Bir dijital çöküş provası

4 Ekim günü, Facebook, henüz nedeni tam olarak belirlenemeyen bir nedenden, yaklaşık 7 saat boyunca hizmet kesintisi yaşadı.
4 Ekim günü, Facebook, henüz nedeni tam olarak belirlenemeyen bir nedenden, yaklaşık 7 saat boyunca hizmet kesintisi yaşadı.

İnternet ve mobilleşmenin etkisiyle, geleneksel medyaya alternatif bir alan olarak ortaya çıkan yeni medyanın sunduğu imkânlar, özellikle gençler başta olmak üzere geniş kitleler tarafından kullanılıyor. Hayatımızın büyük oranda dijitalleştiği çağımızda, dijital iletişim ihtiyaçlarımızın karşılanmasına yönelik hizmetler, birkaç büyük şirket tarafından sağlanıyor. İnternet siteleri, mobil uygulamalar, sosyal medyayı içeren yüzlerce platformun çeşitlilik sağladığı yeni medyada, Google, Facebook, Amazon gibi şirketler tekel ve büyük aktörler olarak ön plana çıkıyor.

Anlık mesajlaşmadan sosyalleşmeye, eğlenceden kültür endüstrisinin ürünlerine erişime kadar hemen hemen her alanda bu şirketlere ait platformlarla karşı karşıyayız. Mark Zuckerberg ve üç arkadaşı tarafından 2004 yılında kurulan Facebook, 2005 yılında 1 milyon kullanıcı sayısına ulaştı ve 2006 yılında isteyen herkes tarafından kullanılabilen bir sosyalleşme platformuna dönüştü.

2010 yılında 500 milyon kullanıcı sayısına ulaşan Facebook, 2012 yılında popülerlik kazanmaya başlayan sosyal medya platformu Instagram’ı 1 milyar dolara satın aldı. İrili ufaklı platform ve uygulamaları satın alarak büyümeye devam eden Facebook, 2014 yılında bir başka meşhur anlık mesajlaşma uygulaması olan Whatsapp’ı 19 milyar dolar karşılığında bünyesine kattı. Facebook artık sadece bir sosyal medya platformu olmakla kalmayarak Google, Amazon örneklerinde olduğu gibi birçok dijital hizmeti kullanıcılarına sunan dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden birine dönüştü.

Facebook 7 saat susturuldu zarar 60 milyar dolar

4 Ekim günü, Facebook, henüz nedeni tam olarak belirlenemeyen bir nedenden, yaklaşık 7 saat boyunca hizmet kesintisi yaşadı. Sosyal medyanın amiral gemisi olarak değerlen- dirilebilecek olan Facebook’un yaşadığı kriz tüm dünyada geniş yankı buldu. Bugün Facebook denildiğinde sadece iletişim, sosyalleşme ve eğlence ihtiyacımızı karşılayan bir sosyal medya devi akla gelmemelidir. Facebook, piyasa değeri 900 milyar doların üzerinde olan güçlü bir ekonomik aktör, bünyesinde 50 bin civarında çalışanı olan FB Inc. şirketi.

Birkaç saatlik süren kesintinin şirketin değerine olan zararı 60 milyar doları buldu. Nasdaq’da işlem gören Facebook hisse senetleri, yüzde 5,75’lik değer kaybıyla 323,28 dolara kadar geriledi. İnternet üzerinden hizmetler sunan platformların yaşadığı hizmet kesintilerinin küresel ekonomiye etkilerini izleyen Netblocks, Facebook, Instagram ve Whatsapp kesintisinin dünya ekonomisine olan maliyetinin 1 milyar dolar civarında olduğunu belirtti. Yaşanan erişim sorununun Marc Zuckerberg’in şahsî kaybı 7 milyar dolar.

  • Bu haz ve hız çağında birinin bizi durdurmasını beklemeden zaman zaman yavaşlamayı, hatta durmayı öğrenmemiz gerekiyor. Yaşanan erişim sorunu krizinden şüphesiz Facebook çeşitli dersler çıkardı. Facebook kadar, kurum ya da organizasyonların ve bireysel kullanıcıların bu gelişmeden çıkarması gereken dersler bulunuyor. Her geçen gün dijitalleşen hayatımız, büyüyen sorunları ve cevaplanmayı bekleyen sorularıyla karşımızda duruyor.

İçeriden gelen itiraflar

Bütün bunların yaşandığı süreçte, Facebook eski Ürün Yöneticisi Frances Haugen, şirkete yönelik ağır suçlamalar getirdi. Haugen, Facebook’un yalan bilgi, şiddet ve nefret içeren paylaşımlarla mücadele konusunda pasif davrandığını iddia etti. Aslında algoritmaların bu içerikleri engelleyebileceği halde daha fazla etkileşim almak uğruna Facebook tarafından dolaşımına izin verildiğini çeşitli belgelerle kanıtlamaya çalıştı.

Çeşitli paylaşımların kullanıcılar ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili şirket bünyesinde yapılan araştırma sonuçlarından bahsetti. Haugen’ın açıklamaları kamuoyu ve hissedarlar nezdinde, şirketin tartışmalı imajını bir kez daha gündeme taşıdı.

