Ölüm Yolu
Takvimler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde insanlık tarihinin gördüğü en korkunç soykırımlardan birine tanık olduk.
Savunmasız sivillerin, gözü dönmüş katillerden kaçmak için yola çıktıkları ‘ölüm yolu’ndaydım. Takvimler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde insanlık tarihinin gördüğü en korkunç soykırımlardan birine tanık olduk. Srebrenitsa’da 8 bin 372 Müslüman Boşnak, tüm dünyanın gözü önünde katledildi. Dünyanın gözlerini yumduğu bu soykırım, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yapılan en büyük katliam olarak hafızalara kazındı. Aradan geçen 26 yıla rağmen Srebrenitsa’nın acıları, katillerden tam olarak hesap sorulamadığı için bir türlü dinmedi.
Srebrenitsa’da yaşanan olayların başlangıcı, Yugoslavya’nın parçalanmasına dek uzanıyor. Yugoslavya, 1986-1992 yılları arasında yaşanan iç savaşlar sonrası dağıldı. Ardından 1992’de Aliya İzzetbegoviç önderliğinde yapılan referandumla Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlık kararı ABD, Batılı ülkeler ve BM tarafından kabul edildi. Ancak bu durum Bosna Savaşı’nın çıkmasını engelleyemedi. Ayrılıkçı Sırplar, bölgedeki Müslüman Boşnakları ve Hırvatları uzaklaştırmak için harekete geçti. Kısa sürede Boşnak şehirlerinin büyük kısmı ayrılıkçı Sırp güçlerinin eline geçti.
Ayrılıkçı Sırp güçleri, işgal ettikleri şehirlerdeki savunmasız Müslüman Boşnakları katletti ve cesetleri tanınmaz hale getirerek onlarca toplu mezara gömdü. Soykırım kurbanlarından 600’ü olaydan 8 yıl sonra bulundu ve Potaçari Anıt Mezarlığı’na defnedildi. Bosna halkı, aradan geçen onca yıla rağmen katliam kurbanlarının toplu mezarlarını aramaya devam ediyor. Toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda törenle toprağa veriliyor. Ölüm yolunda bu yıl 17’ncisi düzenlenen ‘Barış Yürüyüşü’ne Kızılay gönüllüsü olarak ben de katıldım ve tüm süreci anbean kaydettim. Üç gün süren anma etkinlikleri kapsamında toplamda 110 kilometre yol kat ettik ve Sırpların katlettiği Bosnalı Müslümanların ölümden kaçış için kullandıkları rotayı çizerek Srebrenitsa Anıt Mezarlığı’na ulaştık.
‘Barış yürüyüşü’ sırasında Soykırım Müzesi, Umut Tüneli ve Akü Fabrikası’nı da ziyaret ettim ve katliamın izlerini çıplak gözle gördüm. Dünyanın her yerinden insanların katıldığı ‘Barış yürüyüşünde’ bu yıl Potoçari Anıt Mezarlığı’na 19 şehidin defnedilişine de şahitlik ettik.
Tüm bu anlattıklarım, ölüm yolu, barış yürüyüşü ve Bosnalı Müslümanların hâlâ taptaze olan kötü anıları yetmezmiş gibi Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik, ülkedeki ayrılıkçı Sırp hareketini tekrar hortlatacak açıklamalar yapmaya başladı. Orduda ayrı bir Sırp gücü oluşturulacağını ve hatta bağımsız Sırp Cumhuriyeti’nin ilan edileceğini söyleyen Sırp lider, dünya bu kalkışmaya ses çıkarırsa arkalarında onları savunacak dostlarının olduğunu (Ruslar) söyleyerek tüm dünyayı ve Bosnalı Müslümanları tehdit etmekten de geri durmadı. Srebrenitsa’daki "Barış Yürüyüşü" deneyimimi anlattığım yazımı, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm dünyanın bu sefer masumlardan yana taraf takınmasını ümit ederek sonlandırmak isterim. "Barış Yürüyüşü"ne ait tüm anılarımı GZT YouTube kanalında yayımlanan VLOG’umdan seyredebilirsiniz.