Çin için Rusya bir olta, Ukrayna ise yem

Bu savaşta Rusya kazanırsa, Çin Rusya’yı desteklediği için Rus yanlısı Ukrayna hükümeti ile daha da yakın ilişkiler kurmuş olacak. Ukrayna kazanırsa, Çin’in açısından yine sorun değil. Yakın ilişkiler kaldığı yerden devam edecek. Çünkü harabeye dönen Ukrayna yeniden ayağa kalkmak için büyük sermaye ve iş gücüne ihtiyaç duyacak. Bunlar Çin’de mevcut.
Bu savaşta Rusya kazanırsa, Çin Rusya’yı desteklediği için Rus yanlısı Ukrayna hükümeti ile daha da yakın ilişkiler kurmuş olacak. Ukrayna kazanırsa, Çin’in açısından yine sorun değil. Yakın ilişkiler kaldığı yerden devam edecek. Çünkü harabeye dönen Ukrayna yeniden ayağa kalkmak için büyük sermaye ve iş gücüne ihtiyaç duyacak. Bunlar Çin’de mevcut.

Rusya-Ukrayna Savaşı başlamadan önce ortalık karşılıklı atışmalar ile kızışıyor, Putin’in savaşı başlatacağına dair emareler kol geziyordu. Ukrayna yönetiminin NATO’ya girme çabaları Putin’i çok kızdırmıştı. Ancak Ukrayna Putin’in tehditlerine kulak asmadı, çok güvendiği NATO ve AB’nin kendisini yalnız bırakmayacağını düşünüyordu. Netice ortada.

Bu arada Ukrayna’nın en büyük ticaret ortağının Çin olduğuna dikkat çekelim. Çin, 1954 yılında ‘Barış içinde bir arada yaşamanın 5 ilkesi’ni kabul etmiş bir ülke. Neydi bu 5 ilke?

- Egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı

- Birbirine saldırmama

- Birbirinin içişlerine karışmama

- Eşitlik ve karşılıklı yarar

- Barış içinde bir arada yaşama Ukrayna, en büyük ticaret ortağından bu ilkelere sahip çıkarak kendisini desteklemesini umuyordu belki de. Ama hiç de umduğu gibi olmadı. Çin, bizzat kendi ilkelerini çiğneyip saldırgan taraf olan Rusya’nın safına geçti. Üstelik Çin, Rusya’nın işgal planını biliyordu; hatta işgal için Moskova’dan olimpiyat oyunlarının bitmesini beklemesini talep etmişti.

24 şubatta başlayan Rusya-Ukrayna savaşında Çin Rusya’nın aleyhine tek laf etmedi. Ülke içinde Ukrayna savaşıyla ilgili, bilhassa Rusya ve Putin’in aleyhinde olan paylaşımlar yasaklandı. Sıkı bir şekilde kontrol edilen internet platformlarında kamuoyunun savaşa dair söylemini şekillendirmek için yoğun çaba harcandı. İlk zamanlarda Pekin yönetimince sosyal medya hesaplarında ABD karşıtı söylemlerini pekiştiren paylaşımlara izin verildi, ardından Ukrayna’dan kaçan kadınları nesneleştiren müstehcen görüntülerin yanı sıra savaş karşıtı duyguları dile getiren paylaşımlar sosyal platformlardan kaldırıldı.

Uluslararası alanda Çin hiçbir zaman Rusya’yı suçlamadı. Hatta bu işgalin Rusya’nın güvenliği için yapıldığını vurguladı. 2014’te Rusya Kırım’ı ilhak ettiği vakit BM Genel Kurulu’nun Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü 100 ülkenin oyuyla teyit eden kararında Çin yine Rusya’ya karşı tavır almamış, çekimser kalmıştı. Pekin, Aralık 2020’de Rusya’nın Kırım’daki işgalini sonlandırması konusunda BM Genel Kurulu kararına da karşı çıktı, aleyhte oy kullandı. Ancak ilginç olan şu; bu ilhakı resmen tanımış değil. Çin bugün de aynı tavrı sürdürüyor.

