Yaşam kalitesini yükselten psikolojik alışkanlıklar

Yaşam kalitesini yükselten psikolojik alışkanlıklar.
Yaşam kalitesini yükselten psikolojik alışkanlıklar.

Bir insanın kim olduğunu belirleyen şey nedir? Geçmişte yaşadıkları mı, şu anda ne yaptığı mı? Olduğu insan mı yoksa olmak istediği insan mı? Ben bunların hepsinin kim olduğumuz üzerinde etkisi olduğunu düşünüyorum. Ancak bunların da ötesinde ve hatta bunları bile belirleyen bir şey var: Alışkanlıklarımız.

Hayat, bir ihtimaller denizidir ve denizde karşımıza devamlı yeni sorunlar ve ihtiyaçlar çıkar. Diğer yandan hayatın sorunlarını çözme ve ihtiyaçlarımızı giderme yöntemlerimiz, bizim alışkanlıklarımızdır ve bu alışkanlıklar, kişiliğimizin yapı taşlarıdır. Bu sayımızda, yaşam kaliteni yükselteceğini ve daha iyi hissetmene yardımcı olacağını düşündüğüm bazı psikolojik alışkanlık önerileri vermek istiyorum.

10 dakikanı ayır!

Ertelediğin ya da ertelemeyi düşündüğün görevler için sadece 10 dakika ayırabilirsin. Çoğu insanın yapması gerekenleri ertelemesinin altında, yapması gerekenleri gözünde büyütmesi ve bunların altından kalkamayacak gibi hissetmesidir. Küçük bir başlangıç noktası belirlemek, bizim hem o işe başlamamızı hem de sonrasında gözümüzde büyütecek kadar önemli olmadığını gösterecektir. İnsana en kötü gelen alışkanlıklardan birisi, kıyaslama yapmaktır. Kendini başka bir insanla kıyasladığın zaman, bu ortaya konulan her çabayı ve sonucu değersiz gibi algılamana neden olacaktır.

Beynin performansı

Birisiyle kendini kıyasladığın zaman şunu hatırlamak iyi gelecektir: Kıyaslama yaptığın insanı, sadece dışarıdan gördüğün kadarıyla tanıyorsun. Kimin hayatta nelerle uğraştığını asla bilemezsin. Kıyaslamanın en sağlıklı hâli, şu anki hâlinle altı ay önceki halini kıyaslamaktır. İnsan beyni karmaşık olduğu kadar basittir de. Beyin en iyi performansı, tek bir şeyle uğraşırken gösterir. Modern hayatın karmaşası içerisinde kendimizi birçok işle birden ve aynı anda uğraşırken bulabiliriz. Belki aynı anda birden çok şeyle ilgilenmenin iyi bir şey olduğunu sanıyor olabilirsin ama aslında bu verimsiz yaklaşımdır. Odağını tek bir işe vermek için ısrarla çabalarsan zamanla bunu başarırsın ve hem daha verimli hem de daha çok doyum alan biri olabilirsin. Artık sevmediğin ya da kullanmadığın şeyleri üç ayda bir belirleyip bağışlayabilirsin. Biriken ve kullanılmayan eşyalar, giysiler vb. sahip olduklarından verim almıyormuş gibi hissetmene neden olur. Kullandığın şeylerin daha belirgin ve göz önünde olmasını sağlamak için kullanmadıklarını ayıklayabilirsin. Ayrıca bağışta bulunmak her zaman iyi hissettirir.

Kendini korumalısın

Örneğin her gün en az yedi saat uyumaya özen göstermelisin. Çevrende uyku konusunda birçok asılsız bilgi dolaşır. Bunların en önemlilerinden birisi de çok az uyku ile sağlıklı bir şekilde hayata devam etmenin mümkün olduğu iddiasıdır. Ancak birçok çalışma göstermiştir ki insanların neredeyse tamamının en az yedi saat uykuya ihtiyacı vardır. Yetersiz uyku, zihinsel kapasitemizi düşürür ve kaygı seviyemizi artırır. Uzun süreli uykusuzluklar, ruh sağlığı için önemli rahatsızlıklara bile sebep olabilir.

Hangi beş kişinin ortalaması sizin seviyenizdir?

Meşhur bir söz vardır, “En çok vakit geçirdiğiniz beş kişinin ortalaması sizin seviyenizdir,” diye. En çok zaman geçirdiğimiz insanları özenle seçmemiz gerekir. Devamlı şikâyet eden, bizi aşağıya çeken, her zaman olumsuz olan, kendisini geliştirmeyen, senin geliştirme çabalarını da küçümseyen insanlar eğer kendini korumazsan, seni de kendilerine benzetecektir. Bir insanın tamamen değişmesi mümkün değil, ama böyle küçük değişiklikler önemli farklar ortaya çıkarabilir. Kendine iyi davran, görüşmek üzere…