Esencılıs, Los Angeles mı oldu?

​Esencılıs, Los Angeles mı oldu?​
​Esencılıs, Los Angeles mı oldu?​

İsmini vaktiyle püfür püfür esen rüzgârından alan Esenyurt, yapılan inşaatlar sonucu ziyadesiyle kesilen esintisine rağmen bilhassa sosyal medya platformlarında epey “estiriyor”. Z kuşağının yaratıcılığından mı, ilçenin Los Angeles’ı aratmayan siyahi nüfuslu sokaklarından mı çıktı bilinmez, Esenyurt bir süredir “Esencılıs” olarak anılıyor.

Los Angeles’ta Salvadorlu hemşehrilerine adâlet sağlamak için kurulup daha sonra organize bir suç örgütüne dönüşen Mara Salvatrucha çetesinin yaşadığı dönüşümün bir benzeri bugün Esencılıs’ta yaşanıyor. İlçedeki hemşehricilik çeteciliğe dönüşürken bu çeteler kendi yargılarını dağıtmaya başladı. Mahkemelerde yaşanan aksaklıkların da maalesef bunda payı var.

Esenyurt 1989’da ilçe olduğunda nüfusunun yüzde 30 kadarını Kars’tan göçenler oluşturuyordu. Öyle ki ilçe, Amerika’nın kumarhaneleriyle ünlü şehri Las Vegas’a atıfla “Kars Vegas” diye anılıyordu. Hollywood filmlerindeki Amerikan rüyası propagandasıyla yoğrulan Anadolulu gençler, umut yolculuğunu İstanbul’un batı ucundaki bu ilçede bitirmişlerdi. Esenyurt, kurucu belediye başkanı Gürbüz Çapan’ın “maharetiyle” öyle hızlı imara açıldı ki düne kadar bölgede yoğun olarak yaşayan Roman vatandaşların hayvan otlattığı meralarda mantar gibi apartmanlar türedi. Öyle ki Esenyurt’a ilk göçenlerden müteahhit olmayan neredeyse kalmadı. Memlekette neyi var neyi yok satan, gelip Esenyurt’taki akrabalarıyla inşaata başladı.

Esenyurt’a giren kayboluyor

Kısa sürede İstanbul’da ucuz konutun merkezi olan ilçede ne olduysa işte ondan sonra oldu. Şehre hem İstanbul’un başka ilçelerinde tutunamayanlar hem Türkiye’nin geri kalanında yaşam alanı bulamayanlar hem de dünyadaki tüm felaket bölgelerinden kaçan yüz binler akın etti.

Kars Vegaslıların oynadığı rant kumarı, maalesef kimseye hayır getirmedi. Dışarıdan bakıldığında Amerikan şehirlerini aratmazken içine girildiğinde karanlık bir labirentten farksız ilçe, bugün başta uyuşturucu ve hırsızlık olmak üzere birçok suçun, çeşitli terör örgütlerinin ve teröristlerin saklandığı bir sığınak oldu. Bu haliyle yabancı filmlerde suçun merkezi olarak izlediğimiz Los Angeles’e atıfla yoğun bir genç nüfusa sahip ilçe sakinleri, Esenyurt’a “Esencılıs” demeye başladı.

Geçen ay içki dükkânındaki cinayet Türkiye gündemine oturunca, Esencılısta neler olduğunu herkes merak edip sosyolojik, psikolojik tahliller yapmaya başladı. Sorular sorulmaya başlandı. Esenyurt, gerçekten de çeteleriyle meşhur Los Angeles’a mı dönüştü sorusu, bu soruların başında geliyor. Gerçekten ünlü çetelere baktığımızda Esenyurtlu gençlerin giyim kuşamından dinlediği müziğe, artan silah kullanımından şiddete, en önemlisi uyuşturucu kullanımındaki artışa pek çok ortak yön olduğu görülüyor.

Acımasız çetelerin hedefi de çocuklar

Çeteler

18. Cadde Çetesi

18. Cadde Çetesi, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukları kullanmasıyla bilinen, 30 binden fazla üyesi olduğu tahmin edilen acımasız bir güruh.
18. Cadde Çetesi, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukları kullanmasıyla bilinen, 30 binden fazla üyesi olduğu tahmin edilen acımasız bir güruh.

