4 darbe geçiren Taksim Camii nihâyet bitti

Beyoğlu-Pera bölgesinde 1596 yılında ibadete açılan Ağa Camii’nden başka caminin olmaması, öte yandan cami görkeminde bir kilisenin kubbelerinin yükselmesi Taksim’de görkemli bir cami inşasını gerekli kılmıştı aslında. Gün içinde en çok ziyaretçi alan bölgelerden biri olan Taksim Meydanı’ndaki Ağa Camii, İstiklâl Caddesi ile Sakızağacı Sokağı’nın kesiştiği köşede bulunuyor, ancak Taksim cemaatini karşılamaya yetmiyordu.
Beyoğlu-Pera bölgesinde 1596 yılında ibadete açılan Ağa Camii’nden başka caminin olmaması, öte yandan cami görkeminde bir kilisenin kubbelerinin yükselmesi Taksim’de görkemli bir cami inşasını gerekli kılmıştı aslında. Gün içinde en çok ziyaretçi alan bölgelerden biri olan Taksim Meydanı’ndaki Ağa Camii, İstiklâl Caddesi ile Sakızağacı Sokağı’nın kesiştiği köşede bulunuyor, ancak Taksim cemaatini karşılamaya yetmiyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ramazan ayının son cumasında açılacağının müjdesini verdiği Taksim Camii, her seferinde hararetli laiklik tartışmalarının odağında oldu. Adnan Menderes döneminden itibaren yapımı için mücadele veren her başbakan darbe yaşadı. Erdoğan ise İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğu dönemden itibaren, önce şiir okuduğu için hapse atıldı. Ardından Gezi Kalkışması, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimini yaşadı. Fakat yılmadan mücadelesine devam etti. Bu mücadele sonunda Ayasofya’yı ibadete açtığı gibi Taksim Camii’ni yapmak da ona nasip oldu. 4 darbenin ortak noktası hâline gelen Taksim Camii’nin yapımına kim veya kimler engel oluyordu? Asıl mesele cami değildi, hâlâ anlamadınız mı?

“Bu îmansız muhîtte öyle yalnızsın kî sen

Bîr tesellî bulurdun ruhumu görebîlsen!

Ey bu caminin ruhu: Bize mucize göster

Mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer

Bir gün harap olmazsa Türk’ün kılıç kınıyla,

Baştanbaşa tutuşsun göklerin yangınıyla!”

1921 yılında İstanbul’un işgalinde yıkık dökük Ağa Camii’ne bakıp Nazım Hikmet’in kaleme aldığı dizeler bunlar. O günkü kalp ağrısı, belki güç göstergesi isteği, değişen sosyolojiyle birlikte Taksim’de bir cami inşası ihtiyacına çevrileli çok uzun zaman oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ramazan ayının son cumasında açılacağının müjdesini verdiği Taksim Camii, her seferinde laiklerle dindarlar arasında mücadele konusu olduğu gibi, 4 ihtilalin de görünmeyen sebepleri arasındaydı. Her şeye rağmen, Kadir Gecesi caminin içinde eller semaya açılırken, insanlar muhtemelen sadece şunu dile getirecek: “İyi ki bu mücadele verildi, Allah’ım sana şükürler olsun!”

Taksim Camii, her seferinde laiklerle dindarlar arasında mücadele konusu olduğu gibi, 4 ihtilalin de görünmeyen sebepleri arasındaydı.
Taksim Camii, her seferinde laiklerle dindarlar arasında mücadele konusu olduğu gibi, 4 ihtilalin de görünmeyen sebepleri arasındaydı.

Taksim Camii, meydandaki su makseminin arkasında narin ve vakarlı bir şekilde yükseldi. Aya Triada Kilisesi’yle aynı kare içine girebiliyor artık. Arkada da Ayasofya ve Sultanahmet Camii. Böyle bir karenin mücadelesi bu kadar uzun yıllar sürmemeliydi. Oysa İstanbul’da 30 bin gayrimüslim yaşadığı hâlde sadece Taksim’de 14 kilise 1 havra bulunuyor. Buna rağmen gün içinde 2 milyonu aşan Müslümanlar için bir cami çok görülüyordu.

