Yazar olacaklar için önemli sorulara kısa cevaplar-7

Arşiv.
Arşiv.

Bu yazıda bir yazar, editör ve öğretmen olarak yazmaya yeni başlayanların ya da başlayacakların, yazmak için gayret gösterenlerin, yazarlığı profesyonel bir meslek olarak yapmak isteyenlerin önemli sorularına kısa cevaplar vereceğim.

Kitap kapaklarını hazırlarken dikkat etmemiz gereken unsurlar nelerdir?

Kapakları grafik tasarımcılar hazırlar. Hazırlayacakları tasarım için editörden, yazardan fikir alırlar. Birkaç tasarım hazırlayıp (Bazen çizerlerin çizdiği çizimleri kullanırlar.) ekibe sunarlar. Seçilen tasarım üzerine yeniden düşünülmeye başlanır; yayınevi logosu, kitap ismi, yazar ismi, varsa çizer ismi, baskı adedi nereye gelecek belirlenir. Sonra da kapak tasarımı bitirilir. Süreç bu şekilde işler. En çok yapılan hatalardan biriyse metindeki can alıcı noktanın kapakta olmasıdır. Yani şöyle düşünün: Bir filme gittiniz. Kim ölecek, kim kalacak diye bir saat merakla izlediniz. Ama filmin afişinde ölecek kişinin cenaze töreni vardı. Yani afiş filmle ilgili “spoiler” veriyordu. Bu, büyük bir hatadır. Aynı şey kitaplar için de geçerli. Kitabın hikayenin önemli noktalarıyla ilgili ipucu vermemesi, kitabın türüne uygun olması gerekir. Kitap isminin hangi yazı tipi ile yazıldığı dahi etkilidir. Çünkü aynı cümleyi farklı fontlarla farklı duyguları verecek şekilde tasarlayabilirsiniz.

Yapılan belli başlı kurgu hataları nelerdir?

Bu çok uzun bir konu. Belki de saatlerce konuşmak gerekir. Ancak benim editör olarak en sık gördüğüm bir hatadan bahsedeyim size. Yazar kurgunun en küçük detaylarına bile hâkim olduğundan okurun da bunları bildiği yanılgısına kapılabiliyor, açıklamadığı ayrıntılar oluyor ve hikayede kurgu açıkları oluşuyor. Dışarıdan bir göz olarak sorduğunuzda o detayı bildiğini görüyorsunuz, yani onu düşünmüş, düşünmemiş değil ama yazmayı atlamış çünkü okurun bildiğini sanıyor. O yüzden metne dışarıdan bir gözün bakması, bu gözün metni okudukça aklına takılan soruları bir yere not etmesi, metnin devamında bu soruların cevabını araması, bulamadığı takdirde yazarla istişare etmesi, gerekirse cevaplarının metne eklenmesi gerekir. Elbette yazar, yetişkinler için yazılmış bir metinde her şeyin cevabını vermek zorunda değil. Bazı şeyleri okura bırakabilir ama kurgu açığı, hatası oluşturabilecek sorular yanıtlanmalıdır.

Bir editör olarak kitapları değerlendirirken ölçütlerinizden birini söyler misiniz?

Artık birçok yazarı sosyal medya üzerinden takip edebiliyoruz. Okurlar da takip ettikleri yazarların kitaplarını alma yönünde alışkanlıklar geliştiriyor. Aldıklarında da, daha önce yazarla belli düzeyde, sanal bile olsa bir tanışıklığa sahip oldukları için kitaba tarafsız yaklaşamıyorlar. Oysa doğru dönütü biz yazarı daha önce hiç tanımayan kişilerden (Bu bir okur da olabilir, bir editör de.) alırız. Yazarı tanımayan kişi vaktini boşa harcamış hissetmiyorsa kitap üzerine olumlu düşünmeye başlarız. Bu önemli bir kriter.

Metinde her cümlenin bir işlevi, görevi var mıdır?

Vardır. Ya hikayeyi ilerletir ya karakteri derinleştirir ya bize mekan hakkında bilgi verir ya da kaygılanacağımız, endişe duyacağımız bir şey söyler. Okur sadece metnin sonu için okumaz yazdığınız şeyi. Öyle olsaydı açardı en son sayfasını, merakını giderirdi. Evet, sonuç önemlidir ama okur için sonuca giden yolu da süslemek, kıymetli ve cezbedici kılmak gerekir.

Olayı anlatmaya nereden başlamalıyız?

Mümkünse hikayenin sonuna yakın bir yerden anlatmaya başlayın. “E o zaman metin hemen biter,” diyebilirsiniz ancak bu, okurun dikkatini ve heyecanını diri tutmak için önemli. Geçmişe dönüş yaparak (Filmlerdeki flashback sahnelerini düşünün.) hikayenin öncesi hakkında da ara ara bilgi verebilirsiniz. Böylece bir şeyleri anlatmaya çok çok önceden başlayarak kronolojik sırayla gitmek zorunda kalmazsınız, okur da ilgisini metne verir. Olayların en başından yavaş yavaş anlatmak asıl önemli olan kısma geç varmamıza veya o kısmı hızlı geçmemize sebep olabilir.

Diyalog yazarken neyi aklımızdan çıkarmamalıyız?

Siz aynı kişisiniz ama konuşmaları birbirinden farklı karakterleriniz yapıyor. Okurun, kimin o cümleyi kurduğunu siz yazmasanız bile belli bir süre sonra onun kime ait olduğunu anlayabiliyor olması lazım. Yani nasıl ki günlük hayatta herkes her durumu farklı şekilde ifade ediyor ve olaylara farklı şekilde tepki veriyorsa kitapta da öyle olmalı. Kaos anında kaygılı bir karakterle sağduyulu bir karakter aynı davranış ve söz çıktısını veremez. Konuşma metinlerinin yeterince iyi olmamasının sebebi, yazarın karakterler üzerine iyi çalışmamış olması olabilir.

Tuğba Coşkuner / Yazar, Editör, Eğitimci