Ortak yönleri görmek için Esencılıs çetelerine ilham veren Los Angeles çetelerinden bazılarına bakmak yeterli. Mesela 18. Cadde Çetesi, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukları kullanmasıyla bilinen, 30 binden fazla üyesi olduğu tahmin edilen acımasız bir güruh. Alâmeti farikaları, adından da anlaşılacağı üzere vücutlarının görünen yerlerindeki, çoğunlukla yüzlerindeki 18 rakamını formüle eden dövmeler. Bu çetede, reise karşı gelmenin cezası da 18 saniyelik dayak. Tabii kısa yoldan infaz edilmesi de büyük olasılık.

Mara Salvatrucha

Salvador göçmenlerinin 70’lerde kurduğu bu çete, başta hemşehrilerini koruma amacı güdüyordu. Ancak zamanla geleneksel bir suç örgütüne dönüştü ve 18. Cadde Çetesi’nin de baş rakibi oldu. Şiddet ve çileye dayalı acımasız ahlâk kuralları ile ünlüdürler. Çeteye katılacak kişiler, çeteye katılmadan önce "beat-in" olarak bilinen bir ritüel ile 13 saniye boyunca dövülür. Bebek ve kadın katli yaygındır. Kurbanların çoğu reşit değildir.

İsrail mafyası

İsrail mafyası, şehirdeki en güçlü çete. Abergil, Abutbul, Alperon, Dumrani, Şiraziler, Amir Molnar ve Zeev Rosenstein isimli İsraillli suç grupları, yerel yönetimlere ve finans çevrelerine sızarak güçlerini artırdı. Üyelerini ağır silah ve patlayıcılar ile donatan İsrail mafyası bu sayede kumarhane, araba hırsızlığı, fuhuş, insan kaçakçılığı, kara para aklama, cinayet, koruma, gasp, tefecilik ve uyuşturucu ticareti gibi alanlarda büyük bir suç imparatorluğu kurdu.

İsrail mafyası, şehirdeki en güçlü çete.
İsrail mafyası, şehirdeki en güçlü çete.

Meksika Mafyası

İsmine rağmen Meksika'dan gelmedi. ABD cezaevlerinde kurulan bu çetenin en güçlü olduğu yer Los Angeles’in de bağlı olduğu Kaliforniya eyaleti. Hapishaneler bunların ellerinde. Başlıca işleri uyuşturucu olan çetenin 65 bin civarında üyesi olduğu sanılıyor. Bu çetenin üyeleri vücutlarındaki 13 rakamı dövmesiyle tanınır. 13 rakamının anlamının, alfabelerindeki “M” harfinin sırası olduğu söyleniyor. Çeteye üye olanlara sadakat testi olarak cinayet veya hırsızlık emri verilir. Görevi reddeden de tamamlayamayan da ölür.

İsmine rağmen Meksika'dan gelmedi. ABD cezaevlerinde kurulan bu çetenin en güçlü olduğu yer Los Angeles’in de bağlı olduğu Kaliforniya eyaleti.
İsmine rağmen Meksika'dan gelmedi. ABD cezaevlerinde kurulan bu çetenin en güçlü olduğu yer Los Angeles’in de bağlı olduğu Kaliforniya eyaleti.

Sinaloa Karteli

Meksika mafyasıyla aynı işleri yapan ama kökleri Meksika'da olan onlarca yıllık derin bir suç örgütü. Psikopat liderleri hakkında filmler diziler çekilen bu çete, en büyük pazarları olan Kaliforniya’ya uyuşturucu sağlayan en organize yapı. Çete, canice infazlarıyla tanınıyor. Örneğin bazı kurbanlarını 45 derecelik açıyla baş aşağı yatırıp yüzüne bir bez bağlıyor. Sonra da yüzüne tuttuğu tazyikli suyla yavaş yavaş boğuyor. Bazılarını çiftliklerinde besledikleri yabani hayvanlara yem ediyor. Silahla infaz edilmek şanslı bir ölüm olarak değerlendiriliyor.

Meksika mafyasıyla aynı işleri yapan ama kökleri Meksika'da olan onlarca yıllık derin bir suç örgütü.
Meksika mafyasıyla aynı işleri yapan ama kökleri Meksika'da olan onlarca yıllık derin bir suç örgütü.

Şam sokağı, Afrika mahallesi

Hollywood filmlerindeki çeteleri, Harlem, Çin mahallesi gibi gettoları görünce şaşırdığımız zamanlar çok geride kaldı. Bugün Esenyurt’ta Los Angeles’i aratmayacak mahalleler var. Bağlarçeşme mahallesi, göçmenlerin yoğun yaşadığı bir mahalle. Sadece Suriyelilere âit dükkânların bulunduğu küçük bir alışveriş merkezi dahi var.

