Yerleşik yaşam ya da alternatif yaşam

Arşiv
Arşiv

Son yıllarda karavan, tınyhouse, bungalov gibi birçok farklı barınma opsiyonlarına yönelim var. Bu yönelimin bir kısmı zevk ve yaşam tercihi olsa da bir kısmının ekonomik sebepleri olduğunu göz ardı edemeyiz. Bu ayki yazımızda alternatif barınma seçeneklerinin insanlar için daha verimli olup olmadığını tartışacağız.

Hükümet

İnsanlar yüzyıllardır yaşamlarını yerleşik hayata göre düzenlemektedir. Aile yapıları bu yaşam tarzına göre kurgulanmış, ev-iş vb. tüm sosyal yaşam normları yerleşik hayat düzenine göre planlanmıştır. Evlerin boyutları, odalar şeklinde aile yaşamına uygun olarak ayarlanmıştır. Aynı zamanda bu evlerin yaşam alanı olmasında akrabalık, komşuluk ilişkileri de plana katılmıştır. Örnek olarak kültürümüzde “Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.”, “Ev alma, komşu al.” vb. birçok atasözü türemiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere evde yaşamak sadece barınma ihtiyacını karşılamak değil; bir o kadar sosyalleşme, güvenlik, konfor gibi insan ihtiyaçlarını karşılayan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Başka bir açıdan değerlendirdiğimizde konutlarda imar ve altyapı yatırımları daha fazladır. İmara açılan yerlerde diğer konutların imarıyla birlikte su, elektrik, yol vb. birçok altyapı yatırımları artmakta ve insanların ihtiyaçları karşılanmaktadır. Fakat tinyhouse, karavan ve birçok alternatif barınma seçenekleri seyyar olduğu için insanlar bu altyapı hizmetlerinden ve konforundan mahrum kalmaktadır. Aynı zamanda bu altyapıya sahip olmadıklarından ve atık yönetimlerini kendileri kontrol etmek zorunda olduklarından çevre kirliliğine yol açabilmektedirler.

“Evim sırtımda.” demek kulağa hoş gelebiliyor fakat bir aile için ev sahibi olmak günümüzde ekonomik olarak bir zorunluluktur. Yüzyıllardır insanlar birikim yapmaya ve paralarının değerini korumaya çalışmaktadır. Dolar, altın, borsa vb. endekslerle kıyaslandığında ülkemizdeki arsa yatırımının getirisi azımsanamayacak derecededir. Ek olarak karavan gibi alternatif barınma opsiyonlarında azalan bir değer görülmektedir. Örneğin alınan bir karavanın fiyatı normal ekonomik koşullarda gün geçtikçe düşerken, bir arsanın veya evin değeri ise gün geçtikçe artmaktadır. Buna ek olarak tinyhouselar için de arsa almak gerekmektedir. Arsaya verilen paraya ek olarak ev inşa ederek yatırımın katlanabileceği bir durum varken oraya tinyhouse koymak yatırım açısından olumsuz bir performans sergileyecektir. Bu yüzden ev almak yaşamı kurmanın yanında yaşanılan hayatın birikimlerini de güvene almak için bir alternatiftir.

Sonuç olarak klasik yaşam tarzının altında yatan birçok farklı faktör bulunmaktadır. Bu faktörler de göz önüne alındığında evlerde yaşamanın diğer seçeneklere göre daha mantıklı ve tercih edilebilir olduğu anlaşılmaktadır. Yerleşik yaşamda sosyal imkanlara da kolay ulaşım sağlanabilmekte, insanların hayatları da kolaylaşabilmektedir. Bu da toplum bilincinin oluşmasına ve gelişmesine olanak sağlamaktadır.

Muhalefet

Alternatif barınma şartlarına yönelişin altında yatan temel sebep ekonomiktir. Bu demek oluyor ki insanlar tinyhouse, karavan, tekne gibi alternatif yaşam tarzlarını isteklerinden dolayı değil, zorunluluklarından seçmektedirler. Arsaların, evlerin ve konutların yatırım aracı olarak değerlendirildiği ülkemizde insanlar buralara ihtiyaçlarından dolayı değil, kâr amacıyla yönelmektedirler. Bu da fiyatları sürekli artırmakta ve ihtiyacı olanların alamamasına sebebiyet vermektedir.

Günümüzün yaşam tarzı, klasikten moderne doğru kaymaktadır. Gün geçtikçe yaşlanan dünya nüfusunun yanı sıra aile yaşamları da farklılaşmaktadır. Toplum, çok çocuklu geniş aile yapılarından tek çocuklu veya çocuksuz küçük çekirdek aile yapılarına dönüşmeye başlamıştır. Bu sebeple büyük apartman daireleri gereksiz kalmakta, küçük apartman daireleri ise adeta modern bir hapishane görünümü sergilemektedir. Fakat her an dışarıya açılabileceğiniz tinyhouse ve karavanlar, ilgilileri için daha özgür bir hayat alanı sağlamaktadır.

Alternatif barınma opsiyonları insanlara özgürlük sağlamaktadır. Bir kere yaşadığımız bu dünyada tek bir yerde sabit kalmaktansa farklı şehirlerde; konumlarda yaşamak, insana bambaşka kültür ve tecrübeler katabilmektedir. Bir evden başka bir eve taşınırken verilen taşınma masrafları ve emeği fevkalade boyutlara ulaşabilmektedir. Fakat karavanlı bir yaşam düzeninde herhangi bir objeyi taşımaya gerek bulunmamaktadır. Her an hareket halinde bulunan özgür bir yaşam sürdürülebilmektedir. Özellikle Covid-19 sonrasında “hibrit” ya da “home office” döneme geçildiğinden çalışmalar iş yerinden uzakta da sürdürülebilmektedir. Hem çalışmak hem gezmek, artık daha mümkün hale gelmiştir.

Bunun yanı sıra tinyhouselar beton yapılara nazaran daha çevre dostu olarak görülebilmektedir. Her yere gidebildiklerinden dolayı betonlaşma, ağaçların kesilmesi vb. gibi işlemler gerektirmediğinden düz arazilere istenildiği gibi konulabilmektedir. Gerekli izinler alındığı takdirde uzun süreli yaşamlar da sürdürülebilmektedir. Daha az enerji, daha az atık ve daha az su ile sürdürülebilir yaşam sürecine olumlu katkı sağlanmaktadır. Bunlara ek olarak deprem kuşağında yaşadığımız göz önüne alındığı zaman da üst üste yaşanan hayatlardan ziyade butik yaşanacak hayatlar insanlara daha güvenilir bir yaşam sunacaktır.

Sonuç olarak ev fiyatlarındaki olumsuz sonuçlar sonrasında yaygınlaşan alternatif barınma opsiyonları, insanlara yeni maceraların önünü açmıştır. Gün geçtikçe de artacağı görünen alternatiflerle ilgili yeni girişimler kurulmakta, bu girişimler de gençler arasında yaygınlaşmaktadır.