Bizi nasıl bir dünya bekliyor?

Bu asır geçmiş kavimlerin işlediği bütün günahların toptan işlendiği, gizli günahların alenileştiği, fitne enflasyonunun arzı kapladığı utanılası bir çağ.
Bu asır geçmiş kavimlerin işlediği bütün günahların toptan işlendiği, gizli günahların alenileştiği, fitne enflasyonunun arzı kapladığı utanılası bir çağ.

Bütün dünyada ve memleketimizde bütün kusur, kırkını devirmişlerindir. Bunların düzelmesi, yeryüzünün düzelmesinden zordur. Bu sebepledir ki irşad ve inşaya en dipten başlamak gerek. Evvelen çocukları, sonra geç kalınmamış yaşlardaki gençleri eğitmek ve doğru yola sevk.

Aslında bizi bekleyen bir şey yok sadece yaşadığımız ve bütün insanlığın üstünden geçen dev bir buldozer var. Zaman pek çok iyiye gebe olsa da beklenen doğum çok da yakın değil. Zira insanlık tam da 20. asrın başındaki hercümercin çok daha ağırını sindirmeden bu doğum gerçekleşmeyecek.

Devletler ve milletler ve dolayısıyla dünyanın geneli neredeyse her 80-100 yıl içinde bir batış yaşıyor. Bu hâl kimi için karanlık bir asır, kimi için de aydınlık bir çağ demek.

İspanyollar için 1492-1600 arası bir doğum iken, Amerika yerlileri için bir yok oluştu. 1800-1900 İngiliz için güneş batmayan imparatorluk unvanını hak edecek yükselişken, Uzak Asya ve Hindistan için sömürgeleşme çağıydı.

1900’ler imparatorluklar devrinin kapanması ve merkezin Avrupa’dan Amerika’ya kayış zamanıydı. Ve bu asır aynı zamanda yaklaşık iki asır sonra yahudiler için fiilen Filistin’de toplanma ve zihnen bütün dünyanın işgal yıllarıydı.

21’nci asır denilen yaşadığımız günler ise bütün dünyanın ahlâken tükenme çağı. Bu belki de insanlığın son birkaç bin yıldaki en karanlık çağa rızâen ve hatta güle oynaya girme vaktiydi. İnsanlık koşar adım kendi sonunu hazırladı. Kimi bilerek koştu ateşe, kimi cehaletinden, kimi görgüsüzlüğünden, kimi de aptallığından…

Bilgi kaynakları ve iletişim araçlarının tümünün alabildiğine yayıldığı, dağa taşa dek ulaştığı bu zaman dilimini diğer zamanlardan ayıran şey, bolluğu çekilen şeye duyulan aşk, açlık ve onun sebep olduğu cehalet, görgüsüzlük ve yoldan çıkış.

Bu çağda en zor ulaşılan şey: Hakikat!

Hakikate ulaşılamayan yerde ahlâk ve adâletten zaten söz edilemez.

Ahlâk ve adâletin olmadığı bir dünyada yaşamak insan olan için çekilesi bir şey değildir.

Bu asrı diğerlerinden ayıran bir başka şey ise bir yandan bolluk diğer yandan kıtlık çağı olması.

Bu çağda bilgi bol, hakikat kıt.

İnsan bol, insanlık kıt.

Şer bol, ihsan kıt.

Hasâset bol, asâlet kıt.

Makyaj bol, gerçek kıt.

Gıda bol, besin kıt.

İlaç bol, derman kıt.

Para bol, cömertlik kıt.

Ahmaklık bol, feraset kıt.

Laf bol, lîsan kıt.

Gösteriş bol, tevazu kıt.

Ölüm bol, çocuk kıt.

Çıplaklık bol, örtünme kıt.

Hayasızlık bol, iffet ve hâyâ kıt.

Korku bol, cesaret kıt.

Yalan bol, dürüstlük kıt.

Aç gözlülük bol, kanaat kıt.

Kanun bol, adâlet kıt.

Araç bol, vakit kıt.

Savaş bol, barış kıt.

Düşman bol, dost kıt.

Kitap bol, okur kıt.

Telefon bol, iletişim kıt.

Nimet bol, şükür kıt.

Ticaret bol, dürüstlük kıt.

Şatafat bol, tevazu kıt.

İfsad bol, ıslah kıt.

Apartman bol, mesken kıt.

İnsan hakları naraları bol, insanın hakkı kıt.

Hürriyet bol, ahlâk kıt…

Özetle kötü ve kötülük bol, iyi ve iyilik kıt!

Bu asır geçmiş kavimlerin işlediği bütün günahların toptan işlendiği, gizli günahların alenileştiği, fitne enflasyonun arzı kapladığı utanılası bir çağ.

Bunun temel nedeni insanların ve hassaten de Müslümanların çoğunluğunun helâlden uzaklaşıp, haram çıkmazında boğulması.

Cüzdanlar ve mideler necaset ve haram çöplüğüne dönünce, kalpler, akıllar ve ruhlar zifiri karanlıkta boğuldu. Muhakeme ve kimlik krizi baş gösterdi. Akıl insanı terk etti.

Yumurta tavuktan civcivin de yumurtadan çıkması vecizesinde olduğu gibi insan bozulduğu için mi her şey, yahut her şey bozulduğu için mi insan bozuldu? Doğrusu her şeyi bozan bizatihi insandır. Bu sebeple düzeltilmesi gereken yegâne şey de insanın yavrusu.

Bütün dünyada ve memleketimizde bütün kusur, kırkını devirmişlerindir. Bunların düzelmesi, yeryüzünün düzelmesinden zordur. Bu sebepledir ki irşad ve inşaya en dipten başlamak gerek.

Evvelen çocukları, sonra geç kalınmamış yaşlardaki gençleri eğitmek ve doğru yola sevk.

Vesselam!