Fatih'in diğer tabloları da getirilmeli
Aslına bakarsanız, gerek Londra gerekse Doha’da bulunan Fatih portreleri için de bir diplomatik sefer başlatılmalı. Bu ikisinin de ülkemize kazandırılması için gereken çaba gösterilmeli. Türkiye Cumhuriyeti dünya tarihine damgasını vurmuş, üç kıtaya egemen olmuş bir imparatorluğun mirasçısıdır. Ne bir müstemlekedir, ne de bir muz cumhuriyeti...
Anadolu Ajansı 9 Haziran 2017 tarihinde ‘Sultan 2. Osman'ın Cülus-u Hümayun Tablosu Topkapı Sarayı'nda’ başlığıyla bir haber yayınladı. Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Topkapı Sarayı Müzesi ziyaretinde bir törene katıldığı ifade ediliyordu. Hangi törendi bu? "Genç Osman" nâmıyla bilinen Sultan 2. Osman'ın 26 Şubat 1618'de tahta çıkış törenini gösteren Cülus-u Hümayun Tablosu, "Padişah Portreleri Kısmı"nda sergiye çıkıyordu, işte onun merasimi.
Haberde, tablonun Sotheby's Müzayede Evi’nde yapılan "İslam Dünyası Sanatı" açık artırmasında en yüksek fiyat olan 430 bin sterline satın alındığı yazılı. Sotheby's Müzayede Evi’nin internet sayfasında ise 521 bin rakamı mevcut. İlki net satış miktarı, ikincisi vergiler dâhil ödenen tüm para.
Tablo Hakkında Malumat
Sotheby's internet sayfası tabloyu şu isimle takdim ediyor:
“1618-22 tarihleri arasında padişahlık yapan Sultan 2. Osman'ın tahta çıkışı. Avusturya Elçisi Baron Mollard ile birlikte seyahat eden bir Avrupalı sanatçıya ait. 1618 civarı.”
Tablo hakkında ise şu bilgiler mevcut:
- “Avusturya büyükelçisi Baron Hans Mollard von Reinek, büyük tüylü bir şapka ile belirgin bir şekilde Avrupa giysileri içinde resmedilmiş. Tahta çıkma sahnesinin altında, törene katılmak için bir araya gelmiş üst düzey imparatorluk yetkilileri mevcut.
- Tablo bize sanatçının bizzat şahsi izlenimlerini sunuyor. Osmanlı tarihçisi Von Hammer tarafından törende bulunduğu tasdik edilen Avusturya Büyükelçisi Mollard'a eşlik ediyor olmalı. Detaylara gösterilen dikkat sayesinde sadece sanatçının kendi yeteneklerini değil, aynı zamanda Avrupa tarafından nadiren görülen önemli bir tarihi anı, bir Osmanlı Padişahının tahta çıkışını da görmüş bulunuyoruz.”
Kültür Bakanlığı Devreye Girmişti
Bu arada 20 Nisan 2016 tarihinde açık artırmaya çıkarılan “İslam Dünyası Sanatları” eserlerinden Sotheby's Müzayede Evi’nin toplam 5 milyon 400 bin sterlin kazandığını ve o gün satışı yapılan 135 eserin içerisinde 521 bin sterlin ile en pahalı eserin 83 numarada satışa çıkarılan “Genç Osman'ın cülusu” olduğunu önemle vurgulamış olalım.
Peki, tabloyu kim satın almıştı o vakit, hatırlayan var mı? Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı.
Bu hikâyeyi niçin aktardığımızı tahmin etmişsinizdir. Fatih Sultan Mehmet’in üç orijinal portresinden biri sayılan, meşhur İtalyan ressam Gentile Bellini’nin atölyesinden çıktığı tahmin edilen bir tablo Christi’s Müzayede Evi tarafından 25 Haziran’da açık artırmaya çıkarıldı ve 935 bin 250 sterlin karşılığında İBB tarafından satın alındı.
