Armageddon lobisi
Biz Netanyahu, Yahudi lobisi derken belki de havanda su dövüyoruz. Asıl musibet kaynağını ıskalıyoruz. Anketler yeniden Trump diyor. Porno yıldızlarıyla davaları filan yürüyüşüne engel olmuyor. Armageddon lobisi onu istiyor çünkü. Daha büyük bölgesel savaşlar ve dünya savaşı istiyorlar. Mesih’in dönmesi uğruna. Tehlikenin farkında mıyız?
ABD seçimleri yaklaşıyor. Gazze imha planı tamamlanmak üzereyken ve kuzeyde yeni bir cephe açmak muradıyla İsrail şartları zorluyorken seçime Yahudiliğin damgasını vuracağı aşikâr. Dolayısıyla seçimde İsrail uğruna vaatlerinde kimin daha bonkör olacağı daha bir önem taşıyacak. Ne var ki bu önem sanılanın aksine Yahudi lobisi veya nüfusundan ziyade başka bir kesimi alâkadar ediyor. Bunlar Hristiyan Siyonistler ve onların Armageddon lobisi.
Kökleri 16. asırdaki Protestanlığın zuhuruna dek ulaşan bir cereyandan söz ediyoruz. Kitab-ı Mukaddes’i papalığın yorum hâkimiyetinden çıkartarak yorumlama özgürlüğünü savunduklarında çok geçmeden bilhassa kehanetlerle ilgili bahislerde Yahudi literatürünün ve din adamlarının kontrolüne girmekten sakınmadılar. Yahudi zihniyetinin gitgide daha baskın hâle gelmesiyle kısa zamanda ortaya melezleşmiş bir din çıktı. Yahudi’den daha Yahudi’ci, İsrailoğullarından daha İsrail’ci.
Öyle ki Siyonizm fikrini bile Yahudilerden önce geliştirip İsrailoğullarının Siyon’a dönmeleri lâzım geldiğini ve bu dönüşün organizesine yardım etmenin bir vecibe olduğunu bunlar dile getirdiler. Doğrusu bunu Yahudilerin kara kaşı kara gözü için de yapmadılar. Kehanetlere dair itikatları bunu buyurmaktaydı zira: Mesih’in ikinci dönüşü için İsrail kavminin Kenan diyarına geri dönmesi ve hâkimiyet sağlaması gerekiyordu. Sonraki adımda ise tapınağı yeniden inşa ederek Armageddon Savaşı’nda düşmanlarıyla kapışmaları icap ediyordu. Tüm bunların gerçekleşmesi Mesih’in ikinci gelişi uğruna geçilmesi zaruri merhalelerdi ve bunları çabuklaştırmak için yapılacak müdahaleler ancak desteklenmeyi hak ederdi.
‘İsrail Yahudilere tanrı tarafından verildi’
Mesih’in ikinci gelişini müteakip yaşanacak bin yıllık altın çağ hatırına öyle bir Siyonizm biçimi ortaya çıktı ki Yahudi Siyonistler bile yer yer şaşkınlığa düşmekten kendilerini alamıyorlar. Ezcümle İsrail’in sık sık başvurduğu aşırı güç kullanımı gibi nahoş durumları kerih gören bir Yahudi veya Siyonistle karşılaşmanız mümkünken herhangi bir Hristiyan Siyonist büyük ihtimalle bunu mazur ve meşru görecek, Mesih’in kuracağı krallığın yüzü suyu hürmetine yaşanması gereken kargaşa döneminin bir parçası sayacaktır.
İsrail sağıyla, en sağdaki Siyonistlerle temas ve irtibat hâlinde olan bu ekipler, Amerikan nüfusu içinde hiç de azımsanmayacak bir orana tekabül ediyor. 100 milyona varan ve her geçen gün artan nüfuslarıyla sadece kıtada değil küresel bazda da çok yönlü bir hareket inşa etmeyi başarmış durumdalar. Muazzam kaynakları da kontrol eden bu muhteris kudret, ABD dış politikasını kendi emelleri istikametinde şekillendirerek dünyanın geleceğini kendi itikatlarının yol haritasına uydurmak için var gücüyle çalışıyor.
PEW’in 2016’da yürüttüğü bir kamuoyu araştırmasında Amerikan siyaseti üzerindeki etkileri yansımıştı. Evanjelikler olarak da bilinen bu beyazlar, ABD seçmenlerinin çeyreğinden fazlasını (%26'sını) teşkil ediyorlardı ve bunların her 10 tanesinden 8’i (%81'i) o yılki seçimlerde Trump’ı desteklemişti.
