BAE şeyhlerinin yalan orduları
Akar ve Güler’in ziyaretinden 1 gün sonra, Türk askerinin bulunduğu Vatiyye üssü ‘kimliği belirsiz’ savaş uçakları tarafından vuruldu. Türkiye’nin üsse gönderdiği savunma sistemlerinin hasar aldığı saldırının olağan şüphelileri ise Mısır, Fransa ve Rusya’ydı. Fakat suçu üslenen, bölgenin kiralık katili ve suç finansörü BAE oldu.
Ortadoğu’da, Körfez’de, Yemen’de ve Kuzey Afrika’da küresel güçlerin taşeron kâtilliğini yapan ve tüm enerjisini İslam âleminde fesadı yaymak için harcayan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Libya’da da sahada. Mısır’la birlikte Fransa ve Rusya’nın tetikçiliğini yapan BAE, Türkiye’ye karşı özellikle yalan ordularını cepheye sürdü.
- Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın önceki hafta Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ile birlikte Libya’ya yaptığı ziyaretin önemi, muhtemelen askerî tarihçiler tarafından yıllar sonra daha iyi değerlendirilecek. Ama ziyaretten sonraki 48 saat içinde yaşananlar, Türkiye için ‘küçük’ sayılabilecek bu adımın bölge için ne kadar büyük ve önemli olduğu hakkında ipuçları verdi.
Mesaj İçinde Mesaj
Ziyaret, Fransa’nın Türkiye’ye sürekli tehditler savurduğu NATO’yu harekete geçirmeye çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Aynı dönemde Mısır’ın kukla firavunu da aklî dengesini sorgulatacak bir hamleyle Türk askerine saldıracağı mesajları veriyordu. Bu iki tehditkâr devletin bölgedeki hâmisi Rusya ise, paralı askerleriyle maskeli operasyonlarına hız vermişti.
Akar ve Güler’in kısa ziyareti, Libya’da oyun kurucu olduğunu iddia eden tüm bu illegal güçlere karşı ayrı ayrı mesajlarla doluydu.
- Başkomutan’dan sonra komuta kademesinin en güçlü iki isminin askerden bizzat sahada tekmil alması, Fransa ve Mısır’a nasıl bir ateşle oynadıkları konusunda tam zamanında ve yerinde verilmiş bir uyarıydı. Hulusi Akar’ın Misrata Üssünde BBC’ye verdiği röportajda durduğu yer ise, Rusya’nın anlayacağı dilden bir mesajdı. Zira Akar röportajı Libya’da ele geçirilmiş bir Rus helikopteri ve geri planda kırıma uğramış bir Rus savaş uçağı eşliğinde gerçekleşti.
BAE Efendileri Yerine Suçu Üstlendi
Bu kadar çok mesaj ve uyarı içeren ziyaretin yankısı da gürültülü oldu. Akar ve Güler’in ziyaretinden 1 gün sonra, Türk askerinin bulunduğu Vatiyye üssü ‘kimliği belirsiz’ savaş uçakları tarafından vuruldu. Türkiye’nin üsse gönderdiği savunma sistemlerinin hasar aldığı saldırının olağan şüphelileri ise Mısır, Fransa ve Rusya’ydı. Fakat suçu üslenen, bölgenin kiralık kâtili ve suç finansörü BAE oldu. BAE Veliaht Prensi Bin Zayed'in danışmanlarından Abdülhalik Abdullah “Türkiye'ye tüm onurlu Araplar adına hak ettiği dersi verdik” diyerek ‘onur yürüyüşü’ yaptı. Hatta BAE televizyonları, saldırıya ait olduğunu iddia ettikleri bir video bile yayınladı.
Her Şeyleri Sahte
Fakat ‘saldırı anları’ diye verilen videonun, bir bilgisayar oyunundan alındığı anlaşıldı. Yani video da, onurları gibi yalan çıktı. Fakat Akar ve Güler’in ziyareti nedeniyle kuyruğu sıkışan efendilerine yaranmaya çalışan BAE’nin tek yalan operasyonu bu değildi. BAE’ye bağlı Sky News Arabia, o saldırıda Org. Yaşar Güler’in hayatını kaybettiğini iddia eden bir kara propaganda haberi yayınladı.
Yalan haber beklenen ilgiyi görmeyince de, propagandanın ikinci adımına geçildi. Geçmişte Mustafa Kemal üzerinden Türkiye’ye hakaret eden ve uzun süre erişim engeli uygulanan Wikipedia, BAE’nin bu yalanını İngilizce versiyonuna taşıdı ve Yaşar Güler’in biyografisine ‘ölüm tarihini’ ekledi. Sitede, Org. Yaşar Güler’in 6 Temmuz’da Libya’da hayatını kaybettiği yalanı resmi sayfadan duyuruldu. Kısa süre sonra düzeltme gelse de, BAE ve sahipleri için amaç hâsıl olmuş oldu.
Sahte Yazarlarla Türkiye Düşmanlığı
Geçtiğimiz hafta, ABD’de ortaya çıkan bir medya skandalı, BAE’nin yalan operasyonlarının genişliğini bir kez daha ortaya koydu.
Amerika’daki savaş yanlısı medyada yayınlanan onlarca makalenin, uydurulmuş ve aslında hiç olmayan yazarlar tarafından hazırlandığı, bu operasyonun arkasında ise BAE’nin olduğu belirlendi.
İsrail ve Arap ülkelerinde ‘ABD medyasında yayınlanan bir makaleye göre’ maskesiyle verilen ve ‘uzman analistler’ tarafından yazıldığı belirtilen yazılar, aslında üretilmiş sahte kimliklerle BAE tarafından piyasaya sürülen operasyon araçlarıydı. Skandalı ortaya çıkaran Daily Beast’e göre en az 20 sahte ‘analist’, 50’ye yakın gazete ve internet sitesinde 100 kadar makale yayınlamıştı. Makalelerin ortak özelliği ise, Türkiye, Katar ve İran’ı hedef almaları ve BAE’nin politikalarını haklı çıkarma çabaları. Aralarında Jerusalem Post’un da olduğu söz konusu site ve gazeteler, skandal ortaya çıkınca bu sözde yazarların sayfalarını kaldırdı. Twitter bu hesapları askıya aldı. Yahoo ve Google ise veri depolarında bu yazıların temizliğine başladı. BAE’ye ihale edilmiş böyle kaç tane daha ‘sahte hesap’ olduğu bilinmiyor. Ama BAE ise operasyonlarına şimdilik ülkemizde de olduğu gibi ‘kime hizmet ettiği bilinmeyen’ meşhur gazetecilerle devam etmek zorunda.