Tablonun müzayedeye çıkacağı daha önceden duyurulduğu için, açıkçası tıpkı 2016 yılında olduğu gibi Kültür Bakanlığı’nın devreye gireceğini tahmin etmiştik. Çünkü bu ülkenin kültür mirasına sahip çıkmak en çok Kültür Bakanlığı’na yakışırdı. Yine de meselenin arka planına tam olarak vakıf değiliz. Sayın Kültür Bakanımızın bu konuda hassasiyet gösterdiğine, birtakım çabalara giriştiğine dair hüsnüniyet içerisindeyiz. Her hâlükârda bu durum gerçekleşmedi ama en azından tablo başka bir ülkeye gitmedi.
Diğerleri De Ülkeye Kazandırılmalı
Peki, tablonun ülkemize kazandırılması niçin önemli?
Fatih’in üç orijinal portresi mevcut dedik. Bunlardan ikisi doğrudan ünlü ressam Gentile Bellini’nin imzasını taşıyor. En meşhuru Londra’daki National Gallery’de, diğeriyse Katar’ın başkenti Doha’da bulunan İslam Sanatları Müzesi'nde yer alıyor. Dolayısıyla üç orijinal portreden bugüne dek hiçbiri elimizde bulunmuyordu. Bunu bir başlangıç olarak telakki etmeli.
Niçin başlangıç dedik? Zira gerek Londra gerekse Doha’da bulunan portreler için de bir diplomatik sefer başlatılmalı. Bu ikisinin de ülkemize kazandırılması için gereken çaba gösterilmeli. Türkiye Cumhuriyeti dünya tarihine damgasını vurmuş, üç kıtada hüküm sürmüş büyük bir imparatorluğun mirasçısıdır. Ne bir müstemlekedir, ne de bir muz cumhuriyeti...
- Türk tarihinin en önemli şahsiyetine ait yeryüzünde sadece üç tane orjinal portre bulunacak ve başka ülkelerde sergilenecek. Kabul edilecek bir hâdise değildir.
Türkiye’ye getirilen tablonun bizzat Bellini eseri olmadığı âşikar. Zaten öyle olsa Osman Hamdi Bey'e ait tablonun 6 milyon 300 küsür bin sterline satıldığı bir ortamda değeri 900 binler civarında olmazdı. Sarayda, Sultan Fatih’in huzurunda yapılmadığı da belli. Zira tablodaki diğer şahsın doğrudan Sultan’ın karşısına dikilmiş hali saray protokolüne ters. Peki, Fatih’in karşısında resmedilen kişi oğullarından biri mi?
Fatih'in Karşısında Duran Kim?
Müteveffa Semavi Eyice’nin Belleten Dergisi’nin Ocak 1973 tarihli 145. sayısına yazmış olduğu “Sultan Cem’in Portreleri Hakkında” isimli makalesine bakılırsa bu kişi Şehzade Cem olabilir.
“İsviçreli tarihçi Rudolf Tschudi (1884-1960), 1959’da Basel şehrindeki bir evde üzerinde Fatih Sultan Mehmed ile genç bir şehzadenin tasvir edildikleri bir tablo bulmuş ve bunu Alman tarihçi Franz Babinger’e bildirmişti. Resim, İsviçreli sanat eserleri tüccarı Christian von Mechel (1737-1817) tarafından satışa çıkarılarak 1807’de bir aileye geçmiş. Babinger herhalde sahipleri istemediğinden, resmin bugün kimin elinde olduğunu belirtmemekte ve bu hususta en ufak bir ipucu vermemektedir.
Bu gizlilik resmin aslını görmeyi başkalarının istemesi için de olabilir.
