CHABAD neden ‘savaş’ istiyor?

İsrail bir din devletidir. O ‘devlet’ bugün Mesihçi mafya tipi bir örgüt olarak da bilinen CHABAD’ın kontrolündedir. Bugünkü kaos ortamının oluşmasında en güçlü etkiyi gösteren ise İsrail ve/veya Yahudiler değil, CHABAD ve onun da içinde olduğu küreselci şeytânî siyasettir. Gündemimizi meşgul eden bu olayın ön adına ne dersek diyelim ama savaş değil. Çünkü savaşın günümüzdeki karşılığı devletlerin, aralarındaki ekonomik ve siyasî anlaşmazlıklar vb. nedenlerle, siyasî ilişkilerini keserek, birbirlerine karşı ordularıyla giriştikleri silahlı eylem olarak açıklanıyor. O zaman son günlerde İsrail’de yaşananlara, CHABAD’ın yenidünya düzeninde, kendisine verilen saha görevini yerine getirdiği, SAVAŞ kavramı ve kurallarını aratan bir insan katliamı diyebiliriz.

Başlangıçta, “Hamas İsrail Savaşı” diye duyurulan bu katliamın sorumlusu Benjamin Netanyahu. Netanyahu’yu da arka planda destekleyen CHABAD örgütü var. Fakat bir anda yaşanan insanlık dramları, bombalanan binalardan çıkan toz ve duman görüntüleri arasında, İsrail’de 39 haftadır devam eden Netanyahu hükümetine karşı yapılan ve yüz binlerce Yahudi’nin katıldığı protestolar görünmedi. TV’lerde saatlerce İsrail bombalarını gösteren, bombalar sonucu yaşanan insanlık dramları ve çocuk ölümleri haber olarak verilerken, CHABAD’ın rolünden hiç bahsedilmedi.

O zaman ilk önce, yaşananların sorumlusu olarak gözüken Netanyahu ve onun CHABAD ilişkisine bakalım.

Netanyahu ile CHABAD arasında bilinen ilk teması kendi ifadesine göre 1984 yılında İsrail'in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olduğu dönemde New York'taki ofisine, “komutanı” olduğunu söylediği ve “çok iyi bir askerimdi” dediği kişinin (Shmarya), “bir (CHABAD) Lubavitcher oldum ve Rebbe(*) sizi görmek istiyor" demesi ile başlar. Netanyahu şaşkınlıkla, "Haham beni mi görmek istiyor! Tamam, gidip onu görelim" der.

Böylelikle Netanyahu, günümüzde dünyanın en güçlü hareketine dönüşecek Mesih hareketinin bir numarası olan Rebbe ile görüşmeye gider. Rebbe’yi ilk gördüğünde onu o kadar yüceltir ki Musa’nın “Kızıldenizi yarmasına” benzetir.

Şeytanla trans

Ve kendisine seslenir duymaz, bunun üzerine omzuna dokunur, "Haham, sizi görmeye geldim."

O da "Sadece görmek için konuşmak için değil, öyle mi" yanıtını verir. Bir süre konuşurlar. İşte bu konuşma sonrasını, Netanyahu’nun CHABAD ilişkisini ve ruh halini kendisinden öğrenelim: “Hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir şey oldu. Rebbe ve kayınbiraderi, sanırım o sırada ikisi de seksene yaklaşıyordu, birer Sefer Tora, yani Tevrat tomarı aldılar. Tüm şasidimlerin çevrelediği salonun ortasına gittiler.

Tavandan parlayan bir ışık onları bir ışık havuzunun içinde yıkıyordu. Bu iki yaşlı ve sakallı Yahudi'yi bir ışık çemberi içinde ellerinde Tevrat'la dans ederken gördüm. Nesillerin gücünü, geleneklerimizin, inancımızın ve halkımızın gücünü hissettim.

Haham o gece bana pek çok şey söyledi. Ama büyük bir şey söyledi. "Bir yalan evine gireceksin" dedi, belirli bir kurumdan böyle bahsediyordu. Dedi ki, "Unutmayın ki, tamamen karanlık bir salonda, küçük bir mum yakarsanız, onun değerli ışığı uzaktan, herkes tarafından görülecektir. Sizin göreviniz hakikat ve Yahudi halkı için bir mum yakmaktır." O zamandan beri bunu yapmaya çalışıyorum. Hepimizden yapmamız istenen de bu.”