Kubbeli kilise Aya Triada

Belki önce şunu sormalıydı Taksim Meydanı’na giden insanlar, koskoca meydanda küçücük bir mescid varken ve bu mescidde namaz kılan insanlar sokaklara taşarken, kubbeli ve ihtişamlı bir kilise nasıl olabiliyor? Gayrimüslimlerin yaşadığı yer olduğu için Beyoğlu’nda batı tarzı yapılar, başka dinlere ait mâbedler alışıldık. Fakat kubbeli bir kilise olan Aya Triada Kilisesi, örnekleri çok fazla olmayan bir yapı. 3 Kasım 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle birlikte Osmanlı yönetimi yeni bir siyasi kimlik kazanmış, bu kimliğe göre diğer dinlere mensup insanlara da farklı ayrıcalıklar getirilmişti. Tanzimat’a kadar cami dışında herhangi kubbeli mâbed yapmaya getirilen yasak da bu ayrıcalıklarla birlikte kalktı.

Ayasofya ve Kariye camilerinin yeniden ibadete açılması gibi bir devrin kapanma nişanesi de olan Taksim Camii Türkiye’ye ve İslam âlemine hayırlı olsun! Bir kez daha müşahede ettik ki, vakti gelmeden hiçbir şey olmuyor ve sabır, istifade edilmesi elzem olan en kudretli ilaçmış. Hoş geldin Taksim Camii Şerifi, hayırlı olsun Büyük Türkiye!
Ayasofya ve Kariye camilerinin yeniden ibadete açılması gibi bir devrin kapanma nişanesi de olan Taksim Camii Türkiye’ye ve İslam âlemine hayırlı olsun! Bir kez daha müşahede ettik ki, vakti gelmeden hiçbir şey olmuyor ve sabır, istifade edilmesi elzem olan en kudretli ilaçmış. Hoş geldin Taksim Camii Şerifi, hayırlı olsun Büyük Türkiye!

Aya Triada Kilise’sinin bulunduğu bölge 19. yüzyılda Rum mezarlığıydı. Kolera salgını çıkınca, bu mezarlık kullanılmamaya başlamış ve yeni gömüler o zaman şehrin dışı olan Pangaltı semtine yapılmıştı. Mezarlık nakli yapıldıktan sonra, buraya kilise inşa izni verildi ve görkemli bir kilise inşaatı başladı. Kilisenin mimarı Vasilaki İonnidi, Osmanlı sarayının inşaat işlerinde, mimarbaşının yanında kalfalık yapan bir isim. İstanbul’daki en büyük Rum Ortodoks yapısının diğer kiliselerden farkı, kubbeli olarak inşa edilmesidir.

Ağa Camii’nden başka cami yok

Kilisenin inşaatı devam ederken Ruslarla Osmanlı ordusu karşılaşmış, “93 Harbi” olarak bilinen büyük bir savaş yaşanmıştı. Yeşilköy’e kadar gelen Ruslar, Ayastefanos Antlaşmasıyla geri çekilmiş, ancak bu anlaşmanın bir şartının Ortodoks kilisesinin yapımı olduğu yaygın kanaatler arasındaydı. Nitekim yapımı uzun yıllar süren Aya Triada kilisesinin inşaatı, anlaşmadan iki yıl sonra 14 Eylül 1880 yılında ibadete açıldı. Bir yanda o güne kadar alışık olmadıkları çan seslerini duymak, diğer yanda camiye benzer kubbeli ve görkemli bir bina, fakat bir de bu kilisenin ezeli düşman Rusya’nın verdiği parayla yapılmış olması ihtimali var... Beyoğlu’nda yaşayan Müslüman halkı belki de en çok rahatsız eden bu ihtimaldi.

Beyoğlu-Pera bölgesinde 1596 yılında ibadete açılan Ağa Camii’nden başka caminin olmaması, öte yandan cami görkeminde bir kilisenin kubbelerinin yükselmesi Taksim’de görkemli bir cami inşasını gerekli kılmıştı aslında. Gün içinde en çok ziyaretçi alan bölgelerden biri olan Taksim Meydanı’ndaki Ağa Camii, İstiklâl Caddesi ile Sakızağacı Sokağı’nın kesiştiği köşede bulunuyor, ancak Taksim cemaatini karşılamaya yetmiyordu.