Şam Sokağı

İlçe merkezindeki Cumhuriyet Meydanı'na çıkan iki sokak, Suriyelilerin işlettiği dükkânlar sebebiyle "Şam Sokağı" olarak anılıyor.

Afrika Mahallesi

Tam sayı bilinmemekle beraber Esenyurt'ta 300 bin civarında göçmen yaşadığı tahmin ediliyor. İlçede Suriye, İran, Pakistan, Afganistan ile Afrika ülkelerinden gelen göçmenler yoğunlukta. Her bir topluluk kendi mahallesini kuruyor. Bu gettolaşmanın, Amerika’da ne sonuçlar verdiği ortada.

Çeteler de sosyal medya kullanıyor

Öte yandan isimleri Los Angeles çeteleri kadar “havalı” olmasa da Esenyurt’ta da pek çok çete var.

- Site yönetimi çetesi,

- İnşaat çetesi,

- Rezidans çetesi,

- Haraç çetesi,

- Göçmen kaçakçılığı çetesi,

- Uyuşturucu ve hırsızlık çeteleri aldı başını gidiyor.

Esencılıs çetesi

Bunların ismiyle müsemma olanı ise Esencılıs çetesiydi. Bu çetenin üyeleri, yabancı uyruklu kişileri silah zoruyla rehin alıp, neyi varsa gasp ediyordu. Neyse ki yakalandılar.

Bugün Esenyurt’ta vücutları dövmeli, uyuşturucu müptelası gençler, gökdelenlerin gölgesindeki çarpık mahallelerinde düzene karşı gelmenin yolunun rap müziği dinleyip, çetecilik yapmaktan geçtiğine inanıyor. Üstelik bunu sosyal medya aracılığıyla bir felsefeymişçesine yurdun her yerine yayıyorlar. Bu durumu fark eden kolluk güçleri, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da organize suç örgütleri adına rap şarkıları yaptıkları ve bu örgütlere sosyal medya platformlarında destek verdikleri belirlenen ünlü repçileri yakaladı. Şarkıcı geçinen bu kişilerin evlerinde yapılan aramalarda Kalaşnikof da dahil pek çok silah ve mühimmat ele geçirildi.

Bu üzerinde durulması gereken önemli bir husus. Çünkü daha birkaç yıl önce bu paylaşımlardan etkilenen Ordulu üç çocuk, araba çalıp hiçbir polis kontrol noktasına takılmadan hayallerindeki Esenyurt’u görmeye gelmişti.

Adâlet gecikiyor

Düzendeki boşluklardan faydalanarak suçluları içine çeken dev bir girdaba dönüşen Esenyurt’ta geçtiğimiz ay inşaat işleri yapan iki ailenin birbirine düştüğü ve kanlı bir hesaplaşmaya dönen tekel cinayeti Türkiye gündemine oturdu. Alacak meselesi yüzünden daha önce mahkemelik olan ailelerin davası görülse de adâletin tecellisini bekleyemeyip kendi adâletini arama peşine düştüler. Sonuçta iki genç pisi pisine öldü. Bu husus da üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken başka bir konu.

Alacaklar alınamıyor, mahkemeler deva olmuyor

Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı rapora göre 2022 yılında 228 bin 372 alacak davası açılmış, 376 bin 289 dava da önceki yıldan kalmış. Vatandaşların mahkeme yoluyla alacaklarının tahsili için kararın çıkması yine aynı yılın verilerine göre 516 gün sürüyor. Hâkim başına yılda 700-800 civarında dava düşüyor. Çoğu dava iş yoğunluğu nedeniyle aylar sonrasına erteleniyor.

İlginçtir, Hukuk mahkemelerinde yıl içinde bütün davaların sayısında artış olurken, alacak davasında ise bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında azalma olmuş. Bu verileri görünce kanayan bir yara ortaya çıkıyor. Toplumun bir tarafındaki bozulma kanser gibi hemen başka yerlere sıçrıyor. Daha fazla rant uğruna onlarca katlı gökdelenlerdeki 1+1 ve 1+0 hayatların bozduğu mahalle ve aile yapısı, asayiş ve adalette “geç tecelli”, gelir eşitsizliği gibi konular İstanbul'un en büyük ilçesi, Türkiye’nin de adeta aynası konumundaki Esencılıs’ta işleri içinden zor çıkılır bir hâle sürükledi. Bu gidişin tersine çevrilmesi ve ülkenin geri kalanına da yayılmaması için yapılacaklara hız verilmesi başlıca temennimiz.