‘Barış pınarı’nı bulandırmaya çalışıyorlar
Suriye topraklarında dünyanın birçok ülkesine ait askeri güçler bulunurken gıkı çıkmayan Arap ülkeleri, ülkenin kuzeyinde yuvalanmış terör örgütüne karşı kendi bekasını temin maksadıyla harekete geçen Türkiye söz konusu olduğunda kınama yağmuruna başladılar.
Nihayet günü geldi, Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya duyurdu ve Türk ordusu güneyimizde bir ur olarak duran habis terör yuvasını darmadağın etmek için harekete geçti. Türk ordusunun terörün üzerine boca ettiği ilk bombalar daha menziline ulaşmadan bazı başkentlerde oturmuş hesap yapan nicelerinin tepesine düştü. Barış Pınarı Harekâtı bazıları için kelimenin tam anlamıyla kâbusun bizzat kendisi oldu. Öncelikle coğrafyamızda İsrail ile iş tutan ne kadar ‘devlet’ varsa koro halinde hücuma geçti.
ARAP COĞRAFYASI KIME HIZMET EDIYOR?
Suriye topraklarında dünyanın birçok ülkesine ait askeri güçler bulunurken gıkı çıkmayan Arap ülkeleri, ülkenin kuzeyinde yuvalanmış terör örgütüne karşı kendi bekâsını temin maksadıyla harekete geçen Türkiye söz konusu olduğunda kınama yağmuruna başladılar.
Başı çeken ülkelerden biri son firavun Sisi’nin Mısır’ı oldu. Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Mısır, Türkiye’nin Suriye topraklarındaki saldırganlığını en güçlü ifadelerle kınamaktadır” denildi. Barış Pınarı Harekâtı’nı “Kardeş Arap devletinin egemenliğine bâriz ve kabul edilemez saldırı” olarak değerlendiren açıklama, Türkiye’nin Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik hamlelerinin sonuçları olacağına vurgu yaptı.
Mısır’ın tepkisi bununla da kalmadı. Arap Birliği’ne acil toplantı çağrısında bulunan Mısır, Türkiye karşıtı cephenin önderliğine soyundu. Nitekim genel sekreter yardımcısı sıfatıyla Arap Birliği adına bir açıklama yapan Mısırlı diplomat eskisi Hüsam Zeki, Suriye’ye yönelik operasyonu kabul edilemez bulduklarını söyledi. Mısır’ın acil toplantıya çağırdığı Arap Birliği 12 Ekim’de dışişleri bakanları seviyesinde olağanüstü toplanıyor. Arap coğrafyasının gündemi belli: “Türkiye’nin önünü nasıl keseriz” çıkmazına ‘çâre’ aramak.
SISI’NIN AĞABEYLERI DE KONUŞTU
Son yıllarda Arap sokağında Sisi’nin ağabeyi rolüne soyunan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın sessiz kalması elbette beklenmiyordu. Nitekim Türkiye karşıtı açıklamalar gelmekte gecikmedi.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA: “Krallık, Türk ordusu tarafından Suriye’nin kuzeydoğusundaki bölgelere başlatılan saldırıyı kınıyor. Türkiye’nin saldırısı Suriye’nin egemenliğini ihlal edip bölge güvenliğini tehdit ediyor” şeklinde bir mesaj yayınladı.
Suudileri yakın arkadaşları BAE izledi. Abu Dabi merkezli WAM haber ajansının haberinde BAE hükümetinin açıklamasına yer verildi. Açıklamada “Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’nin Suriye’ye askeri saldırganlığını şiddetle kınıyor. Bunun tehlikeli bir gelişme olduğunu, ayrıca dost Arap ülkesinin egemenliğinin açık ve kabul edilemez ihlali, ayrıca Arap işlerine müdahale olduğunu ifade ediyor.” cümleleri yer aldı.
BAHREYN VE IRAK GERI KALMADI
Arap sokağının diğer üyeleri de Türkiye karşıtı kervana katılmakta gecikmedi. Bahreyn Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuzeydoğu bölgelerine askeri operasyonu şiddetle kınıyoruz. Bu operasyon, uluslararası hukuk kurallarının kabul edilemez ihlali, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne tecavüzdür” ifadeleri kullanıldı.
Kürt kontenjanından seçilen Şii kuklası, Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih de sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“Türkiye’nin askeri müdahalesi tehlikeli bir gerilime yol açabilir. İfadesi mümkün olamayacak insanî facialara yol açar, terörist grupların imkânlarını genişletir. Dünya, felaketi önlemek için birleşmeli, Kürtler dâhil tüm Suriyelilerin hakları konusunda politik çözüme, barışa, onura ve güvenliğe destek vermeli.”
KATAR ISE HER ZAMANKI GIBI
Türkiye ile kurduğu ilişkiler sonucu komşu devletlerin hedefi hâline gelen ve ekonomik yaptırımlara maruz kalan Katar, yine tarafını doğru seçti ve Türkiye’nin yanında yer aldı. Katar Emiri Şeyh Temim, destek amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ararken Savunma Bakanı Halid Bin Muhammed de mevkidaşı Hulusi Akar ile görüşerek Barış Pınarı Harekâtı’nda Türkiye’nin haklılığına ve harekâtın meşruluğuna vurguda bulundu.