Ayastefanos antlaşmasının şartı

Esasında Taksim’de bir de Topçu Kışlası’nın içinde cami bulunuyordu. Tek şerefeli ve zarif bir minaresi olan cami, kışla yıkılırken yıkıldı. 1940’ta İstanbul vali ve belediye reisi olan mason Lütfi Kırdar, Taksim Meydanı’na dikilen heykelin daha ihtişamlı görünmesi için İnönü’nün emriyle kışlayı ve içindeki camiyi de yıktırmıştı. O dönemde İstanbul’un Osmanlı havasından kurtarılması hedeflendiği için, tarihi binalar hiç acımadan yıkılabiliyordu.

Kültür eski Bakanı İsmail Kahraman, bir konuşmasında Taksim Camii’inin hikâyesini Ayastefanos Antlaşmasına kadar şu cümlelerle götürmüştü
Kültür eski Bakanı İsmail Kahraman, bir konuşmasında Taksim Camii’inin hikâyesini Ayastefanos Antlaşmasına kadar şu cümlelerle götürmüştü

Kültür eski Bakanı İsmail Kahraman, bir konuşmasında Taksim Camii’inin hikâyesini Ayastefanos Antlaşmasına kadar şu cümlelerle götürmüştü: “Osmanlı bir madde koydu Ayastefanos Antlaşmasına, Osmanlı’da eski adı Pera olan ‘Beyoğlu’nda bir cami yapılacaktır’ diye. 1956 yılında bir dernek kurulmuş Taksim Camiini Yaptırma Derneği, kurucuları arasında İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, Vehbi Koç, Sabancı Ailesi, Halk Partili ve Demokrat Partili aileler vardır. Bu 1878’den sonra Cumhuriyet dönemindeki ilk teşebbüstür ve Adnan Menderes, İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit gibi başbakanların imzaların olduğu işlemler de vardır. Ama ne zaman buraya bir cami yapılması fikri gündeme gelse sürekli olarak engel çıkarıldı.”

İlk darbe

Kahraman’ın aktardığına göre 1956 yılında yani Adnan Menderes’in iktidar olduğu dönemde cami yaptırmak için bir dernek kuruldu. İlk ciddi ve müşahhas adım olan bu girişime Menderes de destek vermişti. Nitekim her dokunanı yakan projenin sebep olduğu veya şâhid olduğu darbelerin başlangıcı da Menderes’e yapıldı. 27 Mayıs 1960 darbesi, Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesine sebep oldu.

Temcid pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp bir türlü pişirilemeyen Taksim Camii projesine İshakol boyalarının sahibi Süleyman İshakoğlu ve Sabri Ülker gibi isimler 1960’lı yılların ortalarında dâhil oldular ancak proje bir türlü hayata geçmedi. İshakoğlu, Taksim Camii’ni yapamadı ama 1977 yılında İstiklal Caddesi ile Taksim Meydanı’nın birleştiği köşede dükkânların üzerinde bulunan mescidi, Taksim Mescidi Yapma ve Yaşatma Cemiyeti öncülüğünde yaptırdı.

Demirel de darbe yedi

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel de Taksim’e cami yapılması için mücadele ederken, darbeye maruz kalan isimlerden… 13 Mayıs 1977'de Maksem’in arkasında Taksim Camii’ni yapmak için Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan muvafakat istedi. İstek incelemedeyken hükümet değişti, CHP iktidar, Bülent Ecevit de Başbakan oldu. Anıtlar Yüksek Kurulu, 09 Temmuz 1977'de Kültür Bakanlığı'nın talebini tasdîk etti. Ardından yine hükümet değişti. Süleyman Demirel tekrar Başbakan oldu. Bu kez neredeyse temel atma günü bile kararlaştırılmıştı. 11 Eylül günü Demirel’le temel atma görüşmeleri yapıldığı kaynaklar arasında var. Ancak bir gün sonra 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Ve o güne kadar yapılanlar yeniden sıfırlanarak başa dönüldü.

