Serbest dalış
Derin bir nefes alın ve nefesinizi tutun. 1, 2, 3… Artık masmavi denizin altında derinliklere doğru bir yolculuk başlıyor. Bu yolculuk aslında birçok spora ve hobiye yön verse de köşemizde yer vereceğimiz bu yolculuk en derinlere inen yolculukla ilgili. Hem de sadece kendi nefesimizle, bir o kadar derinlere. Serbest dalış…
İnsanların su altında nefeslerini tutarak zaman geçirmeleri çok eskilere dayanıyor. Avcı toplayıcı zamanlardan beri su altında bile avlanan insanoğlu gittikçe bu aktiviteden uzaklaşmış fakat şimdiki zamanlara bunu spor olarak aktarabilmiş. Diğer dalış sporlarından en temel olarak herhangi bir solunum desteği olmadan dalışın yapıldığı serbest dalış sporunda iki ana kategori var: Deniz ve havuz kategorileri.
Deniz kategorilerinde adından da anlaşılacağı üzere açık bir suda; deniz, okyanus, göl vb. yapılan dalış aktiviteleri içerisinde tekrar ayrışıyor. Suyun kaldırma kuvvetinden dolayı birçok yerde istenildiği kadar derine inilemeyeceğinden sporcular, aşağı dalmak için destek kullanırlar. Bu kategori “ip destekli apnea” olarak geçmektedir. Bu kategoride sporcular dalış yaparken ve su yüzeyine çıkarken iple kendilerini çekebilirler. Bir diğer kategori “sabit ağırlıklı apnea”da ise sporcular yine ip kullanırlar. Fakat bu ip, onların hareketine yardımcı olmak yerine sadece kılavuz olarak destek sağlıyor.
Havuz kategorileri ise kapalı alanlarda ve belli derinliklerde yapılıyor. Yapay olduklarından inanılmaz derinliklere sahip olmayan bu spor alanlarındaki dalış sporu da dikeye yoğunlaşmak yerine derinliklerdeki yatay hareketlere yoğunlaşıyor. “Dinamik apnea” olarak adlandırılan kategoride sporcular belli bir derinlikte yatay olarak belirlenen mesafeyi kat etmeye çalışırken “hız-dayanıklılık apnea” kategorisinde ise bir önceki kategoriye ek olarak suyun içerisinde bir süre de beklemesi gerekiyor. Burada özellikle akciğerlere çok iş düşmesine rağmen bir o kadar da mental olarak dayanıklı olmak gerekiyor. Son kategori olarak da aslında birçoğumuzun bihaber olarak yaptığı “statik apnea” geliyor. Bir havuz kenarında sabit olarak beklenildiği ve solunum yollarının su altında bırakıldığı bu dalışta da ciğerlerle beyin beraber çalışmak zorunda.
Serbest dalış sporunda her ne kadar solunum anlamında bir destek kullanılmasa bile birçok farklı ekipman kullanılmakta. Bunların arasında balık kıyafeti ön plana çıkarken şnorkel ve paletler de sporcuların daha güvenli bir dalış yapmalarına yardımcı oluyor. Oksijen tüpü, regülatör ve dalış motorları ise daha turistik olarak faaliyet gösteren dalış aktivitelerinde kendine yer buluyor.
Türkiye serbest dalış alanında önemli bir sporcuya sahip: Şahika Ercümen. Hemen her sene yeni bir başarısıyla övünç duyduğumuz Şahika Ercümen birçok dünya rekoruna da sahip. Bunların arasında 100 metreye paletsiz daldığı da var 65 metreye sadece 1 dakika 58 saniyede inanılmaz bir hızla daldığı da.
Dalış sporlarının tehlikeli süreçleri su altına giderken değil, su üstüne çıkarken yaşanıyor. Aslında birçok insanın da aşina olduğu “vurgun”, dalış sporlarında sıkça yaşanabilecek bir tehlike barındırıyor. Her ne kadar profesyonel atletler bu konuda eğitimli olsalar da zaman zaman çıkan bu tehlikenin asıl sebebi basınç. Suyun altına gittikçe sporcular inanılmaz yüksek basınçlara maruz kaldıklarından suyun üzerine çıkarken azalan basınç iç organları olumsuz etkiliyor. Yüksek basınçtan alçak basınca doğru geçerken damarlarda oluşan gaz kabarcıklarının sebep olduğu bu rahatsızlığı önlemenin en sağlıklı yolu ise su yüzeyine kontrollü çıkmak. Gazın vücuttan atılmasına zamanla izin vermek.
Ülkemizde özellikle Antalya ilinde yapılan serbest dalışların yanı sıra turistik dalışlar için de birçok rota mevcut. İlyos, Melina Adası ve İncirli Adası gibi yerlerde de yapılan serbest dalış sporunda derinliklerde neler hissedildiği de bir o kadar önemli. Bunu birinci el tecrübeden okumak için her zamanki gibi sporcu röportajı köşemize göz atmayı unutmayın.