Resim 45.8 x 34 santim, kıvrılmış ve çatlamış bir tahta levha üzerine yapılmıştır. Levhanın arkasında şu yazı okunur: ‘İkinci Mehmed ve onun oğlunun Gentile Bellini tarafından resmi.’ Bu küçük tabloda karşılıklı olarak iki şahıs tasvir edilmiştir. Bunlardan sağdaki, başka resimleri bilhassa Batılı sanatkârlar tarafından yapılan madalyaların yardımı ile hiç şüpheye meydan bırakmayacak surette teşhis olunabilmektedir. Fakat karşısındaki gencin kim olduğunu çıkartmak aynı derecede kolay değildir. Resmin arkasında ne zaman yazıldığı bilinmeyen İtalyanca yazıda onun da Fatih’in oğlu olduğu bildirilmişse de adı verilmemiştir. Bu durum karşısında üç oğlundan hangisi olabileceği meselesi ortaya çıkmaktadır.
Fatih’in en sevdiği oğlu Şehzade Mustafa (1450-1474), babasından ve Bellini’nin buraya gelişinden hayli yıl önce 1474’te ölmüştür. Fatih’in büyük oğlu Bayazıd (1448-1512) ise Bellini’nin İstanbul’da bulunduğu yıllarda vali olarak Amasya’dadır. Babinger’in kanaatine göre geriye tek ihtimal kalmaktadır ki o da Sultan Cem’dir. Ancak o da bu sıralarda Konya’da yaşamaktadır. Ayrıca Cem’in babası gibi kemerli, bir kartal burnuna sahip olduğu ve bir gözünün de biraz kaymış olduğu bilinmektedir. Resimde kemerli burun olmamakla beraber Babinger, arkada kalan sol gözün şaşılığının belli olduğunu iddia etmektedir. Ona göre bu delikanlı kesin olarak Sultan Cem’dir.”
Üstad böyle diyor ama Bellini'ye ait müstakil bir çalışması bulunan Babinger, bu delikanlının Bosna hükümdarının İstanbul’da rehin tutulan oğlu olabileceğini de ifade ediyor.
Dikkate Şayan Bir Husus
Semavi Eyice’nin makalesinde “Eğer Basel’deki tabloda tasvir edilen genç adam Sultan Cem ise” ifadesinin altına yazılan dipnot ise şöyle:
“Avrupa’da nice tablo sahtekârlıkları yapıldığı bilindiğine göre, bu tablo için de böyle bir ihtimal düşünülebilir. Üzerinde bir laboratuvar incelemesi yapılmadığına göre bu hususta kesin bir şey söylenemez. Biz eseri, hakiki farz ederek bu çalışmamıza aldık. Yoksa evvelce yine bir resim için kullanılmış eski ve yıpranmış bir tahta levha üzerine, eski teknikte yeni bir tablo yapmak ve bunu ‘eskitmek’, sonra hakkında bir yazdırdıktan sonra antika pazarında yüksek fiyatla alıcı aramak hiç de güç bir iş değildir.”
Salvator Mundi Örneğine Dikkat
2017 yılında Leonardo Da Vinci’ye ait olduğu iddiasıyla Suudi Veliahtı Bin Selman tarafından 450 milyon dolara satın alınan Salvator Mundi tablosunun hikâyesi, akla ister istemez Semavi Eyice’nin belirttiği kuşkuları getiriyor. 2019 basımı “The Last Leonardo: The Secret Lives of the World's Most Expensive Painting / Son Leonardo: Dünyanın En Pahalı Tablosunun Gizli Hayatları” adlı kitabıyla gündeme gelen ünlü sanat tarihçisi Ben Lewis’e göre Salvator Mundi kesinkes Da Vinci’ye aittir denilemez.
Tablonun Da Vinci ekolünden gelen ressamlardan birine ait olması çok daha muhtemel. Yani bizzat kendi eseri değil, atölyesinin eseri. Peki, bu durumda 450 milyon dolarlık eserin değeri Ben Lewis’e göre kaç dolara iniyor? Sadece 1,5 milyon dolara.
Dahası, Ben Lewis bu görüşünde yalnız değil. The Guardian gazetesinin 26 Mayıs 2019 tarihli haberine göre Louvre Müzesi uzmanları da aynı endişeyi paylaşıyorlar.