Çocuklara ‘renkli’ uyuşturucu tuzağı
Çocuklar arasında renkli içecek, soğuk çay ve enerji içeceği tüketimi aldı başını gidiyor. Alkollü içeceklere benzeyen kokteyller elden ele dolaşıyor. Medyanın özellikle de sosyal medyanın özendirdiği çocukların dimağları alkole, daha da kötüsü uyuşturucuya merak uyandıran videolarla zehirleniyor.
Ünlü Amerikan yemek zinciri Mc Donalds bu yıl eskiden de bir süre ürettiği ancak ara verdiği bir aromalı sözde süt 'The Grimace Shake’i yeniden piyasaya sürdü. Sadece Amerika’da satılan ürün, sosyal medya fenomenleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki çocuk ve gençlerin tablet, telefonlarına düştü.
İçenlerin bayıldığı, kusar gibi ağzından köpük çıkardığı videolar âdeta uyuşturucu kullananların hareketlerine benziyor. "The Grimace Shake öldürür mü?" diye başlıklar bile görmek mümkün. Forumlarda gençler birbirine, “içen var mı, tadı nasıl, nereden bulabilirim” diye danışıyor. Global pazarlamacılar gençleri nasıl ele geçireceğini maalesef çok iyi biliyor ve bunu başarıyor.
Enerji içecekleri uyuşturucunun ilk adımı
Enerji içecekleri bambaşka bir belâ. İngiliz uzmanlar, enerji içeceklerinin çocukların sınıfta davranışlarını bozduğunu ve kafein yüklü bu içeceklerin, uyuşturucu kullanımını özendirebileceği uyarısında bulunuyor.
Öğrencilerin sabahın ilk saatlerine kadar uyanık kalabilmek için enerji içeceği kullandığını, sonra uykusuzlukla baş edebilmek için yeniden bu içeceklere başvurduğunu söyleyen uzmanlar, aşırı derecede enerji içeceği tüketimiyle alkol, esrar ve mephedrone adlı keyif verici madde kullanımı arasında bağlantı olduğunu vurguluyor.
Esrar reklamı gibi soğuk çay
Öte yandan çocuklar arasında tüketimi çok yaygın olan soğuk çayların sağlık açısından pek çok zararı var. Soğuk çaylar böbreklere zarar veriyor. Soğuk çayların kalorileri yüksek olduğu için fazla içilmesi kilo alımına da sebep oluyor. Vücudun kalsiyum dengesini bozuyor. Kalp atım hızını artırır ve yorgunluk hissi veriyor.Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de satışa sunulan bir soğuk çay markası işi daha da ileriye götürdü. Kutusunun üzerinde esrar yaprağı taşıyan bu soğuk çayın satışı en büyük zincir marketlerde yapılıyordu.
‘Fantastik doğal his’ sloganıyla satışa sunulan soğuk çayın tanıtımında şu ifadeler yer alıyordu:
“Yoğun iş stresini yaşadığınız günlerde rahatlamak ve zihninizi düşüncelerden arındırmak için kenevirli soğuk çay içebilirsiniz. Mide, bağırsak hastalıklarına iyi gelen kenevir alternatif tıpta uzun yıllardır kullanılan bitkiler arasında yer alır. Yatıştırıcı ve uyarıcı etkisi sayesinde yorgunluk ve uykusuzluk sorunlarının geride kalmasına yardımcı olur.”
Denetime takılmayan ürün, şükür ki çıkan haberler sayesinde yasaklandı.
Tiktok pazar yeri gibi
Uyuşturucu kullanım yaşının iyice düştüğü günümüzde TikTok benzeri uygulamalarda çocukların uyuşturucu deneyimlerini anlattığı videolara, hatta nereden tedarik edebileceklerine dair bilgilere ulaştıkları görülüyor.
Kendi aralarında şifreli bir dil oluşturan bağımlı çocuklar, sosyal medya platformlarının kelime takibini de bu şekilde aşıyor. TikTok videolarının altına gençler, ‘Paylaşmak’ kelimesinin geçtiği yorumlar yazıyor. Burada ‘paylaşmak’ ile ‘ekstazi’ kastediliyor.
