Bin sayı daha buradayız, Amerika hareketlerine dikkat et

Sevda Dursun - Yazı İşleri Şefi
Sevda Dursun - Yazı İşleri Şefi

Bir dergi çıkıyormuş, adı da Gerçek Hayat’mış. Bizimkiler çıkartıyormuş. Tanıdığım, tanımadığım, ama illaki bir yerlerde yolumun kesiştiği kişiler. Bizim çocuklar işte. Bir dergi çıkarttılar “Filistin’de Şafak Söküyor” dediler ve o günden beri Gerçek Hayat, gerçekten hayatlarımıza dokundu. Bir zamanlar okuyucusu olduğum derginin dört yıldır çalışanıyım. Eskiler, aynı heyecanı duyduğumuza pek inanmazlar belki ama bininci sayıyı hazırlarken fark ettim de, heyecan konusunda çok da bir şey değişmemiş aslında.

Acısıyla, tatlısıyla bininci sayıyı geride bırakırken, dergiye daha önce katkı sağlayan veya okuyucusu olan kişilerin yazılarını toparlayıp okumaktan, Gerçek Hayat çıkarken yaşananlara şahitlik ettiğimiz dosyaları hazırlamaktan yorulduk doğrusu. Kemal Bey “siz de yazın isterseniz” dediğinde fırsat bulabileceğimi hiç sanmıyordum. Ama herkes hatıralarından bahsederken, kıskanmadım değil. Sonuçta şükür ki bu özel sayıyı hazırlamak bize nasip oldu. Gönül ister ki, 2000. sayıyı da görelim, fakat kim bilir, nerede, kimlere nasip olur bilinmez. İşte bu yüzden bu sayıya ben de not düşeyim istedim.

'SENİ ÖNERDİM KARAGÜL'E'

Herkesin yazısını okuduğumdan biliyorum, benim hikâyem de diğerlerininkinden çok farklı değil. Farklı zamanlarda, farklı duygularla, ama aynı inançla bu sayfalarda bizi birleştiren derdimiz, dertlerimiz vardı. İki bininci sayıda da bunun değişeceğini sanmıyorum. Çünkü kişiler değişse de mayası böyle karılmış, böyle tutmuştur. Diriliş Postası’nda Hakan abi “Gerçek Hayat’ı Albayrak medya almış. Editör arıyorlarmış. Seni önerdim Karagül’e. Mutlaka oraya gitmelisin. Gerçek Hayat benim çocuğum gibi” dediğinde işte ben de o dertle yola çıkmıştım.

Arşivi tararken gözümüzün önünden yakın tarihimiz birer birer geçti. Değişimler, dönüşümler, savrulmalar ve elif gibi dosdoğru yol almalar…
Arşivi tararken gözümüzün önünden yakın tarihimiz birer birer geçti. Değişimler, dönüşümler, savrulmalar ve elif gibi dosdoğru yol almalar…

19 yılda sadece bu dergide değil, Türkiye’de de neler değişmedi ki... Benim dergide çalıştığım dört yılda bile öyle şeyler değişti ki, sanki bir ömür yaşadım burada.

DAHA DA BİZE SES ÇIKARTAMAZ UZUN YAZIYORUZ DİYE

Albayrak medyadaki ilk gününden beri neredeyse bir tek ben ve benden kısa bir süre sonra dergiye başlayan Süleyman Şahin arkadaşım var. Önce İbrahim Karagül’ün yayın yönetmenliğinde farklı bir kadro, Emeti Saruhan koordinatörlüğünde ve ardından Kemal Özer yönetiminde yine farklı bir kadroyla yolumuza devam ediyoruz. Numan İlhan mı? O zaten buranın demirbaşı, ‘2000. sayıyı da yine ben görürüm’ diyor. İnanıyoruz tabi, kısa bir ara verse de adam ilk sayıdan beri derginin görsel tasarımcısı. O değil de, sürekli bize uzun yazıyoruz diye sitem eden Numan’ın özel sayı için yazdığı yazıyı sayfaları karıştırınca göreceksiniz. Tamı tamına altı sayfa yazmış. Tamam, çok hatırası var, kabul, ama daha da bize ses çıkartamaz uzun yazıyoruz diye.

