3. Dünya savaşına gözlerinizi dikmeden
CIA lakaplı Stratfor’un kurucusu Amerikalı George Friedman’ın “Küresel bir savaşın olmadığı bir yüzyıl geçmemiştir” ve Rus Marksist teorisyen Lev Troçki’nin "Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz ama savaş sizinle ilgileniyor" sözlerini birleştirip Friedrich Nietzsche ile tamamlayalım. “Uçuruma uzun süre gözlerini dikersen o da senin içini görür.” Uçuruma çok uzun süre gözlerimizi dikmeyelim ama uçurumun da bir adım mesafede olduğunu aklımızın bir köşesinde her daim tutarak aklıselimle ve sakince hareket edelim.
Eğer haberleri bir yerlere not alıyorsanız ya da hafızanızda iyi bir şekilde muhafaza edebiliyorsanız çoğu zaman analiz kendiliğinden ortaya çıkıverir.
Bu yüzden bu hafta bir değişiklik yaparak son haftalarda not aldığımız haberler yoğunluklu bir yazı kaleme almak istedik.
Birinci haberle başlayalım.
3. Dünya savaşı çıkabilir
İngiltere Genel Kurmay Başkanı Nick Carter, yakın bir zamanda geniş çaplı çatışmaların artabileceğini belirterek, “Şu anda dünya endişe içerisinde ve belirsiz bir gidişatta yaşıyoruz. Küresel rekabet oldukça yüksek ve sahip olduğumuz risk oldukça büyük. Bunun yanında her geçen gün artan tansiyon da, yanlış hesaplamalar ve planlar yapmamıza zemin hazırlıyor. Bu durum yeni bir dünya savaşı riskini de artırıyor. Bu risklerin bilincinde olmamız gerek” ifadelerini kullandı.
Carter’ın şu cümlesine özellikle dikkatinizi çekmek istiyoruz.
- “Şu anda karşı karşıya kaldığımız en büyük risk, insanların yeni bir savaşa girmenin mâkul olduğunu düşünmeleridir.” (8 Kasım 2020)
Üçüncü dünya savaşının silahları belirleniyor
Çek askeri istihbaratının 2019 raporuna göre, 3. dünya savaşına az bir zaman kaldı. Raporu ele alan analistler, dünya genelinde şu anda yaşanan olayların, küresel çatışmanın ilk aşaması olduğuna inanıyor ve "savaşa aktif olarak katılabilen ve katılmak isteyenlerin dünya görüşü oluşturuluyor ve kontrol edilebilecek teknolojik araçlar yavaş yavaş belirleniyor" ifadelerini kullanıyor. Yine bu analistler, çatışmanın en büyük sebebinin ABD - Rusya ve Çin arasındaki dünyaya hâkim olma mücadelesi olduğunu belirtiyor. (11 Kasım 2020)
Rusya’nın Sarmat füze sistemi aktif hale geliyor
Rusya Stratejik Füze Kuvvetleri'nin, en yeni Sarmat kıtalararası balistik füzesini 2022 yılında faaliyete geçirmeyi planlandığı ifade edildi (…) Füze sistemi denemelerinin 2021 yılında tamamlanması ve 2027 yılına kadar yirmi adet füze alayının RS-28 ile yeniden silahlandırılması hedefleniyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz yıllarda Federal Meclis'te yaptığı konuşmada, aralarında Avangard ve Sarmat füze sistemlerinin de bulunduğu pek çok yeni silahı "yenilmez" olarak nitelendirmişti. (22 Aralık 2020)
Japonya’dan rekor savunma bütçesi
Japonya, tarihinde bir rekor niteliğinde olan yeni savunma bütçesini açıkladı. Ülkede geçtiğimiz aylarda göreve başlayan Başbakan Yoşihide Suga hükümeti, savunma bütçesini 5.34 trilyon Yen’e (51.7 milyar dolar) çıkardı. Bütçe planı içerisinde avcı uçakları ve gemisavar füzelerinin finansmanı da bulunuyor. (…) Bütçenin yanı sıra, Japonya’nın yeni bir savaş uçağı üretilmesi için yapılacak projeye de toplamda 40 milyar dolar aktaracağı ifade ediliyor. (…) ABD’nin son yıllarda Çin ile girdiği rekabet paralelinde Japonya’nın da bölgedeki askerî etkinliğini artırmayı sürdüreceği yorumları yapılıyor. (21 Aralık 2020)
Sütunumuzu idareli kullanmak için zaten her gün karşınıza çıkan Amerika ve Çin ile ilgili haberleri eklemiyoruz.
