Seyahatlerde mobil fotoğrafçılığın gücü
Yolculuklarda çektiğimiz fotoğrafların kalitesinin sırrı, genellikle çekimin ayrıntılarında ve kullanıcının tekniğinde saklıdır. Başarılı çekimlerin yolu da telefonunuzu ve kameranızı tanımaktan geçiyor. Önce her zamanki gibi lensimizi silmekle işe başlayalım.
Seyahat etmek, insan hayatında derin izler bırakan, ufkumuzu genişleten ve bize unutulmaz anlar bırakan bir deneyimdir. Yaptığımız seyahatlerde bir yandan yeni yerler görüp farklı kültür, gelenek ve göreneklere tanıklık ederken; diğer yandan da kendimizi yeniden keşfederek dünyaya olan bakış açımızı genişletiriz. Bu sayede daha hoşgörülü ve empatik bireyler hâline geliriz.
Bazen zorunlu, bazen de gönüllü ve planlı olarak yaptığımız seyahatlerde birçok unutulmaz anlara şahit olur ve bu anları ölümsüzleştirip paylaşmak için sabırsızlanırız. Seyahat anılarımızı hikâye ya da gönderi olarak hızlıca paylaşmaksa akıllı telefonlarımız sayesinde artık çok kolay. Buna rağmen sosyal medyada birbirine benzeyen binlerce fotoğraf var. Peki, bizim çektiğimiz fotoğraflar diğerlerinden nasıl ayrışacak? En son model telefonu almakla mı?
Evet, son teknoloji özelliklerle donatılmış yeni model bir telefonun daha iyi çekim yapacağı kanısı kısmen doğru olsa da fotoğraflarınızın kalitesi, yalnızca bununla ilgili değildir. İşin sırrı, genellikle çekimin ayrıntılarında ve kullanıcının tekniğindedir. Bunun yolu da telefonunuzu ve kameranızı tanımaktan geçiyor. Tabii önce telefonumuzu çevirip her zamanki gibi lensimizi silmekle işe başlayalım.
Telefonunuzu yeniden keşfedin
Telefonunuzu aldığınızdan beri, sadece birkaç modu kullanmış olabilirsiniz. Ancak işinize yarayacak başka modlar ve yapmanız gereken ayarlar olabilir. Bu yüzden seyahate çıkmadan önce kamera uygulamanızı açıp her bir menüyü kurcalamanızda, yüksek ve düşük ışık performansını görmenizde ve telefon kameranızla daha fazla haşır neşir olmanızda fayda var. Evinizin içinde ve çevresinde nesnelerle denemeler yapın. Sonrasında ise telefonunuzun filtrelerini keşfedebilir, çektiğiniz fotoğrafları yeniden düzenleyebilirsiniz. Telefonunuzda böyle bir uygulama yoksa eğer, snapseed ya da lightroom gibi en az bir tane indirin.
Kompozisyonu gözden geçirin
Gezilerimiz esnasında çekeceğimiz konuyu kadraja almadan önce kompozisyonu dikkatlice tartmak önem arz eder. Aksi hâlde rastgele çekim yapmış oluruz. Örneğin kadraja alacağımız konuyu görüntünün tam ortasına yerleştirmek yerine, üçte bir kuralını uygulayarak daha dengeli ve ilgi çekici bir kompozisyon oluşturabiliriz. Bunun için kamera ayarlarına girerek ızgara ya da kılavuz çizgilerini aktif hâle getirmemiz gerekir. Objeyi bu çizgilerin kesişim noktalarına veya çizgilerin üzerine yerleştirdiğimizde fotoğraf daha doğal bir denge, derinlik ve izleyicinin ilgisini çekecek bir odak noktası kazanır.
Farklı açılar bulun
Bir fotoğrafın açısı, o konu hakkında farklı şekillerde düşünmemizi sağlar. Kameranın çok hafif bir eğimi bile genel görüntüde büyük bir fark oluşturabilir. En önemli şey, farklı açılarla denemeler yapmaktır. İnsanların, yemeklerin ve manzaraların fotoğraflarını çekin ve bunu yaparken kameranızı başınızın üstüne, göz hizasına, yukarı ve aşağı eğik şekilde yerleştirmeyi deneyin. Fotoğrafınızın konusunun ve kompozisyonun nasıl değiştiğini siz de fark edeceksiniz. Örneğin 45 derecelik açı, özellikle belirli bir kompozisyon veya derinlik oluşturmak isteyen fotoğrafçılar için güçlü bir araçtır ve doğru kullanıldığında fotoğraflara profesyonel bir dokunuş katar. Bu açı, özellikle mimari yapılar, objeler veya manzaralar için kullanıldığında, görüntünün üç boyutlu görünmesini sağlar.
Gölge ve ışıkla oynayın
Seyahat ederken fotoğraf çekmek, insana büyük bir keyif verir ve çoğu seyahat macerası da açık havada gerçekleşir. Açık hava ve doğal ışık hem insanlar hem de mekânlar için en uygun aydınlatmayı sağlar. Farklı bölgelerde ve hava koşullarında da ışıkla oynamak, gerçekten heyecan vericidir. Örneğin bulutlu bir günde bulutlar, güneşin parlak ışınlarını dağıtıp nesneye daha yumuşak bir ışık yansıttığından son derece hoş enstantaneler ortaya çıkar. Bulut filtresinin yumuşak ışığı cildi yumuşatabileceği gibi mimarinin canlanmasını da sağlayabilir. Bunun yanında ağustos sayımızda bahsettiğimiz gün doğumundaki veya gün batımındaki altın saatlerin gücünü de unutmayın. Cep telefonları genellikle dâhili HDR'ye sahip olduğundan, günün bu saatlerinde gökyüzünün ve manzaranın farklı renklerini, -HDR modunu aktif ederek- mükemmel bir şekilde yakalayabilirsiniz.
Odaklayın ve pozlayın
Açıyı ve ışığı ayarladığımıza emin olduktan sonra netleme kısmına geçebiliriz. Otomatik netleme, her zaman bizim istediğimiz sonucu vermeyebilir. Bu yüzden odaklanmayı düzeltmek için ekrana dokunun. Buna ek olarak, özellikle dış mekânlarda telefonlarımız siyah noktalara odaklanıp aşırı pozlama yaptığı için çekilen fotoğraflar, gözümüzle gördüğümüzden biraz daha parlak ve fazla pozlanmış çıkar. Bunun önüne geçmek için ise yine ekrana dokunup güneş işaretiyle eksi yönde oynayarak, yani pozlamayı kısarak ayarlama yapabilirsiniz.
Yakınlaştırmak mı yaklaşmak mı?
Güzel bir manzara, yakınlaşmayı çok gerektirmese de bazı durumlarda iki parmağımız ister istemez ekrana gider ve konuya yakınlaşmak isteriz. Ancak bu, her zaman kaliteli ve net fotoğraflar elde etmemize imkân vermez. Eğer telefonumuzu yeterince tanıyorsak optik yakınlaştırma özelliğine sahip olup olmadığını da biliriz. Örneğin 2x ya da 5x optik yakınlaştırma özelliği varsa bunu kullanabilirsiniz. Aksi hâlde, diğer yakınlaştırma türleri dijital olduğu için, yakınlaştıkça kalite bozulur ve kumlanma meydana gelir. Böyle durumlarda mümkünse biz konuya yaklaşalım. Mümkün değilse de sadece optik yakınlaştırma yapıp, çektiğimiz fotoğrafı kırparak konuyu ya da nesneyi ön plana çıkarmaya çalışabiliriz.
Son kontroller
Seyahatlerde şarj aleti ya da powerbank gibi araçları yanınızda bulundurmayı ihmal etmeyin. Valizinizde yer kalırsa tripodunuzu da ekleyin. Zira yavaş deklanşör hızları, sabit bir el gerektiren uzun pozlamalı bir şelale ve gece çekimlerinde, panoramik çekimlerde ya da hızlandırılmış video çekimlerinde bu küçük yardımcıya ihtiyacınız olacak.
Öyleyse hazırız
Yeterince pratik yaptığınızda, patikalarda yürürken ve yeni yerler keşfederken tüm bu teknikler size normal gelecek ve kameranızın çalışma şekli hakkında fazla düşünmenize gerek kalmayacak. Her ne kadar seyahatlerinizde zaman kısıtlı ve gezilecek yerler çok olsa da bol bol fotoğraf çekmek yerine bu ayki kapak konumuza uygun şekilde çevrenizi dikkatle gözlemleyip anın tadını çıkarmanızı ve böylece daha anlamlı kareler yakalamaya çalışmanızı tavsiye ederim.