Büyük imtihan zafer günü başlar
Şayet Karabağ, Azerbaycan toprağı olmasaydı Batılı haydutlar Azerbaycan’a dünyayı dar ederlerdi. Buna rağmen 30 yıldır sessizdiler ve bugün daha fazlasını yapmak ellerinden gelmedi. Azerbaycan’ın öz toprağı Karabağ’ı kurtarmak için yürüttüğü başarılı savaşta şüphesiz en büyük takdiri Türk S/İHA’ları topladı. Zîra bu âletler bildik savaş usullerini tarihe gömmekteydi.
Libya örneğinden sonra Karabağ’daki S/İHA zaferinde şüphesiz en büyük pay ise Baykar ailesi ile Selçuk Bayraktar’a ait. Bu örnek bize diğer sahalarda da neleri başarabileceğimizi söylüyor. Lâkin henüz gereği kâmilen yapılabilmiş değil.
S/İHA’lar meselenin sadece bir yönü. Diğer hususlar ise AK Parti iktidarının özelde de Erdoğan’ın Azerbaycan’a verdiği siyasî destek. Zîra Türkiye’yi yöneten masonik köhne kafalar 1940’lar ve 1990’larda Azerbaycanlı kardeşlerimize yardım şöyle dursun, aksine Moskof ve Ermeni katliamına mâruz kalmalarına destek vermişlerdi.
Şükür ki, Boraltan köprüsünün de, siyaset köprüsünün de altından çok şey akıp geçti.
Azerbaycan halkının, siyasetinin ve askerinin dirayeti asla teşekkürsüz bırakılamaz. Her türlü takdirin üstünde.
Lâkin her şey yolunda giderken, nihaî hedef ve zafere birkaç günlük zaman kalmışken gelen çelmeye ne demeli? Kimsenin beklemediği bir anda gelen anlaşmayı meselenin sıcaklığı ile beğensek ve neticeden memnun olsak da, gün geçtikçe bazı şeylerin pek de normal olmadığı anlaşılıyor.
Evet, neticeye göre Türkiye, Nahcivan, Bakü ve Büyük Türkistan’a uzanan kesintisiz kara bağlantısı sağlanmış olacak. Bu da son derece mühim. Ancak, bu anlaşma Ermeni tarafını da memnun etmiş ise ortada ters giden bir müdahale olduğu nettir ve bu müdahalenin Putin’den geldiği de mâlumdur.
Suriye’de, Libya’da, Türkiye ile Rusya arasındaki mutabakatların hiç birine Ruslar sadakat göstermediler. Bunlara Ukrayna, Gürcistan, Akdeniz, Karadeniz, Kosova’daki ahvali de eklemek gerekir. Hepsinden mühimi de, Rusya’nın Türkiye’ye bakışındaki tarihî gerçekler. Ve bir de Balkanların, Kırım’ın, Azerbaycan ve Gürcistan’ın elimizden çıkmasını sağlayan ve Yeşilköy’e kadar gelen Moskof hakikati…
- Rusya’nın yeniden Karabağ’a gelmesi, bize, Çeçenistan ve Kırım işgallerini, Abhazya ve Kuzey Osetya’nın kontrol altına alınması gerçeklerini hatırlatmalı. Rusya ve İran’ın ister menfaatleri, ister genetik kodları, isterse de ecdatlarından tevârüs etmiş şahsiyetleri bakımından olsun güvenilmez devletler oldukları, ayrıca Türkiye’nin en güler yüzlü, dost görünümlü hasımları olduğu gerçeğini de...
Ömrü olursa Putin daha uzun süre, muhtemelen ölene dek Rusya’nın başında olacak. Bu sinsi ve acımasız politikasını sürdürdüğü sürece Karabağ tehlike altında demektir. Ayrıca bu Putin’den sonra gelecek kişi için de geçerli.
Moskof’un bizde hangi yaratılmışla tarif edildiğini herkes bilir. O yaratığın da bir sinek uğruna sahibini bile öldürebileceği gerçeğini de…
- Mezkûr anlaşmada, Ermenistan’ın bölgeden çekilme takvimi kısa gibi gözükse de bunun gerçekleşmeme ihtimali yok değil. Gerçekleşse bile taş üstünde taş bırakmayacaklar.
Ermenistan’ın perişanlığını sokak nümayişleri ile iktidara gelmiş Perişanyan’a bağlamak da doğru değil. Eğer siz zayıf ve yalnızsanız, İslam dışı toplumların barbarlığı size hayat hakkı tanımaz. Son 150 yılımız her türlü nimetimizi bölüştüğümüz Ermeni barbarlığı ile dolu.
Bu hezimet, kinin diri tutulması için iç ve dış mihraklarca harlanacak. Rusya, Fransa, İran, İngiltere, Amerika, BAE, Almanya ve ABD gibi ülkelerden maddî ve askerî teçhizat yardımı yapılacak. Fırsat kollanacak ve beklenmedik anda barbarca saldırılacak. Bu, Türkiye’nin gücü, siyasî temayülü ve koltukta kimlerin olacağı ile de yakından âlâkalı. Unutmayınız ki, Türkiye’de Türk ve biraz da Müslüman gözüken, siyasette, sivil ve askerî bürokraside kripto Ermeniler var.
27 Mayıs darbesini yapanların önemli bir bölümünün, Kâzım Karabekir’in orduya aldığı “Ermeni gürbüzler” olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Geçen haftaki Büyük Türkistan sayımızın hemen ardından gelen, gün geçtikçe büyük bir baskı ve şantaj ile imzalatıldığı anlaşılan anlaşmanın mayınlarının Azerbaycan’ın değil de, Rusya ve Ermenistan’ın kucağında patlaması en büyük niyazımızdır.
Son söz olarak diyoruz ki, en tehlikeli düşman, en zayıf görülen düşmandır. İmtihan ise zafer günü başlar.
Vesselam!