Adios Amigo!
Ankara askerî işbirliğinde rotayı İngiltere'ye çevirerek, Amerikan yönetimini sürekli yeni şartlar öne sürmekten, Ermeni-Rum lobisinin sözcüsü senatör Bob Menendez'i de bir dizi gerzek konuşma yapmaktan kurtarmış oldu.
Amerikalıların silah satma tarzı Türkiye'ninkinden hayli farklı. 30'dan fazla ülkeye SİHA pazarlayıp, ABD, Çin ve İsrail'i de geçerek ihracatta liderliğe oturan Ankara, müşterilerine kabaca şunu söylemekle yetiniyor: Benimle iyi geçin, bununla teröristleri vurarak ülkeni parçalanmaktan koru, güle güle kullan...
Kongresinde, Türklere karşı birkaç asırlık kin barındıran Ermeni-Rum diasporalı Washington ise öyle değil. Havacılıkta artık standart sarf malzemesi haline gelmiş F-16'lar konusunda bile şart üstüne şart koşuyor.
"Bu uçakları Suriye'de PKK/YPG'ye karşı kullanmayacaksın" cümlesiyle başlayan efelenme, "Ege'de Yunan hava sahasını ihlâl etmeyeceksin" ile devam etti. Son olarak "İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine 'evet' diyeceksin" şartına dek uzadı.
İlk iki maddede fazla abarttıklarını anlamış olmalılar ki, Suriye ve Yunanistan şartından vazgeçip, Kur'an-ı Kerim yakan ülkede karar kıldılar.
Türkiye'nin 40 adet F-16 Blok-72 ve 79 adet de modernizasyon kiti satın alım talebine olumlu yaklaştığını ileri süren Joe Biden yönetimi, dosyayı onaylayıp Kongre'ye gönderdi. Fakat bunun için bile tam 1,5 yıl bekledi.
2023 seçimlerinden sonraya sarkacak olan mesele, eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin başında kalmaya devam ederse çok büyük bir ihtimalle olumsuz sonuçlanacak. Aynı pakette yer alan Yunanistan'ın 40 adet F-35 talebi ise kayıtsız şartsız onaylanıp yürürlüğe girecek. Türkiye'nin 1,4 milyar dolar para ödediği F-35'leri de muhtemelen üzerindeki bayrağı değiştirip Atina'ya verecekler.
Yani bu işin sonu yok...
ABD’ye mecbur değiliz
Ankara ise sadece pazarlık konusu yapmak ve ABD'yi, 'NATO müttefikine F-16 bile vermeyen ülke' pozisyonuna sokmak için gündemde tuttuğu konudan yavaş yavaş vazgeçecek gibi görünüyor. Zira artık her şey kabak tadı verdi. İşte tam da bu esnada geçtiğimiz yıldan beri üzerinde çalışılan bir pazarlık, elde saklanan kâğıdın masaya sürülmesi tarzında kamuoyuna ilân edildi: Türkiye, İngiltere ile 10-15 milyar dolar arasında dev bir anlaşma yapmak üzere.
İngiliz Hava Kuvvetleri'nden 50'ye yakın Eurofighter Typhoon savaş jeti, 14 adet C-130J askerî nakliye uçağı, 3 adet Type 23 tipi fırkateyn ve M60 tank modernizasyonu için motorlar alınacak. Yetkililerin platformlar üzerinde hâlâ inceleme yaptıkları, konunun nihaî aşamaya gelmediği açıklandı. Ancak perde gerisinde ciddi bir şeylerin döndüğünü, BBC'nin 20 Ocak 2023 tarihli tuhaf haberinden anlamak mümkün.
Haberin başlığı şöyle: "Suriye'de ABD ordusunun çöpleriyle beslenmek zorunda kalanlar: Bize 'çöplük insanı' diyorlar!"
"Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü" diye işte buna denir. ABD işgalindeki bölgede insanların açlıktan kırıldığını ve çöplerde buldukları tavuk kemikleriyle beslendiğini duyuran bir İngiliz haberi! İşte bu muhteşem duyarlılık(!) Ankara-Londra hattında satış anlaşmasının imzalandığına ilişkin en önemli işaret oldu.
Ha bir de şöyle diyor BBC, çöpteki tavuk bacağını kemiren çocuğun ağzından: Amerikan ordusu çekilirse Türkler bölgeyi 24 saat içerisinde ele geçirebilirmiş...
Eurofıghter, fırkateyn ve nakliye uçağı
Orta ölçekli bir süper güç olma hedefindeki İngiltere'nin 'Türkiye' planı, ABD'den biraz farklı. İngilizler Doğu Akdeniz'den Kafkasya derinliklerine uzanan coğrafyada etkili olabilmenin, Ankara ile sıkı ilişki kurmaktan geçtiğini gayet iyi biliyor. Üstelik askerî sanayide Ankara'nın neler yapabileceğinin de farkındalar. Bu noktada TUSAŞ'ın Millî Muharip Uçak geliştirirken, İngiliz BAE Systems ile başlayan yolculuğu çok daha derinlere uzanma potansiyeli taşıyor. F-16'ların yerine Eurofighter tercih edilmesi bu sürecin sadece bir ayağı durumunda.
