Üniversite kelimesinin kökeni üzerine

Üniversite kelimesinin kökeni üzerine
Üniversite kelimesinin kökeni üzerine

“Üniversite, yetersizlik de dâhil olmak üzere tüm yetenekleri ortaya çıkarır.” Anton Çehov

Latincede “universum”, en geniş hâliyle “evren, kâinat” kelimelerini ifade eder. Evrensel anlamda insanlığı kapsayıcı bir anlam taşır. Universitas ise “bütünlük, bir şeyin tamamı, geneli” demektir. Bu kelimenin temelinde de “bütün, topyekûn, hepsi bir arada” anlamına gelen Yunanca holon sözcüğü vardır.

Latince kökenli sözcük, küçük yazım değişiklikleriyle tüm Avrupa dillerine aktarılmıştır. Türkçedeki kaynağı ise Fransızcadaki “université”dir. Etimoloji bilgisi bakımından üniversite kelimesinin altında yatan anlam şudur: “Çatısı altında yer alanların bütünü, hepsi”. “Universitas” sözcüğü, geç dönem Latincesinde mesleki bilgi, beceri kazandıran lonca, dernek, kuruluş anlamlarını ifade eder. Bu anlam, üniversite ile resmî bağı olanları bir araya getiren, onların kurduğu birlik bağlamındadır ve zaman içinde lonca benzeri kurumlara adapte edilmiştir. Bu kuruluşların üyeleri yöneticiler, öğreticiler ve öğrencilerdir. Üniversitenin modern anlamı, Orta Çağ loncalarındaki uygulamadan çıkıp günümüze ulaşmıştır. Terimin aslı, öğreticiler ve öğrenciler camiası anlamındaki “universitas magistrorum et scholarium” cümlesine dayanır. “Üniversite”, onun kısaltmasıdır.

Tarihçesi ve çağrıştırdıkları

Üniversite sözcüğü, Türkçeye 19. yüzyılın ikinci yarısında girmiştir. O zamana dek kullanıldıysa da gayriresmî anlamda dile getirilmiştir. Osmanlı Türkçesinde üniversiteyi ifade etmek için darülfünun sözcüğü kullanılıyordu. Üniversite kelimesi, 1933 yılında yürürlüğe giren Üniversite Reformu ile yaygınlık kazanmaya başladı.

Üniversite kavramı kökeni ve anlamı itibarıyla ele alındığında din, dil, ırk, etniklik, renk ayrımı gözetmeksizin eğitim görmek, bilim üretmek isteyen tüm gençlere, hatta her yaştan insana kapılarını açık tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Üniversitede verilen eğitim - öğretimle yalnızca belli bir topluma, ulusa, ülkeye değil; tüm insanlığa nitelikli insan yetiştirilir. Üniversitede üretilen bilim de tüm insanlığın hizmetine sunulur. Üniversiteler, misyonları gereği hiçbir ayrımcılık gözetmeyen, evrensel değerlere ve kriterlere göre işleyiş gösteren kurumlar olmak durumundadır.

Dünyanın neresinde olursa olsun üniversite kampüsleri, çok ulusluluğun, çok kültürlülüğün, çok dilliliğin, çok etnikliğin, her tür çeşitliliğin, çoğulluğun ve farklılığın yaşam alanlarıdır. Bilim evrensel olduğuna göre bilimin üretim merkezleri olan üniversitelerin de evrensellik özelliğine sahip olmasından daha doğal ne olabilir ki? Düşünsel etkileşim ve bilimsel bilgi paylaşımı, aynı zamanda tüm dünya insanlarının birbirlerinin varlığından haberdar olmasını, iletişim kurmasını, kaynaşmasını da sağlar.

Çeşitliliklerin, farklılıkların bir arada olmaya tahammül etmeleri, dünyadaki pek çok sorunun çözümüne temel oluşturur. Dolayısıyla da hoşgörünün yayılması, barışın sağlanması, demokratik anlayışın yerleştirilmesi ve daha huzurlu bir dünya kurulması açısından üniversite kampüslerindeki çeşitlilik ve çoğulluk önemlidir.

Dünyadaki tüm ülkeler, bu açıdan eğitim turizmini ciddiye alırlar. Herhangi bir ülkedeki herhangi bir üniversiteye gittiğinizde, dikkatinizi ilk olarak kampüsteki dil, din, ırk, renk çeşitliliği çeker. Hiç kimse de “Bunlar neden buradalar?” diye sormaz, yadırgamaz, dışlamaz, ötekileştirmez. Herkes bilir ki onlar o ülkenin korunması gereken değerli konuklarıdır.

Uluslararası öğrenciler, ülkemiz açısından önemli bir gelir kaynağıdır. Ülkemizin uluslararası düzeyde tanıtımı için önemli ölçüde kaynak ayrıldığını hepimiz biliyoruz, bu yönde gösterilen gayreti de. Uluslararası saygınlığın güçlenmesi, ülkenin dünya ekonomisi içerisinde güç kazanması, toplumsal refahın sağlanması, toplumsal ve kültürel etkileşimin artması için ülkenin dış turizm hareketliliğinin ivme kazanması önemlidir.

Uluslararası öğrencilerimiz, eğitim hizmeti almak üzere ülkemize geliyorlar. Hem üniversitelerimizde eğitimin ve bilimin kalitesinin artmasına katkıları hem de ülkeye önemli ölçüde döviz aktarımları söz konusu. Eğitimlerini tamamlayıp da kendi ülkelerine döndüklerinde de her biri ülkemiz için birer kültür elçisi olarak katkı yapmaya devam ediyorlar. Türkiye’deki üniversitelerde eğitim alıp dünyanın dört bir yanına yayılan uluslararası öğrencilerimizle ancak ve ancak gurur duymalıyız.