Ermenistan nasıl kurtulur?
Ermenistan kendini kuramaz, kurtaramaz büyük güçlerin iradesiyle kullanılan bir âlet olur. Bu âlet şu sıralar kullanışlılığını yitirmişe benziyor. O yüzden küçük ve fakir Ermenistan’ın kurtuluşu için tek çare var: Türkiye ile kayıtsız ve şartsız barışmak. Hatta Türkiye’nin üstün otoritesini tanıyarak barışmak! Bu bütün yakın coğrafyaya ferahlık yayacaktır, neticesi barış ve istikrar olacaktır. Ermenistan üzerinden Türkiye’ye karşı siyaset tezgâhlayanların elleri böylece boşta kalacaktır.
Azerbaycan’ın Ermenistan’ın saldırılarına mukabele için başlattığı Karabağ harekâtı Rusya’nın müdahalesi ile durdu. İhtilaf halloldu mu?
- Görünüşe göre, Azerbaycan memnun. Karabağ tahliye edilecek, Nahcivan’la Azerbaycan arasında kara bağlantısı kurulacak. Bunu “Türkiye ile Azerbaycan arasında bağlantı kurulacak” şeklinde de okuyabiliriz. Türkiye bu bağlantıyı Gürcistan üzerinden kuruyordu. Acaba Gürcistan’ı devre dışı bırakmak şu sıralar Rusya’nın hesabına mı geliyor?
Daha birçok soru var, çünkü belirsizlikler var. Yani önümüzdeki günlerde bu konular üzerinde çok konuşulacak, çok yazılacak.
Biz asıl “Ermenistan meselesi” üzerinde durmak istiyoruz.
Evet, Ermenistan bir “mesele”dir, “problem”dir. Mesele üreten bir mesele hem de!
İki cins devlet var: Birincisi kendini kuran devletler. Türkiye böyle bir devlettir. Hiçbir gücün iradesine bağlı olmayarak ortaya çıkmış, çeşitli merhalelerden geçmiş bugüne gelmiştir. Bin yıl önce Horasan’da kurulan Selçuklu Devleti, Anadolu’yu Malazgirt zaferinden sonra büyük kitle göçleriyle yeni bir şekle sokmuştur. 5 yıl içinde İznik merkezli Anadolu Selçuklu Devleti ortaya çıkmıştır. Bizans’ı mağlup eden Selçuklular, Kudüs’e gitmek iddiasıyla Anadolu’yu istila eden Haçlı sürüleriyle amansız savaşlara girişmiş, neticede bu topraklara Türkiye denilmesini sağlamışlardır.
Anadolu Selçuklularının Moğol saldırıları sonucu inkırazından sonra Osmanlı Devleti daha güçlü bir devlet varlığı olarak bu topraklarda her dinden, mezhepten, ırktan ve görüşten insanı bir arada yaşatmasını bilmiştir. 20. yüzyılda devletimiz emperyalist güçlerin iradesiyle sapmaya maruz kalmışsa da bu sapmanın eninde sonunda tashih edileceğinin belirtileri vardır.
Bugün Türkiye’nin hinterlandında öyle devletler vardır ki, kendi iradeleri ile var olmamışlardır. Mevcudiyetleri ancak başka iradelerle mümkün olmuştur. Yunanistan’dan başlayalım!
Yunanistan devletini Rumlar mı kurdu? Eski Yunan çok gerilerde kalmıştı. Arada Roma ve Bizans (Doğu Roma) var. Sonra 5 asırlık Osmanlı. Ve bu coğrafyada yaşayanlar artık Yunan değil, Rum.
İşte coğrafi adlı bu devlet batılılar tarafından kuruldu, coğrafyaya dayanarak antik bir “modern” kavim icat edildi. Yunanistan kendini kuran bir devlet değil, kurulan/kurdurulan bir devlettir. Kuranlar Yunanistan Devleti(!)ne Alman hanedanıyla bağlantılı birini kral tayin ettiler! Bu yüzden hiçbir zaman müstakil bir Yunanistan siyaseti olamaz. Yunanistan siyaseti, Türkiye’ye yön verme şeklinde emperyalist güçler tarafından belirlenir.
Lübnan’ı, Suriye’yi, İsrail’i, Irak’ı geçiyorum. Bütün bu devletlerin Yunanistan’la benzer yönleri vardır. Yani hiçbiri kendi iradeleri ile ortaya çıkmamıştır.