Zihniyetlerini ve tıynetlerini anlamak bakımından aynı araştırmadaki şu suale verilen cevaplar çok belirleyiciydi: "İsrail, Yahudilere Tanrı tarafından verildi" ifadesini Amerikan Yahudilerinin sadece %40'ı desteklerken bahsi geçen Evanjelik Hristiyanların ise %82'si destekliyordu.
50 yıllık modüller
Hristiyan Siyonistler nezdinde İsrail’in akıllara ziyan itibarına dair sayısız örnek verilebilir. Bunlardan biri, ‘Barış İçin Köprüler’ adlı kuruluşun başkan yardımcısı Cheryl Hauer’in şu sözü olabilir: “İsrail farklıdır çünkü Tanrı onu böyle yaratmıştır... Tanrı, sonunda kendisinin kim olduğunu milletlerin tanımaları için bunu halkı aracılığıyla yapacağını söyledi." Bir Hristiyan’ın normalde Yahudileri İsa’nın katilleri olarak görmesi gerekirken Tanrı’nın halkı olarak tanımlamaya devam etmesi Evanjelikler için hiç de anormal bir durum değil.
Akıllarını kehanetlerle bozduklarından her türlü gelişmeyi kafalarındaki şablona uydurmak için tevil üstüne tevil yapıyorlar. Buna en iyi örneklerden biri, Evanjeliklerin en büyük lobi kuruluşu olan İsrail İçin Birleşmiş Hristiyanlar (CUFİ)’nin kurucusu John Hagee olsa gerektir. Trump'ın ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasıyla ilgili aralarında geçen konuşmayı şöyle aktarıyordu:
“Ona Tanrı'nın her şeyi 50 yıllık modüllerle takdir ettiğini söyledim. Dedim ki, “Eğer 1917'ye bakarsanız, bir Yıldönümü Yılı’ydı ve Balfour Değişikliği geldi, 50 yıl sonra 1967'ydi ve Kudüs İsrail'e yeniden bağlandı. 1967'ye 50 ekleyince, 2017'de bulunuyorsunuz.” Dedim ki, “Büyükelçiliği taşımak ve bu beyanatı yapmak için bu yıl, çünkü bu, mutlak kesinliğin İncil zamanlamasıdır.” Tanrıya şükür, tam olarak bunu yapacak."
Asıl musibet kaynağı
Şunu diyebiliriz ki Trump, büyükelçiliği Kudüs’e taşırken de Kasım Süleymanî suikastına karar verirken de Yahudi lobisinden veya iş bitirici damadından ziyade bu Hristiyan Siyonistleri memnun etmek, desteklerinin devamını sağlamak gayesini güdüyordu. John Hagee’nin hezeyanlarına inandığı için değil fakat onun bir çırpıda yönlendirebileceği milyonlarca oyu önemsediği için böyle yapma lüzumu duyuyordu.
Dindarlıktan uzaklığı herkesçe malum Trump, bu bağnaz paranoyakların desteğini esasında kendisi üzerinden değil, ekibi üzerinden sağladı. Başka bir deyişle bunların desteğini temin edecek bir ekip oluşturarak yola çıktı. Yardımcısı Mike Pence, Evanjeliklerin sadık adamı olarak oyları garantiye aldı. Öte yandan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da sadık bir Evanjelikti. CIA başkanlığı gibi bir makamda bulunmuş birinin bu mesnetsiz, ipe sapa gelmez fikirlerle dünyayı ateşe vermeyi kafaya koymuş adamlara harfiyen inanmasının ne kadar korkunç bir şey olduğunu hayal edebiliyor muyuz? Bu bakan, bu kafa yapısıyla Kudüs’te, Mescid-i Aksâ’yı yıkarak inşa etmeyi düşündükleri tapınağın maketi önünde coşkuyla gülümseyerek poz vermekten çekinmiyordu.
Şimdi bu zihniyet ve tıynet yeniden Beyaz Saray’a yerleşmek ve dünyayı yönetmek için gün sayıyor. Biz Netanyahu, Yahudi lobisi derken belki de havanda su dövüyoruz. Asıl musibet kaynağını ıskalıyoruz.
Anketler yeniden Trump diyor. Porno yıldızlarıyla davaları filan yürüyüşüne engel olmuyor. Armageddon lobisi onu istiyor çünkü. Daha büyük bölgesel savaşlar ve dünya savaşı istiyorlar. Mesih’in dönmesi uğruna. Tehlikenin farkında mıyız?
Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay...