinin genişlemesinin itici güçleridir. İran, Bakü'nün hem Doğu-Batı hem de Kuzey-Güney ticaretinde kilit bir ticaret merkezi olarak hizmet etme planlarında belirgin bir şekilde öne çıkıyor.
- Azerbaycan, Özbekistan ve Kazakistan arasında üçlü anlaşma
- Azerbaycan, Özbekistan ve Kazakistan, üç ülkenin enerji sistemlerini birbirine bağlamak için İşbirliği Anlaşması imzaladı. Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikail Cabbarov, belgenin üç ülkenin ekonomi ve enerji bakanlarının Taşkent'te yaptığı toplantı sonrasında imzalandığını söyledi.
- Cabbarov, üç ülkenin enerji sistemlerinin entegrasyonunu ve yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımını sağlamak için tarafların "yeşil" enerji üretimi ve Azerbaycan üzerinden Avrupa'ya ihracatının organizasyonu konusunda beraber çalışacaklarını belirtti. Kazakistan Enerji Bakanlığı'na göre katılımcılar, Hazar Denizi'nin dibine yüksek gerilim kablosu döşenerek enerji sistemlerini bağlama imkânlarını inceleyecekler. Kazakistan Enerji Bakanı Almasadam Satkaliev, Hazar Denizi'nin dibine yüksek gerilim kablosu döşenerek enerji sistemlerini birbirine bağlamak için teknik şartname taslağının daha önce hazırlandığını kaydetti.
- Çin-Kazakistan-Azerbaycan-Gürcistan güzergâhında karayolu taşımacılığı testi
- Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası boyunca Çin-Kazakistan-Azerbaycan-Gürcistan güzergahında bir deneme transit karayolu taşımacılığı gerçekleştirildi. Urumçi'den yola çıkan ve 80 ton ağırlığındaki ilk üç Çin kamyonu, 23 Mayıs'ta Kazakistan’ın Aktau kentindeki Kurik limanında feribota yüklenerek Bakü Limanı’na, oradan da karayoluyla Gürcistan’a geçiş yaptı. Çin'den Batı ülkelerine denizyolu taşımacılığı 52 gün, demiryolu taşımacılığı 22 güne kadar sürerken, karayolu taşımacılığı kapıdan kapıya teslim ile bu süreyi 12 güne indirebiliyor. 2023 yılında bu güzergâhtaki yük hacmi 1,5 kat artarak 1,8 milyon tona ulaştı. 2024 yılının ilk çeyreğinde hacim %63 artışla 450,1 bin tona yükseldi.
- Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası (Orta Koridor); Çin, Kazakistan, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan üzerinden Türkiye ve Avrupa'ya uzanan uluslararası bir ulaşım koridoru olarak "Tek Kuşak, Tek Yol" projesi çerçevesinde uzun zamandır kullanılan bir güzergâh olarak dikkat çekiyor.
- Türkmenistan ve Pakistan TAPI gaz boru hattının inşasını bağımsız olarak finanse edecek
- Türkmenistan ve Pakistan, “Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPI) Doğal Gaz Boru Hattı”nı bağımsız olarak finanse etmeyi ve Türkmen gazını demiryoluyla Avrupa'ya taşımayı planlıyor. Pakistan Petrol Bakanı Musadiq Maliki, uluslararası toplumun dış finansmanı durduran Afgan hükümetini tanıma konusundaki isteksizliği nedeniyle böyle bir karar aldıklarını belirtti.
- Maliki ayrıca Türkmen gazının Pakistan üzerinden AB'ye ihraç edilmesi konusunun da görüşüldüğünü, bu plan kapsamında Türkmen gazı borularla Pakistan'a, daha sonra demiryoluyla Avrupa'ya taşınacak. Pakistan bu yılın Eylül ayı sonuna kadar boru hattının 80 kilometrelik bölümünü kendi topraklarında döşemeyi planlıyor. Aksi takdirde Pakistan 18 milyar dolar para cezasıyla karşı karşıya kalacak. Önceki anlaşmalara göre 10 milyar dolar değerindeki TAPI doğalgaz boru hattı projesinin yüzde 30'u (3 milyar dolar) katılımcıların fonlarından, yüzde 70'i (7 milyar dolar) ise uluslararası finans kuruluşlarından alınan kredilerden karşılanacaktı. Katılımcı ülkelerin tahsis etmesi beklenen %30'un %85'i (2,55 milyar dolar) Türkmenistan'a, diğer %5'i (her biri 150 milyon dolar) Afganistan, Pakistan ve Hindistan'ın üzerine düşüyordu.