Gelelim Ermenistan’a…
Ermenistan: Emperyalist proje devlet
Ermenistan da emperyalizmin 19. yüzyıldaki proje devletlerinden biridir. 19. Asırda Osmanlı Devleti’nin ana topraklarından bir kısmını kopararak güçsüz bırakmak için icad edilmiş bir devlet. Ermenistan sınırları belirsiz bir ülke. Tarihen de öyle, 19. Yüzyıl için konuşursak da öyle.
Klikya’dan al, Kafkasya’ya vur! Buralarda Osmanlıların, Müslümanların müsaadesiyle yaşayan Ermeni nüfus var. Hiçbir yerde çoğunluk teşkil etmiyorlar. Yüzyıllar boyunca hâkim unsurla uyumlu olarak yaşamışlar. Hayatlarına, dinlerine, kültürlerine karışılmamış. Ekseriya Müslüman ahaliden daha müreffeh imkânlara sahip olmuşlar. Osmanlı Devleti’nde çok yüksek makamlara kadar gelebilmişler. “Teba-yı sâdıka” sayılmışlar.
Peki ne oluyor? İçinde yaşadıkları devletin hoş görüsünü kullanıp devlet olmak!
Bu akıl Ermenilerin aklı değil, buna Türkçede “koyma akıl” denir. Ermenilerin kafasına sentetik bir devlet fikri sokuldu. Ucu bucağı belirsiz “Büyük Ermenistan!”
Belediye reis Bedros Kapamacıyan
Bu iş terörsüz olmaz! Ermeni komitaları faaliyete geçirildi. Van, Ermeni nüfusun kalabalık olduğu bir yerdi. Bedros Kapamacıyan Belediye reisi oldu. Manifatura tüccarı idi, Müslümanların da desteğini kazanmıştı. Bir Ermeni komitacısı tarafından katledildi. Cenazesine Müslümanlar da katıldı.
Ermeni meselesi İngiliz, ABD, Fransa vb. müstemlekeci devletlerin tahriki ile büyüdü. “Ermenistan devleti” fitnesi olmasa idi, “Ermeni meselesi” olmayacaktı, tehcir olmayacaktı. Ermeniler aramızda gül gibi yaşayacaklardı.
Ermenileri Ruslar kullandı
1. Dünya Harbi’nde coğrafî yakınlık dolayısıyla Ermenileri Ruslar kullandı. Doğu bölgelerimizin işgalinde komitacılar öncü kuvvet rolü oynadılar. Bölgede ciddi Müslüman katliamı yaşandı. Kukla bir Ermeni devleti için etnik temizlik yapılıyordu. Savaştan sonra, Bolşevik devrimi Ermenistan projesinde tadilata yol açtı. Ermeni devleti Sovyet sınırları içinde kuruldu. Daha önce Rus çarlığı bünyesinde özerk bir Ermenistan kurulmuştu.
Ermenistan kendini kuran bir devlet olsa idi, mesele farklı seyrederdi. Ermenistan kurulan bir devlettir. Kendi iradesi ile gideceği yer yoktur. Cirmi nedir ki? Ermenistan’da iki buçuk milyon Ermeni var. Ermenistan sınırları içinde Müslüman ve Türk yok. Azerbaycan’da ve Türkiye’de ise Ermeni nüfus var olmaya devam ediyor. Eğer 1. Dünya Harbindeki komitacılık faaliyetleri olmasa idi, daha büyük bir Ermeni nüfusu ülkemizde var olacaktı.
Şimdi Ermenistan dışında, “diyaspora”da da Ermenistan’daki kadar Ermeni olduğunu varsayalım. Bununla nereye varılabilir ki? Hepi topu beş milyon! Bu nüfus üzerine hükümran bir devletin ancak hayali kurulur!
- Ermenistan kendini kuramaz, kurtaramaz büyük güçlerin iradesiyle kullanılan bir âlet olur. Bu âlet şu sıralar kullanışlılığını yitirmişe benziyor. O yüzden küçük ve fakir Ermenistan’ın kurtuluşu için tek çare var: Türkiye ile kayıtsız ve şartsız barışmak. Hatta Türkiye’nin üstün otoritesini tanıyarak barışmak! Bu bütün yakın coğrafyaya ferahlık yayacaktır, neticesi barış ve istikrar olacaktır. Ermenistan üzerinden Türkiye’ye karşı siyaset tezgâhlayanların elleri böylece boşta kalacaktır.
Bu fikri “ütopik” bulanlar çıkabilir. Asıl Ermenistan devletinin varlığı “ütopik”tir! Ermeniler bir hayalin peşinde bir asırdan fazla zamandır felaketten felakete sürüklendiler. Daha fazla zayiat vermeden bu yoldan dönmeleri aklın ve kendi menfaatlerinin icabıdır.