CHP’li kadınlar birbirine girdi

CHP kurultayında yapılanları İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde okuduğumuzda ortaya bir gerçek çıkıyor: CHP’de kadınların kadınlara yaptığı psikolojik şiddet artık ‘sistematik işkence’ seviyesine ulaşmış durumda. Bu şiddetin gündeme gelmemesinin nedeni ise, her iki tarafın da halinden memnun olması.
CHP kurultayında yapılanları İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde okuduğumuzda ortaya bir gerçek çıkıyor: CHP’de kadınların kadınlara yaptığı psikolojik şiddet artık ‘sistematik işkence’ seviyesine ulaşmış durumda. Bu şiddetin gündeme gelmemesinin nedeni ise, her iki tarafın da halinden memnun olması.

4 yıl önce ‘yalancı ve iftiracı’ olduğu belirtilerek partisinden kovulan Aylin Nazlıaka, geçtiğimiz hafta aynı partinin Kadın Kolları Başkanı oldu. Onu oraya getiren ise delegeler değil, Canan Kaftancıoğlu’ydu. Bu iddiayı ortaya atan CHP’li Fatma Köse’nin ithamları doğruysa, CHP’deki kadına şiddetin boyutu korkunç seviyelere ulaşmış demektir.

Eşcinselliği normalleştirmeyi ve aile kurumunu zayıflatmayı amaçlayan, bu amaçlarını da ‘kadını korumak’ maskesiyle yapan İstanbul Sözleşmesi tartışmaları sürerken bunun en büyük savunucusu CHP’de kadınlar birbirine girdi.

CHP’de yapılan kurultay ve geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Kadın Kolları seçimi sırasında kadınlara uygulanan psikolojik şiddet, Kılıçdaroğlu ve ekibinin sözleşmeyi çoktan iptal ettiğini gösterdi.

CHP içinde 2016 yılında yaşanan bir tartışma, Kemalist kanat ile ‘Kemalsiz Kemalizm’i savunan kanadı birbirine düşürmüş, tartışmalar da milletvekili Aylin Nazlıaka’nın partiden ihraç edilmesiyle sonuçlanmıştı.

Nazlıaka, 2016 yılı başında CHP’li bir milletvekilinin odasındaki Mustafa Kemal portresinin indirildiğini, dahası resmin çöpe atıldığını iddia ederek partiyi karıştırdı. İddiasını ispatlaması istendiğinde ise önce çöpe atılma detayını inkar etti, ardından da resmi indirenin Necati Yılmaz olduğunu öne sürdü. İddiasının ardından büyük bir linç yiyen Nazlıaka, kısa süre sonra da CHP’den ihraç edildi. Parti Disiplin Kurulu, Nazlıaka’nın ihraç nedeni ise “Nazlıaka'nın iddiasının gerçek olmadığı ve iftira kapsamında bulunduğu oy birliği ile tespit edilmiştir” denildi. Yani Nazlıaka’nın yalancı ve iftiracı olduğu bizzat partisi tarafından tescil edildi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığına Aylin Nazlıaka seçildi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığına Aylin Nazlıaka seçildi.

2019 yılında affedilerek partiye geri dönüşü kabul edilen Nazlıaka, kariyer basamaklarını çok hızlı tırmanarak geçtiğimiz hafta yapılan ‘seçimde’ CHP’nin yeni Kadın Kolları Başkanı oldu. Nazlıaka’nın seçimde rakibi olan eski Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse’nin kurultayda söyledikleri ise, CHP’de kadınların büyük bir baskı ve psikolojik şiddet altında olduğunu ortaya koydu.

CHP’de Kadın Şiddeti

Fatma Köse’nin hedefinde rakibi Nazlıaka değil, CHP’nin en tartışmalı isimlerinden olan İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu vardı.

Sosyal medya mesajlarıyla bugüne kadar Gezi kalkışmasına, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine, DHKP-C’nin eylemlerine, PKK’lı teröristlere destek veren ancak buna rağmen “Atatürk’ün partisinde” üst düzey görevine devam eden Kaftancıoğlu’nun, parti içinde de adeta terör estirdiğini iddia eden Köse, itiraf gibi açıklamalarda bulundu.

Kaftancıoğlu’nun seçimlerden önce tüm il başkanlarını arayarak onlara baskı yaptığını, oylarına ipotek koyduğunu söyleyen Köse, CHP’de kadınların başka bir kadın tarafından nasıl şiddete uğradığını şu sözlerle itiraf etti:

  • “Bu kurultay kadınları ikiye, üçe, dörde, beşe böldü. İstanbul il başkanının buraya çıkıp ‘değerli delegasyon kendi hür iradenizle oyunuzu kullanın’ demesini beklerdim. Dört gündür delege delege arayarak, il il arayarak delegelenin iradesine ipotek koymasını beklemezdim. Ona her zaman saygı duyduk ama erkek siyaseti yapsın diye değildi bunlar.”

Kabak Yine Erkeklerin Başına Patladı

Canan Kaftancıoğlu’nun kadınlara uyguladığı bu şiddeti ‘erkek siyaseti’ olarak yorumlayan Fatma Köse, konuşması boyunca ‘kadına şiddet’ ifadesini hiç kullanmadı. Kaftancıoğlu’nu eleştirmeye devam eden Köse, itiraflarının vehametini daha da artırarak şu ifadeleri kullandı:

  • “Az evvel otelde gördüm. İl başkanı (Kaftancıoğlu) gelmiş kadınlardan imza topluyor. Böyle bir kadın kurultayı olmaz arkadaşlar. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek. Gidin siz il başkanlığınızı yapın. Kadın kolları kurultayına karışmayın. Biz kadınız kendi kararımızı kendimiz veririz. Hiç kimsenin yolumuzu kesmeye hakkı yok. Hiç kimsenin bize emir vermeye ya da dikte etmeye hakkı yok, haddi de değildir. Kadına sen bilemezsin senin yerine ben düşüneceğim diyenlere gerekli cevabı vereceğiz. Burada bugün kadınlar ya var olma mücadelesi verecek ya da biat edecek."

Kurultay, CHP’li kadınların kendilerine psikolojik şiddet ve baskı uyguladığı iddia edilen ve kendisi de bir kadın olan Kaftancıoğlu’na biat etmesiyle sonuçlandı.

  • Nuriye Berberoğlu
  • Kemal Kılıçdaroğlu’nun tekrar parti lideri seçildiği kurultayda da kadına şiddet vardı. Kurultayda söz alan Nuriye Berberoğlu sözlerine "Tıpış tıpış yürümeyi tercih eden delegeler, nasılsınız? İyi misiniz? Halinizden memnun musunuz? Aranızda mutluyum, memnunum diyen varsa eğer, 30 yıldır iktidar olamayan partimizde, bu arkadaşları mutlu kılan nedir diye sorgulamamız lazım” diye başlayınca salonda soğuk rüzgarlar esti. Berberoğlu konuyu FETÖ’nün kaset kumpasına ve Kılıçdaroğlu’nun gizli kapaklı işlerine getirince de, yönetim tarafından mikrofonu kapatılarak sesi kesildi. Çok savundukları İstanbul Sözleşmesine göre ‘şiddet’ eylemi olan bu tavırlar için sesi çıkmayan CHP’li kadınlar ise, Aylin Nazlıaka’nın başkanlığında geçtiğimiz Perşembe günü ‘İstanbul Sözleşmesi’ni savunma eylemi yaptı. Kadınlar, CHP’nin içine sokamadıkları sözleşmeyi, sokakta savunmak zorunda kaldı.