"Birilerine rakip değiliz"
Baroların yapısında değişiklik yapan 7249 Sayılı “Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlüğe girdi. Avukat sayısının 5 binden fazla olan illerde 2 binden fazla imza toplanırsa baro kurulabiliyor. Kanunun yürürlüğe girmesiyle ilk baro başvurusu İstanbul’dan yapıldı. İstanbul 2 No’lu Baro’nun çalışmalarını sürdüren Hukukçular Derneği başkanı Avukat Cavit Tatlı, “Biz birilerine rakip olmak için ortaya çıkmıyoruz. ‘Daha iyisini yapacağız’ derken mevcut baroyu ya da meslektaşlarımızı karşımıza almak gibi bir düşüncemiz de yok” diyor.
İkinci baro kurulmasında ilk adımı atan Hukukçular Derneği oldu. İstanbul’da ikinci bir baro kurmak için başvuran derneğin başkanı Avukat Cavit Tatlı, yeni sistemin artılarını, vatandaşa etkilerini ve neden baro kurduklarını anlattı.
Avukat olarak meslek örgütlerinin kendileriyle ilgilenmesini beklediklerini söyleyen Hukukçular Derneği başkanı Cavit Tatlı, “Bizimle ilgili sorunlarla uğraşmasını bizimle ilgili meselelerde aksiyon almasını bekliyoruz. Noterler Birliği, Mali Müşavirler Odası, Kuaförler Odası var. Hepsi meslek kuruluşu. İstanbul'daki avukat sayısı 48 bine ulaşmış. Avukatların barolarla olan ilişkisi, aidat ödemek ve adliyedeki baro odasını kullanmak. 5-6 yıl geriye gidince insan haklarını koruması gereken baro, insan hakları ihlalinde başrolde” dedi.
50 yıllık bir kanunla avukatlık hizmeti verdiklerini söyleyen Tatlı, yola çıkış gerekçelerini de açıkladı.
- “Peki, biz ne yapmaya çalışacağız? Baroyu meslektaşlarımızla beraber yöneteceğiz. Onların taleplerine bağlı olarak çalışacağız. Stajyerlerin sorunları var, avukatların adliyeyle ilgili sorunları var. Avukatların özlük haklarıyla ilgili sorunları, vergisel sorunları gibi hususlar var. 1969 tarihli bir kanunla avukatlık hizmetlerini yapıyoruz.
Ülkemiz ve dünya çok değişti. İnternet denen bir şey çıktı. Tüm bunlara baktığımız zaman mesleğimizi icra ederken karşılaştığımız sorunlar ve yapmamız gereken şeyler var. Bunlarla ilgili ciddi anlamda bir tartışma göremiyoruz. Bunları yapma vaadiyle yola çıkıyoruz. Biz meslektaşlarımızla siyasi görüş ya da ideolojiye göre değil de meslek odaklı çalışma yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Yola çıkış gerekçemiz bu.”
Daha Âdil Bir Ortam
Tatlı, yeni baro sisteminin vatandaşa olumlu etkilerinin olacağını şu sözlerle aktarıyor, “Bizim önereceğimiz ve yapacağımız bazı şeylerle, vatandaşın adalet yolunda harcadığı masraf azalacak. Dava süreçleri kısalacak. Bu mücadeleyi biz hem kendimiz hem de insanlar için veriyoruz. 5-10 yıl süren dâvâ, avukat için zuldür. Bunun kısaltılması için önerilerimiz var.
Bilgi işlem, internet gibi diğer teknolojilerin adliye sisteminde uygulanmasıyla alakalı önerilerimiz var.
Avukatlıkta, uzman avukatlık gibi kavramların getirilmesi talebimiz var. Bu sayede adaletin hem kısa zamanda gelmesini hem de gerçek anlamda adli yargılamaların yapılması hususunda çalışmalarımız olacak. Bunlar adliyeyle alakalı çalışmalar. Aynı zamanda baroların da görevi olduğuna inandığımız insan haklarıyla ilgili konularda da çalışma yapacağız.
Baroların sadece yönetim ve denetim disiplini olmaz. Altına komisyonları da olur. Meslektaşlarımız kendi çalıştıkları alanlarla ilgili baro komisyonunda da çalışırlar. Bunların ilgili bakanlığa, valiliğe ya da belediyeye ileterek çalışmalar yapılmasını sağlayacağız. Avukatların karşılaştığı sorunlar, müvekkillerin karşılaştığı sorunlar olduğu için sorunları çözerken daha adil bir ortam kurulması noktasında insanların tamamını göz önüne alıyor olacağız.”
