Dokunulmayan pedofili ağı - Wayfair skandalının arkasındaki gerçekler
Kısa sürede dünya gündemine oturan Waifair olayı Türkiye’de de çok tartışıldı. Daha sonra ise aslında bu çocukların kaybolduktan bir süre sonra ortaya çıktıkları ve ailelerine kavuştukları tespit edildi. Ancak “Bu eşleşmelerin sebebi neydi? Birileri bu siteye kumpas mı kurmuştu, yoksa olan biten milyarda bir rastlanacak talihsiz bir tesadüf müydü?” sorularının cevabı bulunamadı. Çünkü konu herhangi bir soruşturmaya tâbi olmadı.
Temmuz ayının ikinci haftasına damgasını vuran tartışma konularından biri Wayfair tartışması oldu. Tartışmayı başlatan, ABD’de faaliyet gösteren Wayfair adlı mobilya şirketinin internet sitesinde fahiş fiyatlarla satışa sunulan ürünlerdi. Bu ürünlerin isimleri tesadüf denemeyecek kadar büyük bir eşleşmeyle ABD’nin yakın tarihinde kaybolmuş çocukların isimleriyle, barkod kodları bu çocukların doğum tarihleriyle, açıklama kısmındaki bazı kelimeler kayboldukları yerlerle aynıydı. İddiaya göre kaybolan bu çocuklar tacirler tarafından kaçırılmış, bu sitede fahiş fiyatlarla satışa sunulan ürünler ise aslında paravan ve tacirler bu yolla çocukları satıyordu.
Kısa sürede dünya gündemine oturan konu Türkiye’de de çok tartışıldı. Daha sonra ise aslında bu çocukların kaybolduktan bir süre sonra ortaya çıktıkları ve ailelerine kavuştukları tespit edildi. Ancak “Bu eşleşmelerin sebebi neydi? Birileri bu siteye kumpas mı kurmuştu, yoksa olan biten milyarda bir rastlanacak talihsiz bir tesadüf müydü?” sorularının cevabı bulunamadı. Çünkü konu herhangi bir soruşturmaya tâbi olmadı.
Paranoyak Olmakta Haksız Mıyız?
Tartışma böyle sonuçlanmıştı ancak gerçeğin ortaya çıkması, konu üzerine yazılıp çizilmesini bitirmedi. Ana akım medya çoktan olaydan “komplo teorisi” olarak bahsederken, sosyal medyada bu iddiayı dile getirenler “marka karalayıcılar” olarak etiketlenmeye başladı. Peki, gerçekten mesele bu kadar basit miydi? Bu iddialara inananlar, en azından böyle bir şeyin gerçekleşebileceğine ihtimal verenler sadece “marka karalamanın peşinde” olan birileri miydi? Ya da her duyduğuna inanan “komplo teoricileri” miydi? Yoksa bu konularda daha hızlı reaksiyon veren insanların paranoyak yaklaşımının altında somut gerçeğe dayalı bir travma mı var? Benim düşüncem, cevabın sonuncusu olduğu yönünde...
- Öyleyse sorulmamış soruyu sorup cevabını hep birlikte düşünelim: İnsanlar bu derece paranoyak olmakta haksız mı? Şöyle bir hafıza tazeleyelim...
Epstein’in Pedofili Ağı
2008 yılına damgasını vuran olay, güçlü insanlarla çevrili sosyetik hayatıyla tanınan finansçı Jeffry Epstein’in tutuklanmasıyla ortaya çıktı. Ortaya çıkarılan bulgulara göre Epstein’in Little St. James adında bir adası vardı ve bu adada ağırladığı isimlere sunmak için çocuk temin ettiği bir tacir çetesi vardı. Ağırlanan bu isimlerin neredeyse tamamı uluslararası yüksek sosyetenin üyeleriydi. Kimisi prens, kimisi iş adamı, kimisi politikacı... Ancak içlerinde en dikkat çekeni eski ABD Başkanı Bill Clinton’dı. Clinton’ın tam 26 kez bu adaya seyahat yaptığı, bu seyahatlerin 5’inde ise gizli servis korumasını yanına almadığı tespit edildi.
