Barbarların torunları isyanda
Şili’de ‘sefalet içinde yüzen’ halkın büyük çoğunluğu yerliler olsa da, ‘Şili halkı’ denilen insanların aslında yüzde 97’si Şilili değil. Ülke nüfusunun tamamına yakını, 16. Yüzyılda ülkeyi işgal eden İspanyolların, özellikle de Basklıların torunları. Barbar atalarından miras kalan damarları sık sık kabaran ‘Şili halkı’, şimdi kendi ürettikleri çarpık düzene isyan ediyor. Şili’ye ilk adım attıkları günden itibaren yerli halka sistematik bir soykırım düzenleyen İspanyol barbarlar, bunun cezasını da yine kendi kanlarından çıkan ‘daha barbar’ belâlar ile çekiyor.
Korona virüs nedeniyle aylardır dinmiş gibi görünen sokak münayişleri Şili’de yeniden patlak verdi. Binlerce gösterici sokaklara döküldü. 2 kilise yakıldı, polis karakolları basıldı. Ülkeyi yakıp yıkan, sokakları savaş alanına çeviren göstericilerin, tüm bu manzaraya rağmen tek bir isteği var: Demokratik bir anayasa!
- Şili’de geçtiğimiz yıl Ekim ayında metro ücretlerine yapılan zamlara karşı başlatılan ve 5 ay boyunca devam eden sokak gösterilerinin yıl dönümünde ülke yine karıştı. Binlerce Şilili başta başkent Santiago olmak üzere ülkenin pek çok noktasında sokaklara döküldü. Barışçıl şekilde başlayan gösteriler, kısa zamanda şiddete dönüştü.
Gösterilerin ana nedeni, pazar günü gerçekleştirilen anayasa referandumu gibi görünüyordu.
Şili'de 1973 yılında darbeyle yönetimi ele geçiren ve 17 yıl devlet başkanlığı, sonrasında ise 8 yıl genelkurmay başkanlığı yapan diktatör Pinochet döneminde yapılan Anayasa'nın değişmesini isteyen göstericiler, pazar günkü referandumda yeni bir anayasaya "evet" deme çağrısı yaptılar. Bunu yaparken de birkaç kilise, onlarca iş yeri ve kamu binasını molotoflarla ateşe verdiler.
Eylemlerin altındaki gerçek neden ise, her Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi gelir adaletsizliğinin büyük bir uçuruma dönüşmesi ve halkın sefalet içinde yüzmesiydi.
Barbarların torunları
Yerli halka yaptıklarının aynısını, 1973’te darbe ile başa gelen diktatör Pinochet kendi halkına uygulamıştı. Binlerce insan ayaklarına beton dökülerek denize atıldı. Binlercesi kaybedildi. İşkence merkezleri insanlık tarihine geçecek nitelikteydi. Yüzyıllar önce ülkeye ilk ayak bastıklarında İspanyol ‘kâşiflerin’ yerlilere yaptıkları, daha modern tekniklerle bugün barbarların öz torunlarına uygulanıyor.
- ‘Demokratik anayasa’ gibi modern bir isteği dile getirirken en ilkel içgüdüleriyle hareket eden kitlelerin o anayasayı kazanıp kazanamayacağı; kazansalar bile ona tahammül edip edemeyeceği bilinmez. Ama yerlilerin kanları üzerine kurulan düzenlerin hiçbir zaman düzen tutturamayacağını tarihi okuyan herkes iyi biliyor.