Şimdi bu birbirinden güzel haberlere geçtiğimiz haftalarda imzalanan, 15 ülke ve 2.1 milyar insanı kapsayan ve dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olarak bilinen “Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık” (RCEP) anlaşmasını ve karşı kıyısında yer alan ama 2017 yılında Trump’ın ülkesini çektiği “Trans Pasifik Ticaret Anlaşması”nı (TTP) ekleyin.
RCEP anlaşması ile Çin'in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini arttıracağı öngörülürken, ABD ve Avrupalı şirketleri serbest ticaret bölgesinin dışında bırakarak dezavantajlı konuma düşüreceği konusunu da aklınızda tutun.
Sonra bu haritayı Asya tarafından büyütüp Avrupa’ya kadar genişleterek beyninizdeki Allah vergisi Photoshop programı ile Çin’in “Kuşak-Yol” projesini ekleyin.
Sonra hazır beyninizdeki Photoshop programı açıkken dünyada Rus S300 ve S400 silahlarını kullanan ülkelerin haritasını da bu iki haritanın üzerine ekleyin ve Türkiye’den sonra S400 almak için sıraya girecek diğer ülkeleri de düşünün.
Bu haritanın orta yerinde kıpkırmızı duran Türkiye’ye Amerika’nın niye F-35 savaş uçağı vermek istemediğine ve Rus S400 füzelerinin kurulumuna karşı niye ambargo ile tehdit ettiğine, imparatorluğu çatırdamakta olan bir ülkenin zaviyesinden bakın.
Sonra Kuşak-Yol haritasında Azerbaycan ve Türkiye’nin kesiştiği daha doğrusu kesişmeye çalıştığı yolu bulun ve Karabağ’da yaşanan savaşın nedenini, Azerbaycan ve Türkiye arasında karadan kurulacak olan yeni koridoru bu harita bağlamında anlamlandırmaya çalışın.
Sonra dönün, “Türkiye ile Akdeniz’de yaşadığımız anlaşmazlığı, Türkiye - AB anlaşmazlığına çevirmeyi başardık” diyerek AB zirvesinde Türkiye’ye ambargo konulması hayalleri kuran Yunanistan ve abisi Fransa ikilisine Almanya’nın yaptığı “ambargo koymak olmaz” sürprizini hatırlayın.
Sonra Almanya’nın Rusya ile yaptığı doğalgaz boru hatlarının Amerika’nın tüm tehditlerine ve ambargolarına rağmen devam etmesini ekleyin.
Türkiye’den kalkan ticari yük treninin Çin’e giderken Türkiye’de kopardığı gürültüyü düşünün.
Geçen hafta İngiltere’nin Brexit’i tamamlamaya çalışırken Fransa ile sınırında yaşadıklarını, “mutasyona uğramış Kovid virüsü yüzünden” tüm dünyanın bir anda sınırlarını nasıl suratına kapattığını ve aynı İngiltere’nin geçtiğimiz aylarda Türkiye’de ortak eğitime gönderdiği savaş uçaklarını düşünün.
“Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmak ile tehdit edilmesi gerektiği” gibi dünya çapında ahmakça fanteziler geliştirenlere şöyle fantezi bir soruyu da siz sorun:
Rusya Baltik ülkelerine, Çin de Tayvan’a saldırırsa
“Türkiye NATO’dan çıktığı gün Rusya Baltık ülkelerine, Çin de Tayvan’a saldırırsa NATO ne yapar?”
Ne Baltık ne de Asya’da çıkacak bir savaşın Amerika ve NATO için sonucunun NeoCon’ların romancısı Tom Clancy’nin “Tehdit Vektörü” (Threat Vector) ve “Başkomutan” (Commander in Chief) kitaplarındaki gibi mutlu bir sonla bitmeyeceğini size garanti edebiliriz.
Son olarak gölge CIA lakaplı Stratfor’un kurucusu Amerikalı George Friedman’ın “Küresel bir savaşın olmadığı bir yüzyıl geçmemiştir” ve Rus Marksist teorisyen Lev Troçki’nin "Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz ama savaş sizinle ilgileniyor" sözlerini birleştirip Friedrich Nietzsche ile tamamlayalım.
“Uçuruma uzun süre gözlerini dikersen o da senin içini görür.”
Uçuruma çok uzun süre gözlerimizi dikmeyelim ama uçurumun da bir adım mesafede olduğunu aklımızın bir köşesinde her daim tutarak aklıselimle ve sakince hareket edelim