ERDOĞAN’IN TEPKISI MANŞETLERDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan Mısır ve Suudi Arabistan’dan gelen açıklamaları cevapsız bırakmadı. Suudi yönetimini “Suudi Arabistan aynaya baksın. Yemen’i bu hâle kimler getirdi? Siz önce bunun hesabını verin” diyerek eleştiren Erdoğan Mısır’ı da boş geçmedi.
“Sisi birileriyle toplantı yapıp bu operasyonu kınamış. Kınasan ne yazar, kınamasan ne yazar? Sen ülkende demokrasi katili olan birisin” sözleriyle Sisi’yi gereken cevabı verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri Arap basınında geniş yankı buldu. CNN televizyonunun Arapça sitesi, “Erdoğan, Barış Pınarı hakkında, Suudi Arabistan aynaya bakmalı, Mısır demokrasiden yoksun dedi” manşetini attı.
2003 sonrası Amerikan işgal rejimi tarafından kurulan Irak menşeli El Hurra sitesi de Barış Pınarı Harekatı’nda öldürülen teröristleri haber yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliği’ni hedef alan sözlerini manşete taşıdı.
Mısır’da yüksek öğrenim geçliğine yayın yapan Şebabek sitesi, “Erdoğan Suriye’deki askeri operasyona ilişkin Suudi Arabistan ve Mısır’a hücum etti” ifadelerini kullandı.
Lübnan menşeli yayın yapan El Meyadin televizyonu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ve Mısır’a yaptığı eleştirileri gündeme getirdi.
Tunus’un Sabah News sitesi de aynı şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirilerine yer verirken “Erdoğan: Suudi Arabistan’ın aynada kendisine bakması gerekir” başlığını kullandı.
BATI MEDYASI BILDIĞIN GIBI
Batı medyası Barış Pınarı Harekâtı’na tıpkı geçmişte Afrin harekatına baktığı şekilde bakmaya, terör örgütünün sözcüsü gibi haber yapmaya devam etti.
New York Times Barış Pınarı Harekâtı’na yer verilirken ‘Kürtler yüzüstü bırakıldı’ ifadelerini kullandı. 10 Ekim tarihli gazetenin ilk sayfasında “Türkiye silahlanırken bir müttefike ihanet” başlığı dikkat çekti.
Washington Post’un manşeti “Türkiye Suriye’de Amerikan müttefiklerine karşı harekât başlattı” şeklinde oldu. Gazete, harekâtın Trump tarafından Suriye’den çekilme kararı üzerine başladığı vurgusu yapıldı.
Wall Street Journal ise Barış Pınarı Harekatı’nı “Türkiye ABD’nin müttefikine saldırı başlattı” ifadeleriyle ilk sayfadan verdi.
İngiliz The Independent gazetesi de harekatı manşetten verenlerden. Manşet şöyle: “Türkiye Trump tarafından terk edilen Kürtleri hedef aldı”
Fransız Liberation gazetesinin manşeti ise tamamen kendi çirkinliklerinin bir yansıması oldu. “Kürtlere karşı Erdoğan’ın çirkin savaşı”. Gazete, Ankara’nın Washington’un belirsizliğinden yararlanarak operasyona başladığını yazmış.
Fransız Le Figaro gazetesi de “Erdoğan Suriye’deki Kürtlere karşı saldırıya geçti” dedi.
Alman Der Tagesspiegel gazetesi, harekatı ilk sayfasında “Türkiye’nin Suriye’yi işgali” şeklinde vermeyi tercih etti.
İspanyol El Pais gazetesi de “Türkiye Suriye’deki Kürt hedeflerine havadan ve karadan saldırdı” başlığını atarken Avrupa Birliği’nin operasyonu durdurma çağrısına vurgu yaptı.
Evet, Batı medyasının manşetleri bunlar. Neyi manşete çekmediklerini de biz söyleyelim. Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin yaklaşık üçte biri Kürt asıllı. Bu insanların çoğu bugün terör örgütünün elinde bulunan topraklardan kaçarak Türkiye’ye sığınmış durumda. Yani ortada “Kürtlere karşı yapılmış bir saldırı” yok. Tam tersine, Kürtleri topraklarından kaçmak zorunda bırakan terörist bir örgüte karşı saldırı söz konusu.
TÜRKIYE’NIN YANINDA YER ALANLAR
Daha önce Katar’ın Türkiye’nin yanında yer aldığını ifade etmiştik. Soydaş Azerbaycan ve KKTC dışında Pakistan ile Macaristan’ın Türkiye lehine açıklamaları dikkat çekti. Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Faysal Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin “Türkiye’nin bölgedeki meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz. Türkiye de Pakistan gibi terör kurbanı olmuş ülkelerden biridir.” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan AB üyesi Macaristan da Devlet Bakanı Gergely Gulyas’ın sözcülüğünde Barış Pınarı Harekatı’nı desteklediğini duyurdu. Macar bakan ‘’Türkiye kendi topraklarında ikamet eden 4 milyon mülteciyi kendi ülkesine geri ulaştırmak istiyorsa o zaman bu girişim desteklenmeli.’’ şeklinde konuştu.