Gençler yalana karşı teyakkuzda
Bu çalışmadan öğrendik ki kişileri yalan haber paylaşmaya iten neden, sosyal medya sitelerinin tasarımlarıydı. Diyelim tasarım buna itiyor, peki haber yapanlar, okuyucuları kaybedeceklerini ya da kendilerini güvenilmez bulacaklarını hiç mi düşünmüyor? Cevabını, yeni neslin haber okuyucularında aradık. Yalan haber algılarını, yalan haberleri görünce ne yaptıklarını, doğrulama süreçlerinin nasıl işlediğini öğrendik.
Bazen yalan haberler öyle ustaca veriliyor ki yalan mı geçek mi olduğunu ayırmak için farklı bakış açısı, zaman ve sakin bir beyin gerekebiliyor. Eğer bir mesaj grubuna yalan bir haber görüntü ya da ses düşerse işte orada işler bir anda karışıyor. Her kafadan bir sesin çıktığı bu gruplarda yalan alevlendikçe alevleniyor. Buna bir de sosyal medya eklenince yalana kuyruk üstüne kuyruk ekleniyor. Olaylar üzerinden yapılacak manipülasyonlara alışkın olmayan, meselenin ardalanını çok iyi bilmeyen gençler, bu tuzaklara çok kolay düşebiliyor. Çünkü bildiğiniz bir olay üzerinden yapılan haberde yalan ya da manipülasyonu bulmak ya da o detaydan haberin gerçekliğine ulaşmak mümkün olabiliyor. Özetle, ortaya çıkan yalanlarda üreten kadar tüketen ve yayan da sorumlu olabiliyor. Peki bu iki tarafın sorunu ne? Neyi yanlış yapıyorlar? Temel olarak bunları şöyle listeleyebiliriz;
- • Doğruluğu sorgulama sorunu
- • İlk görülene ya da duyulana inanma ihtiyacı
- • Gelen bilgilerin bir elekten geçtiği, güvenilir birinden geldiği için kesin doğru olduğu inancı
- • Arkadaşların ikna edici görüşleri
- • Araştırma duygusundan yoksunluk
Liste düşündükçe uzar ama ilk akla gelenler ve insanları yalan haberin gerçekliğine inandıran en temel nedenler bunlar. Elbette insan şunu soruyor, elimizde internet gibi bir mecra varken neden hala inanıyoruz bu yalanlara? Bunun cevabını, dijital çağa hızlı adapte olmuş, yeni nesil gençlerde aradık. Onlar da yalan haberin neden yapıldığına anlam veremiyor. Hanife Zülal, onlardan birisi. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainlerin kalkışmanın yanında yürüttüğü manipülasyonda mücadele etmiş.
O gece paylaşılan yalanları şöyle anlatıyor, “Yalan haberle 15 Temmuz'da sosyal medyada ciddi mücadele etmiştim. Hiç unutmam, askerin kafası kesildi diye görselli bir tweet atmıştı birisi. Ortalık kırılıyor ama... Etkileşim üstüne etkileşim. Millet zaten kızgın, ne oldu anlamaya çalışıyor. Birileri de diğer yandan ‘bak işte halk askerini öldürdü’ naraları atıyor. Bir yandan araştırıyorum görseli internetten. Nerede paylaşılmış gerçek mi diye. Meğer paylaşılan, bir askerin 10 yıl önce bir kazada çekilen fotoğrafıymış. O gün insanlar, internetten ilk buldukları görselle diğerlerini kandırıyordu. Hangi kafayla yaptılar hala anlamıyorum.”
Heyecandan paylaşıyorum
Doğruluğundan emin olmadıkları haberlere sıklıkla maruz kaldıklarını aktarıyor gençler. Sık sık maruz kaldıkları bu haberleri okuyorlar mı peki? Havva Ebrar yalan haberlerin kendisini heyecanlandırdığı için paylaştığını itiraf ediyor.
“Okuduğumuz haberlerin büyük bir çoğunluğu yalan. Yani maruz kalmak kaçınılmaz. Okuma sebebimse hem merak hem de ‘bir parça bile olsa gerçek midir’ düşüncesi. Yalan haberlerde sıklıkla kullanılan ‘skandal’ kavramı çok farklı yerlere çekilebileceği için, haberi dikkatli okuyup, doğru anlamak gerekiyor. Kaostan beslenen bir toplum için yalan haberin önemi büyük. Genel olarak heyecan verici bir haber gördüğümüzde yalan mı değil mi çok araştırmadan etrafımızdaki insanlara bunu duyurma çabasına giriyoruz. Onları da heyecanlandırmak ve bu konu hakkında konuşmak hoşumuza gidiyor.”
- Talha ise bu konuda net. “Yalan olduğunu az çok anladığımda, o haberi okumam. Kendi takip ettiğim kaynaklarda çıkan haberlere bakarım. Diğerlerine güvenmem, dikkate de almam.”
Hanife Zülal, yalan haberi gözünden tanırım diyor ve ekliyor, “Her sosyal medya kullanıcısı gibi böyle haberlere maruz kalıyoruz ama önemli olan bu haberlerin yalan olduğunu anlayıp anlamamanız ya da inanıp inanmamanız. Ben güvenmediğim haberi başlığından, fotoğrafından bilirim. Ama yine de okurum çünkü bu şeyin ne tür bir yalan olduğunu ne seviyeye çıkabileceğini merak ederim ki ikinci gördüğümde inanma şansım kalmasın.”
Görüş bol ve çeşitli olmalı
Yalan haberi gözünden anlıyoruz o zaman bize ipuçları verin dediğimiz gençler, bize haberde yalan yakalamanın püf noktalarını sıralıyor. Haberin bir kısmının, video ya da görüntülerin bir kısmı ya da kırpılmış bölümlerinin, eski görüntülerin yeni diye paylaşılması yalanın kendine geniş yer edinmesine olanak sağlıyor. Gerçekliği başka kaynaklardan ve başka görüşlerden sorgulanmayan haber paylaşılınca ortaya kocaman bir yalan çıkıyor. İşte bu noktada tek bir açıdan ve başka fikirlere yer vermeyen haberlerin yalan olduğunu düşündüğünü ifade ediyor Hanife Zülal.
Görüntü ve seslerin yanıltıcı olabileceğini söyleyerek argümanlarını şöyle açıklıyor “Bir kere haber 5N1K sorularına cevap vermelidir. Bunlardan en az birisine cevap vermiyorsa şüphe uyandırır. Kafada soru işareti bırakıyorsa, zaten o haber değildir. Ama yalan habere de çok benzer bir şeydir. Kaynak yok, şahit yok, mağdur ya da uzman yoksa, tek bir bakış açısından net bir sonuç yoksa o haber açık söylüyorum yalandır. İşte belli açılardan fotoğraflar, ne olduğu anlaşılmayan video ve ses kayıtları da buna dahil.”
Ülke ortamı yalana müsait
Sıklıkla spor haberlerini takip ettiğini söyleyen Talha, “Spor, bilim, kültür-sanat ve gündem haberlerini okurum. Özellikle sporda asparagas haber neredeyse her saat yapıldığı için bir şekilde anlıyorum. Konuya hâkim olunca neyin yalan olduğunu anlayabiliyorsunuz haberi okurken” diyerek haber okudukça neyin yalan olduğunu anlayabildiğini dile getiriyor.
Havva Ebrar ise yalan haberlerde en çok karşılaştığımız noktaya temas ediyor: Gerçekdışılık. “Gerçek dışı ve inanılmaz bir haberse şüphelenmek doğamızda var. Ama ülkede gerçek dışı ve inanılmaz şeyler de olabileceği için çoğu haber gerçek mi yalan mı bir süre sonra anlayamıyorsunuz. Ama genel olarak bir filtreleme yapacak olursak; yalan haberler toplum kurallarına, kanunlarına, örf ve adetlerine terstir, gerçeklikle çakışır ve birilerinin çıkarına hizmet eder. Yalan haberi anlayabilmek için genelde güvendiğim veya takipçisi çok hesaplara bakıyorum ya da haber uygulamaları kullanıyorum. Birkaç sitede daha o haberi görürsem yüksek ihtimalle doğrudur diyorum.”
Yalan araştırmaya itiyor
Yalan haberden kaçınmak çoğu zaman pek mümkün olmuyor. Gündemin hızlı akışı, yanlış kaynaktan hızlı yayılan haberler, yoğun tık derken, yalanı geri alırken geçen zaman birçok kişinin bu habere maruz kalmasına neden oluyor. Yalan haberle mücadelede ise tercih edilen yöntemler, kaynak değiştirme (takip edilen yayın organının değiştirilmesi) ya da haber tüketim alışkanlıklarını değiştirme (haber okumama-web sitelerinden değil kurumların sitelerinden habere ulaşma) olarak öne çıkıyor.
- Yalan haberden kaçınmak da çoğu zaman bilgi kirliliğine meze olmamak için bir çare. Hanife Zülal ise yalandan korkmayıp üzerine gittiğini söylüyor. “Niye kaçayım? Yalanı bileyim ki daha ne tür farklılıklar olabilir bir yalanda, öğreneyim. Ama genelde okurum ve gülerim. Daha ne kadar saçmalar ve uyduruk argümanlar bulurlar diye. Ve bunu utanmadan nasıl yapıyorlar, sonuçlarına nasıl katlanacaklar, bunu düşünür biraz eğlenirim.
Tabi ki sonunda hiçbir şey olmayacak. Bu yüzden yapılıyor zaten. Çamur at izi kalsın. Birileri ya da bir şeyler karalanıyor işe de yarıyor yani. O şey, üstünden bu yalanı savuşturamazsa bir ömür öyle anılıyor. Haberi, ortasına kadar okurum ve yalanlara dayanamayacak duruma gelince de kapatırım. Eğer aklıma takılan yerleri varsa, internette arama yaparım. Sonra oradan da başka konulara dalıp giderim. Bu sayede birçok yeni şey daha öğrenmiş olurum. Galiba yalan haberin ya da şüpheli haberin tek olumlu yanı beni araştırmaya itmesi.”
İnandığım şeyi sorgular hale geldim
Yalan haberin üretimi sıkıntılıyken, paylaşımı da yayılımda büyük etkiye sahip. Sosyal medya kullanıcısı olmasanız bile paylaşımınızla etkilediğiniz onlarca kişi olabiliyor. İnsanlar, medyaya karşı güven duymuyor. Kuşkuculuk, güvensizlik ve zor inanırlık gibi duygular medya organlarına karşı beslenen duygulardan sadece birkaçı.
Herkesin telefonunda çok farklı gündemler var. Her telefonda bir yalan haberin dolaşıma girmesi, günde milyonlarca yalan haberin yayılması anlamına gelir. Çünkü internet sayesinde artık herkes haber üreticisi konumunda. Burada yanlış anlaşılan ya da taraflı davranılarak paylaşılan manipülatif, bilgi kirliliği içeren bir yalan haber, etkileşimlerle kitleleri peşinden sürüklüyor.
Talha ise Hanife Zülal’in aksine yalandan kaçan gençlerden. Tehlikesini ise kartopuna benzetiyor ve şunları ekliyor, “Yalan olduğunu anladığım an başka habere geçerim. Yalan olduğunu düşündüğüm haberleri okumadığım için de paylaşmam. Bir de yalan olduğunu biliyorsam insanları yanlış yönlendirmem. Çünkü kartopu gibi oluyor bu haberler. Paylaşıldıkça büyüyor. Birisi bir grupta paylaşıyor, her kafadan bir ses... Sonra gerçeğini falan unutuyorsunuz. Dahası, bildiğiniz emin olduğunuz şeyi falan sorgular hale geliyorsunuz. Çok tehlikeli.”
Teyit sitelerine başvuru az
Ülkemizde yalan haber üzerine yapılan akademik saha çalışmalarında da gençler şüphelendikleri haberleri teyit etme ihtiyacı duyduğunu ifade ediyor. Teyit sitelerine ise gerçeklik konusunda yüzde yüz bir güven duymuyorlar. Nedenlerini sorunca ise sahiplik yapısı, ideolojik duruş gibi nedenleri sıralıyorlar. Doğrulama sitelerinden haberdar olsalar da buralardan doğrulama ihtiyacı duymuyorlar.
Hanife Zülal, teyit sitelerine her zaman bir şans verdiğini ifade ediyor. “En azından nasıl bakmış, benim kaçırdığım hangi donelere ulaşmış? Yetkili kişi ya da kuruma ulaşmış olabilir diye bakarım ama genelde bu tarz şeylerde hem kurumların/kişilerin açıklamalarına bakarım hem de teyit sitelerine bakarım ama hiçbirine yüzde yüz güvenmem. Kısaca, konusuna göre başvuruyorum, evet.”
- Talha “Böyle siteler olduğunu biliyorum ama girip de hiç bakmadım. Yalan mı diye bu sitelerden teyit almıyorum” derken, Havva Ebrar ise “Böyle bir şeyden haberim yok” diyor.
Görüşlerine başvurduğumuz gençler genellikle haberlerini sosyal medya üzerinden alan kişiler. Sosyal medyada yoğun bir haber akışına maruz kalmıyorlar ama merak ettiklerinde telefonlarındaki haber uygulamalarından gelişmeleri takip ediyorlar. Televizyon ve radyo gibi ortamlardan daha az haber alıyorlar ama oradaki manipülasyonun sosyal medyadan daha az olduğuna inanıyorlar. Haber doğrulaması içinse genelde internet araması yapıyorlar. Tatmin edici sonuç bulamayanlar arkadaş ve aile çevresine danışıyor.