Hazır içeriden birisi olarak, derginin hazırlık aşamasından tiyolar vermek de bana ve arkadaşlarıma düşer sanırım.
Dış politika zaten Süleyman Şahin’den sorulur.
Dış politika zaten Süleyman Şahin’den sorulur.

DIŞ POLİTİKA SÜLEYMAN ŞAHİN'DEN SORULUR

Pazartesi günleri derginin gündem toplantısının yapıldığı gün. Akşama kadar süren toplantılarımız sonucunda o hafta hangi konuları çalışacağımızı belirleriz. Toplantılarımıza yayın kurulumuzdan İsmail Halis, İdris Saruhan ve Ersin Çelik vs. katılır. Tartışması bol olur Gerçek Hayat toplantılarının... Bir konu önerdiğimizde önce kendi içimizde tartışırız çünkü. Biri diğerinin görüşüne katılmaz, öbürü farklı yönden bir açılım sunar. Sonunda ortak noktada buluşuruz ama olan Halime Kirazlı’ya olur. Zira yaşı bize göre genç olduğu için “anlamadığım şeyleri konuşuyorsunuz” diyerek telefonuyla ilgilenmekten sıkılmıştır günün sonunda. Konu futbol ve ekonomi oluncaki heyecanını yaptığı dosyalardan anlarsınız. Dış politika zaten Süleyman Şahin’den sorulur. Bana kalansa röportajlar, soruşturma dosyaları ve ıvır zıvır bir sürü şey.

Hafta içi röportajlar, görüş almalar, dosyaların omurgasını oluşturmalar, uzmanlarına yazdırılacak yazının siparişini vermeler derken cumaya kadar günler birbirini kovalar. Yazarlarımızın yazı gönderme günleri Çarşamba olsa da, çok az kişi bu güne sadık kalır. Ama biz perşembeye razıyızdır zaten. Gel gelelim birkaç son dakikacı yazarımız yazılarını cumaya sarkıttığında, her seferinde “bir daha idare etmeyeceğim” derim ama bir şekilde idare edebildiğime hâlâ şaşırıyorum. Bu kısmı isim vermeden geçeyim yine de. Hepsi bizim kıymetlimiz, küstürmeyelim şimdi durduk yere.

Kemal Özer - Gerçek Hayat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Kemal Özer - Gerçek Hayat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

KEMAL BEY TÜRKÇE'NİN DÜZGÜN KULLANILMASINDA TİTİZ

Ve beklenen Cuma gelir. Zira dergimiz Cuma gecesi baskıya gönderilecektir. Son yazılar, son toparlanmalar, akış hazırlık ve sayfa sıralaması yapılır. Numan’ın yanına gidip gelmelerimiz arttıkça, Yeni Şafak’taki arkadaşlar “Bugün cumaydı değil mi” demeden edemezler. Derginin kapağı başlı başına bir iş olduğundan, “o” sözü söylemek için toplanırız son bir kez. Herkes kafasındakini söyler ve en çok beğenilen kapak ortaya çıkar böylece. Gecenin bir saati olmuştur. Son okuma için pdf’ler yayın yönetmenine yollanır. Gecenin o saatinde Kemal Bey şapkasız yazılmış bütün harfleri bize iade ettiğinde, itinayla şapkalarını giydirir, dergiyi bağlarız. Herkesin bir hassasiyeti var zira, Kemal Bey de Türkçe’nin düzgün kullanılması konusunda titiz. Haksız sayılmaz ama bizdeki de alışkanlık işte.

Şapkalı ve şapkasız bir dergiyi daha geride bıraktık sayılır. Üstelik çok çok özel bir sayı.

Gönül isterdi ki tüm eski Gerçek Hayat çalışan yazan ve çizenlerine ulaşıp yazılarına yer verelim. Çoğuna ulaştık... Kimi cevap bile vermedi, kimi yazmak istemedi... Kimi başka denizlere yelken açmış, kimi bilmem ne olmuş... Gerçek Hayat da tam bir gerçek hayat nitekim. Arşivi tararken gözümüzün önünden yakın tarihimiz birer birer geçti. Değişimler, dönüşümler, savrulmalar ve elif gibi dosdoğru yol almalar… Allah, yolları dosdoğru olanların yollarından ayırmasın. Biz gideriz o sorun değil de, Gerçek Hayat BİN sayı daha burada.

Amerika hareketlerine dikkat et.