Sabancı’ya Koç’a rağmen yapılamadı

Her darbede olduğu gibi 12 Eylül ihtilalinden sonra da bir süre kimsenin sesi çıkmadı. 1991 yılında iş adamı İbrahim Arslan’ın girişimiyle kurulan ve tarihi su maksemi bitişiğindeki otopark alanında bir cami, çarşı, otopark ve kültür merkezi inşa etmeyi amaç maddesine yazmış olan Taksim Camisi Kültür Sanat Vakfı’nın kurulmasıyla, Taksim Camii projesi yeniden gündeme geldi. 300 kişilik vakıf meclisinden en dikkat çekici isimler şunlar: Recep Tayyip Erdoğan, Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sabri Ülker, Sakıp Sabancı, Semiha Şakir, Şarık Tara, Osman Boyner, Ekmeleddin İhsanoğlu, Emin Işık, Enver Ören, Kemal Ilıcak, Asım Kocabıyık, Esad Coşan, İbrahim Cevahir, Tayyar Altıkulaç, Ahmet Kabaklı, Taha Akyol, Yalım Erez, Hayrettin Karaman, İlyas Vanlıoğlu, Nevzat Kor, Nevzat Yalçıntaş, Mim Kemal Öke, Necati Özfatura...

Özal: bu iş beni de aşıyor

12 Eylül sonrasında iktidara gelen Turgut Özal’ın Taksim Camii ile ilgili bir şey yapmadığını söylemek olmaz. Bahsi geçen vakıf meclisinde ismi bulunanlardan Necati Özfatura, “Taksim ve Taksim Camii” başlıklı yazısında şu ifadelerle tarihe not düşmüştü:

Ne Dalan ne de Demirel hatta Özal Taksim Camii’ni yapamadılar.
Ne Dalan ne de Demirel hatta Özal Taksim Camii’ni yapamadılar.

“Taksim Camii’ne karşı olanlar Hıristiyan Kiliseler Birliği, ABD, Avrupa Birliği, Ortodoks Kilisesi, Vatikan ve Yunanistan’dır. Taksim’de, Taksim (Topçu) Kışlası’nda 1893 yılında restore edilen şahane ve sanat değerinde yüksek bir cami bulunuyordu. İnönü bu camiyi, Lozan’da verdiği taviz gereği 1940’ta yıktırdı. Hıristiyan Batı Dünyası, Osmanlı Devri gibi Cumhuriyet Devri’nde de Taksim Meydanı’nı Hıristiyanlığın sembolü olarak gördü. Ne Dalan ne de Demirel hatta Özal Taksim Camii’ni yapamadılar. Çünkü onları aşan gizli güçler mâni oldular.

Sınıf arkadaşım rahmetli emekli General Sami Karamısır’ın bana naklettiğine göre rahmetli Turgut Özal bu caminin projesinde en faal olan Sami Karamısır’a ‘Bu iş, beni de aşıyor’ demiş.”

Artık engel kalmasa gerek

Taksim’e bir cami yapmak her ne kadar siyasi bir simge veya güç gösterisi olsa da, artık ihtiyaç da gün geçtikçe artmaktadır. Cemaat özellikle cuma namazlarında sokaklara taşıyor, Taksim meydanı gittikçe kalabalıklaşıyordu. Vakfın kurulmasıyla girişimlerde bulunulmuş, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun makseme zarar vermemek şartıyla sözü edilen mekâna cami inşa edilmesinde mahzur olmadığı kararı verilmişti. Bu kararda SHP'li Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in de katkısı vardır.

Nihayet 1994 yerel seçimlerinde, kendisi de Kasımpaşa/Beyoğlulu olan Taksim sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan İBB Başkanı olur, Bir müddet sonra ise Necmeddin Erbakan Başbakan, İsmail Kahraman ise Kültür Bakanı... Artık Taksim’e bir cami yapılmasının önünde hiçbir engel kalmaz veya öyle zannedilir. Zaten Erdoğan’ın seçim vaadleri arasında Taksim’e cami yaptırmak da vardır ve halk bu isteği kabul ettiği için onu başkan yapmıştır.

Laiklik tartışmalarının ortasında

29 Temmuz 1996 tarihli gazetelerde, Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bayraktar'ın Taksim Camii Yaptırma Vakfı'nın projelendirmeyi hazırlattığını, bu yıl içinde bittiği takdirde temeli Başbakan Erbakan'ın atacağını haber verir. Düşünülen yer, aynı yerdir. Fikir de aşağı yukarı aynıdır. Altta otopark, kültür alanı ve üstte cami.