Çocuklar ve gençler sarhoş olduklarında kendilerini filme alıp sosyal medya platformunda yayınlıyorlar. Videolarına fon müziği olarak uyuşturucuyu yücelten rap şarkıları koyuyorlar. Yorum bölümünde de uyuşturucunun nasıl kullanılacağına dair ipuçları paylaşılıyor ve torbacılara aracılık ediliyor.
Uyuşturucu bir 'tık' kadar yakın
Ayrıca TikTok’ta reşit olmayanların ilk uyuşturucu kullanım deneyimlerini paylaştığı sayısız video var. Bir videodaki genç, "İlk kez kaç yaşındaydınız?" diye soruyor ve binlerce beğeni alıyor. Çok sayıda kullanıcı bunu 9-15 yaş arası olarak yanıtlıyor.
Geçmişte uyuşturucu kullanan ve görüntülerini TikTok hesabında paylaşarak trend olan bir kullanıcı, "Uyuşturucunun görüntülenmesini, reklamını ve ticaretini yasaklayan TikTok kurallarını" aşmanın aslında ne kadar kolay olduğunu da açıklıyor:
“Uyuşturucu” veya druff için arama yaparsanız hiçbir şey bulamazsınız. Ancak çocuklar ve gençler filtreleri nasıl atlatacaklarını biliyorlar. ‘drff’ ve ‘tanteemma’ etiketleriyle uyuşturucu videoları, ‘MDMA’ şifresiyle ekstazi videolarına ulaşılabiliyor.”
Torbacılar cirit atıyor
TikTok’un tek tehlikesi sadece videolar da değil. Platform uyuşturucu satıcıları için âdeta ‘aracılık’ yapıyor. Uyuşturucuyla ilgilenen herkes hızlıca Telegram ve WhatsApp gruplarına davet ediliyor. Bu gruplarda uyuşturucuya ulaşmak çocuk oyuncağı.
Güle oynaya uyuşturucu reklamı
Çocuklar için bir başka uyuşturucu tuzağı da mobil oyunlar.
Dünyada video oyunları giderek yaygınlaşıyor. Milyarlarca dolarlık sektörde bazı oyunlar, gençleri zararlı maddelere özendiriyor. Bu oyunlardan birisi, tamamen ücretsiz olarak indirilebilen ve oyuncuların uyuşturucu madde esrar yetiştirme konusunda birbiriyle yarıştığı Bud Farm: Grass Roots adlı mobil oyun.
Akıllı cep telefonlarına ücretsiz olarak indirilebilen bu oyun, gençleri uyuşturucu madde üretimine ve tüketimine özendiriyor. Uyuşturucunun yasal olduğu Kanada’nın Vancouver Adası’nda stüdyosu bulunan LDRYL isimli oyun şirketi, “Bud Farm” adlı oyunu piyasaya sürmüş. LDRYL şirketinin dört farklı türde uyuşturucu çiftliği oyunu internette karşınıza çıkıyor. Yine Koolbros ve Metamoki adlı şirketlerin de benzer oyunları yer alıyor. Oyunlara göstermelik olarak +17 yaş sınırı konulmuş.
Bud, İngilizcede argo olarak “ot” demek. Çift anlamlı kullanılan Bud, “dost, kanka” anlamına gelen “buddy” kelimesinin de kısaltılması. Oyundaki karakterler de size sürekli “Bud” olarak hitap ediyor. Böylece “Ot senin dostundur” alt metni veriliyor.
Uyuşturucu üretimin her yolu var
Bud Farm oyunu ücretsiz olarak her platformda indirilebiliyor. Oyun içinde çeşitli gübre, para, coin gibi satın almalar da bulunuyor. Oyunun simgesi, bir tür keyif verici olarak bilinen Cannabis (Marijuana), yani dişi Hint keneviri.
Çeşitli uyuşturucuları çağrıştıran kelimeler de oyunun her yerinde mevcut. Reklam izlerken “Potbucks”a tıklıyorsunuz. Pot, “sarılı ot” anlamına geliyor. Eczane gibi bir yerin adı da “Pharmaweed.” Weed kelimesi İngilizce esrar demek. Fırında uyuşturuculu kekler bulunuyor. İneklerinizden sağdığınız sütleri uyuşturucuyla karıştırıp içecek haline getiriyorsunuz. Değirmende uyuşturuculu un öğütülüyor. Ana merkez gibi olan evde de saksılarda 10-15 çeşitten fazla otlar yetiştiriyorsunuz. Bunları üretip para kazanıyorsunuz, para kazandıkça da eşyalarınızı geliştiriyorsunuz, eşyalarınızı geliştirdikçe de daha kaliteli “mal” üretiyorsunuz.
Oyun karakterleri de keş!
Oyunun karakterleri de dikkat çekici. İnsanların hemen hemen hepsi hippi kılığında. Uyuşturucudan kiminin gözaltları mor, kiminin gözü kör, kiminin ağzından salyalar akıyor, kimi yırtık pırtık kıyafetler giyiyor. Bazı karakterler zombileşmiş olarak karşımıza çıkıyor.
Kurduğunuz inek ahırında hayvanlar, odalarda yetiştirilen uyuşturucularla besleniyor, bunun karşılığında sütleri de madde etkili oluyor. İneklerin hepsinin kendinden geçmiş olması göze çarpıyor.
LDRYL: 40 milyon kişi oynuyor
LDRYL şirketi kendilerini şu sözlerle övüyor: “Her yıl dünya çapında 40 milyondan fazla (ve artmaya devam eden) insan tarafından oynanan, dünyanın en popüler esrar temalı mobil oyun serisi "Bud Farm"ın yaratıcılarıyız.” Şirket amacını da LGBTQ+ kültürüne sahip çıkmak olarak ilân ediyor.
Narkolog raporuna göre gençlerimiz ve çocuklarımız, uyuşturucunun ilk hedef kitlesi arasında. Türkiye uyuşturucuya karşı etkin mücadelesini yükseltirken, cep telefonlarında bu tür oyunlara rahatlıkla ulaşılabilmesi geleceğimiz için tehlike oluşturuyor. Gençlerimizi korumak için hem devlete hem de ailelere görev düşüyor. Bu tür oyunlara ulaşım engellenmeli. Aileler de bilinçli olmalı, çocuklarının ne oynadıklarına dikkat etmeli.
Bir deneyen bir daha bırakamıyor
Ekranda ve sosyal medyada görüyorsunuz. Sanki uyuşturucu kullanılabilir, standart bir şey gibi insanlara gösterilmeye çalışılıyor. Oysaki öyle değil. Uzmanlara göre uyuşturucuyu bir kez deneyenlerin yüzde 70’i bağımlı oluyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Adli Bilimler ve Adli Tıp Enstitüsü araştırmacıları, İstanbul'daki atık su arıtma tesislerinden alınan örnekleri analiz etti. Amaçları, kentteki uyuşturucu kullanım oranlarına ulaşmaktı. Water Research Dergisinde yayımlanan araştırma, dehşete düşüren veriler ortaya koydu. 14 arıtma tesisinde yapılan araştırmaya göre İstanbul'da en çok kullanılan uyuşturucu türü esrar oldu. Listede esrarı, eroin ve kokain takip etti. Esrar kullanımında Silivri'nin bir bölümü, Büyükçekmece'nin sahil kesimi ve Çatalca'nın küçük bir bölümü öne çıktı. Gelir düzeyinin en düşük seviyede olduğu, Karadeniz kıyısındaki Arnavutköy ilçesi eroin, metamfetamin ve kokain kullanımının en yoğun olduğu bölgede yer alırken, ekstazi ve esrar kullanımında da ön sıralarda yer aldı. İstanbul, dünya geneline yapılan sıralamada en çok esrar kullanan kentler arasında Barcelona'dan sonra ikinci sırada geldi.
Breaking Bad metamfetamini dünyanın başına bela etti
Narkotik verilerine göre son yılların en hızlı yayılan uyuşturucu maddesi olarak metamfetamin öne çıkıyor.
Halk arasında "kristal met" ismiyle de bilinen metamfetamin, kuvvetli bağımlılık yapıcı etkisi olan renksiz ve kokusuz bir madde. Metamfetaminin dolaşım, solunum, nörolojik sorunlarla birlikte anksiyete, saldırganlık ve depresyon gibi birçok ruh sağlığı sorununa neden olduğu biliniyor.