İngilizler, Amerikan şirketi Northdrop Grumman'ın desteğiyle ilk prototipini imâl ettiği insansız uçak 'Mosquito' projesini birkaç ay önce ansızın çöpe attı. Programın iptal edildiği ve artık üzerinde çalışılmayacağı duyuruldu. İngiltere'ye, Türk savunma şirketlerinin kapsamlı SİHA paketiyle geniş bir teklif ilettiği biliniyor, İngiliz ordusunun bunu hâlâ incelemekte olduğu da... Amerikan destekli insansız uçak Mosquito'nun çöpe gönderilmesi; Ankara-Londra hattında sıkılaşan bağlar göz önüne alındığında geriye tek bir ihtimal bıraktı: KIZILELMA...
İngiliz ordusu çok büyük bir ihtimalle TEMPEST projesi kapsamındaki 6. nesil insanlı savaş uçağına eşlik edecek insansız jetin KIZILELMA olması gerektiğine karar verdi. MMU'nun tasarımıyla başlayan havacılık işbirliğinin önümüzdeki dönemde Rolls Royce-Kale Grubu ortaklıyla imâl edilecek 5. nesil motorlarla devam etmesi bekleniyor. Tüm bunlar olurken İngiltere'den gelmesi planlanan 50'ye yakın Eurofighter, TUSAŞ'ta kapsamlı bir modernizasyondan geçirilecek. Bu konuda yol haritasının hazır olduğu, yerli mühimmat entegrasyonunun ve aviyonik yerlileştirmenin yapılacağı, hatta Eurofighter'lara AESA radarların takılacağı iddia ediliyor. Eldeki F-16'lar ise yerli/millî Özgür Projesi ile Viper seviyesine yükseltilecek.
Millî Muharip Uçağın testleri tamamlanıp envantere gireceği 2028 sonrasına kadar sürecek 'ara dönem' bu şekilde geçecek. 2025'te seri üretime geçmesi beklenen HÜRJET'le birlikte aynı yıl KIZILELMA'nın da seri imâl edilmesi hedefleniyor. Dünyanın SİHA süper gücü Türkiye bu esnada Bayraktar TB2, TB3, DİHA, AKSUNGUR ve ANKA'yı üretmeye devam edecek. TUSAŞ'ın insansız jeti ANKA-3'ün de KIZILELMA ile birlikte hazır olması öngörülüyor.
Türkiye'nin İngilizlerden talep ettiği bir uçak daha var: Lockheed Martin üretimi askerî nakliye uçağı C-130'ların en gelişmiş serisi olan henüz 10 ilâ 20 yaş arasındaki C-130J'ler... İngiliz Hava Kuvvetleri'nin 14 adet uçağı elden çıkarmak istediği biliniyor; anlaşma sağlanırsa bu dev uçaklar Türk Hava Kuvvetleri'nin olacak. Envanterdeki 83 adet nakliye uçağına 14 adet daha eklendiğinde Türkiye dünya 'hava transport' listesinde 9. sıradan 7. sıraya yükselebilir. C-130J'ler 40 tonu aşkın yükü kesintisiz 3 bin 200 kilometre uzağa götürebiliyor. Middle East Eye sitesine bilgi veren askerî yetkilinin dediği gibi bu C-130'lar Libya görevlerinde A400M'lerin üzerindeki yükü biraz olsun hafifletebilir.
12 mil ilânına tedbir
Eurofighter ve C-130'un dışında Ankara, İngiliz donanmasının elden çıkarmaya hazırlandığı Type-23 fırkateynlerine de talip oldu. 16 metre genişliğe, 133 metre uzunluğa sahip 3 adet geminin alınması planlanıyor. Type-23'lerin 'denizaltı savunma harbi' konusunda oldukça yetenekli oldukları biliniyor. Öte yandan platformda bulunan sistemler konusunda personel eğitimi ve fırkateynlerin modernizasyonu biraz zaman alabilir.
MİLGEM projesinin 5. gemisi olan TCG İSTANBUL fırkateyninin yapımı devam ederken aynı seride 3 gemi daha inşa edilecek. Bu esnada Türkiye'nin hava savunma muhribi projesi olan TF-2000 ise askerî ve sivil tersanelerde imâl edilecek gemilerle hayata geçmiş olacak ancak... Tüm bunların gerçekleşmesi için uzun yıllar gerekiyor. Oysa Mavi Vatan'da vakit hayli sıkışık ve tehlike gayet büyük.
ABD'nin eyaleti haline gelmiş Yunanistan'ın birdenbire 12 mil ilân edip, Türkiye'yi ateş açmaya zorlaması önümüzdeki birkaç aylık sürecin ihtimalleri arasında.
Acil fırkateyn alımının hem bu tehditlerle hem de 'mini uçak gemisi' TCG ANADOLU'nun çok yakında hizmete girecek olmasıyla bağlantılı olduğu sanılıyor. Zira seyir sırasında dev ANADOLU'nun, fırkateyn ve korvetlerden oluşan görev grubunca korunması gerekiyor.
Gelinen noktada Ankara, askerî işbirliğinde rotayı İngiltere'ye çevirerek, Amerikan yönetimini sürekli yeni şartlar öne sürmekten, Ermeni-Rum lobisinin sözcüsü senatör Bob Menendez'i de bir dizi gerzek konuşma yapmaktan kurtarmış oldu.