Netanyahu’nun dayanağı: Mesihçi Sapkın Chabad

O günden sonra Benjamin Netanyahu’nun mânevi dayanağı Mesihçi sapkın CHABAD örgütü olmuştur. Netanyahu’nun Rebbe ile diğer görüşmesi ise 30 Temmuz 2013 yılında Youtube’de yayınlanan video ile 7 Ocak 2019 tarihinde CHABAD’ın haber sitesinde de yayınlanan yazıdır.

‘Tanrı bu tarafta’

BM’deki görevi sona eren Netanyahu, 1988'de Likud'a(**) katılmak üzere İsrail'e dönmeden önce Rebbe'yi tekrar (18 Kasım 1988) ziyaret eder. Rebbe, ona en azından kısmen kehanet olduğu kanıtlanan bir tavsiyede bulunur.

O gün Netanyahu İsrail'de siyasete girme niyetini, 12 Haziran 1994 tarihinde vefat eden ve CHABAD’ın kudretli Hahamı Menachem Mendel Schneerson’a bildirir. CHABAD’çılar tarafından sadece 'Rebbe' olarak bilinen Schneerson onu kutsayarak, "Ülkeye göçün her açıdan bir yükseliş olsun, yeteneklerini ve olanaklarını kullanmaya devam” etmesini söyler.

Gelecek ile ilgili "119 kişiyle savaşacaksın" diyerek başbakanın başına bugün bile belâ olan koalisyon sorunlarını önceden haber verir.

Asıl ilginç olan ise Netanyahu'nun yakın arkadaşı olan Haham David Nachshon ile Rebbe arasında geçen ve sır olarak kalan konuşmadır. O da 2019 yılında ortaya çıkar.

Rebbe, Nachshon'a "Bir dost, bir kardeş, yakın bir arkadaş olarak insanların sürekli Netanyahu'nun kanını döktüğünü görmek bana gerçekten acı verdiğini” söylemiş. Ardından da CHABAD’ın Mesih’i Rebbe, "Ama sana bir sürprizim var, o bu durumdan kurtulacak ve Tanrı'nın yanında dimdik duracak. Rebbe'den aldığı bir söz var ve bunu atlatacak. Şimdiye kadar böyle olduğunu gördük ve şimdi de böyle olacak. Bunu atlatacak ve devam edecek ve umarım anahtarlarını Moşiah'a (Mesih) teslim edebilecek, biz de tam ve gerçek Kefaret'e sahip olacağız."

Kendi yazdıkları bu satırlarda sapkınlıkları ile doludizgin giden bir din maskeli CHABAD örgütünün, insanlığın ve ülkesinin başında nasıl bir belâ olacağının kanıtı vardır.

Chabad’ın kurgulanmış mesih hikâyesi

Şöyle ki, Mesih’in geleceği ile ilgili beyni doldurulan Netanyahu, ilk başbakanlık dönemi 1996-1999 yılları arasında olmasına rağmen 1994 yılında ölen Rebbe, onu İsrail meclisindeki diğer üyelerden ayrı tutarak yalnızlaştırır. Henüz başbakan olmayan Netanyahu’nun döktüğü kanlardan acı çeken Rebbe’nin yine 2019 yılında ortaya çıkan sırrına göre döktüğü kandan ve günahlarından arınacak. Arınmasına neden olan hâdise ise CHABAD’çılar tarafından Mesih olarak görülen Rebbe’ye bütün yetkilerini devredecek ve böylelikle günahlarından kurutulacak. Yeni Mesih de yenidünya düzenini kuracak!

‘Mesih’in gelmesi için bir şeyler yap’

Belki de 7 Ekim 2023’deki katliamı, 11 Mart 2020 tarihindeki planlı salgınla birlikte 2019 yılında planladılar. Ne de olsa büyük bir kıyamet yaşanacaktı ki öyle de oldu. Onun için de Netanyahu’yu teşvik ettiler. Çünkü YouTube’de 2013 yılında yayınlanan, 1988 yılındaki Rebbe ile Netanyahu görüşmesinden de öğrendiğimize göre CHABAD tarafından Mesih olarak görülen Rebbe, Mesih’in hâlâ gelmediğini ve Netanyahu'dan da Mesih’in gelmesi için bir şeyler yapması gerektiği emrini vermiştir.

Netanyahu ise “evet gelmesini sağlıyoruz” dediği ve Rebbe ise gayretlerin yeterli olmadığını söylemiştir… İşte o gayretler, İsrail’de kendisine karşı 39 hafta her Cumartesi gösteri yapan yüz binlerce Yahudi’yi susturmak, Mescid-i Aksâ’yı yıkmak, Mesih’i getirmek ve güçlü küresel bağlantıları ile geçişi hızlandıran yenidünya düzenine katkı sağlamak gibi birçok hadiseyi de bu bağlamda değerlendirmek mümkündür.

Yani bugün CHABAD’ın olmayan gücüne güç katılan özellikle şişirilen Mesih’i, güya Filistin’de veya kendi içinde Yahudilerin kanını dökenin Netanyahu olduğunu ölmeden (12 Haziran 1994) önce biliyor, haberi ise 2019 yılında yapılıyor. Dökülen kandan dolayı Netanyahu da günahlarından, iktidarını CHABAD’ın Mesih’ine teslim ederek kurtulacak, CHABAD da gücüne güç katacak! Diğer bir ifade ile belirttiğim üzere bugün İsrail’de yaşananları 2019 yılında planladıklarını bile rahatlıkla söyleyebiliriz.

‘Düşmanı tereddüt etmeden yok edin’

Ayrıca CHABAD’ın Brooklyn merkezinde 12 Kasım 2015 tarihli toplantısında 4325 temsilcinin alkışları ile “iki devletli çözümü geçersiz ve hükümsüz ilân” eden, Barış için Hahamlar Kongresi'nin başkanı olarak da bilinen haham, CHABAD’ın Tel Aviv Temsilcisi Loseph S. Gerlitzky, bu sefer de çözümün savaş olduğuna ilişkin 19 Ekim 2023 tarihinde de bir yazı yazdı. (israelnationalnews.com/news/203320)

CHABAD örgüt üyesi Gerlitzky, “Suçlu tarafın tespit edilmesini ya da soruşturma komisyonlarının kurulmasını istemiyoruz. Biz sadece şunları talep ediyoruz: Derhal tüm sektörlerdeki İsrail çekilmelerinin iptal edildiğini ilân edin, düşmanı tereddüt etmeden yok edin ve güvenlik güçlerine İsrail'in tüm bölgelerini tam güç ve yetkiyle kontrol etmelerini emredin” diyerek savaşı nasıl yönlendirdiklerini de göstermiş oldu.

Başlangıçta “İsrail-Hamas Savaşı” gibi akıllara zarar veren naralardan sonra sanki cin şişeden çıktı. Onun için olaylara CHABAD’ın penceresinden bakmamız gerekiyor. Yaşadığımız iğrençliğin başlangıç özeti; CHABAD’çı Binyamin "Bibi" Netanyahu ‘nun KONTRA-SAVAŞ’ından ibarettir.

• (*) Rebbe: CHABAD’ın Mesih ilan ettiği Menahem Mendel Schneerson’dur. Birçok takipçisi tarafından Lubavither Rebbe veya kısaca Rebbe olarak anılır. 20. yüzyılın en etkili Yahudi liderlerinden biri olarak kabul ediliyor.
• (**) Likud: İsrail'in ana merkez sağ siyasi partisidir. 1973 yılında Menahem Begin tarafından birkaç liberal ve sağ partinin birleşmesiyle kuruldu. Likud'un 1977 seçimlerindeki zaferi, ilk defa solun güç kaybetmesi bakımından ülke siyaset tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Tam yıkılırken de Netanyahu liderliğinde Hamas’ı bahane ederek KONTRA-SAVAŞ başlattı. Ve bir anda en parlak dönemini yaşamaya başladı.