  • Bazı gazeteler bu haberi yaparken, Ayasofya’nın da ibadete açılacağı mesajını alttan alta verirler. Kaderin cilvesine bakın ki, Ayasofya, Taksim camisinden de önce, Recep Tayyip Erdoğan’ın eliyle ibadete açılır.

Dönemin ruhuna uygun olarak Taksim Camii hararetli laiklik tartışmalarının tam da ortasında kendine çoktan yer bulmuştur. 28 Ocak 1997 günkü gazetelerde Taksim Camii’nin temelinin 29 Mayıs İstanbul’un Fethi yıl dönümünde atılacağı haberleri işte bu tartışmaların odağında yer alır.

Taksim Camii aşamasının 3. darbesi Necmeddin Erbakan’a, onun şahsında tüm dindarlara yapılır.
Taksim Camii aşamasının 3. darbesi Necmeddin Erbakan’a, onun şahsında tüm dindarlara yapılır.

İşte tam bugünlerde yani tarihler 28 Şubat 1997’yi gösterdiğinde, Milli Güvenlik Kurulu kararlarının açıklanmasıyla, Türkiye post modern bir darbeyle tanışır. Taksim Camii aşamasının 3. darbesi Necmeddin Erbakan’a, onun şahsında tüm dindarlara yapılır. Bu kararların ardından toplanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısında proje gündeme bile gelmez.

Erdoğan’ın taksim projesi

Dile kolay neredeyse 70 yıldır Taksim’e Cami yapılması için uğraşılıyor. Üzerinden kaç darbe geçti, hâlâ Taksim Camii’nin haber değeri eskimedi. 28 Şubat döneminde konu kapanmıştı bir süre ama Recep Tayyip Erdoğan hâlâ İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıdır ve Taksim’e cami yaptırma fikrini bir an bile unutmaz. Taksim Camii projesini Büyükşehir Belediye Meclisi'ne getirmekten vazgeçilse de, yeni düzenleme hazırlıkları devam eder. İnşaat için Taksim Meydanı'nı yeniden düzenlemeye karar veren İstanbul Belediyesi, aralarında McDonald's ve Pizza Hut'ın da bulunduğu Taksim Gezi Parkı'ndaki 19 dükkâna tahliye tebligatı göndermiştir bile. Ayrıca meydanın tümünü kapsayacak "Taksim Kentsel Tasarım Projesi" için de, yerli ve yabancı mimarlık firmalarına davetiye gönderilir.

Erdoğan’ın, hazırlattığı "Taksim Kentsel Tasarım Projesi"ne göre trafik yer altına alınacak, meydan yayalaştırılacak, yer altına büyük bir otopark yapılacaktır.
Erdoğan’ın, hazırlattığı "Taksim Kentsel Tasarım Projesi"ne göre trafik yer altına alınacak, meydan yayalaştırılacak, yer altına büyük bir otopark yapılacaktır.

Erdoğan’ın, hazırlattığı "Taksim Kentsel Tasarım Projesi"ne göre trafik yer altına alınacak, meydan yayalaştırılacak, yer altına büyük bir otopark yapılacaktır. Yine aynı projeye göre Taksim Camii için 3 alternatif sunulur: Cumhuriyet Caddesi çıkışı, Gezi Parkı arkası ve parkın içi. Parkın içi Topçu Kışlası’nın bulunduğu yerdir aynı zamanda, Başkan Erdoğan'ın tercihi de buradan yanadır ancak o dönemde Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilmesi gündeme gelmez. 4 darbe demiştik ama Tayyip Erdoğan da o dönem kendi darbesini yaşar ve şiir okuma bahanesiyle hapse girer. Taksim Camii projesi uzun yıllar dokunulmamak üzere yine rafa kaldırılır.

Gezi olayları da cami temalı

Tayyip Erdoğan, Taksim’e cami yaptırma fikrini kafasına koymuştur bir kere. Ancak AK Parti kurulduğu ilk yıllarda gerilimi artırmama stratejisiyle uzun süre gündeme gelmez. Yıl 2012’ye geldiğinde artık birçok şey oturmuş, AK Parti’nin ‘şeriat’ı getirmeyeceği görüşü benimsenmiştir. Başbakan Erdoğan’ın Taksim’e cami yapma fikrinden yeniden bahsetmeye başlaması işte bu döneme denk gelir.

