Ormanın derinliklerinden sesler, renkler ve hikâyeler

Ormanın derinliklerinden sesler, renkler ve hikâyeler.
Ormanın derinliklerinden sesler, renkler ve hikâyeler.

İnsanın hayal gücünü harekete geçirerek hikâyeler ve sanat eserleri üretmesini sağlayan orman, başlı başına bir keşif alanıdır. Ağaçların yanı sıra çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren bu kara ekosisteminin düşündürdüklerini tanınmış doğaseverler anlatıyor.

Ormanda insanı neler bekler?

Serdar Kılıç (TV yapımcısı, sunucu, sporcu, eğitmen, yazar)

Doğaya sadece gezmek için gitmek, resim sergisine gitmek gibi bir şey olur.
Doğaya sadece gezmek için gitmek, resim sergisine gitmek gibi bir şey olur.

Gençlerin doğayla bağ kurmasını sağlamak, hayata dair çok önemli bir mihenk taşıdır. Doğa, insana dua etmenin gerekliliğini gösteren bir bağlamdır. Doğa, insana sevgi ve saygı duymayı; varlıkları kaynağında ilk elden görmeyi, koklamayı ve onlara dokunmayı öğrenebileceği bir alan sağlar. Dahası, bu varlıkları korumak için neden üzerine düşeni yapması gerektiğini anlamasına fırsat verir. Doğadaki insanın gözü açık, gönlü açık olur. Doğada zaman geçirdikçe kamp kurulabilecek, çay içilebilecek en iyi yerleri görmeye başlarsınız. Bunun yanında riskleri de fark etmeye başlarsınız. Mesela kurumuş dev bir ağacın üzerinize devrilme ihtimalini dikkate alırsınız. Hangi bitkilerin yenilemeyeceğini, hangilerinin lezzetli olduğunu öğrenirsiniz. Bunlar hakiki yaşam bilgisidir. Şehir insanı, doğada yaşama kabiliyetini yitirdiği için mutsuz hissediyor. İnsanlar tabiatla buluştuğunda bir şeylerle meşgul olmalıdır. Doğaya sadece gezmek için gitmek, resim sergisine gitmek gibi bir şey olur. Sergiye, müzeye gider gibi gidersiniz doğayı algılayamazsınız. Onunla bir bağ kurmanız gerekir. Doğa, benim için koşulsuz sevgiyi hissetme yeridir. Bir kar tanesi, gökyüzünün değişik hâlleri, geceleri ışıldayan kuyruklu yıldız, ay ve güneş tutulmaları, gök taşı yağmurları gibi göksel olaylar bende hayranlık duygusu uyandırır. Bu müthiş şöleni seyrederken bir şekilde, ben doğmadan çağlar boyu aynı şeyi yapmış olan sayısız insanla bağ kurarım. Sonsuz evren ve onun gizemleri, yaşama olduğu gibi görmeme ve anlamama da yardım eder. Milyonlarca parçaya sahip olmasına rağmen doğanın basitliği, mesela bir kuş tüyüyle içimi giderek daha fazla hayret ve hayranlıkla doldurur. Akan bir derenin yanı başında, yıldızların altında ya da karlı bir ormanın içerisinde, çocukluğumdan kalan derin ve coşkulu mutululuğu hâlâ yaşıyorum. Bu sevinci, belki sözlerle ifade edemiyor olabilirim. Ama içimdeki ses, aslında bunun Yaradan'a duyduğumuz özlem olduğunu söylüyor.

Doğa iyi bir öğretmendir

Mehmet Hilmi Aygün (Eğitim danışmanı, genel yayın yönetmeni, editör, yazar) (@dogadakiogretmenim)

 Doğa, hayatta karşılaşabileceğimiz en iyi öğretmenlerden biridir.
Doğa, hayatta karşılaşabileceğimiz en iyi öğretmenlerden biridir.

“Birazcık huzur almaya geldim. Kurumuş yapraklar rüzgârda savrulurken saçlarım dağılıyor. Kuş sesleri, derenin şırıltısına karışıyor. Sadece huzur almak için yürüyorum.” Üç yıl kadar önce bir kış günü, sosyal medyada paylaştığım orman manzaralarının altına bu satırları yazmışım. Aradan epeyce zaman geçmesine rağmen ormanın bana hissettirdikleri değişmedi. Günümüzde şehirlerde yaşayan insanlar, çoğu zaman yanı başlarında kendilerini bekleyen doğal zenginliklerin farkında bile olamıyor. Örneğin İstanbul'a sadece birkaç saat uzaklıktaki Yıldız dağları veya Istrancalarda sonbahar ve kış, bir başka güzeldir. Biraz üşütür ama manzaralar, renkler, güzellikler sizi sarıp sarmalar. Doğa, hayatta karşılaşabileceğimiz en iyi öğretmenlerden biridir. İnsanı, tabiattan ne kadar uzaklaşmış olduğu gerçeğiyle yüzleştirir. Sahi, bugün gençlerimizin kaçı ormanda yenilebilir mantarları tespit edip toplayabiliyor? Örneğin sığı dili mantarının (Hydnum repandum) tadını biliyor musunuz? Ya da doğada ihtiyaç duyduğunuzda ateş yakmayı becerebilir misiniz? Günümüzde pek çok genç, el bebek gül bebek büyütülüyor. Ateş yakmak çok tehlikeli görüldüğü için gençler özellikle uzak tutuluyor. Hâlbuki ateş, insanın hayatta kalması için en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Bundan dolayı gençlerimiz ateşi nasıl yakacaklarını, nasıl kullanacaklarını ve işleri bitince güvenli bir şekilde nasıl söndüreceklerini mutlaka öğrenmelidir. Kitapla kalın, doğada kalın.