Düşmanımız ve Rakibimiz Yok
Barolar arasında çalışma bakımından bir çatışma olmayacağını düşünen Tatlı, “Bu anlamda İstanbul'da bulunan iki baronun birbirinin alanına girmesi gibi bir durumu olmayacak. Avukatlar, Türkiye'nin her yerinde çalışabilir, bir alan sınırlaması yok. Bu nedenle bir sıkıntı olacağını düşünmüyoruz. Eğer biz kurulduktan sonra sorun çıkarsa da ilkemiz şu, ‘Kimseyle kavga etmek, kimseyle yarışmak, kimsenin alanına girmek gibi bir derdimiz yok.’ Meslektaşlarımız için ne yapıyorlarsa, daha iyisini nasıl yapar, kimle konuşmamız gerekirse oturur konuşuruz. Bizim bu anlamda düşmanlarımız, rakiplerimiz yok. Bu mesleğin daha iyi olması için yola çıkıyoruz” diyor.
Siyasi nedenlerle baro kurmadıklarının altını çizen Av. Tatlı, “Biz birine rakip olmak için ortaya çıkmıyoruz. Daha iyisini yapacağız derken mevcut baroyu ya da meslektaşlarımızı karşımıza almak gibi bir düşüncemiz de yok. Bizim için ‘iktidar yanlısı’ diyorlar. Ne söyledikleri önemli değil. Ekimde baro seçimleri var. Eğer seçimi kazanamayanlar tutup başka baro kurarsa bize söylenen şeylerin farklıları onlara da mı söylenecek? Bu işin normalleşmesinin peşindeyiz. Şu anda ne sesimizi duyurabiliyoruz ne bizim için bir şey yapılıyor. Ne siyasî bir çıkışımız var ne de siyaseten bir ayrılığımız” diye ekliyor.
Sen Ne Yaptın Demeyiz
Tatlı, baro düzenlemesini iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesine açılan davadan çıkacak karara saygılı olduklarını söyleyerek, daha önce alınan emsal kararı hatırlatıyor.
“Dosya Anayasa Mahkemesinin önünde. Ben inceleme yapmadım ama yapan arkadaşlarımızın söylediği 2012 yılında anayasa 135’e tabi olan meslek kuruluşlarından bir tanesi aynı durumu yaşamış, bununla alakalı anayasaya gidilmiş. Mahkeme anayasaya aykırılık görmemiş. Şimdi görüşünü değiştirir, değiştirmez bilemiyorum. Kanun çıktı ve biz de kanuna göre hareket ediyoruz. Anayasa Mahkemesinin vereceği karara ve hukuka saygılıyız. Anayasa Mahkemesi reddederse de ona göre davranırız. Yoksa Ankara'ya yürüyüp ‘Anayasa Mahkemesi sen ne yaptın’ diye bağırmayız.”
'Her Şey Benim' Diyen Çoğunluk
“İstanbul Barosu, 2013 yılında Barolar Birliğinden avukatların sosyal ve mesleki gelişimi için kurulan bir fondan 5,5 milyon doları talep etmişti. Avukatlara lokal kurulması planlanıyordu. Barodan alınan parayla Beşiktaş'tan bir yer almışlar. Denetim onlarda disiplin onlarda... Aldıkları çürük bina. 2012’den beri işletememişler. Bir firmaya vermişler. Firmanın avukatı, yönetimde bulunanlardan birisi. 8 yılda bir kere ilana çıkmışlar. Nasıl çıktılarsa aradıkları kimse yok. 25 bin liraya da kiraya vermişler. Şimdi bina kaçak işletildiği için mühürlendi.
- Biz Hukukçular Derneği olarak ‘nispi temsil yapalım’ dedik. Bizim önerimiz buydu. Baro bize ne dedi? 1996 yılında Baro başkanı olan Turgut Kazan’ın Adalet Bakanı olan Şevket Kazan’ın nispi temsil talebiyle ilgili ‘Siz Taliban’ı mı sevindireceksiniz’ videosunu paylaştı. Nispi temsil isteyenlere Taliban diyen çoğunlukçu bir anlayış... Yani en fazla oyu ben aldım, her şey benim olacak diyor. Her şey senin olunca babanın parası gibi 5,5 milyonluk yeri alıyorsun.”