Tayyip Erdoğan, Taksim’e cami yaptırma fikrini kafasına koymuştur bir kere. Ancak AK Parti kurulduğu ilk yıllarda gerilimi artırmama stratejisiyle uzun süre gündeme gelmez.
Tayyip Erdoğan, Taksim’e cami yaptırma fikrini kafasına koymuştur bir kere. Ancak AK Parti kurulduğu ilk yıllarda gerilimi artırmama stratejisiyle uzun süre gündeme gelmez.

Bu defa cami ihtiyacı Topçu Kışlası’yla birleştirilerek Kadir Topbaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde teşebbüse geçilir. 28 Mayıs 2013 yılında Gezi Parkı düzenlemesi için dozerler çalışmaya başlayınca, “Mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı” temalı Gezi Kalkışması yaşanır. FETÖ’nün emir erlerinin devreye girmesiyle olaylar büyür. Ardından da 17-25 Aralık ve Taksim Camii yapımının şâhid olduğu son darbe girişimi olan 15 Temmuz… Menderes, Demirel ve Erbakan’dan sonra Erdoğan’ın da Taksim Camii projesini yürütürken darbe girişimi yaşamış olması sadece bir tesadüfler zinciri midir?

65 yıllık tartışmaya nokta

Yarım asırdan fazladır yapılmaya çalışılan Taksim Camii’ni FETÖ’cü iç savaş ve işgal girişimi de durduramadı. Zira tam bir tevekkülle yola çıkan Recep Tayyip Erdoğan, darbenin üstesinden geldiği gibi, projelerine de hız kazandırdı. 17 Şubat 2017 tarihinde nihayet Taksim Camii’nin temeli atıldı.

Mimarlar Şefik Birkiye ile Selim Dalaman imzasını taşıyan yaklaşık 2 bin 482 metrekare arsa ve 16 bin 220 metrekare inşaat alanına sahip caminin yapımını Sur Yapı firması bilâbedel üstlendi. Tamamlandığında aynı anda 2 bin 575 kişinin namaz kılabileceği cami, meydandaki büyük bir boşluğu da dolduracak. Böylece 65 yıllık tartışma ve engelleme mâcerâsı da sona erecek.

Mimarlar Şefik Birkiye ile Selim Dalaman imzasını taşıyan yaklaşık 2 bin 482 metrekare arsa ve 16 bin 220 metrekare inşaat alanına sahip caminin yapımını Sur Yapı firması bilâbedel üstlendi.
Mimarlar Şefik Birkiye ile Selim Dalaman imzasını taşıyan yaklaşık 2 bin 482 metrekare arsa ve 16 bin 220 metrekare inşaat alanına sahip caminin yapımını Sur Yapı firması bilâbedel üstlendi.

Caminin hatlarındaki ana mekân kubbe göbek yazısında Fatiha Suresi, ana mekân kubbe kasnağında Ali İmran Suresi, ana mekân orta kuşak yazısında Bakara Suresi’nin 285 ve 286. ayetleri ile Haşr Suresi’nin 20-24. ayetleri, giriş kubbesi göbek yazısında İhlas Suresi, giriş kubbesi kasnak yazısında Ayet-el Kürsi ve Bakara Suresi’nin 255, 256'ıncı ayetleri, ana kapı üstü yazısında Nisa Suresi'nin 103'üncü ayetinin son kısmı ve İstiklal girişi kapı üstü yazısında ise Ra'd Suresi’nin 24'üncü ayeti yer alıyor.

Ayasofya ve Kariye camilerinin yeniden ibadete açılması gibi bir devrin kapanma nişanesi de olan Taksim Camii Türkiye’ye ve İslam âlemine hayırlı olsun! Bir kez daha müşahede ettik ki, vakti gelmeden hiçbir şey olmuyor ve sabır, istifade edilmesi elzem olan en kudretli ilaçmış.

Hoş geldin Taksim Camii Şerifi, hayırlı olsun Büyük Türkiye!