Ruhun şifası

Samet Memi (Doğa kâşifi, arıcı) (@doganınkalbindekiadam)

Dalından toplayınca lezzeti gerçekten muhteşem. Kaçkarlarda doğanın kalbi bozulmamış, umarım hep böyle kalacak.
Dalından toplayınca lezzeti gerçekten muhteşem. Kaçkarlarda doğanın kalbi bozulmamış, umarım hep böyle kalacak.

Doğadaki huzur, ruhun şifasıdır benim için. Kuşların sesi, rüzgârın hışırtısı yapraklara vururken dinlendiriyor ruhumu. Her zaman Yaradan'a şükrederek doğanın kalbinden sevgiler yolluyorum sizlere. Gören gözler için doğanın sunduğu güzellikler asla bitmez. Örneğin akarsu kenarlarında eşsiz renkleriyle parıldayan kız böcekleri, Yaradan'ın birer sanat eseridir. Bunlara yusufçuk ve helikopter böceği de denir. Ormanları, dağları, yamaçları süsleyen mantarların çeşitliliği saymakla bitmez. Yakın zaman önce Kaçkar dağlarının eteklerinde likaba, yani yaban mersini ile karşılaştım. Dalından toplayınca lezzeti gerçekten muhteşem. Kaçkarlarda doğanın kalbi bozulmamış, umarım hep böyle kalacak. Ayrıca civardaki yaylalarda tanıştığım insanlar da çok sıcaktı. Tanıştığım bir teyze bana anılarını anlatırken gözleri doldu, benimle duygularını paylaştı. Üç mevsimin bir arada yaşandığı yöreden unutulmaz deneyimlerle döndüm.

Şehirde tehlikedeyiz!

Elif Güvere - Eyüp Güvere (“Doğadaki Aile” kitabının yazarları)

Doğada başarma duygusunu ön plana çıkartan aktiviteler yapıyoruz.
Doğada başarma duygusunu ön plana çıkartan aktiviteler yapıyoruz.

Millet olarak bizim orman ve doğa anlayışımız, giderek mangalla özdeşleşiyor. Gençler, aileleriyle birlikte her ormana gittiklerinde mangal yapmaları gerektiğini görüyorlar. Oysa hepimiz, pandemi döneminde doğanın önemini anlamış olmalıyız. Biz, 2011 yılından beri her fırsatta doğada tefekkür yürüyüşleri yapıyoruz. Orman içi patikalar bizi öyle güzel yerlere götürüyor ki... Tanık olduğumuz güzellikleri başkaları da görsün düşüncesiyle sosyal medya paylaşımları yapmaya başladık. Zamanla yolculuklarımıza katılan eş dostun sayısı arttı. Keşif yolculuklarımızda, ormanla ilgili her şeyi birbirimize sormamız serbest. “Bu hangi ağaç, bu yapraklar neden sarı?” gibi yüzlerce sorunun yanıtlarının peşi sıra, büyük bir aileye dönüştük. Bazı gezilerimizi aile kampları şeklinde yapmaya başladık. Yağmurlu havalar bile heyecanımızı düşürmedi. İstanbul'u merkez alarak, şehre en fazla 200 kilometre mesafede bulunan tüm yerleri kapsayacak şekilde bir alan belirledik. Güzergâhımız bazen Kocaeli oldu, bazen de Yalova. Rotaları belirlerken belli kıstaslarımız var elbette. Özellikle genç doğasever arkadaşlarımız için yaş grupları belirliyoruz. Her yolculuğumuz bir hazırlık ve organizasyon süreci gerektiriyor. İnanın çok talep görüyoruz. Şehir insanı doğaya hasret kalmış. Doğada başarma duygusunu ön plana çıkartan aktiviteler yapıyoruz. Devrilmiş ağaçları, bitkileri, çiçekleri, böcekleri inceliyoruz. Ormanın derinliklerine doğru yürüdükçe doğa zenginliklerini bize göstermeye başlıyor. Molalarımız da çok eğlenceli geçiyor. Herkes yanında kumanyasını getiriyor. Eksiklerimizi paylaşarak tamamlıyoruz. Ormanda rastladığımız şeylerden hangilerinin yenilebilir olduğunu öğreniyor, öğretiyoruz. Yürüyüşlerimize katılanlara ormanda mangalı utturuyoruz. Orman banyosunda gençler için fiziksel, zihinsel ve manevi yönlerden birçok fayda bulunuyor. Bazen ormanın derinliklerinde telefonlarımız çekmiyor. Yürüyüşün bu bölümünde gençler, biraz olsun teknolojiden uzak kalmayı öğreniyor. Uzun yıllardan bu yana İstanbul'da yaşamasına rağmen Belgrad Ormanı'nı ilk kez giden insanlarla karşılaşıyoruz. Ormanın renklerini ve içerisindeki tarihî bentleri görüklerinde çok şaşırıyorlar. Yeni keşifler arayanlar, Kemerburgaz Kent Ormanı'na da gidebilir. Oralara yolu düşenler, bir Mimar Sinan eseri olan Mağlova Kemeri'ni mutlaka görsün. Semavi Eyice, bu kemer için “Dinî mimaride Süleymaniye ve Selimiye camileri neyse sivil mimaride de Mağlova Kemeri o derece önemli bir eserdir,” der. Anlayacağınız ormanlar sadece orman değildir. İçinde, çevresinde ve yakınında binbir sürpriz barındıran birer harikalar galerisidir. Onlara vakit ayırın.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım