Geleceği geçmişte aramamak
Kemalistler, Türk’ü İslamsız bırakmaya çalıştı. Son 21 yılda ise hiçbir Millî Eğitim Bakanı, nesillere İslam’ı öğretmeyi derdinde olmadı. YÖK ve rektörler, Müslüman Türk gencine Kızılelma’sını anlatabilecek öğretmenler yetiştirmedi. Kızılelma’sı olmayan bir seçmen rotasız gemiye benzer.
Seçimler neticelendi. İktidarının 21. Yılında bile Erdoğan’ın yeniden başarı elde etmesi aslında şaşılması gereken bir durum değil. Aksine ‘neden daha fazla oy alamadı’ sorusuna odaklanmak gerekiyor. Zîra Müslüman bıktıran değil sevdirendir. Erdoğan bunu önemli ölçüde başardı ama eğitim başta olmak üzere bazı politikalarda hatalar da yapıldı.
Zîra Türkiye’de hâlâ gerçek tarih öğretilmiyor. Aksine mazi ile savaşılıyor. Anaokulunda başlayan Mustafa Kemal ve İnkılap tarihi, ölene dek geçemediğiniz bir ders olarak sürüyor. Kemalizm’e tam iman etseniz bile bu imanın şeksiz şüphesiz sürmesi için İnkılap tarihi dersi aralıksız sürdürülüyor.
Türkiye’nin en temel meselelerinden biri budur: Gerçek tarihin hiçbir zaman öğretilememesi ve Erdoğan zamanında da öğretilmemiş olması. Müslüman toplumun yüzde 90’dan fazlası Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hayatı olan Siyer’i hiç okumamış. İmam Hatip Liselerinde öğretilen üstün körü Siyer dışında toplumun ekserisinin yeterli bilgisi yok.
Evlerin ezici çoğunluğunda ailecek kitap okunmadığı gibi Siyer de okunmuyor. Kronolojik mânâda bile bilmiyor insanlar. Peygamberinin hayatını bilmeyen bir toplumun geleceği olabilir mi? Elbette olması beklenmez.
Siyer okumamış ve okumamakta ısrar eden bir toplumun, İslam Tarihi ve Türk Tarihi hakkında kulaktan duyma şeyler dışında bir bilgisi de olamaz elbette.
Peygamberinin hayatını Çağrı filminden öğrenen, tarihini tarih dizilerindeki saçmalıklardan işiten bir toplumun nasıl geleceği olsun, seçimlerde doğru tercihi nasıl yapsın?
Ne verdik ki ne bekleyebiliriz?
Tarih ibret alınmak için ise bilinmeyen tarihten nasıl ibret alınabilir ki? Söyleyin lütfen ve özellikle AK Parti yönetimi siz söyleyin, nasıl olacak bu?
Hadi halkı geçtim, AK Parti il-ilçe başkanları ve milletvekillerini Siyer’den imtihan edelim bakalım kaçı geçer not alacak? Siyer bilmeyenler Türk tarihini mi bilecek?
Biz Müslümanlara sürekli Yahudi tarihi okutuldu. Gerçek Hayat’ın Nisan sayısında da Marmara İlahiyat’ta yapılan Yahudilerle ilgili programlarla ait haberde de görüleceği üzere İlahiyat’ta bile hâlâ Müslümanların ve Türklerin tarihine değil, Yahudilerin tarihine yönlendiriliyor talebeler. Bu bir tuzak, bu bir oyun!
Tarihinden habersiz, dizilerdeki yalan yanlış reyting uğruna tahrif edilen uydurma şeylerden tarih öğrenen bir milletin çocuklarının inançta, siyasette, iktisatta, kültürde doğru tercih yapmasını beklemek büyük hata olmaz mı? Bu gençlere ne verdik ki ne bekleyebiliriz?
‘Sizin derdiniz ne?’
Seçime günler kala KADEM’den bütün derdimiz bitmiş gibi cami çıkışı geldi. Neymiş efendim camilerde kadınlara yer yokmuş, en arka tarafa itiliyormuş falan…
Namazda gözü olmayanın mazereti çok olur derler. Bu hemcinslerimizin (ki biz onların hallerinden beriyiz) seçim öncesi çıkışı, pek çok kimse tarafından seçimi sabote olarak okundu. Öyle miydi, değil miydi, zanla hüküm verecek değiliz. Ama KADEM’cilere ‘sizin derdiniz ne’ diye sormak isteriz.
Asr-ı Saadet’te kadınlar Mescid-i Nebî’ye gidiyormuş. Bugün sizin gitmenizi engelleyen ne? Namaz için camiye giden kaç üyeniz var? Söyleyeyim size, hiç kadar az. Yoksa erkeklerle yan yana namaz kılamamak mı rahatsız ediyor? Yapmayın kardeşler, etmeyin! Bu yaptığınız nefsinizin emridir, İslâm’ın değil.
Fatih, Yavuz Selim, Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet gibi büyük camilerimizi yaptıran Sultanlar ve yapan mimarlar sizin düşündüğünüzü düşünememiş mi? Böyle mi diyorsunuz?
Kadının camiye gitmesi farz değil amma gitmesine mâni bir hâl de yok. Fitneye sebebiyet verecekse evinde kılması, camiye gitmesinden bin kat daha evlâ.
Siz de toplumun geneli gibi İslam Tarihi’ni bilmiyorsunuz anlaşılan… Sizi suçlamıyoruz, bildiğinizi sanıyorsanız da kaynaklarınız yanlış…
Çünkü bugün küfür ehli şarkiyatçıların, modernist kadınların, İslam’ı tarihin bir ürünü görüp bugüne hitap etmeyen bir din gibi sunmaya çalışan tarihselci kafaların, Müslüman gibi davranan münafıkların, Yahudilerin, Sünnet’i yok sayan sapkınların kitapları ve Şia palavralarını okuyarak bir yere varamayız.
Hâsılı diyoruz ki, bu milletin hiç olmazsa yeni nesline doğru tarihi öğretin, Siyer-i Nebî başta olmak üzere İslam Tarihi okutun. Türklere gerçek tarihlerini öğretin. Bu millet 1919’da türetilmiş nesepsiz bir millet değil. Celladına âşık edilen bu milletin yegâne kurtuluşu burada. Gelecek, gerçek tarihi bilmekten geçiyoruz.
Kızılelma sadece insansız uçak değildir.
Kızılelma bu milletin gerçek ruhudur.
Kızılelma Hz. Peygamberin gösterdiği hedeftir.
Kızılelma’sı olmayan Müslüman Türk’ün geleceği yoktur.
Türklük, İslamsız yok olmaya mahkumdur. Kemalistler, Türk’ü İslamsız bırakmaya çalıştı. Son 21 yılda ise hiçbir Millî Eğitim Bakanı, nesillere İslam’ı öğretmeyi derdinde olmadı.
YÖK ve rektörler, Müslüman Türk gencine Kızılelma’sını anlatabilecek öğretmenler yetiştirmedi.
Kızılelma’sı olmayan bir seçmen rotasız gemiye benzer.