Gelir seviyesi düştükçe uyuşturucu kullanımı artıyor
İstanbul'da metamfetamin kullanımında diğer ilçelere göre Beylikdüzü, Esenyurt, Arnavutköy'ün neredeyse tamamı, Başakşehir'in önemli bir bölümü ve Avcılar olarak öne çıkıyor. Bu uyuşturucunun kullanımında medyanın ve özellikle bazı dizilerin önemli payı olduğu değerlendiriliyor.
O dizilerin en meşhuru ise Amerikan yapımı Breaking Bad. Emniyet yetkililerine göre metamfetamini dünyanın başına bu dizi bela etti. Dizinin uyuşturucuyu özendirmesine yönelik yapılan akademik bir çalışmada “Breaking Bad dizisinde, metamfetamin adlı uyuşturucuya kristal denmesi bir çeşit pazarlama ve özendirme içeriyor" tespiti yapılıyor. Metamfetamin hakkında dizideki bir sahnede “Bu bir sanat eseri” benzetmesi yapılırken diğer bir sahnede “Mavinin en güzel tonu” güzellemesi yapılıyor. Dizinin her sahnesi uyuşturucu üzerine olduğu için uzun uzun saymak mümkün değil.
Sosyal medya ve internet kullanımının oldukça yaygınlaştığı günümüzde, toplumu ve bireyleri uyuşturucuya özendirici içeriklerin fazlaca yer almasının yanında; internet üzerinden zararlı alışkanlıklarını başkalarına yaymaya ve bu dijital ortamda kendilerine uyuşturucu madde temin edebilmek için kirli bir piyasa kurarak uyuşturucu madde satmaya çalışanlar da kendilerine geniş bir alan buluyor. Özellikle terör örgütleri finansman sağlamak için nesilleri zehirlemekte çoluk çocuk ayrımı yapmadan alçakça ilerliyor.
Son olarak Osmaniye’de bir astsubayımız, uyuşturucu çeteleri tarafından şehit edildi. Ondan önce Kâğıthane’de uyuşturucu çetesiyle polis arasında çıkan çatışmada bir polisimiz şehit düştü. Çetenin PKK'yla bağı olduğu da sonradan ortaya çıktı. Türkiye ve çevresinin en büyük uyuşturucu karteli olan PKK, FETÖ gibi diğer terör örgütleriyle işbirliği yaparak kasasına her yıl yüz milyonlarca dolar koyuyor.
Mücadele artıyor ama pazar yine de katlanıyor
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığınca, "2023 Türkiye Uyuşturucu Raporu" hazırlandı.
Rapora göre güvenlik güçleri, Türkiye genelinde 2021'de 215 bin 771 olaya, geçen yıl ise yüzde 14,1'lik artışla 246 bin 237 olaya müdahale etti. Yakalanan şüpheli sayısı ise yüzde 6.5 arttı, 313 bin 786 oldu.
Operasyonlarda 7 ton 972 kilogram eroin, 71 ton 967 kilogram esrar ve skunk, 2 ton 299 kilogram kokain, 5 milyon 50 bin 325 ecstasy, 23 milyon 745 bin 26 captagon, 109 milyon 572 bin 459 kök kenevir, 16 ton 210 kilogram metamfetamin, bonzai adıyla bilinen 2 ton 251 kilogram sentetik kannabinoid ve 12 milyon 607 bin 432 tablet sentetik ecza ele geçirildi.
Buna rağmen rapordan da anlaşılacağı üzere uyuşturucu ticareti her yıl katlanarak artıyor.
Yine araştırmalara göre aileler çocuklarının uyuşturucu kullandığını ortalama 15 ay sonra öğreniyor. Bu sarsıcı bilgiye ulaşan ise genelde önce anneler oluyor. Ancak bunu öğrendikten sonra da doğru adımların atılması gecikiyor. Annelerin bu konuda bilinçlendirilmesi için çeşitli projeler üretilse de bunda yeterli sonuç alınamıyor. Annelerin, çocukların zararsız görüp özendiği şeyleri almadan bir kez daha düşünmesi, çocuklarının izlediği videolara, oynadığı oyunlara da çok çok dikkat etmesi gerekiyor.