Her şey Çin'in stratejik genişleme amacı için

Önce 26 Şubat’ta, BM Güvenlik Konseyi’nde Ukrayna’nın işgalini kınayan karar tasarısına, sonra ise 2 Mart’ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, 141 ülkenin oyuyla kabul edilen ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri saldırısını kınayan kararına katılmadı, çekimser kalmayı tercih etti. Aslında bu tutum şaşırtıcı değil. Her şey Çin’in stratejik genişleme amacına hizmet ediyor. Yani bugün Rusya’ya destek veren Çin, kendi politikaları için Rusya’yı bir anlamda rehin almış oluyor, ondan da aynı desteği bekliyor.

Söylemde adalet, eylemde menfaat

Çin sürekli savunduğu “Barış içinde bir arada yaşamanın 5 ilkesi”ni gözardı ederek, haklı olanın yanında değil, aksine haksız olanın yanında niçin yer alıyor? Söylemde adâleti, eylemde ise her zaman menfaatitercih ettiği için. Tıpkı Batı’nın demokrasi ve insan hakları söylemini dilinden düşürmezken Afganistan ve Irak gibi coğrafyalarda milyonlarca masumun canına kıyması gibi...

Çin bu süreçte bakın neler yaptı? 4 Şubat’ta Moskova ile “sınırsız ortaklık’’ ilan edip Rusya-Ukrayna krizinin başlamasında önemli katalizatör oldu. Aynı gün Rus devlet enerji kurumu Gazprom ile Çin Ulusal Petrol Şirketi CNPC arasında yılda ilave 10 milyar metreküp Rus gazının sevkiyatı için de 30 yıllık bir anlaşma imzalandı. Savaşın başladığı 24 şubatta, Rusya’nın bütün Çin-Rusya sınırları boyunca buğday ihracatına izin verdi. 2014 yılındaki Kırım ilhakından sonra, Batı’dan gelen dolar darbesine karşı Rusya, dış rezervlerinin yüzde 15’ini Çin parası yuan olarak tutuyor. Böylece ruble değer kaybetse bile, elindeki yuan ile dolar sabit kaldığı için Rusya zarara uğramamış oluyor.

Çin bu savaşın faturasını üstüne almış

Görünen o ki Çin bu savaşın faturasını üstüne almış durumda. Bunun hesabını ise çoktan yapmıştır. Rusya’nın doğal gazı Çin’e geldiğinde uluslararası pazarda gaz fiyatı yükselecek, AB ile pazarlık payı elde edebilecek. Buğday ithalatı da Çin’in elini güçlendirecek.

Siyasi açıdan soğuk savaşın amansız rakipleri olan Çin ve Rusya, ABD’ye karşı koyma konusundaki ortak arzularıyla sıkı bir dayanışma içine girdi. Şi Cinping’in yaklaşık 10 yıl önce iktidara gelmesinden bu yana, hiç olmadığı kadar yakınlaştı.

  • Swift yerine Çin'in kurduğu cips
  • Çin bir yandan Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmayacağını da açıkladı. Pekin’den yaptırımların bir çözüm olmayacağı ve sorunları derinleştireceğine dair açıklamalar yapıldı. Son olarak Çin Bankacılık ve Sigortacılık Düzenleme Kurumu’ndan da “Yaptırımlara katılmayacağız ve ilgili taraflarla normal ekonomik, ticari ve mali ilişkilerimizi sürdüreceğiz” açıklaması geldi. Böylece Rusya’nın uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılmasıyla Çin’in kurduğu CIPS ticaret sisteminin genişleme fırsatı doğmuş oldu. Bu durumda Putin Rusyası Çin’e daha da bağımlı olacak. Bu savaşta Rusya kazanırsa, Çin Rusya’yı desteklediği için Rus yanlısı Ukrayna hükümeti ile daha da yakın ilişkiler kurmuş olacak. Ukrayna kazanırsa, Çin’in açısından yine sorun değil. Yakın ilişkiler kaldığı yerden devam edecek. Çünkü harabeye dönen Ukrayna yeniden ayağa kalkmak için büyük sermaye ve iş gücüne ihtiyaç duyacak. Bunlar Çin’de mevcut. Üstelik maliyeti çok düşük olduğundan diğer ülkelerin Çin ile rekabet etmesi zor. Kısacası, sonuç ne olursa olsun bu işten kârlı çıkan, kazanan yine Çin olacak. Rusya mı dediniz? Çin’in balık dolu denize salladığı bir olta diyelim. Peki Ukrayna? Oltanın ucundaki yem.