2010 yılına gelindiğinde New Life Çocuk Sığınağı adlı dernekte yaşanan skandal patlak verdi. Dernek kendisini yetim, terk edilmiş, yoksul Haitili ve Dominikli çocukları kurtarmaya adamış bir örgütlenme olarak tanımlamaktaydı. Derneğin eski müdürü Laura Silsby, Haiti'den deprem sonrasında yetim kalmış 33 çocuğu yasadışı yollarla ülkeden çıkarmaya çalışırken yakalandı ve tutuklandı. Silsby'nin avukatı ve karısı da daha sonra uluslararası insan kaçakçılığı çetesine karıştığı şüphesiyle tutuklandı.
Ancak skandal bununla sınırlı kalmadı. Bill Clinton hızlı bir refleksle davalara müdahil olarak Silsby ve onunla birlikte tutuklanan 9 ABD vatandaşının serbest bırakılması için devreye girdi. Haiti’ye gitti. Clinton’ın Haiti’ye ulaşmasından sadece 3 gün sonra ise Silsby'nin cezası “çocuk kaçırma komplosundan” “düzensiz seyahatler düzenlemeye” indirildi.
- Haiti depremi ardından ülke kaybolan ve kaçırılan çocuklarla sarsılırken, UNICEF bile “insan tacirleri Haiti’de” uyarıları yaparken, Clinton ailesi bu olayla neden bu kadar ilgilendi? Suçüstü yakalanan bir çocuk tacirine neden kol kanat gerdi?
BBC Skandalı
2012'de İngiliz BBC’nin kıdemli şovmeni Jimmy Saville'in 100’lerce küçük çocuğu yıllarca istismar ettiği ortaya çıktı.
Bu İngiliz kurumunun içinde, Saville'in yakın çevresinde bu aktivitelerini bilen kimler vardı? Saville'in Londra’nın lüks semtlerinde düzenlediği sapkın partilerde çocukları istismar eden diğer katılımcılar kimlerdi? Saville'in parlamentoyla bağlantılı bir pedofili ağının üyesi olduğu söylemi neden hakkı verilerek soruşturulmadı? Bunu bir tanığın ifadelerine dayanarak dile getiren gazeteci George Entwistle neden istifa ettirildi? Tanık yaptığı “yanılmışım” açıklamasını hür iradesiyle mi yaptı, yoksa buna mı zorlandı? Bu olayın kökü 1970’lere kadar uzanmaktaydı ve 40 yıl nasıl hiç kimse sorgulanmamıştı?
- ‘Yüzüklerin Efendisi’ filmiyle tanıdığımız Elijah Wood 2016 yılında film işindeki güçlü figürlerin pedofilleri koruduğunu" söyledi. Bu kişiler kimlerdi ve aralarında tanıdık simalar var mıydı?
Almanya’yı Karıştıran Skandal
Her gün bir yenisi eklenen bu dehşet verici olayların en yakın tarihlisi ise, Almanya’da ortaya çıkarılan çocuk istismarı skandalı. Alman devleti 30 yıl boyunca yetim çocukları sapıkların eline vermiş. Yerel bir vaka ile başlayan süreç tüm skandalı ortaya çıkardı. Daha önce bu konuyla ilgili polise giden bir babaya da “sorun yok” dendiği tespit edildi. Alman devleti içinde bu ağdan haberi olan kimse yok muydu? Yoksa yerel bir davanın ardından ortaya çıkan bu skandal, sistematik bir politikanın ürünü müydü?
- Özetle başımızı nereye çevirsek “güçlü arkadaşları olan” bir pedofiliyle, bu pedofiliyi koruyan uluslararası bürokrasi, vakıf ve derneklerle karşılaştığımız bu çağda, Wayfair’le ilgili ortaya atılan iddialara insanların ihtimal vermiş olması gerçekten şaşılacak bir durum mu?
Bence asıl şaşılacak durum, bu kadar skandal ortaya dökülmüşken hâlâ çocuk tacirlerinin uluslararası trafiği yokmuş gibi yapan, konuya karşı üç maymunu oynayan insanlardır.