Nitekim Facebook geçmişte şahsî verilerin gizliliği ve rekabet kurallarını ihlal gibi çeşitli nedenlerle türlü cezalar almıştı. En bilineni 50 milyona yakın kullanıcı verisinin usulsüz kullanıldığına dair Cambridge Analytica skandalı nedeniyle, 2019 yılında Amerikan mahkemelerinin kararıyla 5 milyar dolar ceza ödemek zorunda kaldıkları dava olmuştu.

4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 devresi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu.
4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 devresi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu.

Ekim ayının ortasında, Facebook’a Giphy’yi satın almasıyla ilgili soruşturma sürecinde İngiltere Rekabet ve Piyasalar Otoritesi tarafından verilen bir emri ihlal ettiği gerekçesiyle 50,5 milyon sterlin para cezası verildi. 3 milyara yakın Facebook kullanıcısının yanı sıra, Instagram ve Whatsapp kullanıcıları da düşünüldüğünde, 4 milyar civarında kullanıcı verisinin güvenliğini sağlamak FB Inc. için yönetilmesi zor bir duruma dönüşüyor. Kullanıcıların ve yatırımcıların Facebook’a yönelik güven ve itibar algısını olumsuz yönde etkileyen bu gelişmelerin sayısını artırmak mümkün.

Tarihinin en uzun hizmet kesintisini yaşayan Facebook’un “evet, bir siber saldırıya uğradık” demesi beklenemezdi.

Açıklama güveni kaybetmemek için yapıldı

Bütün bunlarla birlikte tarihinin en uzun hizmet kesintisini yaşayan Facebook’un “evet, bir siber saldırıya uğradık” demesi beklenemezdi. Durum gerçekte bu olsa dahi krizi yönetebilmek adına “Bu kesintinin temel nedeninin hatalı bir yapılandırma değişikliği olduğuna inandığımızı şu anda netleştirmek istiyoruz. Ayrıca, bu kapalı kalma süresinin bir sonucu olarak kullanıcı verilerinin güvenliğinin ihlal edildiğine dair hiçbir kanıtımız yok” şeklinde resmi bir açıklama tercih edildi. Daha teknik ifadelerle dolu bu açıklamayla kullanıcılar ve yatırımcılar nezdinde büyümesi muhtemel güven problemlerinin engellemesi hedeflendi.

Dijital çöküşe doğru

Bir nevi dijital çöküş olarak değerlendirilebilen erişim sorunu, Facebook hizmetleri özelinde yaşanan, aslında Facebook, Instagram ve Whatsapp üzerinden iletişim süreçlerini gerçekleştiren kişi ve kurumları da fazlasıyla etkileyen bir kriz olarak nitelendirilebilir. Kullanıcı sayıları itibariyle milyarları bulan platformlar, zaman zaman ülkelerin resmi bilgi taleplerini göz ardı edecek güçlere ulaştı. Böylesine güçlü platformların sunduğu hizmetlerde yaşanan birkaç saatlik kesinti adeta hayatı durdurdu, kullanıcılarına dijital bir çöküş provası yaşattı.

Hız cağında durmayı öğrenmek

Dijital çöküşü yaşayanlar arasında GSM operatörlerine kızan, sosyal medya hesaplarının ele geçirildiğini düşünen, telefonlarını tekrar açıp kapayarak çözüm arayan kullanıcılar da vardı. Olan bitenin farkında olanlar ise bildirimlerden uzak kalarak birkaç saat nefes almanın tadını çıkardı. Facebook özelinde yaşanan, kurumları ve bireyleri etkileyen erişim sorunu, gelinen nokta itibariyle dijital hayatımızın büyük bir bölümünü işgal eden bir yapıya nasıl dönüştüğünü ve yeni medya alanında yaşanan tekelleşmenin boyutlarını derinlemesine sorgulamamızı gerektirdi.

Sorgulanması gereken bir başka husus ise yeni medyayla birlikte değişen iletişim alışkanlıklarımız. Yeni medya platform ve uygulamaları olmadan iletişimini sürdüremeyen bireylerin sayısı her geçen gün artıyor. Kullanıcılar dijital iletişim imkânlarıyla daha hızlı ve niceliksel olarak daha çok iletişim kurarken hayatın kendisini kaçırma riskiyle de karşı karşıya kalıyor.

Bu haz ve hız çağında birinin bizi durdurmasını beklemeden zaman zaman yavaşlamayı, hatta durmayı öğrenmemiz gerekiyor. Yaşanan erişim sorunu krizinden şüphesiz Facebook çeşitli dersler çıkardı. Facebook kadar, kurum ya da organizasyonların ve bireysel kullanıcıların bu gelişmeden çıkarması gereken dersler bulunuyor. Her geçen gün dijitalleşen hayatımız, büyüyen sorunları ve cevaplanmayı bekleyen sorularıyla karşımızda duruyor;

  • Facebook'un yeni adı Meta'dır.
  • • Dijital hayatımızın frenine birileri basmadan durmayı becerebilir miyiz?
  • • Daha uzun bir dijital çöküşe hazır mıyız?
  • • Hayatımızın bütün alanlarına sirayet eden dijital mecralar bir gün hayatımızdan tamamen çıkarsa ne yaparız?
  • • Alternatif iletişim yöntemlerimiz var mı?