Bin yaşa Gerçek Hayat

Murat Zelan
Murat Zelan

Dile kolay, tam 19 yıl geçmiş. Logosunu, sayfalarını tasarladığımız, masa ve sandalyeler üzerinde yatarak sabahlara kadar çalıştığımız geceleri dün gibi hatırlıyorum. Kuruluşunda, olgunlaşmasında yoğun emekler verdiğim Gerçek Hayat’ın bugün 1000. sayısına ulaştığını görmek gurur verici.

İşin başında, Gerçek Hayat 1000. sayısını görür deselerdi inanmazdım, zira, önceliğimiz uzun soluklu, yıllara meydan okuyacak bir dergi çıkartmak değildi; esas derdimiz “1000 Yıl Sürecek” denilen 28 Şubat zihniyetini, o zihniyetin ortaya çıkardığı toplumsal dejenerasyonu tarumar etmekti; ettik de… Gelin görün ki, 1000 yıl Sürecek denilen 28 Şubat zihniyeti bugün tarihin tozlu raflarına karışmışken, Gerçek Hayat 1000. sayısına ulaştı.

Bir zamanlar Gerçek Hayat'ın 145. sayısında ki köşem....
Bir zamanlar Gerçek Hayat'ın 145. sayısında ki köşem....

NARA ATAN BİR KAHRAMAN

Gerçek Hayat ilk günlerinden itibaren haksızlığa, hukuksuzluğa, yılgınlığa ve umutsuzluğa karşı bir direniş kalesi olmuştu, bugün de bir direniş sembolü olarak hayatını sürdürüyor. Gerçek Hayat “ağlayan bir bebek” olarak değil, “nara atan bir kahraman” olarak doğmuştu ve belki de bu karakteri sayesinde bugün Türkiye’nin en uzun soluklu haftalık dergilerinden biri olarak, ilk zamanlardaki gibi hâlâ “Toparlanın, gitmiyoruz!” diyebiliyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bir zamanlar Yeni Şafak’tan ayrılarak kurduğumuz Gerçek Hayat’ın bugün Yeni Şafak çatısı altına girmesi de, bana kalırsa, Gerçek Hayat’ın bugüne taşınmasında en büyük etken oldu. Bu yüzden Gerçek Hayat’la birlikte, Yeni Şafak’ı da takdir etmek gerek… Aslında 1000. sayısına ulaşmış Gerçek Hayat için söylenecek tek bir şey var:

Bin yaşa Gerçek Hayat!