Gerçek Hayat Türkiye’dir

Gerçek Hayat’ın çıkışının uyandırdığı heyecanı bugünmüş gibi hatırlarım. Birinci sayının kapağında şöyle bir başlık: Filistin’de Şafak Söküyor. Hafızamıza kazınan, bizi sarsan, bizi düşündüren, bize unuttuklarımızı hatırlatan kapakların ilki. Satır satır okuduğumuz sayıların ilki. Zaman geçti, biz yaşlandık belki ama Gerçek Hayat gençleşti.

GERÇEK HAYAT, İNSAN VE ESER YETİŞTİRDİ

İlk sayının üzerinden tam 19 yıl geçmiş. Şöyle bir düşünelim, fasılasız olarak bininci sayısına ulaşan ve her sayısında bizi şaşırtmaya devam eden kaç mecmuamız var. Bu yüzden Gerçek Hayat değerlidir, Gerçek Hayat bizim hafızamızdır.

Bin sayıdır Gerçek Hayat ciddiyeti, fikri düzeyi ve aynı zamanda edebi seviyeyi temsil etmekten bir an olsun vazgeçmedi. Sadece ele aldığı konularla değil, o konuları işleme biçimiyle de çığır açtı. İnsan ve eser yetiştirdi. Bin sayı boyunca Gerçek Hayat memleketimizin çorak tefekkür topraklarını sulayan bir ırmak gibi aktı.

BİZİ BİLGİLENDİRDİ VE BİLİNÇLENDİRDİ

Bugün yakından tanıdığımız pek çok yazarla Gerçek Hayat sayesinde tanıştık. İlk yazılarını bu mecmuada yayımladılar. Pek çok saygın entelektüel fikirlerini tartışmaya açmak için Gerçek Hayat’ı en uygun mecra olarak gördüler. Bütün külliyatıyla Gerçek Hayat ‘hür tefekkürün kalesi’ unvanını fazlasıyla hak etti.

Gerçek Hayat kuruluşundan itibaren yerli bir mecmua oldu. Pergelinin bir ayağı hep bu topraklardaydı. Diğer ayağıyla bize dünyayı dolaştırdı. Yakın ve uzak coğrafyalardan haberdar olmamızı sağladı. Bizi hem bilgilendirdi hem de bilinçlendirdi.

Dileğim Gerçek Hayat’ın bu misyonunu nice binlerce sayı boyunca sürdürmesi. Ömrü uzun olsun.